incubusun stellar şarkısını dinlediğimde hatırladığım arkadaşım, ablası benim manevi ablamın arkadaşı ayrıca bunu sonradan öğrendim. (bkz: şeker kız candy)
sinemada klişeden kopma akımı oluşmuştur, artık beklenmeyen bir son, seyirci mutlu kampanyası açılmaktadır ve git gide kasılarak gayri klişeleştirilen filmler bir müddet sonra klişenin kendisini oluşturmaya başlar ve ne istediğini bilen izleyici eskiye döner, ne istediğini bilen kişi zaten hep kendini tatmin etmenin yollarını bulmuştur. insanların zevkleri bu noktada ayrılır. bakarlar ki basit bir konu görsel olarak süslenmiştir akıllarını baştan alan budur...bakarlar ki çok farklı bir konu, film vermek istediği mesajı bir el kamerasıyla vermektedir, bu o kesime yeterlidir. işte o katkısız farklı ve güzel salondan çıkan insanlar hep o salonun doluluğunu sevmişlerdir, çünkü nekadar süslensede diğer salonlar, o salon hep en güzeldir.
farklı olduğunu bildiğim bir insanın benzerliklerden bıkmış olduğunu bilmenin mutluluğunu bana yaşatan sana,farklı insana derin bi nefesten sonra hiç susmadan ciğerlerimdeki hava kesecikleri tamamen boşalıp, boynumdaki damarlar kanla dolana kadar "teşekkürler" diyorum.
(bkz: metaforu abartmak)
kaliforniya, amerika orijinli alternatif rock grubu.
grup üyeleri: brandon boyd (vocal,perküsyon,gitar), mike einziger(gitar,piyano,vokal), ben kenney(bass gitar,vokal), jose pasillas(davul,perküsyon), chris kilmore(turntable,klavye,melottron,ses efektleri,gitar).
albümleri(kronolojik sıra): fungus amongus, s.c.i.e.n.c.e, make yourself, morning view, a crow left of the murder, light grenades.
single-ları: a certain shade of green,new skin, pardon me, stellar, drive, wish you were here, warning, nice to know you,
are you in?, circles, megalomaniac, talk shows on mute, sick sad little world, agoraphobia, make a move, anna molly, dig, love hurts, oil and water.
grup üyeleri: brandon boyd (vocal,perküsyon,gitar), mike einziger(gitar,piyano,vokal), ben kenney(bass gitar,vokal), jose pasillas(davul,perküsyon), chris kilmore(turntable,klavye,melottron,ses efektleri,gitar).
albümleri(kronolojik sıra): fungus amongus, s.c.i.e.n.c.e, make yourself, morning view, a crow left of the murder, light grenades.
single-ları: a certain shade of green,new skin, pardon me, stellar, drive, wish you were here, warning, nice to know you,
are you in?, circles, megalomaniac, talk shows on mute, sick sad little world, agoraphobia, make a move, anna molly, dig, love hurts, oil and water.
aç kapıyı gir içeri, gönlüm bekliyor seni...çok güzel şarkıdır.
yılların müzik adamı... jazz, oldies, blues ondan dinlemek ayrı bir tattır. her çarşamba saat 21:00da sanırsam tv8’de anılarla müzik adında bir programı yayınlanmaktadır. 2 hafta önce sanırım izlediğim bölümde özdemir erdoğan vardı, harikaydı...
galiba hıristiyanlıkla ilgili bir şey vardı, (bkz: korintliler)..
ajda pekkan versiyonu claude challein buddha bar setlerinden nirvana loungeunun 2. cdsinde sanırsam 6. şarkı olarak konulmuştu.lezzetli şarkı melodisi itibariyle, dinlemedim rus versiyonunu ancak ajda pekkanınkine deişirmiyim bilmiyorum doğrusu.
the phantom of the opera müzikalinin bugüne kadar en çok tutulmuş hayaletidir. sarah brightman’la harikalar yaratmıştır. londra, new york ve los angeles’ta 1300 kere hayalet rölünü üstlenmiştir.
modern aikido’nun kurucusudur. aikidonun temelleri çok daha eskiye dayanmaktadır, jujutsu, kenjutsu, judo ve en başta daito ryu aikijutsu gibi yapı taşlarına sahip olan modern aikido günümüzde dünyayla birlikte ülkemizdede yaygınlaşan do sporlarından biridir.
