confessions
  1. toplam entry 2074
  2. takipçi 2
  3. puan 43752

çuval olayı

john maynard keynes
hadisenin kaynağı, abd başkanı george bush ve şahinler (neo-conlar) adıyla anılan ekibinin irak’ı işgal etmek istemesi ve türk hükümetinden abd silahlı kuvvetlerinin kuzey irak’a serbest geçiş yapabilmesi ve adana’da bulunan incirlik hava üssü’nün amerikan keşif ve ağır bombardıman uçaklarına açılması talebinin tbmm tarafından 1 mart tezkeresi olarak adlandırılan tezkere ile reddedilmesidir.
gazeteci-yazar turan yavuz baskının paul wolfowitz’in emriyle başlatıldığını iddia etmektedir; 4 temmuz günü yapılmasının nedeni; o günün cuma olması ve 3 günlük ‘kurtuluş günü’ tatili ile amerikalı yetkililerin işbaşında olmayacak olması ve türkiye’den gelen tepki telefonları da cevapsız kalacak olmasıydı. wolfowitz’den bremer’e uzanan yeşil ışığın son adresi, kerkük’teki albay william mayville oldu. süleymaniye’deki operasyon, ikyb lideri celal talabani’nin bağdat’ta amerikalılara verdiği bir bilgi ile başladığı ve amerikan istihbaratı, operasyon için kuzey irak’taki ‘türkçe konuşmaları’ dinlemeye aldı. bu dinlemeye bölgedeki tüm özel kuvvetler’in haberleşmeleri de dahildi. olay celal talabani’nin oğlu, bafel talabani tarafından kameraya alındı.olayda türk askerleri ve türkmen mihmandarları ile birlikte süleymaniye’de kızını aramakta olan bir ingiliz sivil de tutuklanmış, bağdat’ta 15 gün hapiste tutulduktan sonra salıverilmiştir. michael todd isimli bu ingiliz ülkesine dönüşünde amerikan hükümetine karşı 10 milyon dolarlık bir tazminat davası açmıştır.bu olaydan sonra "...eyleme kolaylıkla karşılık verebilecek eğitime ve cesarete sahipken, türk binbaşı bilinçli bir şekilde emrindeki askerlerin en doğal tepkilerini frenlemeyi başarmış, bir çatışma yaratmanın kolaylığını ve sıradanlığını aşmış, bunun bir eziklik olmadığını, davranışının muhatabıyla kıyaslanmayacak kadar büyük bir cesaret ve özgüven gerektirdiği sonraki gelişmelerle ortaya çıkmıştır." görüşü ile, "...bir türk subayı hiçbir durumda teslim olmamalıydı, emrindeki askerlerle beraber sonuna dek gerekeni yapmalıydı." gibi iki ayrı görüş oluşmuştur.

işte amerika’nin en önemli müttefigim dediği turkiye’ye yapmıs oldugu misilleme,demekki neymiş uluslararası ilişkilerde müteffiklik yokmus sadece real politik varmıs.

konuyla ilgili film için;

(bkz: kurtlar vadisi irak).

