confessions

elma sekeriiii

- Yazar -

  1. toplam entry 15083
  2. takipçi 2
  3. puan 218568

türbanlı doktor

elma sekeriiii
- bu gidi$ iyi bir gidi$ degil doktor?!

+ neden o?

- cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmi$, bütün tersanelerine girilmi$, bütün ordulari dağıtılmı$ ve memleketin her kö$esi bilfiil i$gal edilmi$ olabilir.

- ...

+ bütün bu $eraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. hatta bu iktidar sahipleri $ahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler.

- yava$ yava$ saç ba$ dagıtmadan geliyoruz evladım, sen yoruldun çekil otur $öyle...



edit: eksileyen insan,cok kücüksün. cok kücük.

bilgi sözlük

elma sekeriiii
ba$lıklarıyla bana oyun oynayan sitedir.
açarım muhte$em entryleri okumak için, tam da o anda babam çıkagelir yanıma. ee neler okuyorsun bakalım diye, ehe dersin basarsın tekrar o gülen yüz butonuna... kar$ına çıkan onca normal entryden sonra sözlük oyununu oynamaya ba$lar ve sperm, oral seks sonrası replikleri, sözlükten karı kaldırmak ve benzeri türden entryler koyar önüme acımadan. babamın ka$ı her seferinde yukarı kalkar, ilginçmi$ der ve gider.

ulan her seferinde de aynısı mı olur yaa...
böyle rezil kepaze eder insanı i$te.

yaran fıkralar

elma sekeriiii


evin kucuk oglu surekli tirnaklarini yiyormus.anneside her
gordugunde cocuga kizarak "yeme su tirnaklarini oglum yoksa
karnin siser. bak ellerine lastik takacagim" diyormus. bir,
iki, uc en sonunda kadin cocugun parmaklarina lastik
eldiven takmis.
cocuk bu haldeyken misafirlige giderler. ev sahibi hanim
hamiledir.kadinin bu halini goren cocuk hemen "ben senin karninin
neden sistigini biliyorum" der.
bu durumdan utanan anne ogluna susmasini soyler ama nafile cocuk
tekrar tekrar kadina "ben senin karninn neden sistigini
biliyorum" der.
ev sahibi kadin en sonunda dayanamiyarak sorar " soyle bakalim
karnim neden sismis?". veledin cevabi hazir "lastiksiz yedin
demi..."

chp ye kapatma davası

elma sekeriiii
chp’nin sanki kendisi cok iyi bir haltmı$ gibi ona buna bok atmakla me$gul oldugu günlerden sonra böyle bir davanın açılması pek ho$ olurdu dogrusu.
atatürk’ün partisiyiz biz diye atatürk’ü metala$tırıp böyle sacma sapan secim vaadlerine insanları mal etmelerinden sonra, onların aslında ne kadar kepaze olduklarını tüm insanlara gösterecek bir dava olacaktır.

ve biz de buradan, siyasetin aslında ne kadar boktan bi $ey oldugunu anlayacagız. ve bonus olarak da; kime inanacagımızı bilemeyecegiz.


her biri bir digerinden beter. allahın cezaları. ülkeyi söyledikleri yalanlarla yoku$a sürdüler hep, bir türlü hortumlanmaktan belimizi dogrultamadık!

oyunu bo$ atma sonra iktidara yarar diyenlere bi cevabım var;

istemiyorum bu elleri kirli insanlara beni idare etme görevini vermeyi. istemiyorum artık yalan riya duymak, istemiyorum birbirlerine sata$tıkca incileri dökülen kepazeleri, istemiyorum artık iktidar sava$ından ötürü dökülen kanları, istemiyorum artık hükümete kar$ı duranların ölümle susturulmasını! istemiyorum kötüler arasından iyi seçmeyi artık!
güç ve iktidar sarho$luguyla koltuklarına yapı$mı$, nerdeyse davranı$larıyla çürümü$ olan liderleri; secim vaatleriyle ba$a gelip hükümet koridorlarında at ko$turanları, alı$veri$ çekleriyle insanlardan oy topluyanları, atatürkün partisiyiz diye slogan atanları, ha bir de benzin 1 ytl ye inecek diyenleri!!!!
vermiyorum oy falan!