morihei ueshiba (d.1883 ö.1969) zayıf ve hastalıklı bir çocuktu, babası onu bu yüzden güçlenmesi için çocukluğundan itibaren çeşitli dövüş sanatı okullarına yollamıştır. bu dövüş sanatlarında ustalaşan morihei hayatına giren bütün dövüş sanatı hocalarından ve kısaca akıl hocalarından koparak orduya katılır. deniz subayı olarak görev yaptığı bu yıllarda bir subayın bokken’ ine karşı çıplak elle ve ona zarar vermeden onu etkisiz hale getirmesi aikido nun temellerinin atılmasının ilk sinyalidir. bölece ordudaki tecrübelerinden bir sonuca varmıştır ki savaş ve kavga ve insanların üstüne kazanılan üstünlük değersiz ve manasızdır. kendi kelimeleriyle o güne kadar bütün hocalarından öğrendiği her tekniği bir anda unutmuştur onun yerine daha değerli daha kutsal hepsinin birleişimi bi aydınlanma ve uyanma yaşamıştır. aikido böylece kurulmuştur. aikido barışın sanatıdır ve bir aikidokanın o sensei morihei ueshiba’ya göre örenebileceği en zor teknik de bir kavgayı başlamadan kelimelerle bitirebilmesidir. morihei ueshiba ayrıca aikikai aikido organizasyonunun kurucusudur ve onun ailesi halen günümüzde bu organizasyonu yürütmektedir. dünyanın büyük aikido organizasyonları aikikai hombu dojoya bağlıdır. morihei, ölümünden sonra onursal bir derece almıştır ve o sensei (büyük öğretmen) adı ile anılmaktadır. günümüzde ölen büyük aikido sensei lerine onursal bir 10.dan rütbesi verilmektedir.
yüzeysel geçilen bir oluşum hikayesi.
morihei ueshiba (d.1883 ö.1969) zayıf ve hastalıklı bir çocuktu, babası onu bu yüzden güçlenmesi için çocukluğundan itibaren çeşitli dövüş sanatı okullarına yollamıştır. bu dövüş sanatlarında ustalaşan morihei hayatına giren bütün dövüş sanatı hocalarından ve kısaca akıl hocalarından koparak orduya katılır. deniz subayı olarak görev yaptığı bu yıllarda bir subayın bokken’ ine karşı çıplak elle ve ona zarar vermeden onu etkisiz hale getirmesi aikido nun temellerinin atılmasının ilk sinyalidir. bölece ordudaki tecrübelerinden bir sonuca varmıştır ki savaş ve kavga ve insanların üstüne kazanılan üstünlük değersiz ve manasızdır. kendi kelimeleriyle o güne kadar bütün hocalarından öğrendiği her tekniği bir anda unutmuştur onun yerine daha değerli daha kutsal hepsinin birleişimi bi aydınlanma ve uyanma yaşamıştır. aikido böylece kurulmuştur. aikido barışın sanatıdır ve bir aikidokanın o sensei morihei ueshiba’ya göre örenebileceği en zor teknik de bir kavgayı başlamadan kelimelerle bitirebilmesidir. morihei ueshiba ayrıca aikikai aikido organizasyonunun kurucusudur ve onun ailesi halen günümüzde bu organizasyonu yürütmektedir. dünyanın büyük aikido organizasyonları aikikai hombu dojoya bağlıdır. morihei, ölümünden sonra onursal bir derece almıştır ve o sensei (büyük öğretmen) adı ile anılmaktadır. günümüzde ölen büyük aikido sensei lerine onursal bir 10.dan rütbesi verilmektedir.
yüzeysel geçilen bir oluşum hikayesi.
christian tissier (d.1951 paris-fransa) avrupanın en tanınmış aikido üstadlarından biridir. aikidoya 1962 de mutzuro nakazono öğretimi altında pariste başlamıştır. 1969 yılında ise aikikai hombu dojoya 18 yaşında gelmiş 7 sene orda eğitim görmüştür. ona ilham veren sensei ler arasında seigo yamaguchi, kisaburo osawa ve de ikinci doshu olan kisshomaru ueshiba gibi isimler bulunmaktadır. 1998 yılında 7.danı alarak shihan rütbesine sahip olmuştur ve bu rütbeye yükselen sayılı batılılardandır.
aikidoda bukiwaza da kullandığımız uzun fiyatıyla orantılı dayanıklılık gösteren kıymık çıkartan sopa. (bkz: 31 jo kata)
william somerset maugham (d. 25 ocak 1874 - ö. 16 aralık 1965) ingiliz oyun, hikaye ve roman yazarı. çağdaşlarının modernist akımın etkisinde yazdığı bir dönemde daha sade bir tarz seçti. yazdığı oyunların sıkça sahnelenmesi sayesinde popüler bir yazar haline geldi. birçok eseri film olarak da uyarlandı.