1 mart tezkeresi

john maynard keynes
irak krizi konusunda hükümet tarafından 25 şubat 2003’de tbmm’ye sunulan ve tam adı türk silahlı kuvvetleri’nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin türkiye’de bulunması için hükümet’e yetki verilmesine ilişkin başbakanlık tezkeresi olan tezkere.tezkerenin içeriği;tbmm’den, gereği, kapsamı, sınırı ve zamanı anayasanın 117’inci maddesine göre milli güvenliğin sağlanmasından ve silahlı kuvvetlerin yurt savunmasına hazırlanmasından yüce meclise karşı sorumlu bulunan hükümet tarafından belirlenecek şekilde türk silahlı kuvvetleri’nin kuzey irak’a gönderilmesine; etkili bir caydırıcılığın sürdürülmesi amacıyla kuzey irak’ta bulunacak bu kuvvetlerin gerektiğinde belirlenecek esaslar dairesinde kullanılmasına ve muhtemel bir askeri harekat çerçevesinde yabancı silahlı kuvvetlere mensup hava unsurlarının türk hava sahasını türk makamları tarafından belirlenecek esaslara ve kurallara göre kullanmaları için gerekli düzenlemelerin hükümet tarafından yapılmasına, anayasanın 92’inci maddesi uyarınca 6 ay süreyle izin verilmesi istendi.
tezkerede, en fazla 62 bin yabancı askeri personelin 6 ay süreyle türkiye’de bulunması öngörülüyordu. yabancı kuvvetlerin hava unsurları 255 uçak ve 65 helikopteri aşamayacaktı.yapılan oylamaya 533 milletvekili katıldı, 250 ret, 264 kabul, 19 çekimser oyu kullanıldı. ancak, anayasa’nın 96. maddesinde öngörülen salt çoğunluğa ulaşılamadı. bu durumda, tezkere kabul edilmemiş sayıldı.tbmm’deki oylamada tbmm başkanı bülent arınç anayasa gereği oy kullanamadı. akp’de 361 milletvekili oy kullandı. akp oylamada 97 fire verdi.

gelelim tezkerenin etkilerine,ırak’a asker gondermeyen turkiye bolgede etkin güç olamayacagının farkındaydı zaten ingiltere’nin su anki haline bakarak bölgedeki tek gücün abd oldugunu soylemek yersiz olmaz,burada amerika turkiye’den kayıtsız sartsız destek goremeyecegini anlamıs oldu,sonrasında yapmıs oldukları misillemeye daha sonra deginecegim.

(bkz: cuval olayi)

peki turkiye’den istedigi destegi goremeyen abd bu destegi nereden sagladı,bölgedeki kürt güclerden tabiiki,bugun kuzey ırak’ta olanlar aslında bir bakıma türkiye’nin tezkereyi çıkarmamasının bir sonucudur,bölge üzerinde oynanan satrançta turkiye tahtanın üzerinde olmamayı tercih etmiştir,iyi de etmiştir.sonuc olarak turkiye tezkerenin reddi ile yalnızca para kaybetmekle kalmamıstır,üstüne bugun gozlemlemekte oldugumuz kurt hareketlerinin olusmasına pasif olarak katkıda bulunmustur,fakat savas acmayarak yetiştirdiği evlatlarını kaybetmemesi,amerika’nın usagı olmadıgını gostermesi bakımından da ölçülemeyecek kazançları vardır.

olayla ilgili can dündar’ın yazısı;

