uykudan vazgeçtim oturup bekliyorum, halen yağmadı. yağsın artık! hem de hemen!
beykozda deniz kenarındaki çay bahçesi.
-yeme şu tırnağını!
-tırnağımı yemiyorum, etlerini yiyorum...
var mı lan böyle iğrençlik! bu vakanın sebebi de muhtemelen hem sevgi eksikliği hem de midesizlikten geliyor.
-tırnağımı yemiyorum, etlerini yiyorum...
var mı lan böyle iğrençlik! bu vakanın sebebi de muhtemelen hem sevgi eksikliği hem de midesizlikten geliyor.
endonezyadan ileri , singapurdan geride olan ülke. her ne kadar şehir merkezlerine taş binaları yerleştirselerde iki adım ötelerinde kendi kültürlerini yansıtan motiflerine rastlarsınız.
babazulanın sevdiğim şarkılarındandır. sözleri;
ben bir bülbül olsam
ötsem bahçelerde
her türkümde yaksam
adını üzerine
her sabah şakırım gülüm
gülüm nina nina nay
ben bir martı olsam
uçsam denizlere
rüzgarlara açsam
giderim sehere
her kanadımın çarpışla
gülüm nina nina nay
http://tinyurl.com/yfb2nlh
ben bir bülbül olsam
ötsem bahçelerde
her türkümde yaksam
adını üzerine
her sabah şakırım gülüm
gülüm nina nina nay
ben bir martı olsam
uçsam denizlere
rüzgarlara açsam
giderim sehere
her kanadımın çarpışla
gülüm nina nina nay
http://tinyurl.com/yfb2nlh
(bkz: martı)
taksim sıraslviler caddesindeki taksim hastanesi’nin eski binaları yıkılarak yeni yapılan hastane binası 1969 yılında hizmete girmiştir.
eski hastane binası i.dünya savaşından evvel katolik papazların sörler evi ile kimsesizlere ve bakıma muhtaç olanlara bir bakım evi olaak kullanılmıştır.
1932-1937 seneleri arasında hayim naun bey idaresinde beyoğlu’nda çalışan kuduz müessesi 1937-1938 seneleri arasında bu hastanede çalışmıştır.
operatör cemil paşa zamanındabelediye çöpçüleri ile kimsesizlerin bakım ve tedavi merkezi haline getirilmiştir. operatör cemil topuzlu’nun şişli’de ilk nüvesini kurduğu zükur hastanesi sonradan beyoğlu belediye zükur hastanesi olarak buraya taşınmış ve 50 yatakla hizmete başlamıştır. özelikle iç hastalıkları ve cerrahi hastalıklar servisleri geliştirilmiş, biokimya, bakteriyoloji laboratuvarları tesis edilmiştir.
1948-1949 da beyoğlu zükur hastanesi kuledibi hastanesine taşınmıştır. 1950 de bina 300.000 tl. sına sağlık bakanlığı tarafından satın alınmıştır.
evvelce sörlerin yatıp kalktıkları bina daha sonra veremli gebelerin ve diğer veremlilerin, verem hastanelerine ve senatoryumlara yatmak için sıra bekleme deposu olarak kullanılmıştır.sıraselvilerdeki bina ise cerrahi ilkyardım hizmeti yapılmak üzere poliklinik ve gerekli cerrahi yataklar kurulmuştur.
daha sonraları bir kan merkezi binası yapılıyor ve hematoloji servisi kuruluyor. ilk kuruluşunda çok şey vaad eden bu tesis sonradan kapatılıyor. 1955-1956 da tüberkülozlu hastaların bekleme yeri kaldırılıyor ve yerine dahiliye servisi kuruluyor. bu suretle hastanenin tam teşekküllü olma niteliğinden kuruluş yoluna girdiğini görüyoruz.
bu sıralarda poliklinik faaliyeti göstermekte olan kadın hastalıkları ve doğum servisi, kan bankası binasında kuruluyor.
hastanenin ilk zamanlarda röntgeni yokken, yanlızca cerrahi vakaların müdahale ve veremlilerin bekleme yeri olarak çok iptidai ve eşine hiç rastlanmayan verimsiz ve kısır bir tesis olarak bulunuşu, röntgen ,biokimya, bakteriyoloji, kan bankası, dahiliye ve nisaiye gibi kısımların ilavesiyle mükemmel bir hizmetin organize edilmesinde , yeterli bir tesis haline geliyor. evvelce şişli hastanesine bağlı olan hastane başlıbaşına bir iş gören nitelik kaanmış bulunuyor.
arkadan, romatoloji ve diş poliklinikleri kuruluyor. 1962’den sonra romatoloji polikjliniği kaldırılıyor ve sırasıyla göz, k.b.b, nöroloji, ortopedi, dermatoloji, üroloji, çocuk hastalıkları poliklinikleri kurulmuş ve tesislerle tam hastane ismine layik bir özellik kazanmıştır.
bu olaylar sürüp giderken, anesteziyoloji servisinin yavaş yavaş araçları temin edilmek suretiyle, bu servis köklü olarak yerleştirilmiş, yer, kadro, imkan yokluğuna rağmen 2 yataklı bir reanimasyon servisi kurulmuştur.
360 yatağa yaklaşan kapasitesi ile yeni hastane yatak bloku 20.06.1969 yılında 3 dahiliye, 3 hariciye, doğum ve jinekoloji kliniği eğitim servisleri haline ortopedi, üroloji, göz, k.b.b, asabiye, dermatoloji, anestezi ve reanimasyon, röntgen, biokimya, bakteriyoloji, d grubu yataklı servisler halinde hizmete giriyor. diş ve çocuk hastalıkları şubeleri yalnız poliklinik olarak faaliyetlerine başlıyorlar.
1973 senesinde poliklinikler laboratuvar ve idare blokunun yapımına başlanıyor. 1974 yılında bu bölüm hizmete giriyor. hastane tam teşekküllü eğitim hastanesi olarak düşünüldüğünden eğitim hizmetlerinde geniş ölçüde önem veriliyor. ikinci röntgen ünitesi kuruluyor, laboratuvar modernize ediliyor. bu meyanda ortopedi, üroloji, asabiye, anestezi ve reanimasyon servisleri ile biokimya ve bakteriyoloji laboratuvarları eğitim statüsüne dahil ediliyor.
bu arada dahiliye servisleri arasında 6 yataklı bir kardiyoloji ünitesi kuruluyor ve dahiliye servisine cihazları monte ediliyor. 2 yataklı hemodiyaliz merkezi kuruluyor. beyin cerrahisi, kalp ve damar cerrahi merkezleri kuruluyor, bu servislerde de hastaneye katılması ile hastane tedavi hizmetleri eğitim hizmetlerinin mükemmel bir seviyeye ulaştığını görüyoruz.
merkezi oksijen ve narkoz gazları santırı yaptırılıyor ve hizmete modern bir kütüphane ve konferans salonu inşa edilerek hizmete sokuluyor. hasta odaları günün şartlarına göre tefriş ediliyor.
bütün bu işler devlete yük olmadan idarenin gayreti ile halkın katkıları ile gerçekleştiriliyor. bütün bu gayret ve çalışmaların neticesinde hasta poliklinik sayısında, yatan hasta sayısında, ameliyat sayısında büyük artışlar görülüyor.
taksim ilkyardım hastanesi kuruluşundan bu tarafa şehir içinde merkezi yerleşmesi ve isminin ifade ettiği özel anlam nedeniyle vatandaşın öncelikle hatırladığı ve başvurduğu istanbul’un en önemli sağlık kuruluşudur.
eski hastane binası i.dünya savaşından evvel katolik papazların sörler evi ile kimsesizlere ve bakıma muhtaç olanlara bir bakım evi olaak kullanılmıştır.
1932-1937 seneleri arasında hayim naun bey idaresinde beyoğlu’nda çalışan kuduz müessesi 1937-1938 seneleri arasında bu hastanede çalışmıştır.
operatör cemil paşa zamanındabelediye çöpçüleri ile kimsesizlerin bakım ve tedavi merkezi haline getirilmiştir. operatör cemil topuzlu’nun şişli’de ilk nüvesini kurduğu zükur hastanesi sonradan beyoğlu belediye zükur hastanesi olarak buraya taşınmış ve 50 yatakla hizmete başlamıştır. özelikle iç hastalıkları ve cerrahi hastalıklar servisleri geliştirilmiş, biokimya, bakteriyoloji laboratuvarları tesis edilmiştir.
1948-1949 da beyoğlu zükur hastanesi kuledibi hastanesine taşınmıştır. 1950 de bina 300.000 tl. sına sağlık bakanlığı tarafından satın alınmıştır.
evvelce sörlerin yatıp kalktıkları bina daha sonra veremli gebelerin ve diğer veremlilerin, verem hastanelerine ve senatoryumlara yatmak için sıra bekleme deposu olarak kullanılmıştır.sıraselvilerdeki bina ise cerrahi ilkyardım hizmeti yapılmak üzere poliklinik ve gerekli cerrahi yataklar kurulmuştur.
daha sonraları bir kan merkezi binası yapılıyor ve hematoloji servisi kuruluyor. ilk kuruluşunda çok şey vaad eden bu tesis sonradan kapatılıyor. 1955-1956 da tüberkülozlu hastaların bekleme yeri kaldırılıyor ve yerine dahiliye servisi kuruluyor. bu suretle hastanenin tam teşekküllü olma niteliğinden kuruluş yoluna girdiğini görüyoruz.
bu sıralarda poliklinik faaliyeti göstermekte olan kadın hastalıkları ve doğum servisi, kan bankası binasında kuruluyor.
hastanenin ilk zamanlarda röntgeni yokken, yanlızca cerrahi vakaların müdahale ve veremlilerin bekleme yeri olarak çok iptidai ve eşine hiç rastlanmayan verimsiz ve kısır bir tesis olarak bulunuşu, röntgen ,biokimya, bakteriyoloji, kan bankası, dahiliye ve nisaiye gibi kısımların ilavesiyle mükemmel bir hizmetin organize edilmesinde , yeterli bir tesis haline geliyor. evvelce şişli hastanesine bağlı olan hastane başlıbaşına bir iş gören nitelik kaanmış bulunuyor.
arkadan, romatoloji ve diş poliklinikleri kuruluyor. 1962’den sonra romatoloji polikjliniği kaldırılıyor ve sırasıyla göz, k.b.b, nöroloji, ortopedi, dermatoloji, üroloji, çocuk hastalıkları poliklinikleri kurulmuş ve tesislerle tam hastane ismine layik bir özellik kazanmıştır.
bu olaylar sürüp giderken, anesteziyoloji servisinin yavaş yavaş araçları temin edilmek suretiyle, bu servis köklü olarak yerleştirilmiş, yer, kadro, imkan yokluğuna rağmen 2 yataklı bir reanimasyon servisi kurulmuştur.
360 yatağa yaklaşan kapasitesi ile yeni hastane yatak bloku 20.06.1969 yılında 3 dahiliye, 3 hariciye, doğum ve jinekoloji kliniği eğitim servisleri haline ortopedi, üroloji, göz, k.b.b, asabiye, dermatoloji, anestezi ve reanimasyon, röntgen, biokimya, bakteriyoloji, d grubu yataklı servisler halinde hizmete giriyor. diş ve çocuk hastalıkları şubeleri yalnız poliklinik olarak faaliyetlerine başlıyorlar.
1973 senesinde poliklinikler laboratuvar ve idare blokunun yapımına başlanıyor. 1974 yılında bu bölüm hizmete giriyor. hastane tam teşekküllü eğitim hastanesi olarak düşünüldüğünden eğitim hizmetlerinde geniş ölçüde önem veriliyor. ikinci röntgen ünitesi kuruluyor, laboratuvar modernize ediliyor. bu meyanda ortopedi, üroloji, asabiye, anestezi ve reanimasyon servisleri ile biokimya ve bakteriyoloji laboratuvarları eğitim statüsüne dahil ediliyor.
bu arada dahiliye servisleri arasında 6 yataklı bir kardiyoloji ünitesi kuruluyor ve dahiliye servisine cihazları monte ediliyor. 2 yataklı hemodiyaliz merkezi kuruluyor. beyin cerrahisi, kalp ve damar cerrahi merkezleri kuruluyor, bu servislerde de hastaneye katılması ile hastane tedavi hizmetleri eğitim hizmetlerinin mükemmel bir seviyeye ulaştığını görüyoruz.
merkezi oksijen ve narkoz gazları santırı yaptırılıyor ve hizmete modern bir kütüphane ve konferans salonu inşa edilerek hizmete sokuluyor. hasta odaları günün şartlarına göre tefriş ediliyor.
bütün bu işler devlete yük olmadan idarenin gayreti ile halkın katkıları ile gerçekleştiriliyor. bütün bu gayret ve çalışmaların neticesinde hasta poliklinik sayısında, yatan hasta sayısında, ameliyat sayısında büyük artışlar görülüyor.
taksim ilkyardım hastanesi kuruluşundan bu tarafa şehir içinde merkezi yerleşmesi ve isminin ifade ettiği özel anlam nedeniyle vatandaşın öncelikle hatırladığı ve başvurduğu istanbul’un en önemli sağlık kuruluşudur.
iyi ki gelmiş, hoşgelmiş, sefa getirmiş.
içerisine el bezi ve kül tablası konulduğunda cinnet geçirdiğim makine.
malzemeler:
1 paket fettucine makarnası (marketlerden temin edebilirsiniz)
350 gr. civarı mantar
1 paket krema (200ml)
tavuk eti (küp küp doğranmış)
kekik (taze olmasını tavsiye ederiz)
150-200 gr parmesan peyniri rendesi
2 diş sarımsak
tereyagı
hazırlık
1 paket fettucine makarnası (marketlerden temin edebilirsiniz erişte gibi olanlardan)
350 gr. civarı mantar(istege göre)
1 paket krema (200ml)
tavuk eti (küp küp doğranmış)
kekik (taze olmasını tavsiye ederim)
150-200 gr parmesan peyniri rendesi yada kasar
2 diş sarımsak
tereyağı
tarifin hazırlanışı
fettucine makarnası paketteki tarife göre haşlanır.haşlanırken suyuna tavuk bulyon katabilirsiniz.yapışmaması için sıvı yağ da ekleyiniz.haşlanan makarnaları süzün.
bir tavada yağı kızdırın.ince ince doğradığınız mantarlarınızı tavada kavurun.üzerine sarımsak, tuz ekleyin.ve ardından tavukları da ekleyip pişmeye bırakın.tavuklar pişmeye yakın kekik ekleyin.erken eklemeyin ki aroması değişmesin.en son kremanızı da ekleyip biraz harmanladıktan sonra makarnanızı bir tencereye alıp üzerine hazırladığınız tavuklu mantarlı harcıda ekleyin.biraz bu şekilde karıştırarak pişirin.yemeğiniz hazır.servis esnasında üzerine parmesan peyniri ekleyerek servis yapabilirsiniz.içerisine maydanoz veya dereotu ekleyebilirsiniz.
1 paket fettucine makarnası (marketlerden temin edebilirsiniz)
350 gr. civarı mantar
1 paket krema (200ml)
tavuk eti (küp küp doğranmış)
kekik (taze olmasını tavsiye ederiz)
150-200 gr parmesan peyniri rendesi
2 diş sarımsak
tereyagı
hazırlık
1 paket fettucine makarnası (marketlerden temin edebilirsiniz erişte gibi olanlardan)
350 gr. civarı mantar(istege göre)
1 paket krema (200ml)
tavuk eti (küp küp doğranmış)
kekik (taze olmasını tavsiye ederim)
150-200 gr parmesan peyniri rendesi yada kasar
2 diş sarımsak
tereyağı
tarifin hazırlanışı
fettucine makarnası paketteki tarife göre haşlanır.haşlanırken suyuna tavuk bulyon katabilirsiniz.yapışmaması için sıvı yağ da ekleyiniz.haşlanan makarnaları süzün.
bir tavada yağı kızdırın.ince ince doğradığınız mantarlarınızı tavada kavurun.üzerine sarımsak, tuz ekleyin.ve ardından tavukları da ekleyip pişmeye bırakın.tavuklar pişmeye yakın kekik ekleyin.erken eklemeyin ki aroması değişmesin.en son kremanızı da ekleyip biraz harmanladıktan sonra makarnanızı bir tencereye alıp üzerine hazırladığınız tavuklu mantarlı harcıda ekleyin.biraz bu şekilde karıştırarak pişirin.yemeğiniz hazır.servis esnasında üzerine parmesan peyniri ekleyerek servis yapabilirsiniz.içerisine maydanoz veya dereotu ekleyebilirsiniz.
(bkz: fettucini alfredo )
adapazarı oyuncuları onlara yol açan ustalarını kaybetti. sessiz evinde ölü bulunması ne acı...
5 ağustos 1930 - istinye - 24 haziran 2011 - beykoz)
tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu.
istanbul’un cağaloğlu semtine adını veren cağaloğlu rüstem paşa’nın torunu olan sanatçı, adapazarı halkevi tiyatro kolunun, adapazarı’nda yerel tiyatronun ilk kurucularındandır. tiyatro, sinema ve televizyonda çeşitli rollerde yer almıştır.
81 yaşındaki tiyatrocu, karaciğer ve kalp yetmezliği nedeniyle tedavi görüyordu. önceki gece kendisinden haber alınamayınca dün çilingir yardımıyla cağaloğlu’nun kanlıca’daki evine girildi. ünlü sanatçı yatağında ölü bulundu.
cağaloğlu, sevgili dayım, batsın bu dünya, gurbetçiler, iki aile gibi yapımlarda rol almıştı.
filmografisi [değiştir]umut-2007
iki aile - 2006
tatil aşkları - 2004
biz boşanıyoruz - 2004
ömerçip - 2003
alacakaranlık - 2003
yeter anne - 2002
benimle evlenir misin - 2001
çilekli pasta - 2000
hiç bana sordun mu? - 2000
dadı - 2000
gurbetçiler - 1996
mahallenin muhtarları - 1992
kanca - 1986
davacı - 1986
güneşli bataklık - 1977
sevgili dayım - 1977
intikam meleği / kadın hamlet - 1976
batsın bu dünya - 1975
yarınlar bizim - 1975
baba bizi eversene - 1975
kuvvet macunu - 1975
güler misin ağlar mısın - 1975
eşkıya - 1966
tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu.
istanbul’un cağaloğlu semtine adını veren cağaloğlu rüstem paşa’nın torunu olan sanatçı, adapazarı halkevi tiyatro kolunun, adapazarı’nda yerel tiyatronun ilk kurucularındandır. tiyatro, sinema ve televizyonda çeşitli rollerde yer almıştır.
81 yaşındaki tiyatrocu, karaciğer ve kalp yetmezliği nedeniyle tedavi görüyordu. önceki gece kendisinden haber alınamayınca dün çilingir yardımıyla cağaloğlu’nun kanlıca’daki evine girildi. ünlü sanatçı yatağında ölü bulundu.
cağaloğlu, sevgili dayım, batsın bu dünya, gurbetçiler, iki aile gibi yapımlarda rol almıştı.
filmografisi [değiştir]umut-2007
iki aile - 2006
tatil aşkları - 2004
biz boşanıyoruz - 2004
ömerçip - 2003
alacakaranlık - 2003
yeter anne - 2002
benimle evlenir misin - 2001
çilekli pasta - 2000
hiç bana sordun mu? - 2000
dadı - 2000
gurbetçiler - 1996
mahallenin muhtarları - 1992
kanca - 1986
davacı - 1986
güneşli bataklık - 1977
sevgili dayım - 1977
intikam meleği / kadın hamlet - 1976
batsın bu dünya - 1975
yarınlar bizim - 1975
baba bizi eversene - 1975
kuvvet macunu - 1975
güler misin ağlar mısın - 1975
eşkıya - 1966
tepeden tırnağa büründüğüm duygu.
kendisine ilk göz ağrım olduğunu hatırlatmak istediğim bilgiç.
canlı olarak dinlemek nasip olmayan sanatçı. bir gün olcak inanıyorum !
yaklaşık iki gündür takip ettiğim yazar, çok sevdim.
tekrar hoşgelmiş.
tekrar hoşgelmiş.
dün gece iskender paydaş ve kayahanı ağırlamıştır. hemen hemen tüm kayahan parçaları çalındı. e tabi kayahanın çenesinden hiç bir şarkı tam olarak çalınmadı ama iskender paydaşı görmek inanılmaz keyifliydi.
yeni nesil evlenenlerin evleri ikeadan fırlamıştır. özellike ucuz kadehleri hemen her evde bulunur.
omzuma dövmesini yaptırmayı isteyecek kadar çok severdim. lakin güvercini yerken görmem nedense bir üzüntüye sebep oldu. keşke hep motorla karşıya geçerken simit attığım özgür martı olarak kalabilseydin. ah jonathan gördün mü türlerini?
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?