evoqulatıon-kiraz/1434-
14 ağustos 2015, 10:06
hınca hınç dolu ikea otoparkını geçti ve yükleme boşaltma alanına fütursuzca park etti evoq,
görevli koştu ama yetişemedi, yetişse idi ;
rüzgarsız havada bile süzülen hiç görmediğim renkli ipek eşarbın çerçevelediği mermer elmacık kemiklerinin ince uzun bir boyunla omuzlarına bağlandığı hissedilen narin bedeni kapsayan tesettüre kapı açıp selam verecekti.
güvenlik yetiştiğinde ipek tesettür sanki altında uçan bir halı varmışcasına süzülüp gitmişti çoktan.
dakikalar geçmedi ki sadece ona üfleyen rüzgarı ile geri döndü tesettür ,
bu kez güvenlik hazırlıklı idi ,
vik vik sesini duyar duymaz hemen kapıyı açıp japonlara ders niteliğinde bir reverans ile ,
tesettürün elinde minik bir tatlı aamerikan simidi paketi ile (ben diyim iki adet siz diyin ki bir adet tatlı amerikan simidi)
hız kesmeden evoqun ön koltuğuna süzülmesine meyan verdi.
ne ara çalıştırıldığı anlaşılamadan aynı huzurlu akış içinde geldiği gibi hızla yol aldı evoq,
güvenlik dakikalar sonra doğrulup tatlı bir tebessüm yolladı arkasından.
-gerçek olaylara dayanmaktadır-
(bkz: evoqulation)
bkz: örnek almanın protestan olması
allahın belası bir ilişki türüdür ,
başımıza ne musibet geldi ise bu münasebetten gelmiştir ve gelegitmektedir!
başımıza ne musibet geldi ise bu münasebetten gelmiştir ve gelegitmektedir!
ilk ufo (uçan daire) prototipinin yapıldığı araba fabrikasının markasıdır,
m serisi , arkadan itişli turbosuz yalın güç üretir,
mekanik teknolojinin dibidir,
bu arabayı almanca konuşan insanların başarmış olması şaşırtıcıdır,
"get out my drem , get in to my car" şarkısının esin kaynağıdır,
sıfırı ömrü uzatır,
ikici eli ömrü kısaltır,
dürüst rekabetin dünyaya kattığı bir değerdir.
m serisi , arkadan itişli turbosuz yalın güç üretir,
mekanik teknolojinin dibidir,
bu arabayı almanca konuşan insanların başarmış olması şaşırtıcıdır,
"get out my drem , get in to my car" şarkısının esin kaynağıdır,
sıfırı ömrü uzatır,
ikici eli ömrü kısaltır,
dürüst rekabetin dünyaya kattığı bir değerdir.
az ye,
az uyu,
çok çalış,
az uyu,
çok çalış,
inşaallah , inşa-allah , allahı inşa et , yarat
işin özü budur ,
samimi bir ikrardır ,
derin mana aramayın , özü yüzündedir ,
inşallah ile uzaktan yakından alakası yoktur.
işin özü budur ,
samimi bir ikrardır ,
derin mana aramayın , özü yüzündedir ,
inşallah ile uzaktan yakından alakası yoktur.
sembolik anlam taşıyan kötülüğü def etme ibadeti,
semboller bakın nelere dönüşüyor ,
bir anekdot:
bir tarihte bilmem hangi kanalda , dini sorulara telefon ile cevap veren bir sunucu/hocaya gelen soru ve verilen cevap ve soranın kapanış tepkisi;
-s.a. hocam , bu sene hac ziyaretimde başıma gelen birşeyi soracağım
+a.s. buyurun sorun sevgili kardeşim,
-şeytan taşlama sırasında , tam taşı atacakken yanımdaki mümin kardeşim koluma çarptı , taş eğri gitti , mermer havuzun kenarına çarptı , sekti ve dışarı düştü
acaba hac farizeme halel gelir mi?