bugün savaşa gidiyoruz

ve ben hala, irak’la neden savaşacağımıza dair - "çaresizlik" dışında - bir gerekçe bulamıyorum.
saddam’ın tehlikeli bir diktatör oluşu mu?
onu yıllarca abd beslemedi mi? bush, saddam’dan daha tehlikeli değil mi? çevremizdeki her diktatörle savaşıyor muyuz?
kuzey irak’ta kürt devleti korkusu mu?
irak’ın toprak bütünlüğünün yegane sigortası saddam değil mi?
gerçek şu:
bir kabadayı, mahallemizin küçük kızını köşeye kıstırdı. önce "ayıp" filan diye mani olmaya çalıştık. kabadayı öyle azgındı ki, korktuk.
baktık tecavüz kaçınılmaz, biz de katılıp tadına bakmaya karar verdik.
bunun adı her dilde, ahlaksızlıktır.
***
abd, "zaten kız belalı. mahalleye mikrop yayıyor" diye bizi tecavüzün meşruiyetine inandırmaya çalışıyor.
"çok kolay olacak. sen de zevk alacaksın" diye sırtımızı sıvazlıyor.
halbuki bize düşen, kabadayı tecavüz ederken kızın kollarını tutmaktan ibaret...
ganimet, kızı haremine katan kabadayının olacak.
işi bitince, yardımımıza karşılık küçük bir harçlık atacak.
bunu bile bile, mahallemizin "tecavüzcü coşkunöları heyecanla uçkur çözüyor.
öyle anlatıyorlar ki, zaten gıdasızlıktan cılız düşmüş küçük kız hemen eteğini indirecek ve her şey "tereyağından kıl çeker gibi" olup bitecek.
ve sonra, kızın kimlere nasıl peşkeş çekileceği kararına biz de katılacağız.
bunun her dildeki adını yazamayacağım.
***
daha 4 gün önce başbakan gül, brüksel uçağında "kesinlikle askerimizi savaştırmayacağız. bir tek mermi atmaları gerekmeyecek" diyordu.
şimdi kürt gruplar "türkiye’nin işgaline direneceğiz" diyor.
washington times ve time, "bölgede türklerle kürtler arasında çatışma çıkabileceğini" yazıyor.
tereyağındaki kılı, bölgedeki 3 milyon kürt’le savaşarak çekebilir miyiz?
***
artık biliyoruz; bu haberleri abd yayıyor.
"pazarlık masasına oturamazsın" şantajıyla askerinin geçişini garantiye aldı; şimdi de, türk ordusunun kuzey irak’a girmesini engellemeye çabalıyor.
"girerseniz, başınız da belaya girer" diye aba altından sopa gösteriyor.
o kadar mı?
önceki gün cumhuriyet’te mustafa balbay’ın haberini okumadınız mı?
bush, dışişleri bakanı yaşar yakış’la, devlet bakanı ali babacan’a "destek vermezseniz kuzey irak’taki kürtlerle hareket ederiz. imf size sırtını döner. ermeni tasarıları kongre’den geçer" diyor; resti çekiyor:
"beyler, amerikan topraklarında yapacağınız bir şey yok. ülkenize gidin ve tezkereyi meclisinizden geçirin."
"beyler", kulaklarında tehdit, ceplerinde üç kuruş para vaadiyle tezkereyi geçirmeye geliyor.
***
yıllarca bu şantajın gölgesinde yaşadık:
bütün enerjimizi, kürt devletini, ermeni tasarısını engellemeye harcadık.
washington bu fobimizi bildiğinden yine orayı kaşıyor.
bizi ermenilere kürtlere karşı, onları da bize karşı kullanıyor.
oysa yarın abd çekip gidecek ve biz - asırlardır olduğu gibi yine - onlarla baş başa kalacak, birlikte yaşayacağız.
bu açmazın çaresi, abd’nin elinden o kozları almaktır.
tarihsel kinleri toprağa gömüp, sınırın bu yanında türklerin, kürtlerin, ermenilerin, arapların kardeşçe yaşadığı ve herkesin gıptayla baktığı bir cazibe merkezi kurmaktır.
o zaman en büyük zaafımız, en güçlü kozumuza dönüşecek ve kimsenin tecavüzünde tehditle, üç kuruşa mazlum kolu bükmek zorunda kalmayacağız.

(bkz: haysiyet)
(bkz: gurur)
(bkz: seref)
(bkz: bagimsizlik)
(bkz: baris).

plastik top

john maynard keynes
plastik top sokakta buyumus cocuklar icin unutulmaz anilar barindiran bir toptan cok daha fazlasidir,bu topu secme isi bile oldukca komplike dinamiklere dayanmaktadir,mesela kim gidip alacak,bi kere topu kim aliyorsa o ya en iyi oynayandir,ya en buyuktur ya da en gucludur yani topu secen adamin digerleri uzerinde gucu vardir.bu sosyolojik saptamamizdan sonra gelelim top nasil secilire,oyle ya yamuk yumuk bir topla kimse oynamak istemez;

efendim bu topun en olmazsa olmazı yumurta olmamasıdır,peki nasıl anlasılır yumurta mı degil mi;top bakkaldan alınır havaya dondurulerek atılır eger duzgun donuyorsa yumurta degildir,yok eger duzgun donmuyorsa doneni bulunana kadar denenirdi,daha sonra da kosa kosa sahaya gelinir "gelin lan gelin allahıma en guzelini sectim ehehee" diye eglenilirdi.

(bkz: keske hic buyumesek).
85 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol