tiyatronun ruhunu kaybetmemek için ısrarla beyaz camı reddettiği söylenen oyuncu.
’’uyuyan masumlarımı öpüp uykuya dalmanın huzuru bir başka’’ diyerek kızına ve karısına sevgisini belirten adam.
birine hayran olursunuz ya da aşık ne bileyim, onu tarif edemezsiniz. her gördüğünüzde içiniz titrer, heycanlanırsınız ya hani... bazen o konuşurken sesini duyurduğu, yakınında olduğu için mutluluk duyar gözlerinizden yaşlar süzülür ya ben bu adam için bunları hissediyorum işte. ne olacak lan benim sonum!
ama ne olursa olsun yanındaki elemanlarına parayı ne yapacaksınız? nasılsa harcayacaksınız. yok size para diyerek bir müddet parasız bırakmasından dolayı da kınamayı ihmal etmiyorum.
ama ne olursa olsun yanındaki elemanlarına parayı ne yapacaksınız? nasılsa harcayacaksınız. yok size para diyerek bir müddet parasız bırakmasından dolayı da kınamayı ihmal etmiyorum.
hemen hemen son 2 sezondur gişe kaygısıyla, çıkardığı oyunlarla ve oyunlarına dahil ettiği abudik-gubidik manken bozmalarıyla izleyecisinin tepkisini çekmiş oyuncu.
(bkz: abdullah şahin tiyatrosu)
(bkz: abdullah şahin tiyatrosu)
tevazusuyla parmak ısırtan sanatçı.
rol model sanatçı örneklerinden. tiyatro tozuyla beslenmiş , mis gibi bir evlat dünyaya getirmiş kadın.
(bkz: kermit)
goran dukic’in yönetmenliğini üstlendiği 2006 yapımı film. filmde patrick fugit, shea whigham gibi oyuncular yer alıyor.en ilgi çekici ismi ise ; tom waits. eh oyunculuğuyla filmi renklendiren tom amcanın, soundtrackları da elden geçirmesiyle görsel ve işitsel bir keyife dönüşüyor.
mutlaka izlenmeli diyemem ama mutlak keyifli vakit geçirmeye yardımcı olcaktır.
mutlaka izlenmeli diyemem ama mutlak keyifli vakit geçirmeye yardımcı olcaktır.
goran dukicin yönetmenliğini üstlendiği 2006 yapımı film. filmde patrick fugit, shea whigham gibi oyuncular yer alıyor.en ilgi çekici ismi ise ;tom waits.eh oyunculuğuyla filmi renklendiren tom amcanın, soundtrackları da elden geçirmesiyle görsel ve işitsel bir keyife dönüşüyor.
mutlaka izlenmeli diyemem ama mutlak keyifli vakit geçirmeye yardımcı olcaktır.
mutlaka izlenmeli diyemem ama mutlak keyifli vakit geçirmeye yardımcı olcaktır.
frank sinatra’nın my way isimli efsane şarkısının athena tarafından coverlanmış halidir.
hayat bu kadar mı?
bence değil bir kaç sözüm var...
biraz senin gibi yıkılmayan duvarları var...
bazen esinsindir bazen uzak yakınlarım var...
ben , ben böyleyim kendi yolumda...
bırak tutma beni...
kaybetsem de üzülmem asla...
ne boş kaygılarım..
korkma bana hiçbir şey olmaz...
yanlış doğru gibi eksik kalan birkaç satırsa...
e ben, ben böyleyim kendi yolumda...
hayat benim her anımı yaşadıkça sevesim var
aldırmam hiç yağmurlara
benim güzel hatalarım var
bir an bile vazgeçmedim kendi yolumdan
değer saklanma hiç...
geçer zaman böyle de geçer...
ya sev ister vazgeç...
beklentiler sadece üzer...
ayrı dünyalarda farklı farklı kafalarda...
ben, ben böyleyim kendi yolumdan...
hayat benim her anımı yaşadıkça sevesim var
aldırmam hiç yağmurlara
benim güzel hatalarım var
bir an bile vazgeçmedim kendi yolumdan
hayat bu kadar mı?
bence değil bir kaç sözüm var...
biraz senin gibi yıkılmayan duvarları var...
bazen esinsindir bazen uzak yakınlarım var...
ben , ben böyleyim kendi yolumda...
bırak tutma beni...
kaybetsem de üzülmem asla...
ne boş kaygılarım..
korkma bana hiçbir şey olmaz...
yanlış doğru gibi eksik kalan birkaç satırsa...
e ben, ben böyleyim kendi yolumda...
hayat benim her anımı yaşadıkça sevesim var
aldırmam hiç yağmurlara
benim güzel hatalarım var
bir an bile vazgeçmedim kendi yolumdan
değer saklanma hiç...
geçer zaman böyle de geçer...
ya sev ister vazgeç...
beklentiler sadece üzer...
ayrı dünyalarda farklı farklı kafalarda...
ben, ben böyleyim kendi yolumdan...
hayat benim her anımı yaşadıkça sevesim var
aldırmam hiç yağmurlara
benim güzel hatalarım var
bir an bile vazgeçmedim kendi yolumdan
kalıp oyunculuğu ile bağı olmayan ; iyi rolünde kötü rolünde hakkını veren karizmatik adam.
bir insan bu kadar mı çekici olur. hey allam.
bir insan bu kadar mı çekici olur. hey allam.
stu: içimde bir kaplan var
alan:içinde birde meni var
alan:içinde birde meni var
anladık iyisin,
ama neye yarıyor iyiliğin.
seni kimse satın alamaz,
...eve düşen yıldırım da
satın alınmaz
anladık dediğin dedik,
ama dediğin ne?
doğrusun, söylersin düşündüğünü,
ama düşündüğün ne?
yüreklisin,
kime karşı?
akıllısın,
yararı kime?
gözetmezsin kendi çıkarını,
peki gözettiğin kimin ki?
dostluğuna diyecek yok ya,
dostların kimler?
şimdi bizi iyi dinle:
düşmanımızsın sen bizim
dikeceğiz seni bir duvarın dibine
ama madem bir sürü iyi yönün var
dikeceğiz seni iyi bir duvarın dibine
iyi tüfeklerden çıkan
iyi kurşunlarla vuracağız seni
sonra da gömeceğiz
iyi bir kürekle
iyi bir toprağa.
ama neye yarıyor iyiliğin.
seni kimse satın alamaz,
...eve düşen yıldırım da
satın alınmaz
anladık dediğin dedik,
ama dediğin ne?
doğrusun, söylersin düşündüğünü,
ama düşündüğün ne?
yüreklisin,
kime karşı?
akıllısın,
yararı kime?
gözetmezsin kendi çıkarını,
peki gözettiğin kimin ki?
dostluğuna diyecek yok ya,
dostların kimler?
şimdi bizi iyi dinle:
düşmanımızsın sen bizim
dikeceğiz seni bir duvarın dibine
ama madem bir sürü iyi yönün var
dikeceğiz seni iyi bir duvarın dibine
iyi tüfeklerden çıkan
iyi kurşunlarla vuracağız seni
sonra da gömeceğiz
iyi bir kürekle
iyi bir toprağa.
iki kere intihar fikri. ikincisinde, hala denize bakarken, sakaklarinda urkutucu bir yanik hissi. insanin kendini nasil oldurdugunu simdi anliyorum. yine sohbet, laf cok ama soylenen az. karanlikta yukari guverteye tirmaniyor, calismamla ilgili bazi kararlar verdikten sonra gunu deniz, ay ve yildizlarin karsisinda bitiriyorum. su yuzeyi hafiften isiltili ama derindeki karanligi hissediyorsunuz. iste deniz bu ve ben denizi bunun icin seviyorum! yasama cagri, olume davetiye.
muhteşem bir maziyi, daha muhteşem bir istikbale bağlayan köprü olmak isterdim. kelimeden ve sevgiden bir köprü.
true blood vampirlerinin sevişirkenki hal ve hareketlerini her an uygulayabileyecek kişi.
bir dilim limonla sizi ehlileştirme özelliği olan çay.
electro-communications üniversitesinde geliştirilen cihaz, internet üzerinden öpüşmenizi sağlıyor. cihaz dilin hareketlerini algılıyor ve dijital olarak kaydediyor, karşı taraftaki cihaza gönderilen bu veriler aynı dil hareketlerinin karşı tarafa uygulanmasına imkan veriyor. şimdilik sadece dil hareketlerini taklit edebilen bu cihazın ileri de öpüşme hissini daha iyi vermesi için de çalışmalar devam ediyormuş.
(bkz: ronnie james dio )
okuduğum bir habere göre eserlerin yazılması 20 yılı almış. son iki kitabı halen yazmamış. george r.r. martin ancak 5 yılda bir eseri tamamlamış. adamın şuan ki yaşının 65 olduğunu düşünürsek sonunu öğrenme ihtimali yüzde kaçtır?
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?