din,felsefe,varoluş vs konularında yıllardır yaptığım araştırmalar sonucu fütürist bir düşünce yapısı oluştu bende. bunun sonucu olarak da ailemin olduğu bir ortamda aynen şöyle bir söz söyledim ;
'günün birinde insanların biyolojik bir bedene ihtiyacı kalmayacak, insanlar için önemli olan bilinçtir. bilinçlerini sanal bir ortama geçirebilecekler. bundan sonra bizi sürekli hasta eden,kabiliyet kapasitesi kısıtlı,zamanı gelince ölen bir bedende yaşamaktansa server'larda sonsuza kadar varlığımızı sürdürürüz, evreni bilinçlerimiz ışık hızında bile seyahat edebilir'
Abimin Tepkisi : - Ne içiyosun olm söyle ben de içeyim, kokain mi bonzai mi ahhahah
Annemin Tepkisi : Bu çocuğu görüştüğü arkadaşları bu hale getirdi galiba.
Babamın Tepkisi : Böyle devam edersen dinden çıkacaksın, diğer tarafta sonun hiç iyi olmayacak..
Ben de dedim ki lan galiba ben uçuyorum..
Ama sonra google'da ufak bir araştırma yaptım, ben tek değilmişim,
SpaceX ile Mars'a koloni kuracak,uzaya turist taşıyacak, Tesla ile elektrikli otomobil üreten şirketin kurucu ceo'su Elon Musk tamamen benle aynı düşüncede.
Homo Sapiens ve Homo Deus kitabının yazarı Harari, benimle tamamen aynı düşüncede.
Google Ceo'su benimle aynı düşüncede ve bu iş için milyonlarca dolar kaynak ayırmış..
ve bir çok Fütürist böyle düşünüyor..
demek ki yalnız değilmişim..
yıllardır kapağı kaldırıp boş boş bakarım ama ne anlama geldiğini daha çözemedim
Erkek,uzun süreli sevgilisinden ayrılınca o güne kadar bütün kadınlarla irtibatı kestiğinden haftalarca bir kadınla bile mesajlaşamazken, Kadın,uzun süreli sevgilisinden ayrıldığının ertesi gününden itibaren o gün ilk defa ortaya çıkan Meriç'lerle rakı balığa gidebiliyor.
eski zamanlarda biri uzun süreli ilişki olmak üzere 3-4 sevgili bulduğum aracı yazılım. son 2 yıldır ayağa düştü, eskortlar, şişko ama aradığı beyaz atlı prens kriterlerini yazmış kadınlar.. 2 yıldır istediğim verimi alamıyorum. tek tük kızlarla tanışıyorum onlarla da devamı gelmiyor. her şey boku çıkmadan güzeldir. aynı icq ve msn gibi.
standart olarak küçük ve bakımlı olması beklenir. bu kritere uymayan ayaklar toplum tarafından dışlanır. ekşisözlükte,magazin haberlerinde falan demet akalın'ın, merve boluğur'un biçimsiz ayakları hakkında sürekli gündemler mevcut. ulan insanlar yüz binlerce yıl çıplak ayakla o aslandan bu timsahtan kaçmadı mı, çıplak ayakla koşup geyik avlamadı mı. hepsini yaptı. biçimsiz ayak erkek kadın fark etmez bizim fiziksel mirasımızdır. şurada 100-200 yıldır ayaklar biraz küçüldü,kremlendi,pedikür falan yapıldı,ondan bundan kaçmayı unuttuk diye bize ilk çağlardan kalan mirasımızı görmezlikten gelemeyiz. bırakın ayakla uğraşmayı.
bu kitabı ve devamı homo deus kitabını okuyup da ateizm'e adım atmayan bir kişi bile yoktur diye düşünüyorum. okuma özürlüler www.seslenenkitap.com adresinden okunmuşunu cep telefonuna ses dosyası olarak satın alıp güzel güzel dinleyebilir.
not: hükümet bu kitabı halen neden yasaklamadı acaba, çünkü hiç biri okumadı, okusa da anlamaz. bu yüzden farkında bile değiller
not: hükümet bu kitabı halen neden yasaklamadı acaba, çünkü hiç biri okumadı, okusa da anlamaz. bu yüzden farkında bile değiller
bu başlık altında ilgimi çeken nokta şu oldu, bacağından vurulan adamı tedavisi yapıldıktan sonra polis göz altına alıp ifadesini alması lazım. çünkü bu adli bir vakadır. tedavi olup hadi eyvallah diye çıkmak nedir.