+sevgili kardeşim , olmamış , sayılmaz , tekrar gitmen gerekiyor en kısa zamanda inşaallah
-ühü ühü ühhhhhüüüüüüüüü (soruyu soran canlı yayında telefonda hüngür hüngür ağladı)
işte aynen böyle bir vaka yaşandı , ulusal bir tv kanalında,
hülasa,
körün taşı körün değneğine,
vesselam
semboller bakın nelere dönüşüyor ,
bir anekdot:
bir tarihte bilmem hangi kanalda , dini sorulara telefon ile cevap veren bir sunucu/hocaya gelen soru ve verilen cevap ve soranın kapanış tepkisi;
-s.a. hocam , bu sene hac ziyaretimde başıma gelen birşeyi soracağım
+a.s. buyurun sorun sevgili kardeşim,
-şeytan taşlama sırasında , tam taşı atacakken yanımdaki mümin kardeşim koluma çarptı , taş eğri gitti , mermer havuzun kenarına çarptı , sekti ve dışarı düştü
acaba hac farizeme halel gelir mi?
+sevgili kardeşim , olmamış , sayılmaz , tekrar gitmen gerekiyor en kısa zamanda inşaallah
-ühü ühü ühhhhhüüüüüüüüü (soruyu soran canlı yayında telefonda hüngür hüngür ağladı)
işte aynen böyle bir vaka yaşandı , ulusal bir tv kanalında,
hülasa,
körün taşı körün değneğine,
vesselam
üst kat komşunuzun sesi/gürültüsü size çok fazla geliyor ise
bilin ki;
oturduğunuz bina 90 ların ilk yarısında yapılmış olmalı , veya daha sonra yapılmış ise de bilinçli bir mühendisin eseri olmalı ,
yani kirişli plak döşeme , çok fazla ses ve titreşim iletir ama , deprem açısından hala en güvenli çözümdür.
konuya gelirsek ,
seve seve iyi geçinilesidir
bilin ki;
oturduğunuz bina 90 ların ilk yarısında yapılmış olmalı , veya daha sonra yapılmış ise de bilinçli bir mühendisin eseri olmalı ,
yani kirişli plak döşeme , çok fazla ses ve titreşim iletir ama , deprem açısından hala en güvenli çözümdür.
konuya gelirsek ,
seve seve iyi geçinilesidir
gelişimi seçemedim , gidişime kimse karışamaz vlan!!
argoda ki karşılığı , domalmak , yaymak , açmak değildir
ahlak bilimseldir , yaşam pratikleri ile bağlıdır , sinsile dir , nesiller nesillere aktarır ,
olmazsa olmaz kuralı ise , 15. nesil dahi konu ahlak kuralının gerçekliğini bizatihi test edebilir ,
ahlak özünden kopmaz , çünkü özünde gerçek bir yaşam pratiği vardır.
ahlakdan bağımsız bir din olamaz , ama ahlak'ın bir dine ihtiyacı yoktur ,
işte bu ayırım çok önemli ki , bu gerçeklik sonucu uhrevi dinler pratik/gerçek ahlağı yöntemek/yönlendirmek/tahakküm gücüne dönüştürmek için keşfedilmişlerdir.
salt akıl ile ahlağı kavramak , yönetmek mümkün değildir çünkü ahlak gerçeğin ta kendisidir.
ahlak da günah,sevap,haram gibi uhrevi kavramlara yer yoktur , sadece doğrudur veya yanlıştır ki , çok zayıf ihtimalle yanlıştır , çünkü özünde gerçek vardır.
bir ahlak kuralı akıl ile bağdaşmıyor ve efektif sonuçlar üretmiyor sa , o kural dinler tarafından ahlak adı altında sokulmuş bir fitnedir!
uhrevi dinler öncesi de sonrası da , siyasete ve dini hükümranlığa malzeme/meze olmaktan kurtulamamıştır , tıpkı günümüzde olduğu gibi
siyasi örnek konfiçyus'un ahlak tanımı olabilir;
"güçsüzlerin , güçlülerin güçlerini kullanmalarına mani olmak için , oluşturdukları kurallar bütünü"
zinanın , ensest ilişkinin , yanlış olduğunu , dinlerden peygamberlerden önce yaşayan toplumlar biliyor du , çünkü yaşayarak bu yanlışların sonuçlarını görmüşlerdi ,
bu bilgi için bir peygambere bir dine biat etmeleri gerekmedi.
bezigran herkesin uyguladığı bu kurallar bütününü fark edince , işe uyandı , bu güç nasıl kontrol edilebilir diye kafa yordu (bizler tarlada tapanda ırgatlık ederken)
ve insanlığın en büyük keşfi olan din'i keşfetti!!!!
