laughter

aşk ı memnu dizisinde matmazel rolünü canlandıran tiyatro oyuncusu, ressam.

zerrin tekindor, ilk ve orta öğretimini ankara’da tamamladı. hacettepe üniversitesi devlet konservatuvarı tiyatro bölümü’nden mezun oldu. 1985 yılında adana devlet tiyatrosu’nda stajyer sanatçı olarak göreve başladı. 1985 yılından itibaren sırası ile 1985 - 1987 adana devlet tiyatrosu, 1987 - 2003 ankara devlet tiyatrosu ve 2003 yılında da istanbul devlet tiyatrosu’nda sanatçı kadrosunda görev aldı. bir yandan tiyatro kariyerini sürdürürken diğer yandan 1990 - 1994 yılları arasında bilkent üniversitesi resim bölümü’ne özel öğrenci olarak devam eden sanatçı, halil akdeniz atölyesi’nde öğrenim gördü. bu bölüme eğitmen olarak davet edilerek, mehmet güleryüz ve bedri baykam’ın atölyelerinde çalıştı. çok sayıda yapıtı özel kolleksiyonlarda bulunan sanatçı, günümüze kadar sekiz kişisel resim sergisi açtı. ayrıca oyunculuk kariyerine tiyatronun yanısıra televizyon, sinema ve reklam filmlerinde oynayarak da devam etmektedir.

aynı zamanda magazinel bir haber olarak da; kendisi çetin tekindor’un eşidir ve hira adında bir de oğulları vardır.

(bkz: selçuk yöntem)
(bkz: kıvanç tatlıtuğ)
(bkz: hazal kaya)
(bkz: beren saat)
(bkz: nur aysan)
(bkz: zerrin tekindor)
(bkz: batuhan karacakaya)

disko kralında aziz kediyle diskohoşmerim bölümünü yapan uzun sarı saçlı adam. ekibin yazarlarındandır.

edit: bu arada şu an okuduğunuz entry şahsımın 1000. entrysiymiş, bu da kendisine kısmet oldu, bak görüyo musun şu işi. vay be bin entry...daha nice binlere inşallah...

o bir diğer arkadaşın zeki enes akkan olduğu, disko kralında büyük derecede ilgi görmüş bölüm.

başta fazla oturmamıştı, bunu okan da söyledi ama zamanla çok hoş bir hal aldı, yeni sezonda merakla bekleniyor neler yapacakları.

güzel bir sezon finali yapmıştır. yani harikaydı diyemem ama güzeldi. peki niye diyemiyorum çünkü o ekipten çok daha iyi performanslar gördük, çok daha iyi programlar izledik.

disko’nun kadrolu konuğu hayko da geldi son programa. iyi ki de geldi hatta disko kralı tacı bile takıldı. eee onca programdır haketmişti neticede.

frizbi özel gecesi olmasında bi numara yoktu ama frizbi oynamaya başlayabilirim her an sayelerinde. tıpkı kolbastıya başladığım gibi.

amma velakin, şu sıralarda durumun vahametini anladım ve önümüzdeki haftalarda cumartesi geceleri uykusuz kalmam için tek sebep olan şeyin artık olmayacağını idrak ettim. üzülüyorum; her sezonda olduğu gibi ama elden ne gelir. iyice bi dinlensin çocuklar, daha zinde, daha dopdolu ve daha iyi programlarla geri dönsünler. inşallah...amin...

haydi makina, iyi tatiller sana...

içindeki bir replik beni yarmıştır ama gülmekten değil, harbi laf olduğundan.

-üzeyir abi, sen dilsiz değilsin, niye hiç konuşmuyosun?
-bir ara çok konuştum, hiç faydasını görmedim, bıraktım.

ayrıca an itibariyle star tv’de verilmektedir.

tatile çıkıldığında ve internetle haşır neşir olmanın mümkün olmadığı durumlarda derinden yaşanılan olay.

ha nolur; her gördüğün durum bi tanım şeklinde kafanda yer bulur, en olmayacak konularda yazacak bi şeyler türetirsin, sözlük ortamı esprilerini yabancı turistler üzerinde uygularsın, bol bol zihninden entry kasarsın.

ancak heyhat bunların hiçbiri tatil dönüşü sözlüğün başına oturduğunda aklına gelmez, sen de şuan bendenizin de yaptığı gibi durumun saçmalığını sözlük ekranına dökersin anca. tabi bunların hiçbiri sözlüğü özlediğin gerçeğini değiştirmez. eve adım attığın andan itibaren büyük bir hevesle sözlüğe koşarsın. hoş, koştum da noldu, bi mesaj ne bileyim bi muhteşem oy, en ufak bi işaret bile gelmemiş şahsımla alakalı; yokluğum farkedilmiyormuş yani sözlükte. vay arkadaş ya...

barlarında en az onbeş senelik yabancı şarkıların çalındığı, çocuk klübü danslarının yapıldığı, tamamen yabancı turistlere endekslenmiş olan mekan. evet hareketlidir ama asla insanı sarmaz o eğlence. mutlaka bi şekilde; taksiyle olur minibüsle olur, bodrum merkeze gidilmelidir eğer ki adam gibi eğlenilmek isteniyorsa.

kayan bir şeyin neyinin dileğini tutuyorsak... denesi eylem.

(bkz: ahmet muhtar)

(bkz: engin altan düzyatan)

kişi bu cümleyi kurduktan sonra; içinden bir düşünür, dün ne yedim diye. sonra bakar; ahanda hatırlıyordur. yani kurduğu cümle külliyen yalandır.

bu konuda, dünden önceki gün ne yediğimi hatırlamıyorum dense, şahsi fikrime göre daha mantıklı olacaktır. yani gerçekten hatırlanamayabilir o.

(bkz: suphesiz ki entry girenle girmeyen bir degildir)

gönül bağıyla bağlı olduğumuz jedimizin söylemesi muhtemel ayetimsi laf. ’eyyyy bilgiçlerr!!!’ diye başlayabilir mesela...

sözlükte ak koyun kara koyun farkını belli eden, sadece bilgiç olmanın yetmediğini, entry girerek asıl bilgiçlik vasfının kazanıldığını ve yazan yazarla yazmayan yazarın farkını anlatan ayetimsi söz.

ha şöyle bir şey de olabilir;
(bkz: içinizden en hayırlınız entry gireninizdir)

küçüklüğümüzün bir anısı olarak; eti kemik geçiyor... (ve ısırmaktan morarmış bir bilek...)

hamiyet adlı şarkıcının ece erken insanının programında denk geldiğim bir şarkısının sözü.

hayır, izlemiyordum. bu lafı duyunca koptum da baktım. bir de anlamıyorum bu şarkılardaki ’s.ktr git, adam değilsin oğlum sen, unuttum seni, oh havamı atarım’ imajını. nedir yanii. bu mudur müzik dedikleri şey. yapmayın allah aşkına. ha bunların başını demet akalın insanı çekiyo, en büyük kıllığım da ona zaten.

çıplak halini düşündükçe midemi bulandıran insan. valla çıplak halini gören varsa hala geceleri kabuslarla uyanıyordur diye tahmin ediyorum.

ilkokulda yasak olması çok doğru olan kalem. yoksa benim gibi, kurşun kalem zannedip üzerine abanarak yazan ve ardından da ucu kırıp ne hikmetse ve nasıl oluyorsa göze kaçıran çocuklar olabilir.

walla hatırlıyorum da ne tırsmıştım. kimseye söylemeden koşarak tuvalete gitmiştim. bi baktım gözümün içinde uç parçası yüzüyo resmen. o yaşıma kadar sağlamından üç buçuk attığım anlardan biriydi. bi yandan elimin titremesi, bir yandan arkadaşlarım öğrenirse geçecekleri dalga ihtimali, bir yandan da yasaklanmış olmasına rağmen kullandığım için annemden ve öğretmenden işiteceğim azar şiddeti beynimde dolaşırken o minik ellerle son bir gazla gözümü elimle resmen kurcalayarak çıkarmıştım ucu. ama o anki rahatlamamı yıllar sonra hala yaşayamadım. zaten çıkınca da ilk işim uçlu kalemi, kurşun kalemi ve kalemtraşı alıp çöpün başına gitmek olmuştu. uçlu kalemi çöpe attım, ardından da çocukların büyük zevki olan çöp kutusunun başında kalem açma işlemine giriştim. kurşun kalemlerim bana uçlu kalemin yaptığı nankörlüğü yapmayacaklardı.