ilk opustugunuz otobus duraginin onunden gecerken migdenize giren krampin durumuna gore otobus duraginin durumu.
secimler yaklastikca ve onceki hukumetlerin yaptigi ekonomik islahatlarin meyveleri tukendikce ne kadar uc sagda bir parti oldugu gunden gune ortaya cikan akp yuzunden onun savundugu kavramlara karsi asiri sogukluk duymak.
ayni sekilde, mao yuzunden sosyalizmden tiksinmek,
aziz yildirim yuzunden galatasarayli olmak,
pire icin yorgani yakmaktir.
ayni sekilde, mao yuzunden sosyalizmden tiksinmek,
aziz yildirim yuzunden galatasarayli olmak,
pire icin yorgani yakmaktir.
sanat yapmayan, yapmasina gerek olmayan, sadece var olusu bile sanat olarak adlandirabilecek guzel vokalist.
henuz ateistlerin kapilarina kanla kirmizi carpilar koyulmadigi icin davulcunun kagit uzerinde %99u musluman olan bir ulkede olmamizdan kaynaklanan davranisi.
insani reddedise ve aykiriliga iten kulaga nedense sanki uzak asyadan bir yerlerden geliyormus veren yaratici, tesvik edici soz grubu.
bilgisayar dunyasinda zaman zaman "program" kelimesi yerine de kullanilmaktadir.
hicbir dinin saf olmadigina inanirken tanri kavramini reddetmemektir. dinlerin gerek zaman asimi, gerek teknik imkansizliklar, gerek politik cikarlar icin su yada bu sekilde degisiklige ugradigina inanmaktir.
sadece ilahi dinleri degil, asya ve dogu amerika kokenli bircok mistik yonelisi incelemeyi gerektirir. genelde kisinin bir dine olan ilgisinin daha sonra o dini arastirdikca icinde aradigini bulamamasi ile baslar. kisi icindeki tanri inancini adlandirmak icin diger insanlarin yonelislerini inceler.
size gore din olgusu kisi ve yaratici arasindaki subjectif bir kavramdir. diger insanlarin neye inandigi sizi zerre kadar ilgilendirmezken, sizin din anlayisiniz da diger insanlarla paylasma acisindan gereksizdir.
aslinda yaptigini inandiginiz yaratici kavramina ulasirken, bunu butun dogmalardan, sosyal normlardan ve yasaklamalardan uzak tutarak yapmaktir. bir nevi yunus emre misyonu ile icinizdeki tanri inancina ulasmak icin ugrasirken ogrendiginiz dinlerden sizin ruhunuzdaki din kavramina uygun olanlari tutarken, size tanrinin agizindan cikmis gibi gelmeyenleri reddedersiniz.
kendi kontrol mekanizmaniz kendiniz oldugu icin, daha iyi bir insan olmaya yonelirsiniz. en sonunda "senin benim olmadigimiz, tek bir tanrinin oldugu, ve hepimizin ortak bir bilincin kendini tecrube eden yaratici bir parcasi oldugu" gibi diger insanlara hitab etmeyecek, ama sizi ona ulastiricak kisisel sonuclara ulasirsiniz.
ve en guzeli, sizin icin din, teror ve korku uzerine degil, sevgi ve anlayis uzerine kurulmustur.
sadece ilahi dinleri degil, asya ve dogu amerika kokenli bircok mistik yonelisi incelemeyi gerektirir. genelde kisinin bir dine olan ilgisinin daha sonra o dini arastirdikca icinde aradigini bulamamasi ile baslar. kisi icindeki tanri inancini adlandirmak icin diger insanlarin yonelislerini inceler.
size gore din olgusu kisi ve yaratici arasindaki subjectif bir kavramdir. diger insanlarin neye inandigi sizi zerre kadar ilgilendirmezken, sizin din anlayisiniz da diger insanlarla paylasma acisindan gereksizdir.
aslinda yaptigini inandiginiz yaratici kavramina ulasirken, bunu butun dogmalardan, sosyal normlardan ve yasaklamalardan uzak tutarak yapmaktir. bir nevi yunus emre misyonu ile icinizdeki tanri inancina ulasmak icin ugrasirken ogrendiginiz dinlerden sizin ruhunuzdaki din kavramina uygun olanlari tutarken, size tanrinin agizindan cikmis gibi gelmeyenleri reddedersiniz.
kendi kontrol mekanizmaniz kendiniz oldugu icin, daha iyi bir insan olmaya yonelirsiniz. en sonunda "senin benim olmadigimiz, tek bir tanrinin oldugu, ve hepimizin ortak bir bilincin kendini tecrube eden yaratici bir parcasi oldugu" gibi diger insanlara hitab etmeyecek, ama sizi ona ulastiricak kisisel sonuclara ulasirsiniz.
ve en guzeli, sizin icin din, teror ve korku uzerine degil, sevgi ve anlayis uzerine kurulmustur.
sakin dine inanan insanlarla tartismayin. dinsel dogmalar masaya yatirilmaz. bildiginizi okuyun, size somut olduguna inanilarak gosterilen dellillere he diyip gecin. mantiginizi one cikarin, nasil gercek bir muslumanin muslumanligi kendi icin, ve sadece kendi ile ilgiliyse sizde kendi tanri tanimazliginizi kendi icinizde tutun. gereksiz yere ortaya dokup sov yapmayin.
reddettiginiz dinleri arastirin, okuyun, eger bunu yapmadiysaniz inanmiyorum degil bilmiyorum deyin. bilmemekten cekinmeyin, saklamayin. bilgi sahibi olmadiginiz bir konunun karsisinda olamayacaginizi unutmayin.
fikirlerinizi insanlara empoze etmeyin. inanlari asagi gorup kucumsemeye calismayin. olurken sizden daha rahat oluceklerini unutmayin.
insanlari inananlar ve inanmayanlar olarak ikiye ayirmayin. iyi bir insan olmanin butun yaygin dinlerce iyi goruldugunu, dinin teolojinin otesinde sosyal bir tutkal islevi gordugunu aklinizdan cikarmayin.
asla ve asla dinle bilimi birbirine karistirmayin. inanin ki insanlik tarihinden sonraki genetik cesitliligin tek bir ciftten dogal mutasyonla olusamayacak olmasi 3 buyuk dine inanan insanlar icin hicbir sey ifade etmemektedir. onlar "senin maymuna benzer bir halin var mi" lafini savunucak, isine gelenleri ise zaten kutsal kitapta yaziyor bu diyeceklerdir. ayni sekilde hicbir kitapta dinozorlardan bahsedilmemesi de garip gelmeyecektir (dini kitaplarin her birinin icindeki tarih yanini dusununce anka kusundan bahsedilirken dinozorlarin iskalanmis olmasi garip gelebilir), tanri dinozor fosillerini inancimizi sinamak icin topraga gommustur.
reddettiginiz dinleri arastirin, okuyun, eger bunu yapmadiysaniz inanmiyorum degil bilmiyorum deyin. bilmemekten cekinmeyin, saklamayin. bilgi sahibi olmadiginiz bir konunun karsisinda olamayacaginizi unutmayin.
fikirlerinizi insanlara empoze etmeyin. inanlari asagi gorup kucumsemeye calismayin. olurken sizden daha rahat oluceklerini unutmayin.
insanlari inananlar ve inanmayanlar olarak ikiye ayirmayin. iyi bir insan olmanin butun yaygin dinlerce iyi goruldugunu, dinin teolojinin otesinde sosyal bir tutkal islevi gordugunu aklinizdan cikarmayin.
asla ve asla dinle bilimi birbirine karistirmayin. inanin ki insanlik tarihinden sonraki genetik cesitliligin tek bir ciftten dogal mutasyonla olusamayacak olmasi 3 buyuk dine inanan insanlar icin hicbir sey ifade etmemektedir. onlar "senin maymuna benzer bir halin var mi" lafini savunucak, isine gelenleri ise zaten kutsal kitapta yaziyor bu diyeceklerdir. ayni sekilde hicbir kitapta dinozorlardan bahsedilmemesi de garip gelmeyecektir (dini kitaplarin her birinin icindeki tarih yanini dusununce anka kusundan bahsedilirken dinozorlarin iskalanmis olmasi garip gelebilir), tanri dinozor fosillerini inancimizi sinamak icin topraga gommustur.
adam gibi ayrilmayi becerememek.
istepnede tutmak.
istemem yan cebime koyun demek.
istepnede tutmak.
istemem yan cebime koyun demek.
bu gun indirmek istedigim seyler icin verdigi uc harfli kodlari sirasiyla :
"got" "yat" "sik" ve "yrk" olan sitedir. ziyadesi ile sasirtmistir beni.
"got" "yat" "sik" ve "yrk" olan sitedir. ziyadesi ile sasirtmistir beni.
guney asyada sac anlamina gelen "ramboet" kelimseinden turemis baktikca insanin kesinlikle yiyesinin gelmedigi, ama bir kere yenildi mi birakmanin imkansiz oludugu meyve.
endonezyanin eski hollanda somurgesi olan kisimlarinda giyilen, modern kumaslardan yapilmis geleneksel kiyafetlere/elbiselere verilen isim.
hinduizmin genelde bir fil kafasi ile resmedilen insan vucutlu tanrisi.
sosyal mekanlarda bok atilan
barlarda ise nedense bir anda pesinden kosulmaya baslayan
kisa metrajli iliski.
barlarda ise nedense bir anda pesinden kosulmaya baslayan
kisa metrajli iliski.
(bkz: kok hucre)
(bkz: stem hucreleri)
demokrasi goturmektir.
soya cekimdir.
babasi ne yapiyorsa onu yapmak istiyen devlettir.
soya cekimdir.
babasi ne yapiyorsa onu yapmak istiyen devlettir.
iki bolumunu tek baslik altinda birlestirirsek:
dünyanin disina atilmis bir adimdin sen
ömrümüzse karsiliksiz sorulardi hepsi bu
su samanyolu hani avuçlarindan dökülen
kum taneleri var ya onlardan birindeyim
yeni bir yolculuga çikiyorum kar yagiyor
bir ask tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte
çocuksun sen sesindeki tipiye tutuldugum
dönüsen ve suya dönüsen sorular soruyorsun
sesin bir çaglayan olup dolduruyor uçurumlarimi
kötü bir anlaticiyim oysa ben ve ne zaman
birisi adres sorsa önce silaha davraniyorum
kekemeyim en az kasabali asklar kadar mahçup
ve üzgün kentler ariyorum ayriliklar için
bir yanlisligim bu dünyada en az senin kadar
ve sen kendi küllerini savuruyorsun daga tasa
bir daha dogmamak için dogmak diyorsun
ölümlülerin isi bir de mutlu olanlarin
onlarin hep bir öyküsü olur ve yasarlar
birakip gidemezler alistiklari ne varsa
çocuksun sen her ayrilikta imlasi bozulan
susan bir çocuktan daha büyük bir tehdit
ne olabilir, sorumun karsiligini bilmiyor kimse
kötü bir anlaticiyim oysa ben ve ne zaman
bir kaza olsa adi ask oluyor artik
asksa dünyanin çoktan unuttugu bir tansik
seni bekliyorum orda, o kirlenen ütopyada
kirpiklerime düsüyorsun bir çiy damlasi olarak
yumuyorum gözlerimi gözkapaklarimin içindesin
sonsuz bir uykuya daliyorum sonra ve sen
hiç büyümüyorsun artik iyi ki büyümüyorsun
adinla basliyorum her siire ve her misrada
esirgeyensin bagislayansin, biad ediyorum.
çocuksun sen ve bu dünya sana göre degil
2
çocuksun sen sesinin çaglayanina düstüm
bir çiçege tutundum düserken, ordayim hâlâ
sallanip durmaktayim bir saatin sarkaci
nasil gidip geliyor gidip geliyorsa öyle
zaman benim iste, nesnelesiyor tüm anlar
dursam ölürüm paramparça olur dünya
çocuksun sen sesinin çaglayanina düstügüm
uçurum diyordun bir ask uçurum özlemidir
birakiyorum öyleyse kendimi sesinin bosluguna
tutunabilecegim tüm umutlari görmiyeyim için
gözlerimi bagliyorum geceyi mendil yaparak
(gözlerim bir yerlerde daha baglanmisti, bunu
unutmuyorum unutmuyorum unutmuyorum hiç)
bir rüzgâr esse ellerin feslegen kokuyor
kirlangiçlar konuyor alnina aksamüstleri
bu yüzden bir kanat sesiyim yamaçlarda
üzgün bir erguvan agaciyla konusuyorum
ayriligin zorlastigi yerdeyim ve dalginligim
bir mülteci hüznüne dönüyor artik bu kentte
çocuksun sen alnina kirlangiçlar konan
bir bulutun pesine takilip gittigimiz yer
okyanus diyelim istersen ya da sen söyle
batik bir gemiyim orda, seni bekliyorum
upuzun bir sessizligim firtinalar patlarken
gövdem köle tacirlerinin barut yaniklari içinde
ve gittikçe acitiyor yaralarimi tuzlu su
çocuksun sen, büyümek yakismazdi hiç
gülüsünün kokusuyla yeserdi bu elma agaci
(solugunun elma kokmasi bundandi belki)
bir elma kokusuna tutundum düserken
sallanip durmaktayim bir saatin sarkaci
nasil gidip geliyor gidip geliyorsa öyle
çocuksun sen, çocugumsun
dünyanin disina atilmis bir adimdin sen
ömrümüzse karsiliksiz sorulardi hepsi bu
su samanyolu hani avuçlarindan dökülen
kum taneleri var ya onlardan birindeyim
yeni bir yolculuga çikiyorum kar yagiyor
bir ask tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte
çocuksun sen sesindeki tipiye tutuldugum
dönüsen ve suya dönüsen sorular soruyorsun
sesin bir çaglayan olup dolduruyor uçurumlarimi
kötü bir anlaticiyim oysa ben ve ne zaman
birisi adres sorsa önce silaha davraniyorum
kekemeyim en az kasabali asklar kadar mahçup
ve üzgün kentler ariyorum ayriliklar için
bir yanlisligim bu dünyada en az senin kadar
ve sen kendi küllerini savuruyorsun daga tasa
bir daha dogmamak için dogmak diyorsun
ölümlülerin isi bir de mutlu olanlarin
onlarin hep bir öyküsü olur ve yasarlar
birakip gidemezler alistiklari ne varsa
çocuksun sen her ayrilikta imlasi bozulan
susan bir çocuktan daha büyük bir tehdit
ne olabilir, sorumun karsiligini bilmiyor kimse
kötü bir anlaticiyim oysa ben ve ne zaman
bir kaza olsa adi ask oluyor artik
asksa dünyanin çoktan unuttugu bir tansik
seni bekliyorum orda, o kirlenen ütopyada
kirpiklerime düsüyorsun bir çiy damlasi olarak
yumuyorum gözlerimi gözkapaklarimin içindesin
sonsuz bir uykuya daliyorum sonra ve sen
hiç büyümüyorsun artik iyi ki büyümüyorsun
adinla basliyorum her siire ve her misrada
esirgeyensin bagislayansin, biad ediyorum.
çocuksun sen ve bu dünya sana göre degil
2
çocuksun sen sesinin çaglayanina düstüm
bir çiçege tutundum düserken, ordayim hâlâ
sallanip durmaktayim bir saatin sarkaci
nasil gidip geliyor gidip geliyorsa öyle
zaman benim iste, nesnelesiyor tüm anlar
dursam ölürüm paramparça olur dünya
çocuksun sen sesinin çaglayanina düstügüm
uçurum diyordun bir ask uçurum özlemidir
birakiyorum öyleyse kendimi sesinin bosluguna
tutunabilecegim tüm umutlari görmiyeyim için
gözlerimi bagliyorum geceyi mendil yaparak
(gözlerim bir yerlerde daha baglanmisti, bunu
unutmuyorum unutmuyorum unutmuyorum hiç)
bir rüzgâr esse ellerin feslegen kokuyor
kirlangiçlar konuyor alnina aksamüstleri
bu yüzden bir kanat sesiyim yamaçlarda
üzgün bir erguvan agaciyla konusuyorum
ayriligin zorlastigi yerdeyim ve dalginligim
bir mülteci hüznüne dönüyor artik bu kentte
çocuksun sen alnina kirlangiçlar konan
bir bulutun pesine takilip gittigimiz yer
okyanus diyelim istersen ya da sen söyle
batik bir gemiyim orda, seni bekliyorum
upuzun bir sessizligim firtinalar patlarken
gövdem köle tacirlerinin barut yaniklari içinde
ve gittikçe acitiyor yaralarimi tuzlu su
çocuksun sen, büyümek yakismazdi hiç
gülüsünün kokusuyla yeserdi bu elma agaci
(solugunun elma kokmasi bundandi belki)
bir elma kokusuna tutundum düserken
sallanip durmaktayim bir saatin sarkaci
nasil gidip geliyor gidip geliyorsa öyle
çocuksun sen, çocugumsun
baslik : evrim teorisi.
entry: #352751
meali: ne bilimsel metodolojiden anlarim, ne numerik bilimlerin gelisiminden. zaten darwin’i ne okudum ne anladim, ne de bu konuda bir caba gosterdim. hatta bu sozlukte yazilanlari bile okuma zahmeti gostermedim. insanlar evrilseler ben boyle mi kalirdim. darwin seytandir, hic insan maymuna benzer mi, ehuehuehe, dimi lan? lan? hss?
hic insanin maymunla ortak ataya sahip olmasi gibi bir sey olabilir mi? topraktan yaratildik biz, bir de adem’in ucuncu kaburgasindan. tabi, daha mantikli degil mi?
zaten darwin’i sadece bir tanri dusmani olarak biliyorum ben. kisi bilimsel dusuncenin uzerindeki ortacaga ait dogmatik baskilari kaldiracak olan adimi atmis ve modern dunyayi bir isaac newton bir albert einstein kadar sekillendirmis olabilir. ama doganin olusumunu anlatmak olabilir, insanin olusumunun anlatimi ise gunahtir. tabii oyledir. sanki elektrigi, yer cekimini, pozitronu da tanri yaratmadi mi? niye onlari aciklayinca dunyanin en buyuk bilim adami oluyorsun da insani acikliyinca seytan oluyorsun bilmiyorum. cunku dogmatik bilgiye inaniyorum ben. fundametal bir seyler yuklemisler beynime, tasplaktan okur gibi soyluyorum.
entry: #352751
meali: ne bilimsel metodolojiden anlarim, ne numerik bilimlerin gelisiminden. zaten darwin’i ne okudum ne anladim, ne de bu konuda bir caba gosterdim. hatta bu sozlukte yazilanlari bile okuma zahmeti gostermedim. insanlar evrilseler ben boyle mi kalirdim. darwin seytandir, hic insan maymuna benzer mi, ehuehuehe, dimi lan? lan? hss?
hic insanin maymunla ortak ataya sahip olmasi gibi bir sey olabilir mi? topraktan yaratildik biz, bir de adem’in ucuncu kaburgasindan. tabi, daha mantikli degil mi?
zaten darwin’i sadece bir tanri dusmani olarak biliyorum ben. kisi bilimsel dusuncenin uzerindeki ortacaga ait dogmatik baskilari kaldiracak olan adimi atmis ve modern dunyayi bir isaac newton bir albert einstein kadar sekillendirmis olabilir. ama doganin olusumunu anlatmak olabilir, insanin olusumunun anlatimi ise gunahtir. tabii oyledir. sanki elektrigi, yer cekimini, pozitronu da tanri yaratmadi mi? niye onlari aciklayinca dunyanin en buyuk bilim adami oluyorsun da insani acikliyinca seytan oluyorsun bilmiyorum. cunku dogmatik bilgiye inaniyorum ben. fundametal bir seyler yuklemisler beynime, tasplaktan okur gibi soyluyorum.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?