maslow,freud,carl gustav jung ve en iyi 100 cinsel psikolog neyde hem fikir kalıyor ;
bir homo-sapiens can güvenliğini sağlama alıp, karnını da doyurduktan sonra ilk aklına gelen cinselliktir. şimdi bu tartışmasız bir gerçek
ortadoğu çomarları her ne kadar böyle bir şey yok gibi davransa da yaşanan aşırı tepkiler ortada. (tecavüz edemeyince tekme atmak vs)
neyse şimdi konumuza dönelim, medeni erkeklerde şöyle bir baskılama sistemi gelişti, uzun süre seks yapmayınca seksten bir süreliğine umudunu kesiyor, kendini bilgisayar oyununa,pokere,dizi izlemeye falan verebiliyor. ancak kendine sevgili yapıp düzenli seks moduna geçince vücut olması gereken moda giriyor. bu seks bir gün aniden biterse umudu kesme dönemine kadar aşırı stressli bir fetret devri başlıyor. bu bir kaç ay sürebiliyor. işte bu süre çok kritik. abzalalıktan beyni duran erkeğimiz çok acil yeni bir kadın bulamaz ise düzenli sekse hemen ulaşmak için yol arıyor.bu noktada artık beyindeki cinsel dürtüler erkeği ele geçiriyor. işte bu dönemi atlatamayan ve cinsel arzularına yenik düşen erkeğimizin en yoğun 'evlilik teklifi ettiği' dönemdir. evliliklerin büyük bir kısmı bu şekilde ortaya çıkıyor.
bir homo-sapiens can güvenliğini sağlama alıp, karnını da doyurduktan sonra ilk aklına gelen cinselliktir. şimdi bu tartışmasız bir gerçek
ortadoğu çomarları her ne kadar böyle bir şey yok gibi davransa da yaşanan aşırı tepkiler ortada. (tecavüz edemeyince tekme atmak vs)
neyse şimdi konumuza dönelim, medeni erkeklerde şöyle bir baskılama sistemi gelişti, uzun süre seks yapmayınca seksten bir süreliğine umudunu kesiyor, kendini bilgisayar oyununa,pokere,dizi izlemeye falan verebiliyor. ancak kendine sevgili yapıp düzenli seks moduna geçince vücut olması gereken moda giriyor. bu seks bir gün aniden biterse umudu kesme dönemine kadar aşırı stressli bir fetret devri başlıyor. bu bir kaç ay sürebiliyor. işte bu süre çok kritik. abzalalıktan beyni duran erkeğimiz çok acil yeni bir kadın bulamaz ise düzenli sekse hemen ulaşmak için yol arıyor.bu noktada artık beyindeki cinsel dürtüler erkeği ele geçiriyor. işte bu dönemi atlatamayan ve cinsel arzularına yenik düşen erkeğimizin en yoğun 'evlilik teklifi ettiği' dönemdir. evliliklerin büyük bir kısmı bu şekilde ortaya çıkıyor.
kapak fotoğrafını fenerbahçe yapan, durum güncellemesine beşiktaşk falan yazan kadınlar var. ben bunları hiç samimi bulmuyorum. futbol izlemeyi bir çok erkek bile bırakmışken bu saçma spora bir kadının gönülden fanatik olması imkansız. bence bunlar erkek ortamlarında ilgi manyağı oldukları için bu yolu seçmişler. yüzlerce fanatik erkeğin arasında çok az fanatik kadın olduğundan el üstünde tutuluyorlar, kendilerini iyi hissediyorlar. başka bir açıklaması olamaz.
terk edildiyse sırasıyla şu eylemleri gerçekleştirecektir ,
1- ilişki süresince hiç görmediğin duymadığın erkek arkadaşları aniden ortaya çıkacak ve onlarda rakı - balığa gidilecek.
2- sosyal medyadan rakı - balık fotoğrafları paylaşılacak
3- çok sarhoş olduğuna dair gizemli fotoğraflar paylaşılacak
4- o güne kadar ismi duyulmamış bir kız arkadaşının evinde kalınacak
1- ilişki süresince hiç görmediğin duymadığın erkek arkadaşları aniden ortaya çıkacak ve onlarda rakı - balığa gidilecek.
