eski başbakanlardan bülent ecevit’in yaşamını yitirmesinden büyük üzüntü duydum. siyasi tarihimizin simge kişiliklerinden bülent ecevit, yaşamı boyunca üstlendiği görevlerde etik değerleri ön planda tutarak, benimsediği istikrarlı çizgisi, demokratik duruşu, nezaketi ve aydın kimliği ile örnek olmuştur. ecevit, devlet kademelerindeki başbakanlık ve diğer görevlerinde laik cumhuriyet’in korunması, atatürk ilkelerinin özümsenmesi, türkiye’nin her alanda gelişmesine ve çağdaşlaşmasına önemli katkılarda bulunmuştur. uluslararası alanda, türkiye’nin ve türk halkının çıkarlarının korunması için, önemli kararların altına imza atan ecevit, bu kararlarıyla ulusumuzun gönlünde saygın yer edinmiştir. türk ulusu, bülent ecevit’in ülkemize yaptığı hizmetleri, her zaman saygıyla anımsayacaktır. bülent ecevit’e tanrı’dan rahmet diliyor, ailesine ve ulusumuza baş sağlığı dileklerimi iletiyorum.
(bkz: bagzilari sicak sever)
#346556
iki dikey bir diyagonal yarmistir.
iki dikey bir diyagonal yarmistir.
kardeslik her ne kadar ilk bakildiginda ne cevherler barindirdigini belli etmese de cok kilit bir kelimedir. kutuplasmadan ve surtusmeden hicbir guzelligin dogmayacagina bilmek, bir agac gibi tek ve hur ve bir orman gibi kardescesine olmaktir.
kardeslik demek, kanindan olmayani da kardes gorebilmektir. peki her iki bacagi iki gozu olandan kardes olur mu? peki kotu insanlar(kotuyu nasil tanimlarsaniz tanimlayin), ayrimcilar, cikarcilar. bunlardan kardes olur mu? kucak acilir mi? salaklik midir, saflik midir kotuye sarilabilmek.
bilmiyorum, gunlugumde "tanrim bana yardim et" mesajlari geciyor ust uste. gostermek istiyorum insanlara okumanin, anlamanin ve sevmenin ne oldugunu. korku dolu gozlerin uzerine cekilmis nefret surmesini cikaricak bir kahraman opucuk ariyorum. bombos kaliyor sokaklar.
hosgoru diye bir kelime vardi ki, cok eski bir kitabin icinde kaybolmustu. ama okumuyor insanlar artik, dinlemiyorlar, sevmiyorlar.
aynadaki kadin soruyor peki sen ne zaman bir sevgi kelebegi oldun diye. karsilik bulamiyorum sorulara. kotuyu sev derken dedigimi acikliyamiyorum.
sanki birbirimizden cok korkuyoruz da o yuzden bu nefretimiz gibi. sanki birbirimizi tanimiyor ve anlamiyoruz. kapilarimizda daha buyuk kilitler, yastik altlarimizda daha buyuk tabancalar saklaniyor. yalan bir gulumsemenin ardinda hep sinif arkadasimizdan, patronumuzdan bir adim oteye gitmeyi diliyoruz. peki nedir derdimiz. can baba "yasadiklarini kar sanma yanina, unutma ki yasadigin kadar yakinsin sona" dedi, ve dustu bir ormanin ortasinda. duyacak kimse mi yoktu....
neden peki hep bize iyilik yapmaya calisanlari oldurduk? korkunun kani yok mu hala ellerimizde. yillarca butun otorite kurumlarinin bize sattigi sahte mutluluktan bizi kurtarmak istiyenleri neden astik?
(bkz: martin luther king) : irkciliga karsi oldugu icin olduruldu.
(bkz: mahatma gandhi) : dinlerin ayrimciligina inanmadigi icin olduruldu.
(bkz: john lennon) : baris yanlisi oldugu icin olduruldu.
(bkz: hz isa) : hos goru ve sevgi ogutledigi icin olduruldu.
her bkzi verirken ellerim sizliyor. daha nice yerli orneklerini vermiyorum ki politik olmasin yazdiklarim. otellerde bahcelerde fener alaylarinda yaktiklarimiz sessizce huzur bulsunlar kullerinde diye susuyorum. yalvariyorum dizlerimin uzerinde bkz, bkz, bkz, bkz derken...
bakiniz...
daha iyi bir dunya icin sadece bir secim gerekli. calismak, para, statu, zaman gerektirmeyen tek bir secim. kendi yok olusumuzla evrenin icini ve disini kesfetmemiz arasinda... tek... bir... secim...
korkunun ve sevginin gozleri arasinda.
korkunun gozleri daha buyuk silahlar, daha buyuk korkular, daha buyuk kabuslar.
sevginin gozleri ise silahlara harcadigimiz para ile dunyadaki fakir ve sansizlarin tamamini doyurup giydirmek.
tek bir tanesini bile disarda birakmadan.
bakiniz...
kardeslik demek, kanindan olmayani da kardes gorebilmektir. peki her iki bacagi iki gozu olandan kardes olur mu? peki kotu insanlar(kotuyu nasil tanimlarsaniz tanimlayin), ayrimcilar, cikarcilar. bunlardan kardes olur mu? kucak acilir mi? salaklik midir, saflik midir kotuye sarilabilmek.
bilmiyorum, gunlugumde "tanrim bana yardim et" mesajlari geciyor ust uste. gostermek istiyorum insanlara okumanin, anlamanin ve sevmenin ne oldugunu. korku dolu gozlerin uzerine cekilmis nefret surmesini cikaricak bir kahraman opucuk ariyorum. bombos kaliyor sokaklar.
