balıkesirin havran ilçesine bağlı büyükşapçı köyünde iki aylık bir kuzunun bir tarafında allah, diğer tarafında muhammed yazarak dogması durumu.bilim adamları bu duruma dogum lekesı demıs olsalarda " otorıleteler" allahın mucizesı ve allahın bır ısaretı demıstır.
(bkz: kuzu tandır)
terkeden sevgılının en kısa surede verdıgıne ısarettır bu ozlu soz.haa arada sıze laf sokmustur ama ıplemeyınız.
(bkz: akacak kan damarda durmazmıs)
(bkz: akacak kan damarda durmazmıs)
hanesınde,bazı patetık hadıslere gore yakacak odun yıyecek hurma ve ıcecek sudan baska bırsey olmadıgı soylenen hz muhammedin tenakuz olarak addedılen mal varlıgıdır.
bırde yıne ayetlere ve surelere gore bır celıskı oldugu iddia edılmektedir.
soyleki;
*çok zengin bir kadın olan haticeden miras kalanlar
*ebubekirin sağladığı mallar
*medinelilerin sağladığı mallar
*düşünülemeyecek kadar çok ganimetler: medine yakınlarındaki hurmalıklar; hayber hurmalıkları; fedek hurmalıkları bkz:( sahih-i buhari tecrid: 1288 nolu hadis ve kamil mirasın açıklamaları)
*humus (savaş ganimetinin beşte bir payı)
*ayetnip (bazı savaş ganimetlerin tümü. örnek: nadiroğullarından fedek halkından elde edilen ganimet böyle olmuştur. f.razi: 29/284; kurtubi 18/19 )
*ayetnip hakkında nüzul olan haşr suresi 6.ayet:6 - allahın, onlardan peygamberine verdiği ganimetlere gelince siz onun üzerine ne at, ne de deve sürmediniz. fakat allah peygamberini, dilediği kimselerin üzerine salar. allah her şeye kadirdir.
haşr suresi 6. ayetin tefsiri: elde edilmesinde zorluk olmayan ganimete de fey adı verilmiştir. şeran da fey, kâfirlerin mallarından müslümanlara dönen ganimet ve haraç gibi gelirler demektir. denilmiştir ki ganimet, harb esnasında kâfirlerden üstünlük ve galibiyyetle alınan şeylerdir. hükmü, enfâl sûresinde geçen "bilin ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri allaha, resulüne..." (enfâl, 8/41) âyeti gereğince beşte birdir. fey ise harp bittikten ve feth edilen yer dar-ı islâm olduktan sonra onlardan alınan mallardır. hükmü, beşe bölünmeksizin hepsi müslümanların menfaatlarına uygun olan yönlere sarf edilir." âyette geçen zamirinden maksat, yurtlarından sürülen kâfirler, yani benî nadirdir. onlardan resulullah (s.a.v)a ganimet olarak verilenler de, bırakmış oldukları taşınır ve taşınmaz malların ganimet olmak üzere resulullahın eline verilmesi ve tasarrufuna geçirilmesi demektir.
sünnete bakalım: nadir oğullarının malları, elde edilmesinde fazla zorluk çekilmeyen ganimet kabilinden bir fey olarak kalmıştı. sahâbîler bunun, bedirde olduğu gibi enfâl sûreside bulunan âyetlerin hükmü gereğince beşe bölünerek kalanın taksim edileceğini sanmışlardı. işte bu âyetle bunun bilhassa resulullaha aid bir fey olduğu beyan edilerek buyuruluyor ki, allahın yurtlarından çıkarmakla perişan ettiği o kâfirlerden fey olarak resulüne iâde buyurduğu mala gelince siz ona ne at oynattınız ne de deve.
hadise bakalım tekrar: buharî, müslim tirmizî, nesaî ve diğer kaynaklarda rivayet edildiğine göre, hz.ömer demiştir ki, "nadir oğullarının malları, allah teâlânın, resulüne ganimet olarak verdiği, elde edilmesi hususunda müslümanların ne at ne de deve sürmediği ganimet malı idi ve resulullaha mahsustu. hz.peyamber bu maldan ehlinin bir senelik nafakasını ayırdı, kalanını silah ve hayvanat ile allah yolunda hazırlanmak için sarfetti. nadir oğullarına karşı yapılan kıtal da ehemmiyetsizdir." (sünnet ve hadis dışında yukarıdaki ayet tefsiri elmalılı hamdi yazırdan alıntılandı)
* "de ki, ganimetler allah ve peygambere aittir. (enfal, 8/1),
*muhammedin şahsi zengiliğinin diğer işaretleri: 60tan fazla kölesi, 20 cariyesi; karılarından ayşenin bir andını bozması üzerine kendisine ait olanlardan 40 köle birden azad etmesi (buhari; tecrid hadis no: 699 ve devamına dair kamil mirasın izahı)
*veda haccı öncesinde kendi hazinesinden 100 deve kuban kestiren, hatta bir kısmını da kendi kesen; bir kısmını da damadı aliye kestirebilecek bir dünyalığa
sahip olması (buhari ve müslimde kitabul-hacca bkz).
*rukye: nefes etme ve okuma sonucu teda vi ettiği-yani et-tıbbün-nebeviyi uyguladığı vakalarla doludur kütub-u sitte. her defasında rukye adı altında ücret aldığın: koyun sürüleri, kurutulmuş, yoğurt, et artık şifa bulanın gönlünden ne koparsa, gücü ne kadarsa ücret almıştır muhammed (s.a.v). uhruc duası ile (uhruc adevullah, ene resullullah!) diyerek cin çıkaran da bu muhammed mustafadır
bırde yıne ayetlere ve surelere gore bır celıskı oldugu iddia edılmektedir.
soyleki;
*çok zengin bir kadın olan haticeden miras kalanlar
*ebubekirin sağladığı mallar
*medinelilerin sağladığı mallar
*düşünülemeyecek kadar çok ganimetler: medine yakınlarındaki hurmalıklar; hayber hurmalıkları; fedek hurmalıkları bkz:( sahih-i buhari tecrid: 1288 nolu hadis ve kamil mirasın açıklamaları)
*humus (savaş ganimetinin beşte bir payı)
*ayetnip (bazı savaş ganimetlerin tümü. örnek: nadiroğullarından fedek halkından elde edilen ganimet böyle olmuştur. f.razi: 29/284; kurtubi 18/19 )
*ayetnip hakkında nüzul olan haşr suresi 6.ayet:6 - allahın, onlardan peygamberine verdiği ganimetlere gelince siz onun üzerine ne at, ne de deve sürmediniz. fakat allah peygamberini, dilediği kimselerin üzerine salar. allah her şeye kadirdir.
haşr suresi 6. ayetin tefsiri: elde edilmesinde zorluk olmayan ganimete de fey adı verilmiştir. şeran da fey, kâfirlerin mallarından müslümanlara dönen ganimet ve haraç gibi gelirler demektir. denilmiştir ki ganimet, harb esnasında kâfirlerden üstünlük ve galibiyyetle alınan şeylerdir. hükmü, enfâl sûresinde geçen "bilin ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri allaha, resulüne..." (enfâl, 8/41) âyeti gereğince beşte birdir. fey ise harp bittikten ve feth edilen yer dar-ı islâm olduktan sonra onlardan alınan mallardır. hükmü, beşe bölünmeksizin hepsi müslümanların menfaatlarına uygun olan yönlere sarf edilir." âyette geçen zamirinden maksat, yurtlarından sürülen kâfirler, yani benî nadirdir. onlardan resulullah (s.a.v)a ganimet olarak verilenler de, bırakmış oldukları taşınır ve taşınmaz malların ganimet olmak üzere resulullahın eline verilmesi ve tasarrufuna geçirilmesi demektir.
sünnete bakalım: nadir oğullarının malları, elde edilmesinde fazla zorluk çekilmeyen ganimet kabilinden bir fey olarak kalmıştı. sahâbîler bunun, bedirde olduğu gibi enfâl sûreside bulunan âyetlerin hükmü gereğince beşe bölünerek kalanın taksim edileceğini sanmışlardı. işte bu âyetle bunun bilhassa resulullaha aid bir fey olduğu beyan edilerek buyuruluyor ki, allahın yurtlarından çıkarmakla perişan ettiği o kâfirlerden fey olarak resulüne iâde buyurduğu mala gelince siz ona ne at oynattınız ne de deve.