sert oldu farkındayım , ama az bile yazdım , kısmeti olan nasiplensin , olmayana yapacak birşey zaten yok!!!!!!
ahlak kitapta yazmaz , çünkü sığmaz , yaşar gelişir ve değişir , tıpkı dil gibi , tıpkı evren gibi
bkz:yorumlara çok şaşırdım çok.
not:bilimsel ahlak , uhrevi ahlak gibi ahlak çeşitleri yoktur , pratik de varsa da , başka kavramlara müstehaktırlar.
olmazsa olmaz kuralı ise , 15. nesil dahi konu ahlak kuralının gerçekliğini bizatihi test edebilir ,
ahlak özünden kopmaz , çünkü özünde gerçek bir yaşam pratiği vardır.
ahlakdan bağımsız bir din olamaz , ama ahlak'ın bir dine ihtiyacı yoktur ,
işte bu ayırım çok önemli ki , bu gerçeklik sonucu uhrevi dinler pratik/gerçek ahlağı yöntemek/yönlendirmek/tahakküm gücüne dönüştürmek için keşfedilmişlerdir.
salt akıl ile ahlağı kavramak , yönetmek mümkün değildir çünkü ahlak gerçeğin ta kendisidir.
ahlak da günah,sevap,haram gibi uhrevi kavramlara yer yoktur , sadece doğrudur veya yanlıştır ki , çok zayıf ihtimalle yanlıştır , çünkü özünde gerçek vardır.
bir ahlak kuralı akıl ile bağdaşmıyor ve efektif sonuçlar üretmiyor sa , o kural dinler tarafından ahlak adı altında sokulmuş bir fitnedir!
uhrevi dinler öncesi de sonrası da , siyasete ve dini hükümranlığa malzeme/meze olmaktan kurtulamamıştır , tıpkı günümüzde olduğu gibi
siyasi örnek konfiçyus'un ahlak tanımı olabilir;
"güçsüzlerin , güçlülerin güçlerini kullanmalarına mani olmak için , oluşturdukları kurallar bütünü"
zinanın , ensest ilişkinin , yanlış olduğunu , dinlerden peygamberlerden önce yaşayan toplumlar biliyor du , çünkü yaşayarak bu yanlışların sonuçlarını görmüşlerdi ,
bu bilgi için bir peygambere bir dine biat etmeleri gerekmedi.
bezigran herkesin uyguladığı bu kurallar bütününü fark edince , işe uyandı , bu güç nasıl kontrol edilebilir diye kafa yordu (bizler tarlada tapanda ırgatlık ederken)
ve insanlığın en büyük keşfi olan din'i keşfetti!!!!
sert oldu farkındayım , ama az bile yazdım , kısmeti olan nasiplensin , olmayana yapacak birşey zaten yok!!!!!!
ahlak kitapta yazmaz , çünkü sığmaz , yaşar gelişir ve değişir , tıpkı dil gibi , tıpkı evren gibi
bkz:yorumlara çok şaşırdım çok.
not:bilimsel ahlak , uhrevi ahlak gibi ahlak çeşitleri yoktur , pratik de varsa da , başka kavramlara müstehaktırlar.
"kapıyı dışarıdan kapat"
ingiliz kumaşı,
ödüllü kısa film ,
grafik tasarım muhteşem ,
çarpıcı konu , "man in black 1" 'den esinlenmiş gibi gözüküyor
grafik tasarım muhteşem ,
çarpıcı konu , "man in black 1" 'den esinlenmiş gibi gözüküyor
her fırsatta , mkemal'e saldırırlar ,
ata sinsile dir onu da bilmezler
mkemal mealen;
"özgür olmak için biri'ne , adil olmak için bir din'e ihtiyacın yok"
demiştir,
"ya istiklal , ya ölüm"
demiştir,
"aklı hür , fikri hür , vicdanı hür nesiller yetiştirin"
demiştir,
geleceği , öğretmenlere emanet etmiştir , avukatlara değil!!!
herkesin harcı değildir,
"onların gözünde perde vardır , görmezler anlamazlar"
yalayacak döte muhtaç bu akıllar da herkesin vebali var , since 1946
acı baklava.................
