birbirleriyle en iyi uyum gosteren renkler.
uluslararası iliskiler mezunu olmasının da sundugu haber programına bu kadar hakim olmasında katkısı vardır.
adının ece oldugunu tahmin ettigim bilgic adayı.
hosgelmistir.
hosgelmistir.
"dun sesim kısılana dek rap yaptım
sanırım kayda almalıydım
dusmanlarıma ekmek attım
anlamlarıma anlam kattım
ozurlerime sarıldım
saat 02.10, acım"
sanırım kayda almalıydım
dusmanlarıma ekmek attım
anlamlarıma anlam kattım
ozurlerime sarıldım
saat 02.10, acım"
kızım olursa adını destina koymalıyım dedirtebilmiş mukemmel yeni turku sarkısı.
edit: bir alttaki entryden sonra kızımın adını koymaktan vazgectim.
edit: bir alttaki entryden sonra kızımın adını koymaktan vazgectim.
yavuz bulent bakilerin bu siiri hatırlatır bana ankarayı.
4 yıl boyunca her haftam cebeci istasyonundan "o"nun tarafından haydarpasaya ugurlanarak gecti.
tuhaf duygular, tuhaf acılar...
cebeci istasyonu’nda bir akşam üstü...
incecikten bir yağmur yağıyordu yollara,
yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi.
sıcak bir kara sevda,
yüreğimizin başında bağdaş kurup oturmuştu.
acımsı,buruk,
mühürlenmişti ağzımız bir sessizlik içinde.
sessizliği üstümüzden atamıyorduk,
bir saçak altında kararsız,yorgun,
saatlerce duruyorduk,
kimse görmüyordu bizi...
cebeci istasyonu’nda bir akşam üstü...
yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi.
cebeci istasyonu’nda bir akşam üstü...
bir başka türlüydü bu insanlar,
sen bir başka türlüydün,
gözlerin yine öyle bir bilinmez renkteydi,
gözlerin gözlerimde erimekteydi.
bir mermer heykel gibi yanımda duruyordun,
beni bırakma diyordun...
meyhane sarhoşları gibi sırılsıklam,
bir yalnızlık duyuyorduk,
ağlıyordun,ağlıyordun...
cebeci istasyonu’nda bir tren,
nefes nefese soluyordu.
gerilmiş bir keman teli gibiydik...
ankara kalesi’nde bir eski çalar saat,
bilmem kaça vuruyordu.
bir yağmur yağıyor inceden ince,
içimizdeki binbir düşünce,
harmanlar misali savruluyordu.
islanmış bir ceylan yavrusu gibi,
tiril tiril titriyordun,
gitsek,gitsek diyordun...
yüreğimin atışından deli gönlümce,
sırıl sıklam,paramparça,permeperişan,
türküler söylüyordum,
ağlıyordun,ağlıyordun...
şimdi,şimdi seni düşünüyorum...
cebeci yollarında rüzgarlar esiyor,serin,
paramparça düşmüş gönül ufkuma,
iki yıldız gibi gözlerin.
gel ey!ciğerime saplanan hançer,
gel ey!yüreğime oturmuş kurşun,
göçmen kuşlar gibi çok uzaklardan,
gel artık,
ne olursun...
4 yıl boyunca her haftam cebeci istasyonundan "o"nun tarafından haydarpasaya ugurlanarak gecti.
tuhaf duygular, tuhaf acılar...
cebeci istasyonu’nda bir akşam üstü...
incecikten bir yağmur yağıyordu yollara,
yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi.
sıcak bir kara sevda,
yüreğimizin başında bağdaş kurup oturmuştu.
acımsı,buruk,
mühürlenmişti ağzımız bir sessizlik içinde.
sessizliği üstümüzden atamıyorduk,
bir saçak altında kararsız,yorgun,
saatlerce duruyorduk,
kimse görmüyordu bizi...
cebeci istasyonu’nda bir akşam üstü...
yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi.
cebeci istasyonu’nda bir akşam üstü...
bir başka türlüydü bu insanlar,
sen bir başka türlüydün,
gözlerin yine öyle bir bilinmez renkteydi,
gözlerin gözlerimde erimekteydi.
bir mermer heykel gibi yanımda duruyordun,
beni bırakma diyordun...
meyhane sarhoşları gibi sırılsıklam,
bir yalnızlık duyuyorduk,
ağlıyordun,ağlıyordun...
cebeci istasyonu’nda bir tren,
nefes nefese soluyordu.
gerilmiş bir keman teli gibiydik...
ankara kalesi’nde bir eski çalar saat,
bilmem kaça vuruyordu.
bir yağmur yağıyor inceden ince,
içimizdeki binbir düşünce,
harmanlar misali savruluyordu.
islanmış bir ceylan yavrusu gibi,
tiril tiril titriyordun,
gitsek,gitsek diyordun...
yüreğimin atışından deli gönlümce,
sırıl sıklam,paramparça,permeperişan,
türküler söylüyordum,
ağlıyordun,ağlıyordun...