hosgoru diye bir kelime vardi ki, cok eski bir kitabin icinde kaybolmustu. ama okumuyor insanlar artik, dinlemiyorlar, sevmiyorlar.
aynadaki kadin soruyor peki sen ne zaman bir sevgi kelebegi oldun diye. karsilik bulamiyorum sorulara. kotuyu sev derken dedigimi acikliyamiyorum.
sanki birbirimizden cok korkuyoruz da o yuzden bu nefretimiz gibi. sanki birbirimizi tanimiyor ve anlamiyoruz. kapilarimizda daha buyuk kilitler, yastik altlarimizda daha buyuk tabancalar saklaniyor. yalan bir gulumsemenin ardinda hep sinif arkadasimizdan, patronumuzdan bir adim oteye gitmeyi diliyoruz. peki nedir derdimiz. can baba "yasadiklarini kar sanma yanina, unutma ki yasadigin kadar yakinsin sona" dedi, ve dustu bir ormanin ortasinda. duyacak kimse mi yoktu....
neden peki hep bize iyilik yapmaya calisanlari oldurduk? korkunun kani yok mu hala ellerimizde. yillarca butun otorite kurumlarinin bize sattigi sahte mutluluktan bizi kurtarmak istiyenleri neden astik?
(bkz: martin luther king) : irkciliga karsi oldugu icin olduruldu.
(bkz: mahatma gandhi) : dinlerin ayrimciligina inanmadigi icin olduruldu.
(bkz: john lennon) : baris yanlisi oldugu icin olduruldu.
(bkz: hz isa) : hos goru ve sevgi ogutledigi icin olduruldu.
her bkzi verirken ellerim sizliyor. daha nice yerli orneklerini vermiyorum ki politik olmasin yazdiklarim. otellerde bahcelerde fener alaylarinda yaktiklarimiz sessizce huzur bulsunlar kullerinde diye susuyorum. yalvariyorum dizlerimin uzerinde bkz, bkz, bkz, bkz derken...
bakiniz...
daha iyi bir dunya icin sadece bir secim gerekli. calismak, para, statu, zaman gerektirmeyen tek bir secim. kendi yok olusumuzla evrenin icini ve disini kesfetmemiz arasinda... tek... bir... secim...
korkunun ve sevginin gozleri arasinda.
korkunun gozleri daha buyuk silahlar, daha buyuk korkular, daha buyuk kabuslar.
sevginin gozleri ise silahlara harcadigimiz para ile dunyadaki fakir ve sansizlarin tamamini doyurup giydirmek.
tek bir tanesini bile disarda birakmadan.
bakiniz...
deep impact adli kullanicimiz elimizi kolumuzu sallaya sallaya her firsatta belirttigimiz (en gunceli 24.10.2006 tarihli duyuru), bunun uzerine sozlugun milyon yerinde milyon farkli kereler yazilmis olan, bir entry’nin sadece gbkz, abkz dan olusamayacagina yonelik kurali yeteri kadar iplemedigi icin gecici olarak comez statusune indirgenmistir.
basarilar dileriz.
basarilar dileriz.
tyche adli kullanicimiz basliklari tanimlamak yerine basliklari kullanarak kendini tanimlamayi tercih ettigi icin taze olarak kazandigi bilgiclik unvanini kaybetmis, gecici olarak comez ozune geri donmustur.
mutluluklar dileriz.
mutluluklar dileriz.
iki kisinin aralarinda arkadasliktan fazlasi oldugunu caktirmadan ima etmek icin kullandiklari yalanlarken kabullenme metodudur.
bu eylem halk arasinda bayramlasmak diye bilinen rituelin onemli bir parcasidir. bu eylem sadece yapilmakla kalmaz, mektuplarda yazilir, telefonlarda soylenir, ve teknolojiye ayak uyduran adetler sayesinde e-maillere smslere bile girmeyi basarir.
(bkz: ince belli bardak)
eti firmasinin cikardigi sokella turevi ekmek uzerine surulebilen besin.
70lerden kalma bir ingiliz muzik grubu.
sozluge ne zaman ne yazmasi gerektigini bilmek. sozlugun genel olarak icinde bulundugu durumun farkinda olmak.
mesela gunun hangi saatlerinde ne tip entrylerin is yaptigini bilmek. sosyal etgenlerin sozlugu nasil etkiledigini anlayip duruma gore ortami yumusatici, gerici, ama genelde mukemmel oylari goturucu entryler yazma sanati.
ayrica.
(bkz: takvime gore bilgi sozluk)
mesela gunun hangi saatlerinde ne tip entrylerin is yaptigini bilmek. sosyal etgenlerin sozlugu nasil etkiledigini anlayip duruma gore ortami yumusatici, gerici, ama genelde mukemmel oylari goturucu entryler yazma sanati.
ayrica.
(bkz: takvime gore bilgi sozluk)
felsefecilerin birlesmeleriyle felsefeyi ayakta tutmak ve topluma sevdirmek amacli kurulmus topluluk.
ayni renk ve model coraptan bir kerede alti yedi cift alma sebebidir.
bence, fikrimce, dedigim dedik caldigim duduk anlamindaki chat dili ve edebiyati kisaltmasi.
ay komsularla toplandik, gulmekten kirildik, her birimiz gobisimizi farkli vektorlere hoplattik anlamina gelen internet terimi. ":-)" gibi bir seydir.
genelde piercing yada dovme gibi bir kasitli deformasyon sonrasinda kisinin icinin icine sigmamasi sonucu ortaya cikan yanlis kisiye haber verme durumu.
yesil dershaneler birligi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?