ata sinsile dir onu da bilmezler
mkemal mealen;
"özgür olmak için biri'ne , adil olmak için bir din'e ihtiyacın yok"
demiştir,
"ya istiklal , ya ölüm"
demiştir,
"aklı hür , fikri hür , vicdanı hür nesiller yetiştirin"
demiştir,
geleceği , öğretmenlere emanet etmiştir , avukatlara değil!!!
herkesin harcı değildir,
"onların gözünde perde vardır , görmezler anlamazlar"
yalayacak döte muhtaç bu akıllar da herkesin vebali var , since 1946
acı baklava.................
kokusu,
gerisi teyyare.....
gerisi teyyare.....
başıma gelen;
key ödemeleri sürecinde , ben de, kimliğim kopyalandığı için , ağır ceza mahkemesinde ifade verdim
banka memuru kimlik bilgilerini binküsur tl karşılığı şebekeye vermişti (yaklaşık 100 kişi)
şebeke üyeleri yakalandı , sonra yanlışlıkla serbest bırakıldı , birtek zavallı ziraat memuru şimdi hapiste , onuda karısı boşadı , evladı reddetti filan,
bakın bu tür vakaların böyle ciddi sosyal zararları da oluyor.
bu da güncel konuyla ilgili beyanatım;
konunun böyle kötü bir olayla gündeme geleceği çok aşikardı ,
ama ki öyle bir noktadayız ki , hasletlerimiz köreldi , iştahımız kabardı.
-milli bir bilgi bankamız yok (data centre veya center)
-kapalı devre bir bilgi ağımız yok (intranet)
-yukarıda yazdığım 2 önemli başlık varlığını bize borçlu ama bizim haberimiz yok.
bütün bunlar olmadığı gibi , özgün , kendinden menkul , öz akıl ile yapılan bir çalışma yatırım da yok.
"kural koyamadığın oyunu kazanamazsın"
bigdata ' ya malzeme üretmeye devam ediyoruz ,
örneğin "kfc'ye giden kırmızı pantolonlu bir adam , 2 tane kanat yer , patates yemez"
işte bu nokta atışları bigdata istatistikleri ile elde ediliyor.
frekans kesici jammer denen alet'in
sadece cihazı üretenin konuşmaları dinlemesini sağlamadığını nereden biliyoruz?
ithal ultra süper sonic araçların , güvenlik kontrollerini yine ithal cihazlarla yapmıyor muyuz?
kendi aklımızı bilemeyi , kendi teknolojilerimizi üretmeyi öğrenmeliyiz artık
çok geç kaldı.
özetle ; neye efeleniyoruz acaba çok merak ediyorum?
ve neyle?
key ödemeleri sürecinde , ben de, kimliğim kopyalandığı için , ağır ceza mahkemesinde ifade verdim
banka memuru kimlik bilgilerini binküsur tl karşılığı şebekeye vermişti (yaklaşık 100 kişi)
şebeke üyeleri yakalandı , sonra yanlışlıkla serbest bırakıldı , birtek zavallı ziraat memuru şimdi hapiste , onuda karısı boşadı , evladı reddetti filan,
bakın bu tür vakaların böyle ciddi sosyal zararları da oluyor.
bu da güncel konuyla ilgili beyanatım;
konunun böyle kötü bir olayla gündeme geleceği çok aşikardı ,
ama ki öyle bir noktadayız ki , hasletlerimiz köreldi , iştahımız kabardı.
-milli bir bilgi bankamız yok (data centre veya center)
-kapalı devre bir bilgi ağımız yok (intranet)
-yukarıda yazdığım 2 önemli başlık varlığını bize borçlu ama bizim haberimiz yok.
bütün bunlar olmadığı gibi , özgün , kendinden menkul , öz akıl ile yapılan bir çalışma yatırım da yok.
"kural koyamadığın oyunu kazanamazsın"
bigdata ' ya malzeme üretmeye devam ediyoruz ,
örneğin "kfc'ye giden kırmızı pantolonlu bir adam , 2 tane kanat yer , patates yemez"
işte bu nokta atışları bigdata istatistikleri ile elde ediliyor.
frekans kesici jammer denen alet'in
sadece cihazı üretenin konuşmaları dinlemesini sağlamadığını nereden biliyoruz?
ithal ultra süper sonic araçların , güvenlik kontrollerini yine ithal cihazlarla yapmıyor muyuz?
kendi aklımızı bilemeyi , kendi teknolojilerimizi üretmeyi öğrenmeliyiz artık
çok geç kaldı.
