"ben beyaz atli prens bekleyecegime, prens olmayi bekleyen kurbaga benim yolumu gozlesin" cihetindeki simgesel mantik..
bir kulagindan girip diger kulaktan cikan nasihat gibidir..
icimdeki sesi ozgurlugune kavusturan yardimsever, oz guven insasi ile musveddeyi romana ceviren bilgic..
duvarlarin dile gelmesidir..
orumcek kafa - medeniyet bozmasi ithamlarindan vazgecip islami veya gayri islami dusuncelerin ortak paydasi olan yardimseverligi on plana cikarmaktir esas olan..burada basortusu bir timsaldir..islamin diger dinlere nazaran bu konuda daha alakadar oldugunun timsali..bu dinin yasayan hali sahabiler degil midir 40ta 1 zekata cimri zekati diyen..ve ayni sahabe degil midir malinin yarisini veren..bu bir ozveridir.islam indinde vermek aslinda almaktir..girilen entrylerde gordum ki yorumlar genelde cip ve bas ortusu ekseninde..elestirmek haddim degil lakin icerikten ziyade basligin ilgi gormesi beni rahatsiz etti acikcasi..
--------------
ortunmeyen kadin zekat veremez mi?
basortu cip kullanmaya engel mi?
yetim hakkiyla cip alinir mi?
zekat parasiyla lailaya gidebilir mi?
bu tur sorularin cevabi icin: (bkz: zekeriya beyaz)
--------------
ortunmeyen kadin zekat veremez mi?
basortu cip kullanmaya engel mi?
yetim hakkiyla cip alinir mi?
zekat parasiyla lailaya gidebilir mi?
bu tur sorularin cevabi icin: (bkz: zekeriya beyaz)
-icimizdeki sesin bagimsizligini ilan etmesi
akabinde
+cikkkkkk disari terbiyesizzzzzzzzzzzz.bir daha benim dersime gelmeeeeeee..
akabinde
+cikkkkkk disari terbiyesizzzzzzzzzzzz.bir daha benim dersime gelmeeeeeee..
"ahh... ben hasrete tutsağım,
hasretler tutsak bana
bıyığımdan gül sarkmaz,
bıyık bırakmak yasak bana,
mahpus bana, sus bana.
yağlık ilmek boynuma...
sevgili yerine
koynuma idamlar alır, idamlar alır yatarım,
ve sonra sabırla beklerim,
bulutları çekersiniz üstümden,
suçsuzluğumun yargılayıcılarını yargılarsınız,
ve o güzel geleceği getirirsiniz bana...
ölüm tanımaz işte o zaman sevgim,
tırnaklarımı geçirip toprağın sırtına, doğrulurum,
gözlerimde güneş koşar,
ve çiçekler ekersiniz, çiçekler ekersiniz toprağıma...
biraz sonra asmaya götürecekler beni,
biraz sonra dalımdan koparıp öldürecekler beni,
hoşçakalın sevdiklerim;
dört mevsim, yedi kıta, mavi gök...
bütün doğa hoşçakalın...
hoşçakalın sevdalılar,
çocuklar, üniversiteliler, genç kızlar,
sonsuz uzay, gezegenler ve yıldızlar,
hoşçakalın...
hoşçakalın senfoniler, oyun havaları,
sevda türküleri ve şiirler.
bildirilerimizin ve seslerimizin yankılandığı şehirler.
dağlarında yürüdüğümüz toprak,
yalınayak eylem adımlarıyla geçtiğimiz nehirler hoşçakalın...
hoşçakalın ağız tatlarım;
sıcak çorbam, çayım, sigaram...
havalandırma sıram, banyo sıram, kelepçe sıram...
parkamı, kazağımı, eldivenlerimi, ayakkabılarımı,
ve kalemimi, ve saatimi,
ve kavgamı bıraktığım sevgili dostlar
hoşçakalın, hoşçakalın
hoşçakalın anılarımı bıraktığım insanlar,
mutluluğu için dövüştüğüm insanlar,
yedi bölge, dört deniz,
yedi iklim, altmış yedi şehir,
okullar, mahalleler, köprüler, tren yolları...
deniz kıyıları, balıkçı motorları, takalar,
asfalt yolu boyu dizilmiş fabrikalar,
ve işçiler ve köylüler...
hoşçakal ülkem
hoşçakal anne, hoşçakal baba, kardeşim,
hoşçakal sevgilim, hoşçakal dünya,
hoşçakalın dünyanın bütün halkları,
sınırlı olmayan mekâna,
sınırlı olmayan zamana gidiyorum ben;
en sevda halimle, en yaşayan halimle,
gidiyorum dostlarım,
hoşçakalın, hoşçakalın...
beni yaşamımla sorgula iki gözüm,
beni yüreğimle, beni özümle,
bilimle anla beni, felsefeyle anla beni,
tarihle anla beni,
ve öyle yargıla."
hasretler tutsak bana
bıyığımdan gül sarkmaz,
bıyık bırakmak yasak bana,
mahpus bana, sus bana.
yağlık ilmek boynuma...
sevgili yerine
koynuma idamlar alır, idamlar alır yatarım,
ve sonra sabırla beklerim,
bulutları çekersiniz üstümden,
suçsuzluğumun yargılayıcılarını yargılarsınız,
ve o güzel geleceği getirirsiniz bana...
ölüm tanımaz işte o zaman sevgim,
tırnaklarımı geçirip toprağın sırtına, doğrulurum,
gözlerimde güneş koşar,
ve çiçekler ekersiniz, çiçekler ekersiniz toprağıma...
biraz sonra asmaya götürecekler beni,
biraz sonra dalımdan koparıp öldürecekler beni,
hoşçakalın sevdiklerim;
dört mevsim, yedi kıta, mavi gök...
bütün doğa hoşçakalın...
hoşçakalın sevdalılar,
çocuklar, üniversiteliler, genç kızlar,
sonsuz uzay, gezegenler ve yıldızlar,
hoşçakalın...
hoşçakalın senfoniler, oyun havaları,
sevda türküleri ve şiirler.
bildirilerimizin ve seslerimizin yankılandığı şehirler.
dağlarında yürüdüğümüz toprak,
yalınayak eylem adımlarıyla geçtiğimiz nehirler hoşçakalın...
hoşçakalın ağız tatlarım;
sıcak çorbam, çayım, sigaram...
havalandırma sıram, banyo sıram, kelepçe sıram...
parkamı, kazağımı, eldivenlerimi, ayakkabılarımı,
ve kalemimi, ve saatimi,
ve kavgamı bıraktığım sevgili dostlar
hoşçakalın, hoşçakalın
hoşçakalın anılarımı bıraktığım insanlar,
mutluluğu için dövüştüğüm insanlar,
yedi bölge, dört deniz,
yedi iklim, altmış yedi şehir,
okullar, mahalleler, köprüler, tren yolları...
deniz kıyıları, balıkçı motorları, takalar,
asfalt yolu boyu dizilmiş fabrikalar,
ve işçiler ve köylüler...
hoşçakal ülkem
hoşçakal anne, hoşçakal baba, kardeşim,
hoşçakal sevgilim, hoşçakal dünya,
hoşçakalın dünyanın bütün halkları,
sınırlı olmayan mekâna,
sınırlı olmayan zamana gidiyorum ben;
en sevda halimle, en yaşayan halimle,
gidiyorum dostlarım,
hoşçakalın, hoşçakalın...
beni yaşamımla sorgula iki gözüm,
beni yüreğimle, beni özümle,
bilimle anla beni, felsefeyle anla beni,
tarihle anla beni,
ve öyle yargıla."
ii. dünya savaşı sonlarında vuku bulan katliamlara kadar yunanistan sınırları içindeki, epir bölgesi sahil şeridindeki çamerya bölgesinde yaşamış ve büyük çoğunluğu müslüman olan arnavut toplumuna verilen isimdir. bu toplumun büyük kısmı 1945 olaylarından sonra, öncelikle arnavutluka göçmek zorunda kalmış, bir kısmı da türkiyeye sığınmıştır..
(bkz: çam arnavutları)
1944 haziranı ile 1945 martı arasında yunanlılar bütün çameryada sivil halktan 3242 kişiyi katletmişlerdir; bunlardan 2900ü yaşlı veya genç erkek, 214 ü kadın, 96sı çocuktur. ayrıca 745 kadına tecavüz edilmiş, 76 kadın kaçırılmış, 3 yaşından küçük 32 bebek katledilmiş, 68 köy yerle bir edilmiş, 5800 ev ve ibadethane [câmiler dahil] yakılmış ve tahrip edilmiş, evler talan edilmiş, o arada 84. 752 kilogram zeytinyağı, 674.344 kilogram buğday, 4453 iş ve koşum hayvanı ile 49.435 ev / kümes hayvanı çalınmıştır. bütün bu vahşetin ardından, mart 1945 den sonra hayatta kalabilen müslüman arnavutlar anayurtlarını terk etmek zorunda kalmışlardır
1954-1962 fransız işgalcilerin 1,5 milyon cezayirliyi hunharca katletmesi, yunanistanın çamerya arnavutlarına uyguladığı 27 haziran 1944 çamerya soykirimi..filitin, lübnan, ve daha olmus ve olacak katliamlar..
para=güç denklemininde parametreler değiştiği gün bu yorumlarda değişecektir elbette..
(bkz: kim bilir belki yarın belki yarından da yakın)
para=güç denklemininde parametreler değiştiği gün bu yorumlarda değişecektir elbette..
(bkz: kim bilir belki yarın belki yarından da yakın)
(bkz: anti defamation league)
anti defamation league’in ulusal direktoru..
the jewish advocate’da yayinlanmis;
"on yıllardır türkiye’deki yahudi cemaatiyle yakın temasımız var. bu cemaatin liderlerinden defalarca, birinci dünya savaşı sırasında türklerin ermenilere karşı yaptığı eylemlerin soykırım olarak tanımlanması çabalarında amerikan yahudilerinin yer almasının etkilerinden nasıl kaygı duyduklarını işittik. yahudileri savunan bir kuruluş olarak biz, bu kaygılara karşı kayıtsız kalamazdık. ancak hala bir ikilemimiz vardı. sadece yahudi düşmanlığının (anti-semitizm) değil, her türlü nefretin yol açtığı tehlikeler konusunda insanları eğitmeye kendisiniadamış bir kuruluş olarak biz, osmanlı imparatorluğu’nun elinde ermenilerin başına gelenkorkunç trajediyi ihmal edemezdik, ihmal etmedik de. üst düzey türk yetkilileriyle toplantılarımızda, onlara geçmişle yüzleşmeleri ve ne olduğu hakkında konuşmaları yönünde telkinde bulunduk. bunu defalarca yaptık ve yapmaya devam edeceğiz."
beyanatin sahibi
the jewish advocate’da yayinlanmis;
"on yıllardır türkiye’deki yahudi cemaatiyle yakın temasımız var. bu cemaatin liderlerinden defalarca, birinci dünya savaşı sırasında türklerin ermenilere karşı yaptığı eylemlerin soykırım olarak tanımlanması çabalarında amerikan yahudilerinin yer almasının etkilerinden nasıl kaygı duyduklarını işittik. yahudileri savunan bir kuruluş olarak biz, bu kaygılara karşı kayıtsız kalamazdık. ancak hala bir ikilemimiz vardı. sadece yahudi düşmanlığının (anti-semitizm) değil, her türlü nefretin yol açtığı tehlikeler konusunda insanları eğitmeye kendisiniadamış bir kuruluş olarak biz, osmanlı imparatorluğu’nun elinde ermenilerin başına gelenkorkunç trajediyi ihmal edemezdik, ihmal etmedik de. üst düzey türk yetkilileriyle toplantılarımızda, onlara geçmişle yüzleşmeleri ve ne olduğu hakkında konuşmaları yönünde telkinde bulunduk. bunu defalarca yaptık ve yapmaya devam edeceğiz."
beyanatin sahibi
(bkz: abraham foxman)
sufi bir gecmise sahip sahsiyet..once mehdiligini, sonra peygamberligini ilan etti. kendisine geldiğini soyledigi kitabin adi risalet nurlaridir
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?