beni benden alan bjork sarkisi.
so broken,
in pieces,
my heart is so broken,
im puzzling.
here i go
trying to run ahead of that,
heart break train,
thinking,
it will never catch up with me.
im so broken,
hegan-bigur-afte-care,
so broken,
hegan-bigur-afte-care,
yeah, ha-ee, ha-ee, ha-mmm,
hegan-bigur,
** icelandic part **
wooh-ahhh-hmm...
im trying to land,
this aeroplane of ours gracefully,
but it seems just destined to crash,
im so broken,
hegan-bigur-afte-care,
my heart is so broken,
hegan-bigur-afte-care,
yeah, ha-ee, ha-ee, ha-mmm,
** icelandic part **
how can, how can,
and i sense (?)
all continuity
has vanished away
at one step at a time now baby
im so broken
hegan-ligur-afte-care
im-m-m-mmm...so broken
hegan-bigur-afte-care
yeah, ha-ee, ha-ee, ha-mmm
** icelandic part **
im so...
completely unhealable, baby
ohhh!!
ohh-er-him
im so broken
ahh-ega-migur-afte-care
yeah, ha-ee, ha-ee, ha-mmm
en-lickel-afte-sjólvar
en-neon-co-cole-ah-ahh
neo-sasar-ohh
en-mi-sshh...
raimundo amador
vamos a hacer otra? a otra!
(bkz: so broken)
bu gokkusagi bile betondan kent
- ki cogu zaman tenha -
ve yuregimdeki cicekleri umursamazsizin beni
cigneyen arabalar, yollar ve bu kalabalik;
oylesine yasamak mesaisinde hep
ve her gorusumde yollarda mutlu yuregimi
urkuten, icimdeki mavi gozlu cocugun en guzel
oyuncagini: duslerimi inciten, agizlar dolusu ve
en buyuk harflerle kural diye bagiran o malum
uyari: kopruden once son cikis
gorulesi degil midir otesi koprunun...
ya bir kalp atimi kadar yaklasacaksam
aradigim her ne ise ye...
ya duslerimin en cesur kusu konmak uzereyse
dus bahcemin ekinine...
yarini bilmemkteki o gizemli cazibe degilse
tum acilari ve acimasizligina ragmen
yasamak guzel dedirten, soylesene nedir?
ya koprunun sonundaki geceyse caresi
firtinalar vadisinde yalniz bir kir cicegi
kuskunlugumun...
kopruden once son cikis
yasamakla orselenmis tum yureklerin
sakli ve sinsi kaygilari...
kabuslari, yani sevmek korkakligi!
duslerime senaryo yazmaktan urken, hayata ve
onu yasamaya erkenden kiriknot vermis,
askin mutlulugun-delinin kuyuya attigi taslarin-
tek ve dogru bir aciklamasi olduguna
inanmis yureklerin kurallari...yasaklari...
d o g r u l a r i . . .
dogru nedir anlatsana!
nasil yasar, neyle beslenir?
bencil mi yoksa sevecen midir?
gozleri varmidir mesela
ve varsa bile seninkiler kadar guzelmidir?
artik cok gec; k o p r u d e y i m
ariyorsam, ariyorsam yanitlari
soruyorsam ve sorguluyorsam
ve bir anlam olmali diyorsam her carpisinda yuregimin...
yasamak zor bi oyun!
sen, sarkilar soylemeye devam ettigim,
benimlesin biliyorum.
dus tarlamin,
kuralsiz, yasaksiz, dogrusuz bahcemin ekini
n e r d e s i n ?
bin900doksansekizinci 17 mart gecesi 03.57 istanbul
feridun duzagac
- ki cogu zaman tenha -
ve yuregimdeki cicekleri umursamazsizin beni
cigneyen arabalar, yollar ve bu kalabalik;
oylesine yasamak mesaisinde hep
ve her gorusumde yollarda mutlu yuregimi
urkuten, icimdeki mavi gozlu cocugun en guzel
oyuncagini: duslerimi inciten, agizlar dolusu ve
en buyuk harflerle kural diye bagiran o malum
uyari: kopruden once son cikis
gorulesi degil midir otesi koprunun...
ya bir kalp atimi kadar yaklasacaksam
aradigim her ne ise ye...
ya duslerimin en cesur kusu konmak uzereyse
dus bahcemin ekinine...
yarini bilmemkteki o gizemli cazibe degilse
tum acilari ve acimasizligina ragmen
yasamak guzel dedirten, soylesene nedir?
ya koprunun sonundaki geceyse caresi
firtinalar vadisinde yalniz bir kir cicegi
kuskunlugumun...
kopruden once son cikis
yasamakla orselenmis tum yureklerin
sakli ve sinsi kaygilari...
kabuslari, yani sevmek korkakligi!
duslerime senaryo yazmaktan urken, hayata ve
onu yasamaya erkenden kiriknot vermis,
askin mutlulugun-delinin kuyuya attigi taslarin-
tek ve dogru bir aciklamasi olduguna
inanmis yureklerin kurallari...yasaklari...
d o g r u l a r i . . .
dogru nedir anlatsana!
nasil yasar, neyle beslenir?
bencil mi yoksa sevecen midir?
gozleri varmidir mesela
ve varsa bile seninkiler kadar guzelmidir?