özetle ; neye efeleniyoruz acaba çok merak ediyorum?
ve neyle?
çok köşeli çok yüzeyli bir çok genin tek eksende taradığı evren , açı var , kenar var , yay yok
piri reisin çok kutuplu dünya haritasının ilham kaynağı , arayüz müdür "güncel bilim ,teknoloji,dil,din,ırk" windows.
yoksa makine dilimidir "alt bilinç ile direk iletişim" os,dos,ios hülasa tasavvuf.
gerçek tek,net ve bir olmalı, aracı, çevirmen,ruhban,dil,din,ırk gibi şartlı refleksler ile var olabilen üst bilince dair koşullar gerektirmemeli.
bu manada grameri özneden önce yüklemi kullanarak gelişmiş dillerin avantajı çok büyük ,
yani sonda söyleyeceğini başta söyle , işi uzatma ve hatta dil çok kavram çok kelime de içermemeli ,
kavram ve kelime zenginliği , üst bilinci hoşnut etse de , alt bilincin isteği talebi beklentisi bu değil.
alt bilinç bir an evvel , süreci tamamlayıp , şekil değiştirmek , cisimden kurtulmak derdinde.
yakın zamanda izlediğim bir bbc belgeseli "prof. brain cox" bu zıvırtıların dökülmesine neden oldu ,
brian endropi kavramını örnekleyerek açıklamaya çalışırken , gözlemlerini güncel teknoloji ile yorumlayıp boyutlandırıyor idi.
kullandığı araç ve dil , alt bilinçten kopmasına ve her zaman olduğu gibi , bilimin yüksek teknolojiler kullanarak yeni açmazlar üretmesine mani olamıyordu.
1 saatlik belgesel ve belki birkaç on yıllık ön çalışmanın karşılığını tasavvuf birkaç bin yıl önce net bir şekilde özetlemiş:
"ruh cismin mahv ına muhtaçtır"
bilim ileri doğru bakarak ve teknoloji alametine binerek ancak geri gidebiliyor,
güncel bilimin bana göre yegane kaynağı geri gitmek geri bakmak olmalı, iletişimin basit sade ve net olduğu dönemlere gitmesi ,
ve elindeki teknolojiyi bu dönemlere ait bilgiyi gün ışığına çıkarmakta kullanmalı.
basit örnek , tıp bilimi 500 senedir gelişebilmiş değil , görünen yüzü hepimizi aldatıyor ,
gelişen teknoloji sadece tıp bilimi değil.
buda tıp ustalarının körelmesine neden oluyor.
rom/ram kavramları köken olarak yabancı olsa da , tam karşılıklarını henüz bulamadım ama mutlaka vardır ,
konuyu anlamada/örneklemede bana yardımcı oluyor.
alt bilinç , diğer alt bilinçler ile bağlı ve iletişim halinde kalarak bütünü/evreni oluşturuyor ,
evren var olduğundan beri böyle.
buna en-el hak ve/veya kara madde veya allah olmadı tanrı da diyebiliriz.
bizler teknoloji ve modern yaşamın bize yüklediği şartlı refleksleri genlere işleyerek sonraki kuşaklara taşıdıkça ,
alt bilinçten kopmaya devam ede gidiyoruz , tıpkı önceki nesillerden bize taşındığı gibi.
