fasa fiso

(bkz: sev yeter)

kamuran akkor’un seslendirdigi serzenis dolu, dinlenesi arabesk parca.



guldurmedin, hep aglattin
derdi bana sen tattirdin
dert ustune zulum yaptin
sanki beni sen yarattin

isyan eden kalbimi biraz olsun duy yeter
aska susayan gonlumu seveceksen sev yeter
feryat eden kalbimi biraz olsun duy yeter
aska susayan gonlumu seveceksen sev yeter

kosturdun hep yillar boyu
pesinde her gun boyu
aglattin hic guldurmedin
bu yarali kalbimi

isyan eden kalbimi biraz olsun duy yeter
aska susayan gonlumu seveceksen sev yeter
feryat eden kalbimi biraz olsun duy yeter
aska susayan gonlumu seveceksen sev yeter

36 ile 40 arasinda bir bel olcusu.orta halli bir bayan icin de gayet uygundur kanimca.

(bkz: sek)

plastik yuzuk falan diyince sisme kadina evlilik teklifi gibi abuk bir sey geldi aklima.berbat ben de biliyorum ama,

(bkz: icimdeki entry yazma aski bambaska)

ozellikle erkek olanlari icin ilk gunler ohhhh gel keyfim gel havasinda baslar.aradan bir ay gecmez ki sanildigi kadar guzel bir sey olmadiginin farkina varilmaya baslanir.karisi sabah erkenden kaldirir bey amcamizi.hadi kalk gunum var.melahatlar gelecek.carsidan sunu getir, bunu gotur.hanim bi emekli oldum rahata kavustum yapma bana bunu der amcamiz.teyze orali bile olmaz.hadi hadi daha tatlinin serbetini dokucem recai.gider bey amca napsin.alir ihtiyaclari, bari der gazete okuyayaim ben de.aaa recai kaldir su gazeteyi, televizyon izleyeyim bari, aa recai az sonra gelecekler hadi sen bi yerlere git.evde otursam sebahat diye yalvarsa da dinlemez hanim teyze.olmaz recai olmaz.napiyim simdi ben kahveye gideyim desem sigara kokusu, parkta oturayim desem soguk ruzgar esiyor.bilmem recai git iste bi yerlere....

baska gun temizlikci kadin gelecek recai.
ayagini kaldir supurucem recai.
supurdugum yeri silicem recai.
tv nin tozunu alicam recai.
coraplarini kaldir ordan recai.
okuma gozlugunu al sehpanin ustunden recai.
kısacasi bsg recai*

arapca bir kelimedir.

1.gutme, gozetme.
2.sayma, saygi,hurmet.
3.agirlama.

soyle bir rivayet yaygindir bu deyis hakkinda.

borcunu zamaninda odeyemedigi icic tefeci tarafindan mahkemeye verilen bir adam, tanidigi bir avukata gitmis.avukat:
ben seni kurtaririm ama hakim mahkemede ne soarasa sorsun, dilsiz taklidi yaparak lo lo dersin.sakin agzini acip baska bir sey soyleme demis.
mahkeme gunu gelmis.adam hakimin butun sorularina lo lo seklinde cevap vermis.avukat da muvekkilinin dilsiz oldugunu ve magdur edildigini belirtince, hakim inanmis ve beraat karari vermis.
avukat ertesi gun vekalet ucretini almaya gittiginde, adam yine dilsiz taklidi yaparak lo lo deyince, avukat kizmis ve:
’’yahu bize de mi lo lo?’’ demis.

tarihte iki unlu devlet baskaninin,iki unlu moskova seferi vardir.birisi napolyon’un 1812’de yaptigi moskova seferi ikincisi ise hitler’in 1941’deki moskova seferidir.
her iki seferde de fransiz ve alman ordulari yenilgiye ugramislar.yenilginin asil nedeni ise rusya’nin o unlu soguk kisi olmustur.
ozellikle napolyon’un buyuk bir orduyla rusya’ya yuruyup iki yil icinde ordusunun tamamini yitirmis olarak fransa’ya geri donusunde soyle soylenmis:


’’guvendigin daglara kar mi yagdi?’’

(bkz: omer hayyam)

pilav yedikten sonra tabaginda pirinc tanesi birakmamak.

en guzeli hic bulasmamaktir.turk insani icin kim ne derse desin arkadaslik bulma sitesinden ileri gidemeyecektir.duyumlarima gore seviyesi dusmektedir ve dusecektir.bi ara tavan yapmistir.insanoglu bircok seyden hevesini alip birakir.bunu da kisa surede birakacaktir.baska bi cilginlik baslayacak ve ona kapilacaktir.koyun surusu misali gibi.adi ustunde face book.kisilerin tipine gore secildigi mekandir.sen koy bakalim cilli sivilceli ergen fotonu oraya kimse ekliyo mu seni eski arkadas ayagina*

siz isiklarda inmek istersiniz.yesil yaniyordur.sofor, sizin inisiniz sirasinda kirmizi yanacagi icin israrla durmaz, gazlar.isiklarin baya bi otesinde sizi indirir.

osmanlica-turkce ansiklopedik lugat

(bkz: ferit devellioglu)

(bkz: monitorden seslenen bilgic)

dünya malı uçan halı, kırılır dalı her ağacın,
yıkılır her bina afette,
gofret, bedelindir o dökülen tuzlu yaşlar,
haşlar gözünü yıka yüzünü,
hüzünü her adem tanır,
geçici bir dövmesin şeklini çizdi tanrı
topraklara; vakti gelince kazma kürekle silineceksin.

(bkz: bir pesimistin gozyaslari)

soz soylerken duygu ve dusunceleri dogru, uslubuna uygun olarak anlatmak icin sesin uyumunu, soylenisini, jesti, mimigi, alinacak tavirlari yerinde ve guzel kullanma sanatidir.

ilk cagda yunanistan’da yasamis unlu bir hatip.
gencliginde celimsiz bir yaradilista oldugundan gucsuz sesini ve gogsunu kuvvetlendirmek,hareketlerini ve soyleyis kusurlarini duzeltmek icin uzun zaman inatla calistigi soylenir.onun dogustan utangac hatta kekeme oldugu, guya bu kusuru gidermek icin agzina ufak cakil taslari koyarak deniz kenarinda dalgalara karsi uzun parcalar okuyup denemeler yaptigi da anlatilir.


(bkz: azmin zaferi)

kendini boslukta hissettigin anda yapilan eylemdir.hicbir yere sigdiramamaktir kendini.ne bu dunyaya, ne cehenneme, ne de cennete.araf desen o da degil belki de.insanin kendi kendine aldigi bir karar olmasa gerek.birileri ya da bir seyler tarafindan itilmistir bu dipsiz kuyuya caresizce.karanlıktir her yer ve igne ucu kadar dahi olsa bir isilti arar olur gozleriniz.cesaret isi de olmasa gerek.hangi cesur insan amacsiz bir sey icin sondurebilir ki hayatin yanan atesini.bedeninizi alirsiniz, saniyeler sonra ruhunuzdan koparirsiniz.beden yok olmustur artik.bir seylerden kurtulmaksa kurtulmustur da.hicbir agirligi kalmamistir.acaba insan ruhunu da onca agirliktan kurtarabilmis midir?kus gibi hafiflemis midir ruhu da bedeni gibi!!!

fasa fiso: baba tribundeki kombine, kombinezon falan bunlar baglantili dimi birbiriyle?ayni kökten geliyo dimi?
baba: (bilmiş bi edayla) evet evet var ya matematikte kombinezon.
kiz: zuhhaaaaaa.ya kombinasyon olmasin o baba.