eski sevgiliyle selamlaşmaktan öteye gidecek olan herşey temelde tarafların egosuyla ilişkilidir. farkında olunmasa bile "sensiz daha iyiyim ama sen fena halde boka batmış görünüyorsun?" telkini uygulama amaçlıdır. esasında eski sevgiliye acı çektirmeye çalışmak değil, kendisini buna inandırmaktır amaç. bir diğer olasılık ise "sen biraz kenarda dursana bak bişey deniycem, olmazsa yine sevişmeye devam ederiz" düşüncesiyle yeni deneyimlere açılırken işlerin yolunda gitmeme ihtimaline karşın zararı minimuma indirmektir.
her durumda da eski sevgiliyle dost olmanın önerilmeyeceği açık... ama selam verin, birşey olmaz.
yüzyıllar önce olduğu gibi itaat uğruna ölümün yüceltilmesi durumu.
kimse kimsenin inancına dokunmamalı, bu doğrudur ancak diğer yandan inanç bireyseldir. kişiler görev uğruna hayatını kaybeden yakınlarının şehit olduğunu düşünebilir yalnız bunun ulusal kademede ilan edilmesi yapılan işi, yani bir bireyin hayatını elinden alma durumunu meşrulaştırır ve kimse bunların gerçek sorumlularını düşünmez, kızmaz, sorgulamaz. burada hayatını kaybeden insanlara karşı söylemiş olduğum birşey yok, yanlış anlaşılmasın. söylemiş olduğum şey ortadaki gerçeğin yüzyıllardır yapıldığı gibi, tamamen bireysel olması gereken maneviyat kavramıyla insanlardan gizlenmesi, karanlıkta bırakılmasıdır.
bir de şöyle düşünmek lazım;
hayatını kaybeden askerlere şehit kimi teselli etmek için deniyor? yakınları, sevenleri veya bu duruma kızacak herkes için. e adam hayatını kaybetti? gitti yani. artık yaşamıyor. bu gerçeği bırakıp etrafındaki insanların egosunu mu düşünmek gerek? hayatını kaybeden insana şehit ünvanı + teröre lanet = dosya kapanmıştır, an itibariyle ailesinden başka kimse o hayatını kaybeden kişiyi hatırlamayacaktır. hayat bu kadar ucuz olmamalı.
bir de şöyle düşünmek lazım;
hayatını kaybeden askerlere şehit kimi teselli etmek için deniyor? yakınları, sevenleri veya bu duruma kızacak herkes için. e adam hayatını kaybetti? gitti yani. artık yaşamıyor. bu gerçeği bırakıp etrafındaki insanların egosunu mu düşünmek gerek? hayatını kaybeden insana şehit ünvanı + teröre lanet = dosya kapanmıştır, an itibariyle ailesinden başka kimse o hayatını kaybeden kişiyi hatırlamayacaktır. hayat bu kadar ucuz olmamalı.
tersi arandıkça karşılaşılacak olan his. mutluluk ve mutsuzluk terimlerini daha az kullanan kişilerin ise mutsuz olmaktan daha uzak oldukları isviçreli bilim adamlarınca kanıtlanmıştır. bizzat belgeleri görmedim ama kardeşim gibi severim kerataları, kesin kanıtlamışlardır.
çarpma tehlikesi olan tahıl ürünü yiyecektir.
yanılgı içindeki insandır muhtemelen çünkü vicdani ret bir özgürlük hakkıdır, eşitlik ile alaka kuramıyorum. dur bir dakika... kadın erkek eşitliği değildir bu değil mi? öyle olmadığını söyleyin! vicdani ret olayında buna destek vermeme rağmen böyle bir eşitlik olayından vurmaya çalışan insanlar olursa, gözümde bütün saflığını ve ciddiyetini kaybeder şimdiden söyleyeyim. neyse işte. bir özgürlük hakkıdır der geçerim ben.
"onca soğuğa rağmen memleketini terketmeyen eskimolar en delikanlı insandır nazarımda" - orçun künek.
doğuştan gelen içgüdülerden biridir. çiftleşecek dişi bulmaya çalışan erkek gayet normal ve doğrudur. farklı dişilerle çiftleşmeye çalışan erkeğin durumu ise içgüdü durumundan ziyade psikolojik problemleri işaret eder.
kimileri başka gezegenlerin zeminine inip araştırma yaparken kimilerinin de hala tanrısına kurban adayabildiğini bizlere hatırlatan ibretlik bayram.
birşeyler kötüye gittiğinde ya da kötüye gideceğinden endişelenildiğinde hissedilen şeydir. şu durumda aşk ile ilgili beklenti ve düşünceleri tekrar gözden geçirmekte fayda var (özellikle bu durumu aşka yoran kişiler için) zira vücut bir şekilde insanı uyarmaya çalışıyor.
izlediğim dizinin (bkz: fringe ) bir bölümünde tesadüfen yakaladığım çok hoş bir parçanın detroit’li yaratıcısı.
http://tinyurl.com/yf4r3r7
http://tinyurl.com/yf4r3r7
bir türlü yayınını yakalayamadığım eklenti. merak etmiştim oysa neler çalıyor millet diye... umarsızca.
karşıdan "öyleyse gün bugündür , hey bugündür , vay bugündür " şeklinde bir eylemle mutlu son bekleyen serzeniştir.
çocukluğumdan beri sevemediğim sayılı insanlardan biri. "komedi dans üçlüsü"nde de en sinir olduğum kişi buydu. peki bu adamdaki sorun ne? küçükken insan davranışlarıyla falan çok da ilgilenemeyeceğimiz açık. tahminimce benim için bu adamı itici yapan şey komik olmak için yaptığı şuursuz hareketler ve bıyıklarının yarattığı armoniydi.
(bkz: sahibi geldi kaçın)
benzer durumları başka mağazalarda da yaşamak mümkündür.
(bkz: bershka)
(bkz: bershka)
bon jovinin yeni açmış olduğu restoranın ismidir.
e-muzik.netten alınan haberin içeriği;
ünlü rock yıldızı bon jovi, abdnin new jersey eyaletinde yoksullara kolaylık sağlayacak bir restoran açtı. bütçesi yeten, yetmeyen kimse geri çevrilmiyor. müşteriye gücünün yettiği ölçüde ödeme seçeneği sunuluyor.
hesabı ödeyemeyen bulaşıkları yıkasın efsanesi new jerseyde gerçek oluyor.
hem de "bulaşığa girelim" diyecek müşteriye kimse surat asamayacak.
birkaç neslin ilk gençliğine damgasını vuran rock yıldızı bon jovinin new jerseyde açtığı restoran, "ödeyebildiğin kadar öde" prensibiyle çalışacak.
menüde fiyat listesi bulunmayacak. müşteriler, imkanları elverdiği ölçüde ödeme yapacak.
ödeme yapamayacak olan da restoranda çalışarak ya da bir şekilde toplumsal bir faaliyette gönüllü olarak yemeklerinin bedelini ödeyebilecek.
restoran her şeyden çok öğrencileri çekecek gibi görünse de ünlü rock yıldızının hedefi aslında gerçekten yoksul ve aç olanlar.
ünlü rock yıldızı, yoksulları, yiyecek dağıtılan yardım merkezlerine yönelik önyargılardan kurtarmak amacında.
restoranına gelenleri, bazen gurur kırıcı olabilecek bir muameleden uzak tutmayı hedefliyor.
kendisi de restoranın çalışmalarına şahsen katılıyor.
kolları sıvayıp bulaşıkları yıkamak üzere mutfağa girmek de buna dahil
e-muzik.netten alınan haberin içeriği;
ünlü rock yıldızı bon jovi, abdnin new jersey eyaletinde yoksullara kolaylık sağlayacak bir restoran açtı. bütçesi yeten, yetmeyen kimse geri çevrilmiyor. müşteriye gücünün yettiği ölçüde ödeme seçeneği sunuluyor.
hesabı ödeyemeyen bulaşıkları yıkasın efsanesi new jerseyde gerçek oluyor.
hem de "bulaşığa girelim" diyecek müşteriye kimse surat asamayacak.
birkaç neslin ilk gençliğine damgasını vuran rock yıldızı bon jovinin new jerseyde açtığı restoran, "ödeyebildiğin kadar öde" prensibiyle çalışacak.
menüde fiyat listesi bulunmayacak. müşteriler, imkanları elverdiği ölçüde ödeme yapacak.
ödeme yapamayacak olan da restoranda çalışarak ya da bir şekilde toplumsal bir faaliyette gönüllü olarak yemeklerinin bedelini ödeyebilecek.
restoran her şeyden çok öğrencileri çekecek gibi görünse de ünlü rock yıldızının hedefi aslında gerçekten yoksul ve aç olanlar.
ünlü rock yıldızı, yoksulları, yiyecek dağıtılan yardım merkezlerine yönelik önyargılardan kurtarmak amacında.
restoranına gelenleri, bazen gurur kırıcı olabilecek bir muameleden uzak tutmayı hedefliyor.
kendisi de restoranın çalışmalarına şahsen katılıyor.
kolları sıvayıp bulaşıkları yıkamak üzere mutfağa girmek de buna dahil
acizlik göstergesi. zaten zerre sevmem kendilerini.
terbiyesizliğine bir de atatürkü alet etmesi ilgili kişinin cehaletini gösteriyor zaten.
terbiyesizliğine bir de atatürkü alet etmesi ilgili kişinin cehaletini gösteriyor zaten.
pencere açık uyuyup yağmur sesiyle uyanmak
(bkz: priceless)
(bkz: priceless)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?