1947’de somerset maugham ödülü’nü başlattı. bu ödül yaşı otuz beşin altında olan ve bir önceki yıl bir edebiyat eseri yayınlayan en iyi ingiliz yazarına veriliyordu. şu ana kadar bu ödülü kazananlar arasında v.s. naipaul, kingsley amis, martin amis ve thom gunn bulunmaktadır. ölümünden sonra yazar teliflerini kraliyet edebiyat fonuna bağışladı.
ben şu anda maugham’ın the razor s edge adlı romanını okumaktayım uzun süre aradığım doğumgünümde bir arkadaşımın amazon.com dan getirtmesiyle kavuştuğum benim için önemli olan bir kitap.
ayrıca sinemalara yakın geçmişte the painted veil adlı romanından uyarlanan aynı isimli, edward norton ve naomi watts’ın başrollerini paylaştığı bir filmde gelmiştir. (bkz: duvak)
1947’de somerset maugham ödülü’nü başlattı. bu ödül yaşı otuz beşin altında olan ve bir önceki yıl bir edebiyat eseri yayınlayan en iyi ingiliz yazarına veriliyordu. şu ana kadar bu ödülü kazananlar arasında v.s. naipaul, kingsley amis, martin amis ve thom gunn bulunmaktadır. ölümünden sonra yazar teliflerini kraliyet edebiyat fonuna bağışladı.
ben şu anda maugham’ın the razor s edge adlı romanını okumaktayım uzun süre aradığım doğumgünümde bir arkadaşımın amazon.com dan getirtmesiyle kavuştuğum benim için önemli olan bir kitap.
ayrıca sinemalara yakın geçmişte the painted veil adlı romanından uyarlanan aynı isimli, edward norton ve naomi watts’ın başrollerini paylaştığı bir filmde gelmiştir. (bkz: duvak)
svastika (sanskritçe: svastika) veya gamalı haç, tarih öncesi dönemlerden kalma sembol. gamalı haç ismi yunanca gama harfine ve haç şekline (+) atfen verilmiştir. svastika kelimesi sanskritçe’deki su (iyi) ve asti (olmak) kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur. "iyi olmak, mutlu ve sağlıklı olmak" anlamlarına gelir.
svastika hinduizm,budizm ve jainizm’e göre kutsaldır. kökeni pek çok antik uygarlığa, örneğin mayalar, navarrolar ve sümerler’e, m.ö. 4000’li yıllara dayanır. birinci dünya savaşı’ndan sonra kurulan alman nazi partisi ve hükümeti tarafından amblem olarak kullanılmaya başlanmıştır.
nazi svastikası vişnu’nun 108 sembolünden biridir ve kolları saat yönünde dönük olan şekliyle, başarı ve uğurun yanısıra hayatın kaynağı olan güneş ışığını simgeler. kolları ters yöne dönük şekli ise geceyi ve uğursuzluğu ifade eder.
svastika’nın dört kolu, dört kozmik gücü (ateş,su,hava,toprak) simgelemektedir. ayrıca bazı kaynaklarda, eski dönemlerde bu sembol sayesinde dört kozmik gücün etki altına alınıp büyü yapıldığı belirtilir.
svastika hinduizm,budizm ve jainizm’e göre kutsaldır. kökeni pek çok antik uygarlığa, örneğin mayalar, navarrolar ve sümerler’e, m.ö. 4000’li yıllara dayanır. birinci dünya savaşı’ndan sonra kurulan alman nazi partisi ve hükümeti tarafından amblem olarak kullanılmaya başlanmıştır.
nazi svastikası vişnu’nun 108 sembolünden biridir ve kolları saat yönünde dönük olan şekliyle, başarı ve uğurun yanısıra hayatın kaynağı olan güneş ışığını simgeler. kolları ters yöne dönük şekli ise geceyi ve uğursuzluğu ifade eder.
svastika’nın dört kolu, dört kozmik gücü (ateş,su,hava,toprak) simgelemektedir. ayrıca bazı kaynaklarda, eski dönemlerde bu sembol sayesinde dört kozmik gücün etki altına alınıp büyü yapıldığı belirtilir.
çeşitliliği yaratan insanlardan birisi eski dost, daimi yoldaş, sınıf arkadaşı..onlardan kaçmamız bizim duyularımızı köreltecek, o insanlar artık algılar dışında olacak ve kendimizi kendi sesimizi duymak için körelteceğiz daha sonra da birbirimizin sesini duyduğumuzda, sırayla susup dinleyeceğiz farklı seslere alışınca ancak, onlara bir şekilden dinleteceğiz hep kendini çevir karıştır dibine tutma özel insan...rica ederim teşekkürlük bi olay değil yeter artık
koy koy koy daki gülmesi insana ah ulan fani dünya koy kısa vadede uyuşalım ve uzaklaşalım dedirtir. büyük insan kendisi...
aikido’ya başlayan bir insan o aiki den sonra gelen do(yol)’yu uzaktan ancak görebilmek için 3,4 sene sabretmesi gerekmektedir ondan sonra da tek göz hedefte tek göz yolda yürümemelidir.. masakatsu agatsu. (bkz: the art of peace)
star wars ve aikido entrysi olan kişi, zaten olay odur. may the force be with you.
cumhuriyet tarihinin en büyük generali bile diyebiliriz. tabi revan vardı bide ama o eski ... qui gon un öğrencisi. uçmaktan nefret eder, en klasik sözü - (bkz: well i ve a bad feeling about this) -
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?