2- sosyal medyadan rakı - balık fotoğrafları paylaşılacak
3- çok sarhoş olduğuna dair gizemli fotoğraflar paylaşılacak
4- o güne kadar ismi duyulmamış bir kız arkadaşının evinde kalınacak
yıllardır çözemediğim bir ritüel. biri sunum yaparken,ders verirken veya bir toplantı esnasında sıcaklar ve ceketini çıkartmak ister, karşısındakine sorar 'izninizle ceketimi çıkartıyorum'. ne alakadır, niye bunun için izin isterler halen anlayabilmiş değilim. çıkart gitsin işte. bir çeşit orta doğu saygı örf'ü galiba
buna inanan insanlar %100 oranında depremleri Allah'ın cezalandırması olarak görür ve yine aynı oranda malum partiye, aynı oranda malum cumhurbaşkanına oy verirler
yıllardır arkadaşım olan ama aynı zamanda yobaz olan biri ile girdiğim diyaloğu aynen aşağıda aktarıyorum.
.. Amerika'daki hortumlara itafen yobazımız bir hortum fotoğrafı koyup, aşağıdaki gibi bir facebook yorumu yapmış,
- Gozlerindeki Korku Tufan Olur
Gözyaşları Yağmur Olur
Dünyaya İner...Kasırga Olur
#AllahınAdaleti
#mazlumunahi
- Ya abi, Amerika'nın başına gelen tufanın Amerika'nın kötü bir ülke olmasıyla, Allah'ın adaleti ile ne alakası var,adamlar sıra dışı iklimsel bir olay yaşıyorlar sadece. Ayrıca o kadar güzel önlem almışlar ki aynı tufan Müslüman ülkede olsa yüz binlerce kişi ölürdü. Adamlarda toplam 70 - 80 kişi öldü. Bütün zararı da sigorta firmaları kaşılayacaktır, çünkü sigorta sistemleri çok iyi işliyor. Yine karlı çıkacaklar. Ortada bir gazap yok yani.
- Musluman ulkelerin uzerinde oynanan oyunlarin karsiligidir bu..Ayni firavunun kendisini Tanri gormesi ve herseyin kendi elelrinde oldugunu gormesi gordukleri azap ve tufanlarda oldugu gibi simdide bir kisi yada bir ulke kalkip butun dunyayi yonetmeye kalkisir ve mazlumlara zulmederse elbette Rabbimde ona bir dur der ve uyarida bulunur..sigirta sirkerleridekendi sirketleri zaten zarar milli hasiladir..Kimsenin olmesini elbette istemeyiz ama vahsete dur deme vakti gelmis demektir
- Bence doğa olaylarının Allah'ın gazabıyla alakası yok. Eğer öyle olsaydı en kafir ülkeler Danimarka,Norveç,Belçika'da taş üstünde taş kalmazdı :)
- Lut kavmi nuh kavmi ve bircok kavmin helak olmalari hep azginliklarin karsiligi doga felaketleriyle karsilik bulmustur !!
- Hollanda'da eşcinsel evliliği serbest, İsrail azıyor, Avrupa, Amerika, Çin azgınlık peşinde, ancak henüz herhangi bir doğal afetin bunları helak ettiğini görmedim. Depremler Seller nedense hep Müslüman ülkelere en çok hasarı veriyor. Binaları sağlam yapmakla,gerekli önlemleri almakla alakalı bence
- Allah bunları once islah etsin insallah eger islahlari mumkun degilse helak olsunlar diyelim
THE END
.. Amerika'daki hortumlara itafen yobazımız bir hortum fotoğrafı koyup, aşağıdaki gibi bir facebook yorumu yapmış,
- Gozlerindeki Korku Tufan Olur
Gözyaşları Yağmur Olur
Dünyaya İner...Kasırga Olur
#AllahınAdaleti
#mazlumunahi
- Ya abi, Amerika'nın başına gelen tufanın Amerika'nın kötü bir ülke olmasıyla, Allah'ın adaleti ile ne alakası var,adamlar sıra dışı iklimsel bir olay yaşıyorlar sadece. Ayrıca o kadar güzel önlem almışlar ki aynı tufan Müslüman ülkede olsa yüz binlerce kişi ölürdü. Adamlarda toplam 70 - 80 kişi öldü. Bütün zararı da sigorta firmaları kaşılayacaktır, çünkü sigorta sistemleri çok iyi işliyor. Yine karlı çıkacaklar. Ortada bir gazap yok yani.