üst bilinç ve fiziksel hazlar alt bilincin en büyük handikapı , iletişime ket vuruyor.
cisimden kurtul................
bunu ister allahın ipi ile, ister tanrıların arabaları ile , ister mısırın büyüleri ile , ister türkçe/antik yunan dili/derin arapça v.b. kaynaklar ile yap , fark etmiyor.
kullandığın araç ancak , yolu uzatıyor veya kısaltıyor ama ki kullandığın her araç , duygusallıktan kurtulamadığı sürece mutlaka handikaplar içeriyor.
nasıl gittiğin değil nereye vardığın önemli.............
kemik gerçek çok net , bulduğun aradığından kesinlikle bağımsız , acı baklava .......
duygusallığa yer yok , senin hissiyatın (zırıltın) üst bilincinin oyunlarından başka bir şey değil ve evren bunu hiç ama hiç iplemiyor.
piri reisin çok kutuplu dünya haritasının ilham kaynağı , arayüz müdür "güncel bilim ,teknoloji,dil,din,ırk" windows.
yoksa makine dilimidir "alt bilinç ile direk iletişim" os,dos,ios hülasa tasavvuf.
gerçek tek,net ve bir olmalı, aracı, çevirmen,ruhban,dil,din,ırk gibi şartlı refleksler ile var olabilen üst bilince dair koşullar gerektirmemeli.
bu manada grameri özneden önce yüklemi kullanarak gelişmiş dillerin avantajı çok büyük ,
yani sonda söyleyeceğini başta söyle , işi uzatma ve hatta dil çok kavram çok kelime de içermemeli ,
kavram ve kelime zenginliği , üst bilinci hoşnut etse de , alt bilincin isteği talebi beklentisi bu değil.
alt bilinç bir an evvel , süreci tamamlayıp , şekil değiştirmek , cisimden kurtulmak derdinde.
yakın zamanda izlediğim bir bbc belgeseli "prof. brain cox" bu zıvırtıların dökülmesine neden oldu ,
brian endropi kavramını örnekleyerek açıklamaya çalışırken , gözlemlerini güncel teknoloji ile yorumlayıp boyutlandırıyor idi.
kullandığı araç ve dil , alt bilinçten kopmasına ve her zaman olduğu gibi , bilimin yüksek teknolojiler kullanarak yeni açmazlar üretmesine mani olamıyordu.
1 saatlik belgesel ve belki birkaç on yıllık ön çalışmanın karşılığını tasavvuf birkaç bin yıl önce net bir şekilde özetlemiş:
"ruh cismin mahv ına muhtaçtır"
bilim ileri doğru bakarak ve teknoloji alametine binerek ancak geri gidebiliyor,
güncel bilimin bana göre yegane kaynağı geri gitmek geri bakmak olmalı, iletişimin basit sade ve net olduğu dönemlere gitmesi ,
ve elindeki teknolojiyi bu dönemlere ait bilgiyi gün ışığına çıkarmakta kullanmalı.
basit örnek , tıp bilimi 500 senedir gelişebilmiş değil , görünen yüzü hepimizi aldatıyor ,
gelişen teknoloji sadece tıp bilimi değil.
buda tıp ustalarının körelmesine neden oluyor.
rom/ram kavramları köken olarak yabancı olsa da , tam karşılıklarını henüz bulamadım ama mutlaka vardır ,
konuyu anlamada/örneklemede bana yardımcı oluyor.
alt bilinç , diğer alt bilinçler ile bağlı ve iletişim halinde kalarak bütünü/evreni oluşturuyor ,
evren var olduğundan beri böyle.
buna en-el hak ve/veya kara madde veya allah olmadı tanrı da diyebiliriz.
bizler teknoloji ve modern yaşamın bize yüklediği şartlı refleksleri genlere işleyerek sonraki kuşaklara taşıdıkça ,
alt bilinçten kopmaya devam ede gidiyoruz , tıpkı önceki nesillerden bize taşındığı gibi.
üst bilinç ve fiziksel hazlar alt bilincin en büyük handikapı , iletişime ket vuruyor.
cisimden kurtul................
bunu ister allahın ipi ile, ister tanrıların arabaları ile , ister mısırın büyüleri ile , ister türkçe/antik yunan dili/derin arapça v.b. kaynaklar ile yap , fark etmiyor.
kullandığın araç ancak , yolu uzatıyor veya kısaltıyor ama ki kullandığın her araç , duygusallıktan kurtulamadığı sürece mutlaka handikaplar içeriyor.
nasıl gittiğin değil nereye vardığın önemli.............
kemik gerçek çok net , bulduğun aradığından kesinlikle bağımsız , acı baklava .......
duygusallığa yer yok , senin hissiyatın (zırıltın) üst bilincinin oyunlarından başka bir şey değil ve evren bunu hiç ama hiç iplemiyor.
ilaçtır ilaç
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?