artik cok gec; k o p r u d e y i m
ariyorsam, ariyorsam yanitlari
soruyorsam ve sorguluyorsam
ve bir anlam olmali diyorsam her carpisinda yuregimin...
yasamak zor bi oyun!
sen, sarkilar soylemeye devam ettigim,
benimlesin biliyorum.
dus tarlamin,
kuralsiz, yasaksiz, dogrusuz bahcemin ekini
n e r d e s i n ?
bin900doksansekizinci 17 mart gecesi 03.57 istanbul
feridun duzagac
her turlu kil tuy pisligi icine ceken bilgisayar aparatidir, bu yonuyle vakumlu mu acaba diye icini acip kurcaladigim cok olmu$tur. klavyenin cali$ma prensibi baz alinarak bir elektrik supurgesi yapilirsa asrin harikasi, bin yilin bulu$u olur, tadindan yenmez.
(bkz: bir gun beni de yutar bu)
(bkz: bir gun beni de yutar bu)
toplam 5 harf iki heceden olu$an lakin bir turlu gidenin arkasindan soylenemeyen kelimecik. gurur kahrolasi bir $eydir ve en cok bu durumlarda hortlar, yol verdiginiz ki$i sizden bu kelimeyi duyabilmek icin gozunuzun icine icine bakar, gikiniz cikmaz, sirtini doner ve gider... gitme diye fisildarsiniz duymayacagini hissettiginiz bi anda, duymaz nitekim.. dondurmeye ecriniz yoktur artik, olan olmu$tur; bununla birlikte sizin de icinizde gitmelerin cagi ba$lar: gecmi$ olsun.
(bkz: bilgisayar)
kullanici sozu dinlemeyen, onun bunun virusunu bunyesine toplayip house party yaparken, ayni misafirperverligi cdlere gostermeyip onlari zirt pirt cd-rom dan di$ari ucuran, yok klavyem eskidi yok ramim $i$ti gibi bikbiklerle kafa utuleyen ve tum bunlari garanti suresinin dolmasindan bir ay sonra yapmaya ba$layip efendisini zivanadan cikaran bilgisayarlara kar$i olu$an bastirilmi$ gudu
(bkz: feridun duzagac)
a$ktan uzak, sevgi kavramini bilmeyen; beyin iktidarlarini hormonlarina kaptiran korpe kizlarimizin yalan yanli$ bir suru $ey ya$adiktan sonra "beybabam kiziyor bak karnim da buyudu, artik ili$kimizin adini koyalim" diye serzeni$leri sonucu vuku bulan eylem. yalniz bu tarz bir iliskinin adi var kendi yoktur, zira beyinlerini $i$irmek yerine goguslerini $i$irmeyi tercih eden bu insan evlatlari evliligi bir imzadan ya da cocuguna verilecek soyadindan ibaret sanmaktadirlar.
ustelik kendini bilen, birbirini akli ve kalbiyle seven iki insanin ili$kisine isim koymasina ne hacet!
(bkz: kizdim ben buna)
(bkz: yok boyle bir sey)
ustelik kendini bilen, birbirini akli ve kalbiyle seven iki insanin ili$kisine isim koymasina ne hacet!
(bkz: kizdim ben buna)
(bkz: yok boyle bir sey)
yapi formulune gore karbonhidrat olmasi gerekirken acik formulu munasebetiyle bu hakkindan feragat eden organik bile$ik.
fikri ho$, zemini bo$ bir kampanyadir kanaatimce. zira $imdiden itibaren kullanmaya ba$larsak sozlugun icindeki zilyon kez gecen entry,faq vs. kelimeleri boynu bukuk kalacak.
(bkz: zamaninda yapmadilar bunu)
(bkz: zamaninda yapmadilar bunu)
msn de en cok tercih edilen, bold haliyle gozlere $enlik yazi tipi.
konum itibariyle yapmaya vakif olamayacagim eylem.
(bkz: bir gun herkes jedi olacak)
(bkz: bir gun herkes jedi olacak)
hilkat garibesi anlamina gelir.
ronesans donemi’nde farkina varilan" sanat yapabilmek icin toplumun refah seviyesinin yukselmis olmasi gerekir" mantigini bugun idrak edememi$ insanciklarin; ekonomik du$kunlukten ileri geldigine kanaat getirdigim cahilligini ust ba$ davrani$ muzik zevki vs.sine yansitan yurdum insanlarini kucumseme bicimi.
mutant formu carkifelek olan kelime oyunu.
motor sporu yarislarinda finish anlamina gelen, bagimsiziligi simgelemiyor olmasi yonuyle kutsal sayilmayan bayrak cesididir. yalniz neden damalidir orasini ben de cozmus degilim.
(bkz: biz yaptik oldu)
(bkz: biz yaptik oldu)
bbgyi gozetleyen insan kumesiyle kadinin sesine kulak veren insan kumesi ayrik kumeleri oynamak ote dursun kesi$imde kalmakla bile tatmin olmami$lardir. zira bunlar matematikte e$ kumeler olarak adlandirilirken halk arasinda da al birini vur otekine diye nitelendirilir.
kirden yuzu gozu gorunmeyen araba cam ve yuzeylerinin haline iclenen; onlara agiz olmayi huy edinmi$ mahalle sakinlerinin i$aret parmagiyla olu$turuverdigi isyan cumlesi.
(bkz: it yalasa doyar)
(bkz: it yalasa doyar)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?