doğrudur.
eğer bi ülkede kapatılan bir parti aynı kişilerce göz göre göre gözümüze soka soka tekrar a çı la bi li yor sa;
ve aynı ülke bu gün bi çaycıdan bile sabıka kaydı isteyip bu parti açanların geçmişiyle ilgilenmiyorsa,
okumak için o ülkede üstüne para ödeniyorsa,
para olmadan okunamıyorsa.
ülkenin güneyinde iş, sosyal yaşam geliştirilmiyor; bazı vatan hainlerinin bundan istifade edip gençlerin aklını parayla çelip dağa çıkarmasına müsade ediyorsa,
küçücük çocukları 1 ytl ye (polise taş atma pahasına) muhtaç ediyorsa
sizce de bu gidiş normal değil mi ?
an itibariyle anlaşıldığı üzere nickine yapılan yorumları üzerine alınan biri.
sanırım bütünleşmiş nickiyle.
ben hiç ordan bakmamıştım bak..
sanırım bütünleşmiş nickiyle.
ben hiç ordan bakmamıştım bak..
sanırım yakında bunu uçuracaklar sözlükten.
elleri olmayan erkektir.
çok güçlü bir afrodizyaktır.
etsiz çiğköfteyle nasıl güzel gidiyor bu meret anlatamam..
şimdi ;
marul üstüne çiğ köfte üstüne acı sosu üzerine biraz limon ve en üste roka sonrada hoopp mideye..
şimdi ;
marul üstüne çiğ köfte üstüne acı sosu üzerine biraz limon ve en üste roka sonrada hoopp mideye..
ismi engin soyismi ar olan bi insanın isim ve soyisminin bitişik yazılmasından başka bir şey çağrıştırmadı bana.
zort dediği deliğini görmek isteyip hala göremediğim çalgı.
aşk acısı benim için bana aşkdan daha çok haz veren şeydir
zira sahip olunan bi zaman sonra çekicilğini kaybeder
peki ya sahip olunmayan öylemidir
her daim taze her daim diri..
aşk gibidir.
bu da aşk gibi bi şey mesela.
zira sahip olunan bi zaman sonra çekicilğini kaybeder
peki ya sahip olunmayan öylemidir
her daim taze her daim diri..
aşk gibidir.
bu da aşk gibi bi şey mesela.
(bkz: kolera )
koyu bir yıldız tilbe hayranı olduğu anlaşılan sözlükdaş..
(bkz: sabuha )
*ey ismimin bütün harfleri, ey benim benliğim, benliğimin seni...her ânımın şimdisi. her gecikmişliğimin telâfisi....eksik parçamı arar gibi seni arıyorum ben. sen de beni ara. boşluğunu doldur, eksiğini tamamla..dünya dediğin bir kaza ertesi. aç kapılarını. elinle koymuş gibi bıraktığın yerde bul beni. *
gibi şiirimsi yazılar içeren şahane kitap...
gibi şiirimsi yazılar içeren şahane kitap...
" kötülük nedir ? kime göredir ? hâl midir? irademidir ? şeytan sonra ! kötülüğün nesidir ? sebebi midir ? bahanesi mi?!? "
şeklinde bi soruyla bana dün gece dumurlardan dumur yaşatan kitap..
şeklinde bi soruyla bana dün gece dumurlardan dumur yaşatan kitap..
15.yüzyilda karpatlarda ( bu günün romanya sınırları ) yaşayan bu hükümdar çeşitli işkence stilleriyle nam salmış bir abimizdir...
aynı zamanda ölüsü ele geçirilemediği iddia edildiği için drakula olarak da bilinir..
şimdi gelelim kısaca hihayemize...
kendisi zamanında osmanlı himayesinde bulunmuş.
osmanlının çıkarları için saraya getirilen bu çocuk ileride fatih sultan mehmet ile çok sıkı bir dostluk kurmuştur..
tam anlamıyla osmanlı kültürüyle yetişmiş ve çok iyi türkçe konuştuğu söylenir...
fatih sultan mehmet ile dostlukları yıllar içerisinde iyice perkinleşir..
ve sultan tahta çıktığında ilk iş olarak en yakın dostunu eflaka bağımlı prens olarak gönderir..
ancak zaman içinde kazıklı voyvoda bu bağımlılığa sadık kalmaz..
ve hüküm sürdüğü eflakda onbinlerce insanı " adalet" adı altında canice katleder..
işkence stilleri o kadar kan dondurucudur ki..
ünvanını da bu şekilde alır..
insanları kazığa oturtma şekli ise tamamen acımasız dır..
kurbanını günlerce bu kazıkta tutabilecek şekilde oturtan bu cani , kurbanlarının ortasında yemek yemektende ayrıca zevk alır..
bebeğine süt veren bir anne gördüğü zaman kadının göğüslerini kesip yerine bebeğin kafasını diktirdiği de rivayet edilir..
ayrıca bekaretini koruyamayan genç kızların derilerini ibreti alem için de yüzdürdüğü söylenir..
insanların ondan delice korktukları yazılır..
öyle ki ; şehir merkezine altından bir kap koyduğunda kimse onu çalmaya cesaret edemez..
işin ilginç yanı ise kazıklı voyvodanın bu işkenceleri osmanlının himayesindeyken öğrenmesi..
ve bizzat onu uyarmaya gelen osmanlı elçilerine uygulamasıdır..
kimi tarihcilere göre osmanlı elçilerini kazığa oturtmamış,kendisin huzurunda geleneklerinden ötürü sarıklarını açmadıkları için "şimdi ben de sizi geleneklerinize daha bağlı yapacağım" diyerek sarıklarını kafalarına çiviletmiştir.
çok değişik bir adalet anlayışı olan bu caninin sonu ise zamanında en yakın arkadaşı olan fatih sultan mehmetin ellerinden olur..
fatih sultan mehmet en yakın arkadaşını öldürdükten sonra kafasını kesmiş ve şöyle bağırmıştır :
"tüm dünyayı yenen ben, bu hayatta sadece arkadaşlığa kaybettim..."
ancak ölümünden sonra ki şehir efsaneleri hiç durulmamış kendisinin vampir olduğu bile iddia edilmiştir..
bunu kuvvetlendiren ihtimallerden biri ise kazıklı voyvodanın gömüldüğü yerde bedeninin bulunamamsı olmuştur..
kendisi romanyada halk kahramanı olarak bilinir ve yaptıklarınında toplumun genel ahlakı ve düzeni için olduğu savunulur..
şatosu yılda milyonlarca hayranı tarafından ziyaret edilen bu cani;
sizce de bir prens olmak için fazla kötü değilmi ?!...
dip not: kazıklı voyvodanın ironik anlamda günümüzde ki diğer benzerlerinin hayranları düşünülürse, sanırım bazı şeyler için kesin konuşmamakta yarar var
kaynak :http://mavigibiyim.blogspot.com/
aynı zamanda ölüsü ele geçirilemediği iddia edildiği için drakula olarak da bilinir..
şimdi gelelim kısaca hihayemize...
kendisi zamanında osmanlı himayesinde bulunmuş.
osmanlının çıkarları için saraya getirilen bu çocuk ileride fatih sultan mehmet ile çok sıkı bir dostluk kurmuştur..
tam anlamıyla osmanlı kültürüyle yetişmiş ve çok iyi türkçe konuştuğu söylenir...
fatih sultan mehmet ile dostlukları yıllar içerisinde iyice perkinleşir..
ve sultan tahta çıktığında ilk iş olarak en yakın dostunu eflaka bağımlı prens olarak gönderir..
ancak zaman içinde kazıklı voyvoda bu bağımlılığa sadık kalmaz..
ve hüküm sürdüğü eflakda onbinlerce insanı " adalet" adı altında canice katleder..
işkence stilleri o kadar kan dondurucudur ki..
ünvanını da bu şekilde alır..
insanları kazığa oturtma şekli ise tamamen acımasız dır..
kurbanını günlerce bu kazıkta tutabilecek şekilde oturtan bu cani , kurbanlarının ortasında yemek yemektende ayrıca zevk alır..
bebeğine süt veren bir anne gördüğü zaman kadının göğüslerini kesip yerine bebeğin kafasını diktirdiği de rivayet edilir..
ayrıca bekaretini koruyamayan genç kızların derilerini ibreti alem için de yüzdürdüğü söylenir..
insanların ondan delice korktukları yazılır..
öyle ki ; şehir merkezine altından bir kap koyduğunda kimse onu çalmaya cesaret edemez..
işin ilginç yanı ise kazıklı voyvodanın bu işkenceleri osmanlının himayesindeyken öğrenmesi..
ve bizzat onu uyarmaya gelen osmanlı elçilerine uygulamasıdır..
kimi tarihcilere göre osmanlı elçilerini kazığa oturtmamış,kendisin huzurunda geleneklerinden ötürü sarıklarını açmadıkları için "şimdi ben de sizi geleneklerinize daha bağlı yapacağım" diyerek sarıklarını kafalarına çiviletmiştir.
çok değişik bir adalet anlayışı olan bu caninin sonu ise zamanında en yakın arkadaşı olan fatih sultan mehmetin ellerinden olur..
fatih sultan mehmet en yakın arkadaşını öldürdükten sonra kafasını kesmiş ve şöyle bağırmıştır :
"tüm dünyayı yenen ben, bu hayatta sadece arkadaşlığa kaybettim..."
ancak ölümünden sonra ki şehir efsaneleri hiç durulmamış kendisinin vampir olduğu bile iddia edilmiştir..
bunu kuvvetlendiren ihtimallerden biri ise kazıklı voyvodanın gömüldüğü yerde bedeninin bulunamamsı olmuştur..
kendisi romanyada halk kahramanı olarak bilinir ve yaptıklarınında toplumun genel ahlakı ve düzeni için olduğu savunulur..
şatosu yılda milyonlarca hayranı tarafından ziyaret edilen bu cani;
sizce de bir prens olmak için fazla kötü değilmi ?!...
dip not: kazıklı voyvodanın ironik anlamda günümüzde ki diğer benzerlerinin hayranları düşünülürse, sanırım bazı şeyler için kesin konuşmamakta yarar var
kaynak :http://mavigibiyim.blogspot.com/
bu nasıl bir fantazidir allah ım
(bkz: miller )
bazen öyle zor bi eylemdir ki..
senaristleri çok baba olan türk dizisidir.
bir demet tiyatro havası vardır.
olsun yine de izlenesidir.
bir demet tiyatro havası vardır.
olsun yine de izlenesidir.
bi ara ismimden mütevellit uzun süre kullandığım takma ismim.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?