bo$ attıgım oy helali ho$ olsun! bu oy durumunu da belirleyen anayasayı naaapsam bilemedim.
ele$tiremiyoruz da
hey yavrum hey, ruhumuzu $eytana satmı$ız da haberimiz yokmu$!

doksanlarda çocuk olmak

elma sekeriiii
kurabiye canavarı’nın kurabiye yemesine özenmektir...

televizyonda $irinler, $eker kız candy izlemektir.

bilye oynamak, taso denilen cipslerin icinden cıkan hedeleri toplamaktır...

kokulu kücük defterler biriktirmektir, arı mayalı silgileri kokladıktan sonra kanser olup ölücem diyerekten korkmaktır...

trt’nin sabah programları acarken istiklal mar$ı’nı yayınlayıp, cocukların çok önemli oldugunu dü$ündükleri bu mar$ kar$ısında mum gibi dikilip mar$ı tekrar etmeleridir...

yoyo ile oynamaktır, cindy bebek’in donu var mıdır yok mudur ona bakmaktır. ken de neymi$ hemen almalı diye dü$ünmektir...
he-man ile sheila evlensin diye hayal kurmaktır...

çıkma teklifi almaktır, etmektir... "benimle çıkar mısın??" otomatikman sevgili olmaktır.

normal leblebi degil de $ekerli leblebi yemektir. 40 yıllık panço’nun doritos olmasına $ahitlik etmektir...

barı$ manço’nun cocuk programlarıyla büyümektir, bir gün ben de çıksam $arkı söylesem diye dü$ünmektir...

velhasıl muhte$emdir, süperdir, tekrar dönülüp ya$anılasıdır!


not:daha coook var ama dü$ünemem $imdi i$im var

anne

elma sekeriiii


karnında yavrusunu ta$ırken sırf evi sıcak olsun, o ü$ümesin dolaylı yoldan da yavrusu ü$ümesin diye sırtına çuvalını almı$ 3. kata kömür ta$ıyan insandır.

kucagında ikiz bebekleriyle ve paçasından tutan kücücük kızıyla parası olmadıgı için taksiye binemeyip dolmu$larda ayakta giden, paltosunun bir kenarı kızı sıkı sıkı tuttugu için yamulmu$ olan kadındır. o günlerinden kalan paltosunu saklayan ki$idir, ara sıra cıkarıp ben nerden nereye geldim diye bakıp hatırlayan.

yavrusunun her hangi bir $eye ihtiyacı oldugunda hemen yanına ko$andır, cocugu istemese bile zorla ayagını bacagının üzerine koyup çorabını giydirendir.

cocuklarının eski videolarını açıp izlediginde ne kadar masumsunuz canlarım benim diye sarılıp aglayandır.

önünüzden yemeginizi, üstünüzden giysinizi, ayagınızdan çorabınızı ayakkabılarınızı, kendi agzından yavrum sözünü dü$ürmeyen kadındır...


cocuklarının annem bir gün ölecek diye dü$ünüp gözleri dolu dolu üstüne titredigi, üzülmesine dayanamadıgı,dünyanın bütün insanları bir yana, sen tek ba$ına bir yana dedigi kadındır.

güçlüdür, ayakta durmasını bilendir, dünyanın en merhametli; içi en güzel insanıdır.insandır evet, cocuklarının yüregini büsbütün sevgiyle doldurup ta$ıran bir insan.

dünya güzeli, gül güzeli, kalbimin $ulesidir beni dimdik ayakta tutan...


bilgi sözlük

elma sekeriiii
herkezin birer birer gittigi sözlük.