hadise bakalım tekrar: buharî, müslim tirmizî, nesaî ve diğer kaynaklarda rivayet edildiğine göre, hz.ömer demiştir ki, "nadir oğullarının malları, allah teâlânın, resulüne ganimet olarak verdiği, elde edilmesi hususunda müslümanların ne at ne de deve sürmediği ganimet malı idi ve resulullaha mahsustu. hz.peyamber bu maldan ehlinin bir senelik nafakasını ayırdı, kalanını silah ve hayvanat ile allah yolunda hazırlanmak için sarfetti. nadir oğullarına karşı yapılan kıtal da ehemmiyetsizdir." (sünnet ve hadis dışında yukarıdaki ayet tefsiri elmalılı hamdi yazırdan alıntılandı)
* "de ki, ganimetler allah ve peygambere aittir. (enfal, 8/1),
*muhammedin şahsi zengiliğinin diğer işaretleri: 60tan fazla kölesi, 20 cariyesi; karılarından ayşenin bir andını bozması üzerine kendisine ait olanlardan 40 köle birden azad etmesi (buhari; tecrid hadis no: 699 ve devamına dair kamil mirasın izahı)
*veda haccı öncesinde kendi hazinesinden 100 deve kuban kestiren, hatta bir kısmını da kendi kesen; bir kısmını da damadı aliye kestirebilecek bir dünyalığa
sahip olması (buhari ve müslimde kitabul-hacca bkz).
*rukye: nefes etme ve okuma sonucu teda vi ettiği-yani et-tıbbün-nebeviyi uyguladığı vakalarla doludur kütub-u sitte. her defasında rukye adı altında ücret aldığın: koyun sürüleri, kurutulmuş, yoğurt, et artık şifa bulanın gönlünden ne koparsa, gücü ne kadarsa ücret almıştır muhammed (s.a.v). uhruc duası ile (uhruc adevullah, ene resullullah!) diyerek cin çıkaran da bu muhammed mustafadır
sillyon, perge , aspendos , side, antalya, coracesium (alanya), hamaxia gibi antik kentleri barındıran bolgeye verilen ad.
evrim geçirmiş insanlar toplulugu.öyle ki , kimi hırsızlık yapanın elini keser,kimi allaha havale eder,kimi de mudahil olmaz kanun nizam var der.
her dinde oldugu gibi uçe ayrılırlar, " good, bad and ugly "
good muslim: etliye sütlüye karışmayan ibadetini, allahın ona buyurdugu gibi uygulamaya çalısan islamiyeti ve kuranı beyninden anlayan fazilet sahibi insanlardır.hayata goreceli bakar bu ınsan evlatları.siyah ve beyazın harıcınde grininde renk oldugunu bilirler ve saygı gösterirler.evet ben bunlara " algıda seciciler" derim.
bad muslim : evlerden ırak.eleştiriye kepenkleri kapatan yasam formlarıdır.ya siyahtır ya siyah.beyaz bile yoktur hayatlarında.işte bunlar islamı ve kuranı beynen algılayanlardan degildir.cehalet dogdukları anda genlerine işlemiş aids , gibidir.maalesef kromozomlarında mutasyon soz konusu olamaz.ne saygı gosterirler ne sevgi " munafık" tükürün suratına adamlarıdır.ota boka tekbir cekerler.bilimin besınden anlamazlar ama kurana "ilim" yerine bilim derler.sorarsınız musanın denizi yarması bilime ve fizik kurallarına ters düşmez mi diye? cevap: bilim diyorsam bilimdir olur ama mitolojık efsaneler konu oldugunda uydurma onlar uydurma gibi cevap verip, çözümlenmesi bir denklem kadar zor davranıs sergilerler.ben kısaca bunlara " algida dondurma" diyorum.yala yala ferahlatır ınsanı.
ugly muslim : bildiğiniz erbakan ve turevleridir.muslumanlardır ama dini istismar ederek zavallı bad muslimleri maymun ederler.
her dinde oldugu gibi uçe ayrılırlar, " good, bad and ugly "
good muslim: etliye sütlüye karışmayan ibadetini, allahın ona buyurdugu gibi uygulamaya çalısan islamiyeti ve kuranı beyninden anlayan fazilet sahibi insanlardır.hayata goreceli bakar bu ınsan evlatları.siyah ve beyazın harıcınde grininde renk oldugunu bilirler ve saygı gösterirler.evet ben bunlara " algıda seciciler" derim.
bad muslim : evlerden ırak.eleştiriye kepenkleri kapatan yasam formlarıdır.ya siyahtır ya siyah.beyaz bile yoktur hayatlarında.işte bunlar islamı ve kuranı beynen algılayanlardan degildir.cehalet dogdukları anda genlerine işlemiş aids , gibidir.maalesef kromozomlarında mutasyon soz konusu olamaz.ne saygı gosterirler ne sevgi " munafık" tükürün suratına adamlarıdır.ota boka tekbir cekerler.bilimin besınden anlamazlar ama kurana "ilim" yerine bilim derler.sorarsınız musanın denizi yarması bilime ve fizik kurallarına ters düşmez mi diye? cevap: bilim diyorsam bilimdir olur ama mitolojık efsaneler konu oldugunda uydurma onlar uydurma gibi cevap verip, çözümlenmesi bir denklem kadar zor davranıs sergilerler.ben kısaca bunlara " algida dondurma" diyorum.yala yala ferahlatır ınsanı.
ugly muslim : bildiğiniz erbakan ve turevleridir.muslumanlardır ama dini istismar ederek zavallı bad muslimleri maymun ederler.
bireysel olarak düşündüğümüzde insan için manevi deger ifade eden her olgu/nesne/nadde ve kavram kutsaldır.materyalizmde bunlardan sadece biridir.
interaktif sozluk oluşumlarında yönetici adaylarının tabi tutuldugu cesaret sınavı.yazarın emeline ulaşması için, yapması gereken o topu inşaattan almaktır. sonrası malum.
(bkz: seri eksi oy veren yonetici)
(bkz: seri eksi oy veren yonetici)
sizin için hayvanlarda da elbette ibretler vardır diyen bır ayet.
fakat bası kesimler bu ayetin platypus isimli farklı bır canlı turune adamıstır ve bu ayetın bılıme ısık tuttugunu iddia etmıstır.
(bkz: yazık lan)
fakat bası kesimler bu ayetin platypus isimli farklı bır canlı turune adamıstır ve bu ayetın bılıme ısık tuttugunu iddia etmıstır.
(bkz: yazık lan)
cubbeli clubber imamın clube gitmeden hemen once hazırlıklarını tamamlaması durumu.sonrası malum, mixlenmis ilahıler eslıgınde postmodern kop kop.
karsıt guruhların yıllardır uzlasamadıgı kor nokta.kurandaki ayetlerin bilimle bagdasmadıgı gercegını kabullenemeyen karsıt guruhun, bilimin ? isaretı ıle baktıgı olayları surelerdeki benzerlıge mal etmesı sonucu yasanan kor dogusu.fakat nedendır bılınmez kuran sadece ? ısaretlı konularda ben burdayım demektır.lakın kanıtlanmıs bıılımsel bulguların yer almaması ıronık bır durum tabi.
ornek olarak soyle bır karsılastırma yapmakta fayda var.
- kurana göre ilk insan adem, bügünkü insandan farksızdır. konusabilir, zekidir, düşünme kapasitesi, bilinci ve yetenekleri bizlerle aynıdır.
- bilimse, insanların zeka, konuşma, bilinç vs gibi yeteneklerinin zaman içinde evrimleştiğini, ilk insanlarda beyin hacminin daha düşük olduğunu, beyin kabuğunun gelişmemiş olduğunu, konuşmanın olmadığını, renkli görmediklerini, ayrıca fiziken daha değişik olduklarını söyler.
- kurana göre ilk insanlar uzun yaşamıştır. adem 930 yıl, nuh 950 yıl,vs vs.
- bilime göre ise, ilk insanların ömrü tam tersine günümüzdekinden kısa olup, evrim sürecinde giderek uzamaktadır. romalılarda bile ortalama ömür 40 yıl civarındadır.
- kurana gore ademin çocuklarından habil çiftçi, kabil koyun çobanıdır. yani ilk insan döneminde ziraat ve hayvancılık vardır. bügünkü toprak yapısı, ve bitkiler, ağaçlar vs mevcuttur.
- bilime göre ilk insanlar avcı ve toplayıcıdır. ziraat ve hayvancılığın tarihi sadece on bin senedir. ekilebilir mevcut toprağın, bu günkü haline gelebilmesi ancak 100.000 sene önce olmuştur.
- kurana göre, ademin çocuklarından habil, kabili öldürür ve gömer. yani ölü gömmek, ilk insanlardan beri vardır.
- bilime göre, insanlar ölü gömme bilincine elli bin yıl önce erişti. milyonlarca yıldır, ölüler gömülse idi, mezarlik olmayan bir karış yer kalmazdı.
- kurana göre allah, koyun, keçi, deve, at, eşek, sığır yaratmıştır. yani bu hayvanlar ilk ortaya çıktıklarından beri aynıdırlar. ve ilk insanlarla aynı anda yaratılmışlardır.
- bilime göre bu hayvanlar başka türlerden evrimleşmiş, ve insan tarafından evcillestirilerek, muhtelif seçmelerle (çiftleştirme, eleme vs) bugünkü konumlarına gelmişlerdir. ilk insanların devrinde bu tip hayvanlar yoktur, bunların yabanıl ataları vardır, ve bahsedilen evcil türler sadece 10.000 senedir vardır.
- kurana göre meyveler, sebzeler bugünkü özelliklerinde (renk, tat, şekil, büyüklük vs) yaratılmışlardır.
- bilime göre ise günümüzde bulunan sebze ve meyveler, insanlar tarafından seçildiği için, bugünkü tat, koku, renk, ve boyutlarına ulaşmışlardır. mısır 5.000 yıl önce 2-3 santim iken, insanlarca devamlı surette irileri seçilerek ekildiği için bugünkü boyutuna ulaşmıştır. armut, elma vs nin acıları beğenilmeyen türleri vs ekilmemiş ve beğenilen türleri korunmuştur. yani günümüzde tüketilen tüm sebze ve meyveler, insanlarca geliştirilmiştir.
uzar gider.
ornek olarak soyle bır karsılastırma yapmakta fayda var.
- kurana göre ilk insan adem, bügünkü insandan farksızdır. konusabilir, zekidir, düşünme kapasitesi, bilinci ve yetenekleri bizlerle aynıdır.
- bilimse, insanların zeka, konuşma, bilinç vs gibi yeteneklerinin zaman içinde evrimleştiğini, ilk insanlarda beyin hacminin daha düşük olduğunu, beyin kabuğunun gelişmemiş olduğunu, konuşmanın olmadığını, renkli görmediklerini, ayrıca fiziken daha değişik olduklarını söyler.
- kurana göre ilk insanlar uzun yaşamıştır. adem 930 yıl, nuh 950 yıl,vs vs.
- bilime göre ise, ilk insanların ömrü tam tersine günümüzdekinden kısa olup, evrim sürecinde giderek uzamaktadır. romalılarda bile ortalama ömür 40 yıl civarındadır.
- kurana gore ademin çocuklarından habil çiftçi, kabil koyun çobanıdır. yani ilk insan döneminde ziraat ve hayvancılık vardır. bügünkü toprak yapısı, ve bitkiler, ağaçlar vs mevcuttur.
- bilime göre ilk insanlar avcı ve toplayıcıdır. ziraat ve hayvancılığın tarihi sadece on bin senedir. ekilebilir mevcut toprağın, bu günkü haline gelebilmesi ancak 100.000 sene önce olmuştur.
- kurana göre, ademin çocuklarından habil, kabili öldürür ve gömer. yani ölü gömmek, ilk insanlardan beri vardır.
- bilime göre, insanlar ölü gömme bilincine elli bin yıl önce erişti. milyonlarca yıldır, ölüler gömülse idi, mezarlik olmayan bir karış yer kalmazdı.
- kurana göre allah, koyun, keçi, deve, at, eşek, sığır yaratmıştır. yani bu hayvanlar ilk ortaya çıktıklarından beri aynıdırlar. ve ilk insanlarla aynı anda yaratılmışlardır.
- bilime göre bu hayvanlar başka türlerden evrimleşmiş, ve insan tarafından evcillestirilerek, muhtelif seçmelerle (çiftleştirme, eleme vs) bugünkü konumlarına gelmişlerdir. ilk insanların devrinde bu tip hayvanlar yoktur, bunların yabanıl ataları vardır, ve bahsedilen evcil türler sadece 10.000 senedir vardır.
- kurana göre meyveler, sebzeler bugünkü özelliklerinde (renk, tat, şekil, büyüklük vs) yaratılmışlardır.
- bilime göre ise günümüzde bulunan sebze ve meyveler, insanlar tarafından seçildiği için, bugünkü tat, koku, renk, ve boyutlarına ulaşmışlardır. mısır 5.000 yıl önce 2-3 santim iken, insanlarca devamlı surette irileri seçilerek ekildiği için bugünkü boyutuna ulaşmıştır. armut, elma vs nin acıları beğenilmeyen türleri vs ekilmemiş ve beğenilen türleri korunmuştur. yani günümüzde tüketilen tüm sebze ve meyveler, insanlarca geliştirilmiştir.
uzar gider.
travestı saldırısında olası nara atıs seklı.keserım cukunuzu seklı yapmayın yemezler.
(bkz: topukları yaglamak)
(bkz: topukları yaglamak)
dort dunya kupası gordum,kırk sozluk gezdim boyle tahrık edici buton gormedim durumu.
nasıl bır ırkılmesye her gırıs yaptıgımda, parmaklarımıdan zıyade bedenımde pc ye yaklasmakta.
nasıl bır ırkılmesye her gırıs yaptıgımda, parmaklarımıdan zıyade bedenımde pc ye yaklasmakta.
batı uygarlığını yaratan bilginlerin ve düşünürlerin tekrar etmekten bıkmadıkları şey hep şu olmuştur ki, insanları fikirsel gelişme olasılığından, yaratıcı zekadan ve düşünme gücünden yoksun bırakan şeylerin başında "kutsal" diye bilinen din kitapları gelir. nitekim batı dünyasının ortaçağ karanlıklarından kurtulup uygarlık çağma girebilmelerinin nedeni, tevrat ve incil’in ("ahdi atik" ve "ahdi cedid") ve benzeri kitapların rehberliği yerine aklın rehberliğini seçmiş olmaktır.
parapsikoloji alanının, en ilgi ceken ozelligi.beyin gucu ile cisimleri hareket ettirebilmek.hatırlamıyorum bır belgesel de seyrettıgım uzere hatun kisinin cisimi hareket ettirdigine sahit olmustum fakat hatunun cisimi hareket ettırmesi 3 kilo vermesıne sebebıyet vermıstır.matrix deki kasıgı egen cocugun yaptıgı hadise.
ayrıca:john travoltanın oynadıgı " phenomenon " filminde bu konu ele avuca alınmıştır.
(bkz: uri geller)
ayrıca:john travoltanın oynadıgı " phenomenon " filminde bu konu ele avuca alınmıştır.
(bkz: uri geller)
vergi rekortmeni sıfatı ile muadil olmak ve/veya maliye bakanlığının tanıtım filmlerinde oynama serefine nail olmaktır.reklamın içeriğini düşünemiyorum.
tuttuumuza mı üzülsek, tutmadıklarımıza mı üzülsek diye düşündüren ozlu, populer vecize.
hani göte girmemesi için,
(bkz: radyo televizyon enstitusu )
hani göte girmemesi için,
(bkz: radyo televizyon enstitusu )
sol framde goruldugu takdirde bilgiçleri bir an düşündüren bir an gülümseten abuk söz.
evet evet haddini aşan ne oldugunu unutan kitledir.ya da universitenin o engin kulturu içerisinde kendini kaybetmiş guruhtur.allahın cahil/cuhelaları gidin kitap okuyun kahve köşelerinde batak oynayacagınıza derler lakin tophanede bir çaya 5 ytl verirler.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?