dinle neyden zira o birşeyler anlatmada ayrılıklardan şikayet etmededir.
***
ayrılık bağrımı parça parça eylesin ta ki aşk derdini anlatabileyim.
***
ney kan dolu bir yoldan haber verir mecnunun aşk hikayesini anlatır.
***
neyin sadası ateş oldu onu hava sanma kimde bu ateş yoksa yazıklar ona.
***
ney gibi bir zehir ve panzehir ney gibi bir dost ve aşık olmaz.
***
eğer ben bir dost bulsaydım ney gibi sırrımı ifşa ederdim.
***
ne olur bizi dinleyen dostlar olsa.zira bu destan bizim halimizin hikayesidir.
***
diye başlar.
güldürmekten başka bi işe yaramadığı ve topluma hiçbir faydalı mesaj vermediğinden dolayı yerine aynı saatte yayınlanan yaprak dökümünü seyretmeye başladığım dizi.
"ölmüş eşek kurttan korkmaz" atasözünün öznesidir
muhsin bey filminde uğur yücelin canlandırdığı karakter.bencil çıkarcı kurnaz bir kişiliktir.muhsin beyi arkasından vurur ama her hain gibi aslında en büyük zararı kendisine vermiştir.
kullanmaya başlamadan önce 75 kilo olan hastayı kullanmaya başladıktan 6 ay sonra 120 kilo yapabilen ilaç.
-aboooooooov
-amanin bovvvvv
-o neci lan
-hassittir!
-amanin bovvvvv
-o neci lan
-hassittir!
öğretmen fobisi olan öğrencidir.kopya çekmeyi ister ama tırstığı için çekemez.
kemal sunal çok zengin bir ağadır.köyde çiftliği vardır.babasının eski arkadaşı ise (kenan pars) iflas etmemek için acil paraya ihtiyacı olan bir işadamıdır.perihan savaş ise kenan parsın sosyetik ve şımarık kızıdır aynı zamanda şaban ağanın (kemal sunalın) beşik kertmesidir.kenan pars para için şaban ağayla kızını evlendirmeye karar verir.ama perihan savaş şaban ağayı görgüsüz bir ayı olarak kabul eder .ve evlendikleri gün gerdeğe girmeden şaban ağaya zehir zemberek bir mektup bırakarak kaçar.şaban ağa hakarete uğramıştır ve perihan savaşa bir ders vermek ister.ve olaylar gelişir.filmde şaban ağanın perihan savaşın penceresinin altında seranat yaptığı sahne ile şaban ağanın perihan savaşın gerdek odasında bıraktığı mektubu okuduktan sonra dumura uğraması üzerine kahyanın şaban ağayı kendine getirmek için cinci arap celali devreye soktuğu sahne unutulmayacaklar arasındadır.
yıdırım aktunanın "tıp fakültesini bitirmekle doktor olunmaz" sözünü düşündüğümde türkiyedeki doktorların büyük kısmının kutlamayı haketmediği bayram.
nizamettin: beni öldüreceksiniz ama bunun hesabını size soracaklar
polat:seni öldürmenin bedeli var da vatana ihanet etmenin bedeli yok mu hain!
ve polat darağacındaki nizamettinin sandalyesine tekmeyi koyar...
polat:seni öldürmenin bedeli var da vatana ihanet etmenin bedeli yok mu hain!
ve polat darağacındaki nizamettinin sandalyesine tekmeyi koyar...
kendisini gaffurla özdeşleştiren insandır.ben böyle birisini tanımıştım.30 yaşına kadar hiç kızlarla arkadaşlık kurmamış evde pijamasını hiç çıkarmayan canını yakan insanlara kin duyan ama kinini o insanlara belli edemeyen yalnız bir adamdı.kendine idol olarak gaffuru seçmesi çok normal bence.
rus çarının karısı katerinayla bir gece için osmanlı tarihinin akışını değiştirdiği söylenen şahıs.söylenir de ne derece doğrudur bilinmez.ateş olmayan yerden duman çıkmaz felsefesiyle olayın doğru olduğunu kabul edecek olursak katerina isimli hatunu tanımak isterdim doğrusu.ne kadınmış ki onunla bir gece için insan alemi cihanı feda edebiliyor.vay be!
yayından kaldırılmasının iyi mi yoksa kötü mü olduğuna karar veremediğim ama halkın özellikle gençliğin ahlak ve psikolojisini bozan hatta adeta bozmak için yapılmış bu kadar tv programı dizisi varken ve üstelik bu dizi ve programlar halka adeta zorla seyrettirilirken daha ilk bölümünde türkiyenin gerçeklerini işleyen ve 20 milyonluk bir seyirci kitlesi olan bu dizinin yayından kaldırılmasının türkiyede basın özgürlüğü yoktur düşüncesini aklıma getirten dizi.
müthiş bir hayal gücüne sahip olduğunu düşündüğüm insan.
eskişehirin girmesi en zor ikinci lisesi.
çok kıymetlidir.kimseyle paylaşılmaz.hatta şöyle bir laf vardır tiryakinin son sigarası istenmez!
çukurovanin homerosu.gerçek bir halkçı.kendi deyimiyle kürt kökenli türk yazar.türkçeyi en iyi kullanan yazarlardan biridir bu özelliğiyle çoğu sarkık bıyıklı ülkücüden daha milliyetçidir.
ernesto che guevara 14 haziran çarşamba günü arjantinin önemli şehirlerinden rosarioda doğdu.
che henüz iki yaşında iken ilk astım krizine yakalandı.sierra maestrada batista ordularına karşı savaşırken cheye zorlu dakikalar yaşatan bu hastalık,bolivya ormanlarında barrientosun askerleri tarafından vuruluncaya kadar yakasını bırakmadı.
yüksek mühendis olan babası ernesto guevara lynch, irlanda asıllı bir aileden, annesi clia dela sena ise irlandalı-ispanyol karışımı bir aileden geliyordu.che üç yaşında iken ailesi buenos airese yerleşti. daha sonraları astım krizlerinden dolayı chenin durumu dahada kötüleşti. doktorlar tedavisinin çok güç olduğunu, mutlaka iklim değiştirmesi gerektiğini söylediler. böylece guevara ailesi yeniden göç etti.cordobaya yerleştiler.
guevara ailesi tipik bir burjuva ailesi idi. politik eğilimleri itibarıyla da sola açık liberal olarak tanınırlardı. ispanya iç savaşında açıkça cumhuriyetçileri desteklemişlerdi. zamanla maddi durumları bozuldu. che, eğitim bakanlığına bağlı dean funes lisesine başladı. okulda ingilizce eğitim yapılırken, annesinden de fransızca öğreniyordu. daha ondört yaşındayken freudun kitaplarını okumaya başlayan che, fransızca şiirlere bayılırdı. baudelairee karşı büyük bir tutkusu vardı. onaltı yaşında ise nerudaya hayran olmuştu.
guevara ailesi,1944 yılında buenos aierese göçtü. durumları iyiden iyiye bozulmuştu. che, biryandan öğrenimine devam ederken bir yandan da çalışıyordu.tıp fakültesine yazıldı. fakültedeki ilkyıllarında arjantinin kuzey ve batı bölgelerini baştan başa dolaşmış, buralardaki orman köylerinde cüzzam ve tropikal hastalıklar üzerinde çalışmalar yapmıştı.
son sınıfta iken che, arkadaşı alberto granadas ile bütün latin amerikayı içine alan bir motosiklet turuna çıktı. bu tur ona, latin amerikanın sömürülen köylülerini yakından tanıma fırsatı verdi. che, 1953 yılının mart ayında üniversiteyi bitirmiş doktor olmuştu. venezuelladaki cüzzam kolonisinde çalışmak üzere anlaşmıştı. buraya gitmek için çıktığı yolculuğu sırasında peruya da uğradı. orada yerliler hakkında daha önce yayınlanmış bir incelemesi yüzünden tutuklanarak cezaevine gönderildi.
hapisten çıktıktan sonra ekvatorda bir kaç gün kaldı. burada ricardo rojo adında bir avukatla tanışması hayatının dönüm noktası oldu. che, venezullaya gitmekten vazgeçip, ricardo rojo ile birlikte guetamalaya gitti. devrimci arbenz hükümeti sağcı bir darbe ile devrilince arjantin büyük elçiliğine sığındı. ilk fırsatta ihtilalcilerin safına katıldı. faaliyetlerinden dolayı elçilik binasından çıkartıldı. guetamalada kalması tehlikeli bir durum alınca meksikaya gitti. ernesto, guatemalada bir çok kübalı sürgün ve fidel castronun kardeşi raul ile karşılaşmıştı. meksikaya geçtiğinde ise fidel castro ve arkadaşları ile tanışarak küba devrimcileri safında yer aldı. daha sonra granma gemisiyle kübaya hareket etti ve savaşın sonuna kadar en ön safhada yer aldı.
devrim sonrasında binbaşı ernesto che guevara havananın la cabana kalesinin komutanlığına getirildi.1959 yılında küba vatandaşı ilan edildi . bir süre sonra silah arkadaşı aleida march ile evlendi. 7 ekim 1959da milli tarım reformu enstitüsü başkanlığına atandı. 26 kasımda da küba milli bankası başkanlığına getirildi. böylece che ülkenin mali işlerini yüklenmiş oluyordu.
23 şubat 1961de küba devrim hükümeti bir sanayi bakanlığı kurarak cheyi bunun başına getirdi. ancak playa giran çatışması sırasında, tekrar kale komutanlığı görevine getirildi. daha sonra az gelişmiş ülkelere çeşitli seyahatlar yapan che, sömürülen halkları ve emperyalistleri daha yakından tanıma fırsatı buldu. bu durum chenin savaşcı yanının tekrar canlanmasına yol açtı.
artık başka latin amerika ülkelerine gidip halkları örgütlemesi gerektiği kararını vermişti.1965 eylülünde bilinmeyen ülkelere doğru yola çıktı. 3 ekim 1965de fidel castro, chenin ünlü veda mektubunu küba halkına okudu.
...ve ölüm cheyi bolivyada higueras yakınlarında yakaladı. barrientosun askerleri onu 7 ekim 1967 gecesi hieguras yakınlarında kıstırdılar. bacağından ağır bir yara aldı ve hiegurasda bir okula hapsedildi. kimsenin karşısında eğilmedi. ve 9 ekim günü barrientosun kiralık katillerinden mario turanın dokuz kurşunuyla can verdi.
che henüz iki yaşında iken ilk astım krizine yakalandı.sierra maestrada batista ordularına karşı savaşırken cheye zorlu dakikalar yaşatan bu hastalık,bolivya ormanlarında barrientosun askerleri tarafından vuruluncaya kadar yakasını bırakmadı.
yüksek mühendis olan babası ernesto guevara lynch, irlanda asıllı bir aileden, annesi clia dela sena ise irlandalı-ispanyol karışımı bir aileden geliyordu.che üç yaşında iken ailesi buenos airese yerleşti. daha sonraları astım krizlerinden dolayı chenin durumu dahada kötüleşti. doktorlar tedavisinin çok güç olduğunu, mutlaka iklim değiştirmesi gerektiğini söylediler. böylece guevara ailesi yeniden göç etti.cordobaya yerleştiler.
guevara ailesi tipik bir burjuva ailesi idi. politik eğilimleri itibarıyla da sola açık liberal olarak tanınırlardı. ispanya iç savaşında açıkça cumhuriyetçileri desteklemişlerdi. zamanla maddi durumları bozuldu. che, eğitim bakanlığına bağlı dean funes lisesine başladı. okulda ingilizce eğitim yapılırken, annesinden de fransızca öğreniyordu. daha ondört yaşındayken freudun kitaplarını okumaya başlayan che, fransızca şiirlere bayılırdı. baudelairee karşı büyük bir tutkusu vardı. onaltı yaşında ise nerudaya hayran olmuştu.
guevara ailesi,1944 yılında buenos aierese göçtü. durumları iyiden iyiye bozulmuştu. che, biryandan öğrenimine devam ederken bir yandan da çalışıyordu.tıp fakültesine yazıldı. fakültedeki ilkyıllarında arjantinin kuzey ve batı bölgelerini baştan başa dolaşmış, buralardaki orman köylerinde cüzzam ve tropikal hastalıklar üzerinde çalışmalar yapmıştı.
son sınıfta iken che, arkadaşı alberto granadas ile bütün latin amerikayı içine alan bir motosiklet turuna çıktı. bu tur ona, latin amerikanın sömürülen köylülerini yakından tanıma fırsatı verdi. che, 1953 yılının mart ayında üniversiteyi bitirmiş doktor olmuştu. venezuelladaki cüzzam kolonisinde çalışmak üzere anlaşmıştı. buraya gitmek için çıktığı yolculuğu sırasında peruya da uğradı. orada yerliler hakkında daha önce yayınlanmış bir incelemesi yüzünden tutuklanarak cezaevine gönderildi.
hapisten çıktıktan sonra ekvatorda bir kaç gün kaldı. burada ricardo rojo adında bir avukatla tanışması hayatının dönüm noktası oldu. che, venezullaya gitmekten vazgeçip, ricardo rojo ile birlikte guetamalaya gitti. devrimci arbenz hükümeti sağcı bir darbe ile devrilince arjantin büyük elçiliğine sığındı. ilk fırsatta ihtilalcilerin safına katıldı. faaliyetlerinden dolayı elçilik binasından çıkartıldı. guetamalada kalması tehlikeli bir durum alınca meksikaya gitti. ernesto, guatemalada bir çok kübalı sürgün ve fidel castronun kardeşi raul ile karşılaşmıştı. meksikaya geçtiğinde ise fidel castro ve arkadaşları ile tanışarak küba devrimcileri safında yer aldı. daha sonra granma gemisiyle kübaya hareket etti ve savaşın sonuna kadar en ön safhada yer aldı.
devrim sonrasında binbaşı ernesto che guevara havananın la cabana kalesinin komutanlığına getirildi.1959 yılında küba vatandaşı ilan edildi . bir süre sonra silah arkadaşı aleida march ile evlendi. 7 ekim 1959da milli tarım reformu enstitüsü başkanlığına atandı. 26 kasımda da küba milli bankası başkanlığına getirildi. böylece che ülkenin mali işlerini yüklenmiş oluyordu.
23 şubat 1961de küba devrim hükümeti bir sanayi bakanlığı kurarak cheyi bunun başına getirdi. ancak playa giran çatışması sırasında, tekrar kale komutanlığı görevine getirildi. daha sonra az gelişmiş ülkelere çeşitli seyahatlar yapan che, sömürülen halkları ve emperyalistleri daha yakından tanıma fırsatı buldu. bu durum chenin savaşcı yanının tekrar canlanmasına yol açtı.
artık başka latin amerika ülkelerine gidip halkları örgütlemesi gerektiği kararını vermişti.1965 eylülünde bilinmeyen ülkelere doğru yola çıktı. 3 ekim 1965de fidel castro, chenin ünlü veda mektubunu küba halkına okudu.
...ve ölüm cheyi bolivyada higueras yakınlarında yakaladı. barrientosun askerleri onu 7 ekim 1967 gecesi hieguras yakınlarında kıstırdılar. bacağından ağır bir yara aldı ve hiegurasda bir okula hapsedildi. kimsenin karşısında eğilmedi. ve 9 ekim günü barrientosun kiralık katillerinden mario turanın dokuz kurşunuyla can verdi.
her karesinde bir mantık hatası bulunan dizi.senaryosu tam bir saçmalık olmasına rağmen oyuncuların performansları hatırına seyredilebilecek dizi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?