evet herkez gidiyor ve ayakta kalan bir tek $ey sözlük oluyor. eminim binlerce üyesi olmu$tur, yüzlercesi de yazmı$tır burada. gidenler çokça gelenleri bir o kadar ve çıglıklar: buralar eskisi gibi degil!

ben çok eski degilim 1 senemi dolduralı çok olmadı, ama bu bir senede az biraz her $eyin ucundan bir $eylere tanık oldum... eski dokusu yok buranın diyor bir tanesi... neden kalitesizlik mi aldı ba$ını yürüdü?
kalitesizlik degil alıp ba$ını giden, sadece yazarlar.

diyorlar ki sözlük hep var, ancak yazarlar gelir geçer. sözlük han yazarlar yolcu. hep bu dü$ünce var otoritelerin sözlerinin satır aralarında. burası interaktif bir ortam her $eyden önce de sanal bir yer, herkes farkında bunun. ama $u var, birilerinin sürekli sözlük var gelen geçenler çokça ama gidenlerin ardından elbet yenileri gelir gibi bir dü$ünceyi vurgulamaları dahi yazarlara geçici gözle bakıldıgının bir kanıtı.
biri herhangi bir konudan dolayı çömez olduğunda "eeeeehhh sktr ben de zaten yazmayı bırakıcaktım bi zaman sonra" gibi bir fikre kapılıyorsa o, ona burada geçici oldugunun hissettirilmesinden dolayıdır.

ha her$ey mi kötü burada? hayır degil.yazmak ayrı bir lezzet burada. ancak yazan yazar, yazmayan sktr olup gider yenileri gelir yine yazarlar gibi bir dü$ünce acıdır.
ben biliyorum ki ben gittigimde eh biri gider biri gelir mantalitesiyle adım anımsanmaz bile. çözümü nedir bilmiyorum, belki yazarlara sahip çıkmak belki onları silip atmadan önce kafada çok alıp vermek... evet biliyorum ne jedinin ne de modların zamanı var bunları yapmaya.
böyle bir olu$um i$te.



bilgi sözlük ailesi varmı$ bir yerlerde ama nerde bilinmez.

kadınlar

elma sekeriiii
tartı$ma ba$latmak için hakikaten üzerlerine yoktur bu varlıkların...

(gece yatakta)
+hayatım...
-hiç dokunma bana! sen git bu gün araba kullanırken durup yol verdigin kırmızı otomobilli kadının koynuna gir!
+oha!
-evet bence de!
+...


atatürk döndüğünde olası gazete manşetleri

elma sekeriiii
cumhuriyet:
ataturkun $ok edici sözleri
milletimin bu halini gormek, bana kabir azabi ya$atti. köylüm anani da al git nidalariyla kar$ila$makta, vatanimin guney sahilleri özelle$tirme maskaraligiyla yabancilara yar edilmekte, $ark’ta analarimizin kinali kuzulari pkk denilen illet cellatlar silsileleriyle ugra$ip can pazari ya$amakta,millet aclik sinirinin altindaki ya$am ko$ullarinda birazcik daha oksijen alip ya$amak icin can çeki$mekte,insanlar secim adi altinda daha onceden satmi$ olduklari oy pusulalarini atmaktalar. ne oldu size boyle, bu muydu size emanet ettigim ulke!!!

ataturk turkiyenin aci tablosunu sunmu$tur bizlere.
ne mutlu turkum diyene...

kuran kursu

elma sekeriiii
kur’an kursu, cocuklara dinin gereklerini anlatan yerdir. bu böcek tanımlamalarından sonra tabi biraz acıklama gereklidir bu yerle alakalı.

kafa yıkayan da vardır, adam gibi ho$ görü ve sevgiyle; allah’a duyulan sevginin $evkatle yogrulmasyla ortaya cıkan duyguyu cocuklara a$ılayan da. herkesi aynı kefeye koymak her$eyden önce önyargıdır, sonra da bile bile lades olmaktır: cahilliktir.