şimdi,şimdi seni düşünüyorum...
cebeci yollarında rüzgarlar esiyor,serin,
paramparça düşmüş gönül ufkuma,
iki yıldız gibi gözlerin.
gel ey!ciğerime saplanan hançer,
gel ey!yüreğime oturmuş kurşun,
göçmen kuşlar gibi çok uzaklardan,
gel artık,
ne olursun...
an itibariyle okumamla benim de favori quotelarımdan biri haline gelmiş soz.
sozluk sloganı olabilir mi acaba diye de dusundurdu.
sozluk sloganı olabilir mi acaba diye de dusundurdu.
hafifce dovulmesinde fayda vardır.
karadenizin en guzel oldugu yerdir.
sebnem ferah - gunaydın sevgilim esliginde operek uyandırmak hele bi de haftasonuysa tadından yenmiyor.
olum orucunda gariban yandasları dısarıda aclıktan slogan atamayacak hale gelmesine ragmen,orhan dogan, hatip dicle, ahmet turk, leyla zana dortlusunden her biri her gun dısarıdaki halaylara eslik edebilmişti. babam bunun uzerine cadırlarına arkadan yemek getiriyorlar demişti.
nitekim o sırada olum orucundan digerleri kıvranırken bu dordu kilo bile vermemiştir.
ilginç tipler bunlar.
nitekim o sırada olum orucundan digerleri kıvranırken bu dordu kilo bile vermemiştir.
ilginç tipler bunlar.
ozellikle siyasi icerikli baslıklarda partizanlıktan once tarafsız yorumlar yapmayı becerebilen bilgic.
solcuların dısarıya daha acık olmaları, sorunlarını, dusuncelerini tartısmaya ve bunları altlarını doldurabildikleri bir zemin uzerinde savunmaya daha yatkın olmalarının dogurdugu sonuctur.
sagcıların ne yazık ki okumaya ve tartısarak gelistirme dusuncesine yakın olmamaları da bu sonucu tetikleyen en onemli etkendir.
sagcıların ne yazık ki okumaya ve tartısarak gelistirme dusuncesine yakın olmamaları da bu sonucu tetikleyen en onemli etkendir.
solcuların memleketin amına koyabilecek guce erisememesi sebebiyle curutulememis, uzun bir zaman da curutulemeyecek tez.
bugun itibariyle hollandalı asırı sagcı milletvekili geert wildersin ortaya attıgı tekliftir.
buradan kendilerine ve sulalesine selamlar ederim.
haberin detayları icin:
http://www.milliyet.com.tr/2007/08/08/son/sondun20.asp
buradan kendilerine ve sulalesine selamlar ederim.
haberin detayları icin:
http://www.milliyet.com.tr/2007/08/08/son/sondun20.asp
(bkz: yahu ben 35 senedir iciyorum bagımlılık yapmadı)
bagımlılık tartısmasına son noktayı koymus bir abimizin sozudur.
bagımlılık tartısmasına son noktayı koymus bir abimizin sozudur.
taksimde alternatif eglence mekan(lar)ı.
bir tanesi galatasaray lisesinin caprazında,ara cafe’nin sokagında, nejat islerin tezgahının karsısındadır. guzel calsalar da mekan cok basık ve bogucu.
digeri lebi deryanın oldugu sokaktadır. buranın adı dogzstar teras diye gecer,burası diger subesine nazaran daha eglenilesi bir mekandır.
bir tanesi galatasaray lisesinin caprazında,ara cafe’nin sokagında, nejat islerin tezgahının karsısındadır. guzel calsalar da mekan cok basık ve bogucu.
digeri lebi deryanın oldugu sokaktadır. buranın adı dogzstar teras diye gecer,burası diger subesine nazaran daha eglenilesi bir mekandır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?