evde teksiniz, saat gece 12, ve içinizde bir yandan korku müziği çalıyor .yatakta uyumaya çalışıyorsunuz ve bir yandan da kendi odanızdan salonun karanlığına gözünüz çarpıyor.ve götünüz yusuf yusuf olmuş.
-ulan vay mına koyum karanlığa bak cin çıkar mı lan
-yok lan ne cini der demez evde hışırtılar geliyor
-bak geldi ibne cin allahım euzubillahi mineyşeytanirracim
yatakta götünüz başta olmak üzere her yerinizden ter gelir.uyuyamazsınız.sabaha kadar euzubillahi mineyşeytanirracim sayıklarsınız gözünüzü açamazsınız sanki açınca cin saldıracak .ama çocukluk işte
normal elle açılan şişe kola kapağını açacak ile açmaya çalışmak hatta olay aynen şöyle gerçekleşmiştir
büfecide
ben çok yorgunum ve içecek bişeyler ararken şişe cola turka alırım önümde de bir adam soda almış
adam sodayı açtırır ardından ben aheste bir şekilde adama colayı uzatırım
adam- kendin açsana
ben de dalgınlıkla alırım açacağı kolayı açmaya çalışırkan olayın farkına varırım bu sırada büfeci
ulan tam hanzosun
büfecide
ben çok yorgunum ve içecek bişeyler ararken şişe cola turka alırım önümde de bir adam soda almış
adam sodayı açtırır ardından ben aheste bir şekilde adama colayı uzatırım
adam- kendin açsana
ben de dalgınlıkla alırım açacağı kolayı açmaya çalışırkan olayın farkına varırım bu sırada büfeci
ulan tam hanzosun
bilenler bilmeyenlere anlatsın hayatı.kan ve paraysa dostları, doğruluk olsun, insanlık olsun dostumuz.
küçük bir çocuğun eline verin kalemi o yazsın anlatmak istediklerini.ama yazarken bakmasın hayata.yoksa gördükleridir yazdıkları can çekişen hayatta.o hayal etsin hayatı en saf ve güzel düşünceleriyle.hayata kan ve parayla değil, umutla insanlıkla sarılabilmeyi anlatsın onlara mesela
bilenler bilmeyenlere anlatsın hayatı.silahla bombayla yakıp yıkmaksa dostları , onların bozduklarını düzeltmek olsun dostumuz.
onların eline verin kalemi onlar yazsın anlatmak istediklerini.onlar silah yazsın siz silin, onlar kan yazsın silin, onlar para yazsın siz gene silin.
eğer onların bildikleri ise hayat.yanlış biliyorlar.gelin bilmeyenlere anlatalım hayatı.
küçük bir çocuğun eline verin kalemi o yazsın anlatmak istediklerini.ama yazarken bakmasın hayata.yoksa gördükleridir yazdıkları can çekişen hayatta.o hayal etsin hayatı en saf ve güzel düşünceleriyle.hayata kan ve parayla değil, umutla insanlıkla sarılabilmeyi anlatsın onlara mesela
bilenler bilmeyenlere anlatsın hayatı.silahla bombayla yakıp yıkmaksa dostları , onların bozduklarını düzeltmek olsun dostumuz.
onların eline verin kalemi onlar yazsın anlatmak istediklerini.onlar silah yazsın siz silin, onlar kan yazsın silin, onlar para yazsın siz gene silin.
eğer onların bildikleri ise hayat.yanlış biliyorlar.gelin bilmeyenlere anlatalım hayatı.
evli olan ali kırcaya hiç yakıştıramadığım bir olay olsa olsa gerek bundan sonra haberlerini ne kadar ciddi izleyeceğim de meçhuldur.
la beğenmezse nin farklı bir şivesi zanettiğim ama girdiğimde öyle olmadığını anladığım kelimeler bütünü.
ey yükselen yeni kuşak, gelecek sizindir.cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak olan sizlersiniz. mustafa kemal atatürk
bu günü tüm yüreğimizle kutlayalım .çünkü bu bayram bizim bayramımız.türkiye cumhuriyetinin bayramı !!
ne mutlu türküm diyene
bu günü tüm yüreğimizle kutlayalım .çünkü bu bayram bizim bayramımız.türkiye cumhuriyetinin bayramı !!
ne mutlu türküm diyene
çeşitli kandırma yöntemleri vardır geçen gün birinin beni kandırma çeşiti de şudur msn falı
msn girişi yapıyormuşsunuz msn inize göre fal veriliyormuş
tanıtım propagandası da şu olur herhalde
bana passwordunu söyle sana falini söyleyim
msn girişi yapıyormuşsunuz msn inize göre fal veriliyormuş
tanıtım propagandası da şu olur herhalde
bana passwordunu söyle sana falini söyleyim
orta okulda bazı veletlerin söyledikleri şarkıyla birabir alakalı bir olay
sabah erken kalkar
piyamadan sarkar
herkes ondan korkar
küçük hüsamettin küçük hüsamettin
vs....
sabah erken kalkar
piyamadan sarkar
herkes ondan korkar
küçük hüsamettin küçük hüsamettin
vs....
çim adamın kıro olması
çim adamın laz olması gibi de devam ettirilebilecek durum
çim adamın laz olması gibi de devam ettirilebilecek durum
velet-kudbettin abi sana bir soru
kudbettin abi- sor bakalım
velet-anan açar baban sokar nedir bu
kudbettin abi-tövbe tövbe ulan velet dayak yiycen he
velet- abi ne kızıyon cevabı ceket ya
kudbettin abi-
kudbettin abi- sor bakalım
velet-anan açar baban sokar nedir bu
kudbettin abi-tövbe tövbe ulan velet dayak yiycen he
velet- abi ne kızıyon cevabı ceket ya
kudbettin abi-
istiklal marşını ilkokulda böyle anlayan arkadaşlar vardı.
sana olmaz dökülennn kanlarımız sonra helal
sana olmazz öykülerrr kanlarımız sonra helal
sana olmaz dökülennn kanlarımız sonra helal
sana olmazz öykülerrr kanlarımız sonra helal
gerçekten insanların izlerken komediye doyduğu bir program beyaz show. beyazıt öztürk (nam-ı değer beyaz) sempatik, doğal ve herkese karşı iyi niyetli tavrını programına çok iyi yansıtıyor.
esprilerini yaparken kimseyi kırmamaya çalışıyor ve ölçülü davranıyor. programın içeriği her ne kadar basit (bir iki konuk ve sohbet) olsa da, programın en büyük başarısı beyazın tam zamanında ve güzel espriler yapması. yani insanlar başka programlardaki gibi sıkıcı sohbetlere rastlamıyor.
sohbetlere beyazın yaklaşımı resmen yemeğe tuz katıyor. beyaz, sohbeti gerçekten zevkli bir hale getiriyor.
biraz eskilere dönersek, beyazın skeçlerine rastlıyoruz.(hüsmen dayı vs). bu skeçlerin neden bittiğine bir anlam veremedim açıkcası. belki de, programın sırf bu skeçlerle anılıp, izleyenlerin bu programı sırf skeçler için izlemesi düşüncesinden dolayı olabilir. ama gerçekten skeçler programa güzel bir hava katıyordu.
kısacası beyaz show her şeyi ile gerçekten müthiş bir show programı. tam anlamıyla beyaz bir show.
http://anafikir.com/goster.asp?t=827
esprilerini yaparken kimseyi kırmamaya çalışıyor ve ölçülü davranıyor. programın içeriği her ne kadar basit (bir iki konuk ve sohbet) olsa da, programın en büyük başarısı beyazın tam zamanında ve güzel espriler yapması. yani insanlar başka programlardaki gibi sıkıcı sohbetlere rastlamıyor.
sohbetlere beyazın yaklaşımı resmen yemeğe tuz katıyor. beyaz, sohbeti gerçekten zevkli bir hale getiriyor.
biraz eskilere dönersek, beyazın skeçlerine rastlıyoruz.(hüsmen dayı vs). bu skeçlerin neden bittiğine bir anlam veremedim açıkcası. belki de, programın sırf bu skeçlerle anılıp, izleyenlerin bu programı sırf skeçler için izlemesi düşüncesinden dolayı olabilir. ama gerçekten skeçler programa güzel bir hava katıyordu.
kısacası beyaz show her şeyi ile gerçekten müthiş bir show programı. tam anlamıyla beyaz bir show.
http://anafikir.com/goster.asp?t=827
okuduğumda duygulandığım gerçekten hz muhammed sevgisini çok iyi anlatan bir yazı.
medine de bir sirkette elektrik teknisyeni olarak çalışan allah dostu ve
peygamber asigi bir kardesimiz isin son gunu sabah mesaisinde kendisine
verilen teknik gorevi tamamlayip ayrılmak uzere iken resulullahin
ravzasinda elektrik carpmasi sonucu vefat etti ve cennetul bakiye
defnedildi. tabii ailesi mecburi istikamet turkiyeye dondu. o zaman 7
yasinda olan oglu bugun ortaokul ogrencisi. kompozisyon dersi odevi olarak
<bir makale yazmis ve birincilik almis. iste o peygamber aşkını en derinden
yasayan bir yüreğin yansimalari. biliriz ki dil
biliriz ki dil kalpten geçen herşeyi
ifade edemez. allah bize de bu kardesimiz gibi resulullah sevgisi nasip
etsin. âmin.
<>>***
bir seni günesim, bir babami, bir de terliklerimi birakmistim geldigim
yerde bir ilkbahar gununde guller gibi kokan medinede dunyaya gozlerimi
açmıştım. doğdugum hastane senin ravzanın hemen yanı başında oldugu icin,
duydugum ilk koku senin bahcenin gul kokulari olmus.
babam gelipte daha kulagima ezan okumadan, kulaklarim senin mescidinin
ezan sesleriyle sereflenmis. 40 gunluk oldugumda ilk ziyaretimide senin
hane-i saadetine yapmisim. ilk adimlarimi senin ravzandaki mermerlerinde
atmis ve rabbimle ilk bulusmami, ilk secdemi senin mescidinde yapmisim.
hemen hemen yaptigim her ilkte sen varsin. daha konusmasini ögrenmeden
seni sevmeyi ögrendim ben. belki seni cok tanimazdim ama sanki bana cok
cok yakinmişsin gibi severdim seni. senin evini her ziyarete gelisimizde
seni gormesek bile senin varligini hisseder, evindenlem`alar> >>huzunlenirdik.
cocuklar evde sıkılınca babalari parka, eglence yerlerine gotursun
isterler. biz medine’de yasadigimiz surece hic babamizdan parka
goturmesini istemedik. bizim canimiz sıkılmaz mıydı acaba hic? sanirim
medine’deki hicbir cocugun cani sıkılmazdı. cunku orada hicbir yerde
olmayan gul bahcesi ve bahcenin biricik efendisi vardi. bizim vaktimizin
cogu o bahcede gecerdi. senin bahcenin mermerlerine ayakkabi ile
basamazdik. yalinayak dolaşırdik mermerlerin ustunde. kim bilir, korkardik
beklide bahcenin gullerine basivermekten. yazin mermerler ayaklarimi
yakardi. olsun bu da bizim hosumuza giderdi. babama sormustum bir
seferinde
— babacigim neden medine bu kadar sicak diye.
babam da
— evladim medine’de iki tane günes var da ondan, derdi.
— nasil olur babacigim, gunes bir tane degil mi?
derdim.
babam gulerek
— bak yavrum dogru, butun dunyayi ısıtan bir gunes var ama bir de âlemleri
ısıtan ve aydinlatan gunes var. o gunes de medine’de olunca sicaklik iki
kat oluyor.
babamin bu cevabi hosuma giderdi ve ısınırdım. gercekten de ayaklarimizi
mermerler ısıtıyordu ama senin gunesin de, sıcakligin da içimizi
isitiyordu. medine’den ayrildigimizdan beri belki ayaklarimiz ısınıyor ama
içimiz bir turlu ısınamiyor. cunku gunesimizin en buyugunu orada
birakmistik. ben gunesimi kaybetmistim. onun evine, bahcesine gidemiyordum
artik. gerçi ışığı ta buralarda bizi aydinlatiyordu ama içimi ısıtmasi
icin onun ravzasinda yalinayak kosmam lazimdi.
evet, bahcende yürürken ezanlar okunurdu. oyle guzel okur ki medine
muezzini ezanı, sanki bilali habesi okuyor sanirsiniz. namaz kılmak icin
mescide kostururduk, bilir bilmez. babamin yaninda namaz kilardik. buyuk
sütunlarin altindan gelen soguk havadan saclarimizi savurturduk. zemzem
bardaklarindan guller yapardik. namaz kılarken yanimiza usulca bir kedi
sokulurdu. babam incitmeyin sakın, onlar ebu hureyrenin kedileri derdi,
biz de inanırdık senin mescidine kediler de girebilirdi. sen cok iyi bir
ev sahibiydin cunku.
carsamba gunleri hep uhuda giderdik. senin cok sevdigin amcanı ziyaret
etmeye, o bizim de amcamızdı. kardeslerimle ayneyn tepesine çıkar oradan
uhudda yatan 70 sehide selam verirdik. uhud dagina her baktigimizda sanki
orada seni gorur gibi olurduk. uhud’da senin ravzanin kokusu gibi gul
kokardi. orasi da ayri bir gul bahcesi idi sanki. iste benim yedi senem ki
en degerli en guzel yıllarim senin köyünde, senin gul bahcende, senin
savaştigin yerlerde sanki yanimda sen varmişsin gibi seninle dopdolu
gecti. seni gormesem de seninle yasamaya o kadar alışmıştım ki senin
yanindan ayrilirken sanki bir yanım, bir canim, bir parçam orada kalmisti.
buralari bana gurbet oluverdi.
elimde olsa hemen yanina kosar gelirim ama hep buyuyunce gidersin
diyorlar. ben sirf senin yanina gelebilmek icin buyumek istiyorum. senin
yanina geldigim zaman büyümüş bile olsam bahcendeki mermerlerde yalinayak
dolasacagim. ta ki guneşin içimi ısıtana kadar. senin hasretinden icim
üşüyor. belki hasretin herkesi yakar, beni de üşütüyor iste. cunku benim
ruhum dogdugumdan beri senin sevginle ısınmaya alışkın.
senin sicakligina o kadar muhtacim ki. ne olur ben sana gelemesem bile sen
beni hic birakma. isığınla gecelerimize nur ol. sıcakliginla butun
zerrelerimizi ısıtıver. hani sana medineyken komsuyduk ya, evlerimiz
birbirine cok yakindi. senin varligin bize guven verirdi hep. yine oyle
ol, ara sira da olsa evimizi sereflendiriver.
hem benim adim nebi, aynen seninki gibi. bu ismi bana seni cok seven bir
dostun koymus. diger adim da muhammed, yine senin gibi. bu ismi de canim
babacigim koymus. buraya gelirken senin köyünde biraktigimiz babacigim.
sana benzeyen bir yanim daha var. ben de senin gibi babasiz buyuyorum. ben
cok sansliyim, sen bize asla yetimligimizi hissettirmedin. medine’den
ayrildigimizdan beri sanki sen hep yani basimizdaymissin gibi
hissediyorum. geceleri korkmadan guvenle uyuyorum hep. seni tanidigim ve
seni sevdigim icin rabbime binlerce kez tesekkur ederim.
`babam senin köyünde kalmışti. biz babamin cenazesini gömerken agabeyimin
terlikleri babamin kabrine düştü ve orada kaldi. ben o terlikleri cok
kiskandim. cunku abimin terlikleri hep babamla kalacakti. babamı son
ziyaret edişimizde bende kimse görmeden terliğimi babamin kabri ustune
gömüverdim. iste şimdi benim terligim de hep babamla kalacakti.
evet demistim ya bir gunesimi, bir babami, bir de terliklerimi birakmistim
geride. babam ve terliklerim hep oradaydi, gelemezlerdi. ama gunesim hep
yanimizdaydi. yetimlerin efendisi, yetimlerini hic ışıksız birakir mi?
dunyanin bir ucuna gitmis olsaydik bizi birakmayacagini biliyordum.
gozumuz gonlumuz seninle aydinlanir efendim.
ruhumuz, icimiz sicakliginla isinir.
bir gun sana gelisim gec bile olsa bana,
gul bahcesinin mermerlerinde yalin ayak kosmak nasip et.
ta ki aşkinla, sevginle butun bedenim yanip kavrulsun. terliklerimi
biraktigim o guzel mabed son duragim olsun.
bazen insanların hayatını en kitlendiği noktalarda vurur.dayanması zordur bir yanda yalnızlık bir yanda umut en sonunda insanların gücü kalmaz hiçbirşeye
bir asma dalı gibi
tutunmaya çalışırsın birşeylere
ama bazen elden ne gelir ki
çarelerin tükenmez ama, gücün kalmaz
birşeyler yapmaya çalışırsın ama hayat izin vermez
gölgenle boğuşursun, yakarırsın karanlık gecelere.
isyanın dinmez ama , gücün kalmaz.
bazen hayatla elele yürürsün kumsalda
sevmeye çalışırsın herşeyi
bir kız girer hayatına ve düşlerine
onunla olmaya çalşırsın ama o bilmez
açamazsın kendini ve düşüncelerini
yine çaresizlik, yine isyankarlık
işte o gün
sevgin bitmez ama, karşılıksız sevmeye gücün kalmaz
böyle ifade edilecek birşey olsa gerek
bir asma dalı gibi
tutunmaya çalışırsın birşeylere
ama bazen elden ne gelir ki
çarelerin tükenmez ama, gücün kalmaz
birşeyler yapmaya çalışırsın ama hayat izin vermez
gölgenle boğuşursun, yakarırsın karanlık gecelere.
isyanın dinmez ama , gücün kalmaz.
bazen hayatla elele yürürsün kumsalda
sevmeye çalışırsın herşeyi
bir kız girer hayatına ve düşlerine
onunla olmaya çalşırsın ama o bilmez
açamazsın kendini ve düşüncelerini
yine çaresizlik, yine isyankarlık
işte o gün
sevgin bitmez ama, karşılıksız sevmeye gücün kalmaz
böyle ifade edilecek birşey olsa gerek
israile karşı verdiği mücadele ile alkışlanası bir örgüt.
(bkz: nasrallah)
(bkz: nasrallah)
arkadaşlarla izlediğimde gülmekten komaya girdiğim bir ata demirer gösterisi
gösteride bazı bölümler
başta salonun ilk kopuşu
-bu oyuna gidip gelişlerden başlı başına bir tane gösteri yapabilirim.sürekli turne yapıyorum efendim ben yani sabit oynadığım filmlerin yanında sürekli geziyorum.
-geçen manisadayım bir teyze geldi yanıma diyo ki
ne çekiyon sen
-ne çekiyorum dedim
kaç kilo çekiyon sen ?
-direk et olarak soruyo 110 dedim
hayır 130 okka gelirsin dedi
teyze nerden anladın dedim
sığırlarım var benim dedi
gösteride bazı bölümler
başta salonun ilk kopuşu
-bu oyuna gidip gelişlerden başlı başına bir tane gösteri yapabilirim.sürekli turne yapıyorum efendim ben yani sabit oynadığım filmlerin yanında sürekli geziyorum.
-geçen manisadayım bir teyze geldi yanıma diyo ki
ne çekiyon sen
-ne çekiyorum dedim
kaç kilo çekiyon sen ?
-direk et olarak soruyo 110 dedim
hayır 130 okka gelirsin dedi
teyze nerden anladın dedim
sığırlarım var benim dedi
otobüste bir sessizlik havası vardır ve şoför aheste aheste otobüsü sürmektedir.
birden bir telefon sesi duyulur.bu arada otobüste bir telaş lan benim telefon mu çalıyor acaba diye herkes telefonuna bakar sanki melodisini bilmiyor
sonra aradan biri sıyrılır bu genelde kalın sesli bir erkektedir konuşmalar böyle devam eder ve otobüste herkes bu konuşmaya odaklanır
+aloooo
otobüste konuşmak zordur adam götünü yırtarak bağırır
+aloooooooo
he müslüm ağabey sen misin
ağabey ben otobüsteyimm
tabi karşı tarafın sesini duyamaz ve nedense karşı taraf bağırarak konuşması gerekirken kendi öküz gibi bağırır.
ağabeyyyy ben otobüsteyimm he valla geliyorum
heee anlamadım abiiii
tamam abi halletim abi otobüste geliyorum abi nerdemiyim gaziosmanpaşa benzinciye geldim abi 10 dakka sonra ordayım abi merak etme abiiii
tamam abi anladım abi işte dediğim gibi abi 10 dakka sonra ordayım abiii hadi abii tamam abi şimdi geliyorummm.
tabi 10 dakka sonra orda olması gerekmektedir.ama hay aksi trafik var 5 dakka bekler açılmaz trafik içinden başlar küfürlere
ve sonra minibüsçüler başlar tartışmaya daha derine inmeden kapayalım konuyu
birden bir telefon sesi duyulur.bu arada otobüste bir telaş lan benim telefon mu çalıyor acaba diye herkes telefonuna bakar sanki melodisini bilmiyor
sonra aradan biri sıyrılır bu genelde kalın sesli bir erkektedir konuşmalar böyle devam eder ve otobüste herkes bu konuşmaya odaklanır
+aloooo
otobüste konuşmak zordur adam götünü yırtarak bağırır
+aloooooooo
he müslüm ağabey sen misin
ağabey ben otobüsteyimm
tabi karşı tarafın sesini duyamaz ve nedense karşı taraf bağırarak konuşması gerekirken kendi öküz gibi bağırır.
ağabeyyyy ben otobüsteyimm he valla geliyorum
heee anlamadım abiiii
tamam abi halletim abi otobüste geliyorum abi nerdemiyim gaziosmanpaşa benzinciye geldim abi 10 dakka sonra ordayım abi merak etme abiiii
tamam abi anladım abi işte dediğim gibi abi 10 dakka sonra ordayım abiii hadi abii tamam abi şimdi geliyorummm.
tabi 10 dakka sonra orda olması gerekmektedir.ama hay aksi trafik var 5 dakka bekler açılmaz trafik içinden başlar küfürlere
ve sonra minibüsçüler başlar tartışmaya daha derine inmeden kapayalım konuyu
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?