ben iyi olanları anlatıcam.
hoca arapca size sureleri ögretir ki bu namaz kılmak için çok önemlidir. sureler bilinmeden namaz kılınamaz. daha sonra harfler ve sonra da kur’an-ı kerim’e gecilir.
hoca islamın ve imanın $artlarını cocuklara a$ılar. onların üzerine gitmez, sevdirterek ögretir. zaten kafa kagıdında müslüman yazmakla müslüman olunmaz, hoca degnegiyle de olunmaz; günahı hocanın boynunadır.

allah; sevgiyle yaratılandır $evkatle baglanılan, büyüklügünden korkmak degil; onun sizi sevmemesinden korkmaktır. a$kla baglanmaktır kendisine.

bunu ba$arabilen kurslar vardır evet. bu durum tamamıyla hocalarla ilgili bir durumdur.

bir hocam vardı hatırlarım. sesi $evkatliydi. anlatırken a$kla anlatırdı dini, allah’ı peygamberimizi. sesindeki o hu$u etkilerdi bizleri.
hiç bir zaman bunu yapmak zorundasınız demezdi. "bunu yapsanız ne kadar güzel olurdu, allah sizi ödüllendirirdi; sizi gercekten severdi" derdi.

herkesin imanı tamam kendine tabiiki de... bana sorarsanız o hoca bana allah a$kını a$ıladı. ben allah’tan korkmuyorum, onun beni sevmemesi ihtimali beni aglatıyor. ba$ım acık, ama allah’ın beni yüregimle sevdigi kanısındayım. ve o hocaya ben hep dua ediyorum. öyle güzeldi ki dili, dinimi sevdirdi bana. bir $eylere $evkatle yakla$mamı sagladı.

korkutan; elinde kızılcık sopasıyla sureleri ezberlemeyen cocukları döven içi çürümü$ pislikler hoca degildir ve kafa yıkarlar dogru. buradaki önemli olan $ey $udur:

hoca mı kafa yıkıyor yoksa kur an kursu mu???

can yücel

elma sekeriiii
kadınlar üzerine mukemmel bir analizi vardır:
buyrun okuyalım...


-----
her gün kim bilir kaç kadın görüyorum...
sokakta, vapurda, okulda, kuaförde, orda, burda...

ama olmuyor hanımlar, olmuyor!

kadınlar kadınlığı unutalı daha kaç on yıl oldu ki?

solaryuma girmeye, çıplak gezmeye, kariyer hırsıyla yüzlerini buruşturmaya başlayalı kaç on yıl oldu?
çevremde gördüğüm kadınlardan bazılarının birtakım özelliklerini seçtim.
bunlara, dizilerdeki, filmlerdeki, romanlardaki kadınların hoşuma giden özelliklerini ekledim.

gözlerimi kapadım, osmanlı zamanından kalma, hani şu afet-i devran denen kadınları düşündüm.

o nasıl bir cazibedir ki, peçelerin ardından bile erkekleri aşık eder.
bir fransız kadınının zarafetini düşündüm sonra, bir ispanyol kadınının ateşini ve bir türk köylü kızının tazeliğini..

kadının güle benzemesi gerektiğine karar verdim sonunda.

kadının hası güle benzer. rengiyle, kokusuyla, dikeniyle.

açın televizyonu, bir tane gül görüyor musunuz?
kadının hası yumuşak başlı olmaz, ama ağırbaşlı ve sıcak olur.
ağırbaşlılıktan kastım, sıkıcılık değil elbet.