- Musluman ulkelerin uzerinde oynanan oyunlarin karsiligidir bu..Ayni firavunun kendisini Tanri gormesi ve herseyin kendi elelrinde oldugunu gormesi gordukleri azap ve tufanlarda oldugu gibi simdide bir kisi yada bir ulke kalkip butun dunyayi yonetmeye kalkisir ve mazlumlara zulmederse elbette Rabbimde ona bir dur der ve uyarida bulunur..sigirta sirkerleridekendi sirketleri zaten zarar milli hasiladir..Kimsenin olmesini elbette istemeyiz ama vahsete dur deme vakti gelmis demektir
- Bence doğa olaylarının Allah'ın gazabıyla alakası yok. Eğer öyle olsaydı en kafir ülkeler Danimarka,Norveç,Belçika'da taş üstünde taş kalmazdı :)
- Lut kavmi nuh kavmi ve bircok kavmin helak olmalari hep azginliklarin karsiligi doga felaketleriyle karsilik bulmustur !!
- Hollanda'da eşcinsel evliliği serbest, İsrail azıyor, Avrupa, Amerika, Çin azgınlık peşinde, ancak henüz herhangi bir doğal afetin bunları helak ettiğini görmedim. Depremler Seller nedense hep Müslüman ülkelere en çok hasarı veriyor. Binaları sağlam yapmakla,gerekli önlemleri almakla alakalı bence
- Allah bunları once islah etsin insallah eger islahlari mumkun degilse helak olsunlar diyelim
THE END
yeğenini ziken adam. gerçi yeğeni de az değil. yansımayan görüntülerde teknede severek ve isteyerek sakso çekiyor, türü türlü cilveler yapıyor.
eski karısı da bundan haberdardır bence.
ilk defa duyacak kadar mal olamaz hiç kimse.
eski karısı da bundan haberdardır bence.
ilk defa duyacak kadar mal olamaz hiç kimse.
Türk Hava Yolları ile uçup, uçuş kodunu bagajını verirken veya internette Miles&Smiles üyeliğine işlettikçe kazandığın miller belli bir oranı geçerse classic card'tan classic plus card'a yükseliniyor. tabi bunun için hesaplarıma göre, 2 yıl boyunca falan ayda ortalama 1 kere THY veya Anadolu Jet ile bir yerlere git gel yapmak gerekiyor yani kolay bir statü değil.
sonunda bu statüye hak kazanmışım ve aşağıdaki gibi bir mail geldi ;
Sayın ...
Miles&Smiles'da şimdi herşey sizin için daha avantajlı. Yeni kartınız Classic Plus size farklı güzellikler yaşatacak.
Türk Hava Yollarını tercih ederek kazanmış olduğunuz millerle Classic Plus üyeliğine geçmiş bulunduğunuzu bildirmekten mutluluk duymaktayız .
İç hat CIP salon kullanımı, iç hat "business" kontuarlarından check-in, fazla bagaj hakkı gibi Classic Plus kart avantajlarından yararlanabilmeniz için, üyelik ve bagaj kartlarınız adresinize gönderilecek olup, kartınız adresinize ulaşana kadar Miles&Smiles üyelik numaranızı kullanarak size özel tüm avantajlardan yararlanabilirsiniz.
Kartınız 2 yıl boyunca geçerli olup, web sayfamız www.thy.com.tr ve 444 0 849 danışma hattımızdan kartınız ve programımız hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz.
Miles&Smiles Programımıza gösterdiğiniz ilginin ve beraberliğimizin devamı dileğiyle...
Miles&Smiles Program Yönetim
** yani artık uçağımı fakirlerle aynı yerde beklemeyeceğim. cip salonunda votka portakalımı içerken deri koltukta bekleyeceğim. hahaha
sonunda bu statüye hak kazanmışım ve aşağıdaki gibi bir mail geldi ;
Sayın ...
Miles&Smiles'da şimdi herşey sizin için daha avantajlı. Yeni kartınız Classic Plus size farklı güzellikler yaşatacak.
Türk Hava Yollarını tercih ederek kazanmış olduğunuz millerle Classic Plus üyeliğine geçmiş bulunduğunuzu bildirmekten mutluluk duymaktayız .
İç hat CIP salon kullanımı, iç hat "business" kontuarlarından check-in, fazla bagaj hakkı gibi Classic Plus kart avantajlarından yararlanabilmeniz için, üyelik ve bagaj kartlarınız adresinize gönderilecek olup, kartınız adresinize ulaşana kadar Miles&Smiles üyelik numaranızı kullanarak size özel tüm avantajlardan yararlanabilirsiniz.
Kartınız 2 yıl boyunca geçerli olup, web sayfamız www.thy.com.tr ve 444 0 849 danışma hattımızdan kartınız ve programımız hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz.
Miles&Smiles Programımıza gösterdiğiniz ilginin ve beraberliğimizin devamı dileğiyle...
Miles&Smiles Program Yönetim
** yani artık uçağımı fakirlerle aynı yerde beklemeyeceğim. cip salonunda votka portakalımı içerken deri koltukta bekleyeceğim. hahaha
İnsanoğlunun ahlaksal açıdan gelişmesiyle yaklaşık 10.000 yıl önce icat ettiği kurum.
Daha önceleri, hayvanlarda milyonlarca yıldır var olan kanunlar geçerliydi. Kabilenin en güçlüsü bütün genç dişilere sahipti, avlanmaktan,hızlı koşmaktan,yavrulamaktan geri kalan dişiler diğer erkeklere belki ,sadece reisin izin verdiği ölçüde, yar olabilirdi. genç,diri dişiye sahip olmak isteyen erkek, kabilenin reisi ile düello yapar, ya kabileden sürülür ya da ölürdü. ta ki kabilenin reisi çaptan düşüp genç bir erkek düelloyu kazanana kadar. ister maymun belgeseli izle, ister aslanların yaşamını takip et hep böyle bir düzen var. insanlar da 200.000 yıl boyunca buna benzer bir düzende yaşadı. penguenler tek eşli falan gibi yalanlara da inanmamak lazım. eli balık tutan erkek çaptan düşünce genç erkek gelip tokatlıyor. bütün dişiler de koşa koşa eli balık tutan genç erkeğin haremine giriyor.
Aslında günümüz insanlığında da aynı düzen işliyor. Zengin alfa erkekler , genç ve diri dişileri haremine katıyorlar. Sıradan erkekler çoğunlukla hayatları boyunca 1-2 sevgili ya buluyorlar ya da bulamıyorlar. Elinde sonunda evlenmek zorunda kalıyorlar.
Etraftan gözlemlediğimizde insanlarda da milyonlarca yıllık hayvansal içgüdüler aslında tam tıkırında işliyor. Biz sadece bu dürtüleri toplumsal yasalarla bastırmaya çalışmaktan başka bir şey yapmıyoruz.
Hiç şaşmadan işleyen dürtü şu ;
Her bir kadın, bulunduğu kabilenin (çevrenin) en güçlü (zengin,karizmatik,makam sahibi,fiziği düzgün vs) erkeği ile birlikte olmaya kodlanmıştır.
Her bir ekek ise bulunduğu kabilenin (çevrenin) bütün kadınlarını maksimum defa dölleyebilmeye odaklanmıştır. (maksimum kadınla maksimum seks)
Eğer bir kadına seçtiği kişinin onu da %100 seveceği ve ona bakacağı garantisi verilse karşı komşu ilaç mümessili orta yakışıklı orta vücudlu adamla mı evlenmek ister yoksa yan komşusu yurt dışında okumuş,yakışıklı,zengin,iyi vücudlu ceo ile mi evlenmek ister ?
Bir ekek açısından da bakarsak; erkeğin elinde ömrü boyunca sınırsız kadınla sınırsız seks imkanı olsa (toplumsal baskılar,ahlak yasaları olmasa) bir kadın seçip hayatı boyunca onunla mutlu olabileceğini düşünmek bile saçmalıktır.
Bu dürtüleri ne kadar bastırmaya çalışsak da beynimizde içgüdü olarak yer edinmiş milyonlarca yıllık miraslar bizi bir çok şeyden alı koyamıyor,
Dünyanın neresine gidersen git her zaman kadınlar bulunduğu ortamın en iyi erkeğini hedefliyor. Hedefine ulaşamasa bile hedefine en yakın profillerden daha aşağı bir profille beraber kendini asla düşünemiyor bile. Kendine belirlediği sanal seviyesini düşürmektense yalnız ve sekssiz kalmayı daha kabul edilebilir buluyorlar.
Bu sırada erkekler hangi durumda ; erkekler eş bulmada çok daha zor durumda. Tüm eş arama piyasasındaki kadınlar toplumdaki %10 alfa erkeği hedefleyip onların peşindeyken, kalan %90 erkek popülasyonu da umutsuzca kadınlarla flört yapmanın yollarını tırmalıyor. Tabi sonuç başarısız.
Sonuçta ne oluyor , kocaman bir abaza erkekler ordusu ile, alfa erkekler tarafından ilgi görmemiş veya işi bitince terk edilerek mutluluk hedefine ulaşamamış kocaman bir umudunu yitirmiş kadınlar ordusu.
Işte bu noktada toplumsal ahlak devreye giriyor.
Toplumsal ahlak, insan neslinin adil bir şekilde çoğalması için insanların binlerce yıldır kafa yorduğu bir sanal düşünce sistemidir aslında.
Günümüzde toplumsal ahlak olmasaydı nasıl bir hal olacaktı, %10'luk zengin ve baskın alfa erkekler tüm kadınlara sahip olacak, %90 erkek popülasyonu da sinirli abazalar olarak yaşayacaktı. Hayır olamaz! ben tek eşliyim! vs gibi günümüzde bize dayatılan yamalara sahip çıkmayacaktı kimse. Yani tüm kadınların kendi ve çocuklarının sürünmemesi için alfaların hareminde yaşayacağı hayvansal bir düzen kurulacaktı.
Para ve güç sahibi alfalar kadınları ve çocuklarının bakımını garanti edecek, geriye kalan erkek kesimi de yoksun bir şekilde başları önde, alfa olabilmek için uğraşacaklardı.
Nerede kalmıştık, toplumsal ahlak işte tam bu noktada evlilik diye bir şey icat etti.
Evlilikte erkekler seks için alfa olmaya ihtiyaç duymuyor, alfa bulamayacağına kesin olarak karar veren kadınlar ise üreme içgüdüsünden geri kalmamak için hayvansal düzenin hüküm sürdüğü yıllarda yanından bile geçmeyeceği erkekler ile evlenmek durumunda kalıyor.
Bu sayede karşı cinsler milyonlarca yıllık dürtülerini bastırmaya çalışıyor. Erkek, tüm kadınları dölleyemese de bir tanesine razı olmak zorunda kalıyor. Kadın, alfa erkeğe ulaşıp kabilenin kraliçesi olamasa da en azından minimum geçim standartlarını sağlayıp üreyebiliyor.
Devamı Gelecek
Daha önceleri, hayvanlarda milyonlarca yıldır var olan kanunlar geçerliydi. Kabilenin en güçlüsü bütün genç dişilere sahipti, avlanmaktan,hızlı koşmaktan,yavrulamaktan geri kalan dişiler diğer erkeklere belki ,sadece reisin izin verdiği ölçüde, yar olabilirdi. genç,diri dişiye sahip olmak isteyen erkek, kabilenin reisi ile düello yapar, ya kabileden sürülür ya da ölürdü. ta ki kabilenin reisi çaptan düşüp genç bir erkek düelloyu kazanana kadar. ister maymun belgeseli izle, ister aslanların yaşamını takip et hep böyle bir düzen var. insanlar da 200.000 yıl boyunca buna benzer bir düzende yaşadı. penguenler tek eşli falan gibi yalanlara da inanmamak lazım. eli balık tutan erkek çaptan düşünce genç erkek gelip tokatlıyor. bütün dişiler de koşa koşa eli balık tutan genç erkeğin haremine giriyor.
Aslında günümüz insanlığında da aynı düzen işliyor. Zengin alfa erkekler , genç ve diri dişileri haremine katıyorlar. Sıradan erkekler çoğunlukla hayatları boyunca 1-2 sevgili ya buluyorlar ya da bulamıyorlar. Elinde sonunda evlenmek zorunda kalıyorlar.
Etraftan gözlemlediğimizde insanlarda da milyonlarca yıllık hayvansal içgüdüler aslında tam tıkırında işliyor. Biz sadece bu dürtüleri toplumsal yasalarla bastırmaya çalışmaktan başka bir şey yapmıyoruz.
Hiç şaşmadan işleyen dürtü şu ;
Her bir kadın, bulunduğu kabilenin (çevrenin) en güçlü (zengin,karizmatik,makam sahibi,fiziği düzgün vs) erkeği ile birlikte olmaya kodlanmıştır.
Her bir ekek ise bulunduğu kabilenin (çevrenin) bütün kadınlarını maksimum defa dölleyebilmeye odaklanmıştır. (maksimum kadınla maksimum seks)
Eğer bir kadına seçtiği kişinin onu da %100 seveceği ve ona bakacağı garantisi verilse karşı komşu ilaç mümessili orta yakışıklı orta vücudlu adamla mı evlenmek ister yoksa yan komşusu yurt dışında okumuş,yakışıklı,zengin,iyi vücudlu ceo ile mi evlenmek ister ?
Bir ekek açısından da bakarsak; erkeğin elinde ömrü boyunca sınırsız kadınla sınırsız seks imkanı olsa (toplumsal baskılar,ahlak yasaları olmasa) bir kadın seçip hayatı boyunca onunla mutlu olabileceğini düşünmek bile saçmalıktır.
Bu dürtüleri ne kadar bastırmaya çalışsak da beynimizde içgüdü olarak yer edinmiş milyonlarca yıllık miraslar bizi bir çok şeyden alı koyamıyor,
Dünyanın neresine gidersen git her zaman kadınlar bulunduğu ortamın en iyi erkeğini hedefliyor. Hedefine ulaşamasa bile hedefine en yakın profillerden daha aşağı bir profille beraber kendini asla düşünemiyor bile. Kendine belirlediği sanal seviyesini düşürmektense yalnız ve sekssiz kalmayı daha kabul edilebilir buluyorlar.
Bu sırada erkekler hangi durumda ; erkekler eş bulmada çok daha zor durumda. Tüm eş arama piyasasındaki kadınlar toplumdaki %10 alfa erkeği hedefleyip onların peşindeyken, kalan %90 erkek popülasyonu da umutsuzca kadınlarla flört yapmanın yollarını tırmalıyor. Tabi sonuç başarısız.
Sonuçta ne oluyor , kocaman bir abaza erkekler ordusu ile, alfa erkekler tarafından ilgi görmemiş veya işi bitince terk edilerek mutluluk hedefine ulaşamamış kocaman bir umudunu yitirmiş kadınlar ordusu.
Işte bu noktada toplumsal ahlak devreye giriyor.
Toplumsal ahlak, insan neslinin adil bir şekilde çoğalması için insanların binlerce yıldır kafa yorduğu bir sanal düşünce sistemidir aslında.
Günümüzde toplumsal ahlak olmasaydı nasıl bir hal olacaktı, %10'luk zengin ve baskın alfa erkekler tüm kadınlara sahip olacak, %90 erkek popülasyonu da sinirli abazalar olarak yaşayacaktı. Hayır olamaz! ben tek eşliyim! vs gibi günümüzde bize dayatılan yamalara sahip çıkmayacaktı kimse. Yani tüm kadınların kendi ve çocuklarının sürünmemesi için alfaların hareminde yaşayacağı hayvansal bir düzen kurulacaktı.
Para ve güç sahibi alfalar kadınları ve çocuklarının bakımını garanti edecek, geriye kalan erkek kesimi de yoksun bir şekilde başları önde, alfa olabilmek için uğraşacaklardı.
Nerede kalmıştık, toplumsal ahlak işte tam bu noktada evlilik diye bir şey icat etti.
Evlilikte erkekler seks için alfa olmaya ihtiyaç duymuyor, alfa bulamayacağına kesin olarak karar veren kadınlar ise üreme içgüdüsünden geri kalmamak için hayvansal düzenin hüküm sürdüğü yıllarda yanından bile geçmeyeceği erkekler ile evlenmek durumunda kalıyor.
Bu sayede karşı cinsler milyonlarca yıllık dürtülerini bastırmaya çalışıyor. Erkek, tüm kadınları dölleyemese de bir tanesine razı olmak zorunda kalıyor. Kadın, alfa erkeğe ulaşıp kabilenin kraliçesi olamasa da en azından minimum geçim standartlarını sağlayıp üreyebiliyor.
Devamı Gelecek
cinsellikle ilgili günlüklerinin kitap haline gelmesiyle ünlü olan sıradan bir türk kadını. tüm bu seks maceralarına rağmen (şöyle büyüktü, sabaha kadar zkti vs) adamın biri bununla evlenmiş o başka bir konu da, kendisini kızdıran takipçilere attığı kaba ve gramerden yoksun twitlerden kanım dondu.
düşünebiliyor musunuz, bunun 1,5 milyon takipçisi var ve hürriyet pazar da yazar olarak görevli.. başka bir şey demiyorum
düşünebiliyor musunuz, bunun 1,5 milyon takipçisi var ve hürriyet pazar da yazar olarak görevli.. başka bir şey demiyorum
instagram'a reklam vermişler, bir girip inceleyim derken kendimi homo deus adlı kitabı satın alırken buldum. cep telefonu android uygulaması son derece kaliteli. normal kitap okuma hızımın 3 katı falan hızla okuyan seslendirme sanatçılarıyla kitabı dinlemeye başladım. hızlı ama o kadar tane tane okumuşlar ki hayran kaldım. 30 dakika su gibi geçmiş. 450 sf lık kitabı 16 saatte okumuşlar. her fırsat bulduğum ortamda kulaklığımı takıp dinleme kararı aldım. özellikle kitap okuma özürlüler için tam aranılan çözüm.
Ayda 39,90 TL den dünyaca ünlü dizileri çekip yayınlayan online tv platformu. ancak tabii ki türkiye'de tutmadı. çünkü neden?
Senin 39,90 TL ye sattığın dizileri ben torrent'ten bedavaya izleyip indiriyorum.
bu arada netflix dizileri toplu halde platforma sürülüyor, kullanıcıları lisanslı bir şekilde alıp doya doya izlesin diye. yani hack falan yok, kasten yapılmış bir strateji. tabi bu da biz torrentçilerin işine geliyor. hop diye tüm sezonu bedavaya izliyoruz.
ha bu arada amerika ve avrupa'da torrent ayıp gibi bir şey olduğu için millet çatır çatır bu parayı veriyor. veriyor ki yapımcılar her geçen gün daha güzel diziler çekiyor.
Spartacus tüm sezonları torrentten bitirmiştim ve Spartacus fan sayfasını takip ediyordum. avrupa'dan yazan fanlar heyecanla 2. sezon 3. bölüm ne zaman yayınlanacak , çıksa da lisanslı izlesek falan yazıyorlardı. hatta tüm sezon dvd'sine 100 euro verenler vardı.
Senin 39,90 TL ye sattığın dizileri ben torrent'ten bedavaya izleyip indiriyorum.
bu arada netflix dizileri toplu halde platforma sürülüyor, kullanıcıları lisanslı bir şekilde alıp doya doya izlesin diye. yani hack falan yok, kasten yapılmış bir strateji. tabi bu da biz torrentçilerin işine geliyor. hop diye tüm sezonu bedavaya izliyoruz.
ha bu arada amerika ve avrupa'da torrent ayıp gibi bir şey olduğu için millet çatır çatır bu parayı veriyor. veriyor ki yapımcılar her geçen gün daha güzel diziler çekiyor.
Spartacus tüm sezonları torrentten bitirmiştim ve Spartacus fan sayfasını takip ediyordum. avrupa'dan yazan fanlar heyecanla 2. sezon 3. bölüm ne zaman yayınlanacak , çıksa da lisanslı izlesek falan yazıyorlardı. hatta tüm sezon dvd'sine 100 euro verenler vardı.
sadece türk medyasında gündem olmasının nedeni ortaya çıktı. her yıl kurban bayramı öncesi sahte fotoğraflarla böyle bir goygoy yürüten yandaşlar, aracı dernekler aracılığıyla trilyonlarca kurban bağışını arakan goygoyu ile topluyor. kurban bayramının 3. gününden itibaren seneye yine bayramda alevlendirilmek üzere son buluyor bu sahte goygoylar.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?