yalan, kirletme, işbirliği, yalakalık.......
şimdilerde sağını solunu karıştırmış dergi...
ben hep ayrılıkları sevdim
yeniden buluşmanın sevincini
bana sundukları için...de diyebilinen durum.
yeniden buluşmanın sevincini
bana sundukları için...de diyebilinen durum.
bir de böylesi vardır...
kanım canımı kemirdi
ben yandım
gecenin bir köründe
vuruldu aşk
ve boğuldu bir damla suda
sağnaklar boşalırcasına şehvetin kirliliğinde
canım yaratılmadı bu sefer
.......................ben öldüm
(bkz: erdal akçaoğlu)
kanım canımı kemirdi
ben yandım
gecenin bir köründe
vuruldu aşk
ve boğuldu bir damla suda
sağnaklar boşalırcasına şehvetin kirliliğinde
canım yaratılmadı bu sefer
.......................ben öldüm
(bkz: erdal akçaoğlu)
ben bir çocuğum afrika’da
gözlerim kocaman, karnım şiş
kollarım ve bacaklarım incecik.
yaşamak için direnen açlığa,
bir çocuğum ben afrika’da
………………………tanıyor musun?
ben bir çocuğum vietnam’da
bir savaşın ortasında;
annemi gözümün önünde kurşuna dizdiler,
babamın işkence altında parmaklarını kestiler,
gözlerine şiş soktular,
kollarından-ayaklarından zincirle astılar
-bütün bunları ne için yaptılar? -
gözümün önünde
bir çocuğum ben vietnam’da
…………………………..biliyor musun?
ben bir çocuğum hiroşima’da
kollarım bacaklarım ve kafam
bedenimden uzak ayrı bir yerde
ve sizin deyiminizle
‘’bir çiçeğim’’ ben, mezarı olmayan,
ilk atom bombası altında.
bir çocuğum ben hiroşima’da
- ölü bir çocuk -
…………………….hatırlıyor musun?
ben bir çocuğum nikaragua’da
oyuncaklarım hiç olmadı benim,
uçurtmam uçmadı gökyüzünde,
sokaklara terk edildim
tek başıma,
gözlerim şiş uykusuzluktan
ve hasta bir bedenim,
çocukça yaşamak için direnen
bir çocuğum ben nikaragua’da
……………………………tanıyor musun?
ben bir çocuğum bosna’da,
filistin’de, irak’ta
omzumda soğuk ve ağır bir tüfek…
bir tüfeğin arkasından bakıyorum hayata.
en mert, en yiğit, en cesur dövüşlerim…
bir tetikle başlayıp,
bir tetikte biten oyunlar öğrendim.
bir tuhaf ki ölüme gidişlerim, ölüşlerim.
ve özlemlerim öylesine büyük,öylesin iri…
bir garip yatışlarım var
paramparça kanlar içinde
bosna, irak, filistin geceleri
…………………….........görüyor musun?
hala ‘’bir çocuktur’’ diyorsanız bana siz
evet, ben hala bir çocuğum
o uygar ve çağdaş ülkelerde.
oyuncaklarım, sandığımdır benim
boyamdır, cilamdır, fırçamdır.
‘’mutluluk nedir? ’’
diye soruyorsanız bu çocuğa
boyadıktan sonra parladığını görmektir ayakkabının
ve emeğimin hakkıyla aldığım
üç-beş kuruşun verdiği mutluluktur, mutluluğum.
bir çocuğum ben
dünyanın herhangi bir yerinden
herhangi bir çocuk
…………………d-uyuyor musun?
istanbul, nisan 200
erdal akçaoğlu
gözlerim kocaman, karnım şiş
kollarım ve bacaklarım incecik.
yaşamak için direnen açlığa,
bir çocuğum ben afrika’da
………………………tanıyor musun?
ben bir çocuğum vietnam’da
bir savaşın ortasında;
annemi gözümün önünde kurşuna dizdiler,
babamın işkence altında parmaklarını kestiler,
gözlerine şiş soktular,
kollarından-ayaklarından zincirle astılar
-bütün bunları ne için yaptılar? -
gözümün önünde
bir çocuğum ben vietnam’da
…………………………..biliyor musun?
ben bir çocuğum hiroşima’da
kollarım bacaklarım ve kafam
bedenimden uzak ayrı bir yerde
ve sizin deyiminizle
‘’bir çiçeğim’’ ben, mezarı olmayan,
ilk atom bombası altında.
bir çocuğum ben hiroşima’da
- ölü bir çocuk -
…………………….hatırlıyor musun?
ben bir çocuğum nikaragua’da
oyuncaklarım hiç olmadı benim,
uçurtmam uçmadı gökyüzünde,
sokaklara terk edildim
tek başıma,
gözlerim şiş uykusuzluktan
ve hasta bir bedenim,
çocukça yaşamak için direnen
bir çocuğum ben nikaragua’da
……………………………tanıyor musun?
ben bir çocuğum bosna’da,
filistin’de, irak’ta
omzumda soğuk ve ağır bir tüfek…
bir tüfeğin arkasından bakıyorum hayata.
en mert, en yiğit, en cesur dövüşlerim…
bir tetikle başlayıp,
bir tetikte biten oyunlar öğrendim.
bir tuhaf ki ölüme gidişlerim, ölüşlerim.
ve özlemlerim öylesine büyük,öylesin iri…
bir garip yatışlarım var
paramparça kanlar içinde
bosna, irak, filistin geceleri
…………………….........görüyor musun?
hala ‘’bir çocuktur’’ diyorsanız bana siz
evet, ben hala bir çocuğum
o uygar ve çağdaş ülkelerde.
oyuncaklarım, sandığımdır benim
boyamdır, cilamdır, fırçamdır.
‘’mutluluk nedir? ’’
diye soruyorsanız bu çocuğa
boyadıktan sonra parladığını görmektir ayakkabının
ve emeğimin hakkıyla aldığım
üç-beş kuruşun verdiği mutluluktur, mutluluğum.
bir çocuğum ben
dünyanın herhangi bir yerinden
herhangi bir çocuk
…………………d-uyuyor musun?
istanbul, nisan 200
erdal akçaoğlu
baltalimanı kemik hastanesi karşısında bulunan, okul çıkışları öğrencilerinin hastanenin kantininde sigara tüttürdükleri okul...
depremde karşılaşılacak olası bir durumdur...
kurnazca yazılmış, içinde bir yerlere dokundurma olduğunu düşündüğüm masal...
antoloji.com’da nedir bölümünde gezinirken gördüm ve çok sevindim, şaşırdım, bizim okul ne zaman sözlük kurmuş diye...daha sonra baktım okulla alakası yokmuş; üzüldüm.ee daha sonra yazar oldum tekrar sevindim....(sürecek)
(bkz: en güzel türk birası)
güzel varlıklar, her evde beslenesi...(mamaları biraz pahallıdır)
ağzım açık kaldı...
şu aralar amerikanın ağzına aldığı buton...
(bkz: gurtsal bilgü gaymağu )
yalnızlıktır bilgi, kurtlar sofrasında kuzu gibi.karışmaktır kalabalıklara ve çokluktur ve yokluktur...maddenin çok ruhun yok olduğu yerdir bilgi ve günahkar dalgın bir kadın...pahallıdır bilgi, ucuzdur.boyalı bir yalandır bilgi.ıslaklığımın kurumasını beklediğim yer...
bilgi okulumdur.
bilgi okulumdur.
bir dilim sıcak ekmek ve ocakta kaynayan çayın buharıdır aile.sığınacak limandır okyanusun dalgalarıyla boğuşurken...bir siperdir arkasına saklanabileceğin, kimsenin kimseye eyvallahı olmayan ağır bir dünya savaşında.bir şiirdir samimi ve sıcak...bazen bir şarkıdır hüzün dolu.
bazense bir mektup buram buram özlem kokan...
bir memlekettir sınırları olan ve bir dünyadır herşeyi paylaşılan.
bazense bir mektup buram buram özlem kokan...
bir memlekettir sınırları olan ve bir dünyadır herşeyi paylaşılan.
(bkz: parti tabelaları)
ben sana mecburum yağmur kaçağı
böyle bir sevmek görülmemiştir
tut ki gecedir
korkunun krallığı kurulur
/ ayrılık sevdaya dahil
üçüncü şahısım ölüm ve sana
sisler bulvarında yüzün
ayrılık girdi araya
hicrana düştüm bugün
birikip yeniden sıçramak için
elde var hüzün
elde var hüzün
böyle bir sevmek görülmemiştir
tut ki gecedir
korkunun krallığı kurulur
/ ayrılık sevdaya dahil
üçüncü şahısım ölüm ve sana
sisler bulvarında yüzün
ayrılık girdi araya
hicrana düştüm bugün
birikip yeniden sıçramak için
elde var hüzün
elde var hüzün
(bkz: kendimi çok yalnız hissediyorum )
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?