şımarıklığın da hakkını verir.
ağırbaşlı tebessümleri olur bir de.

kadın yüzü dediğin mahkeme duvarına benzemeyecek.

bu tebessümler sevgidir. yumuşacık bir sevgi olur kadın yüreğinde.

kim olursa olsun, ne yaşamış olursa olsun.
erkeğini dizine yatırıp saçlarını okşamayı bilir gerçek bir kadın.

kadının hası nerede, nasıl davranacağını bilir.

insanların içinde kapris yapmaz, hır çıkarmaz; ama gerçek bir osmanlı kadını gibi, adabıyla, raconuyla istediğini alır.

dırdır etmez. çok konuşup, baskı yapıp erkeği bezdirmez.

yüz göz olmaz kadının hası.

bazen öyle bir bakar ki, hele bir de bazen öyle bir susar ki, bin tümceye bedeldir bu bakmalarla susmalar.

bu kadın üzülmeyi de bilir, ağlamayı da, kızmayı da.

ama üzmemek lazım, ayrıca kızdırmaya da gelmez.
gerçek bir kadın ezik durmaz. kambur yürümez, dimdik durur.

kendine saygısı, güveni vardır.

erkeğine can yoldaşı olur, destek olur, onu dinlemeyi bilir.
bazen utangaç olur, bazen ürkek.

soğuktan ya da yalnızlıktan korkabilir kadın.



aptal olmaz gerçek bir kadın. bön bön bakmaz adamların suratına.
hülyalı bakışları da olsa, zihni uyanık olur.
hüznü, gökten deli deli yağan yağmur gibi olur, saçlarından akar.
neşesi ise öyle renkli, öyle dağınık; saçları savrulur.

kahkahaları vardır bu kadının, çın çın eder odaların duvarlarında.
sesi güzel olur kadının, biraz buğulu... arada bir pencereye yaslar başını, sokağa dalıp gider, bir şarkı söyler.
olgunluğuyla şaşırtır erkeği.

bazen de öyle çocuk olur, öyle sağlam saçmalar ki, yine, yine şaşırtır onu.
sıkmaz kadın, bunaltmaz, yaşa yaşa bitmez.

huzur verir varlığıyla.
içmesini de bilir kadının hası.

bazı akşamlar anason kokulu tüter sofrasının sıcağı.

içli bir türkü dinler bazen, üşür, sırtına hırkasını alır.

konuşurken insanın yüzüne bakar kadın.

kibirli olmaz. kültürsüz olmaz. bomboş olmaz kafası.

dünyanın, ülkenin olaylarını bilir, anlar, söyleyecek sözü vardır.

kişiliklidir. beceriklidir.

tırnağı kırılınca üzülür, üzülür işte, profesör de olsa, sultan da olsa, boksör de olsa üzülür.
gerçek bir kadın hiçbir zaman reklam panolarındaki kızlara benzemez.
etini teşhir etmez. fosforlu bir taş gibiliği yoktur onun, loş bir cazibesi vardır.

albenisi metrelerce öteden çarpar adamı.

ne kadar örtüneceğini, ne kadar açılacağını, yerine ve zamanına göre bilir.
gerçek bir kadın paris podyumlarında yürüyen, 17. yüzyılın vebalı kadınları gibi mankenlere benzemez.

uzun saçları vardır kadının. yumuşak olur, güzel kokar.

kadının hası saçlarını ne zaman toplayacağını, ne zaman salacağını bilir.



kadına yaraşmaz soğukluk.
gerçek bir kadın göbek atmayı, gerdan kırmayı, iyi becerir; ama öyle her yerde masaların üstüne çıkıp oynamaz.

havasında oldu mu, bir oynadı mı, herkes onu izler.
kadın korunmayı sever, ama korunmaya muhtaç olmaz.

erkekler korumayı severler, ama yine de güçsüz, zavallı kadınlardan hoşlanmazlar.

güçlü kadından ise çekinirler, ona yanaşamazlar.

kadının hası bu dengeyi kurmayı bilir; gücünü erkeğin gözüne gözüne sokmaz.
has kadına naz da yakışır, kapris de.

öyle tatlı, öyle kıvamlı naz eder ki, onun nazını erkek zevkle çeker.


gerçek bir kadın şiir gibi olur, mey gibi olur, ömür gibi olur...

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol