dakika itibari ile sevgilime atacagim mesaji $irket mudurune gonderdigim olaydir. sonuclarini merakla beklemekteyim
(bkz: sidik yaristirmak)
bir hedenin tamamlanmi$ niha-i sonuca ermi$ durumun da zafer kazanilmi$ nidasiyla soylenen sozcuk
az once kazara son albumunden bir parca dinleyip kusmaktan son anda kurtuldugum grup.
cenazeye musalla ta$inda katilmadigin surece cokta onemli olmayan ya da telafisi mumkundur heralde dedigim olay.
yazin hararetli sicaklarda minibus seyehatinde bir turlu acilmayan camlardir. bazi $oforler camin acma mandali arasina civata yerle$tirirler ve o camin acilma ihtimali sonsuza dogru yakla$ir ki o camlar da ipnenin onde gidenidir. tadindan yenmez
kizlarin asla yapamayacagi erkeklere mahsus hede. kendini kanitlamak icin diger breylerle girilen yaris yada polemik olarakta kullanilir
bir turlu yildizlarimizin bari$madigi, birbirimize ayar vermek icin su verilmi$ celigin direnci kadar azimle polemige girdigimiz ama artik benim oyle dusunmedigim altar ki$isinin sevgilisi.
ilahi gucler tarafindan kutsanmi$. bilgili, ulvi, kotuluk du$unmeyen, faydali insan anlaminda dir deli gonlumde.
entry lerini begenerek okudugum yazar kardesimiz. bilgic hatun.
bodyguard inin olduruldugu, mudurunun cinayet i$ledigi ankara / sakarya inkilap sokakta yerin dibinde bulunan alternatif bar di bir zamanlar. $uan meyhane olarak i$letiliyor. zerre hazzetmezdim o bardan
kontorlerine kiyamayip sozlugu sohbet odasina ceviren yazarlarin sozlukten kontor istemesinin daha az ayip olacagini dusundugum ve bu durum icin kullanilmasi gerektigine inandigim cumle
(bkz: sozluk bana kontor gonder)
her sabah uyandigin da ayni hatunun yuzunu gorme durumundan mutevellit korkulu ruya diye nitelendirdigim bir kadin ve bir erkekten olu$an ikilinin antla$arak beraber ya$amasi hali
ankarada bayindir sokakta adres barin oldugu binanin en altin da bulunan 1997 den beri muzik kutusuyla metal bar olarak hizmet veren kucuk bir bar. cok severim orayi ben ve ankarada herhangi bir alternatifi daha yoktur.
erkek: pardon hamfendi bakarmisiniz.
kiz: ...???
erkek: tani$abilirmiyiz ??
kiz: hayir. tani$ip ne yapcan ?
erkek: e sikceeemmm ( ultra ozguven. oha)
kiz: ...???
erkek: tani$abilirmiyiz ??
kiz: hayir. tani$ip ne yapcan ?
erkek: e sikceeemmm ( ultra ozguven. oha)
aradigi erkegi, beyaz atli prensi bir turlu bulamami$ o erkekten bu erkege akmi$, ayran gonullu hatun modelinin haykiri$ repligidir. bu tip hatunlarla kar$ila$ildiginda saniye du$unmeden kacarak uzakla$mak gerekir hatta oda yetmez buharla$ilmalidir. aboov
simsiyah giyinen, bol pudra takviyeli makyajlariyla, bir ton incik, boncuk, piercing le, yaz kis tasiyamadiklari koca koca botlarla ortalarda cirit atan hatun modelleridir. bunlar genelde tasralardan buyuk kentlere okumaya gelen ozguveni sifir olan, kendilerini bu sekilde ortamlara atip ilgi cekmeye calisan hatunlardir. cok pis kufur ederler son derece aptaldirlar. donem ortasinda aileleri tasradan kizlarini ziyarete geldiklerinde siyahlar elbiseler cikarilir, alli gullu t-shirtler giyilir, saclar iki yandan baglanir, convers ayakkabilar giyilir, cici kiz modeline donulur.
sozleri ibrahim karaca, muzigi grup yorum`a ait grup yorum`un geliyoruz albumundeki tadindan yenmeyen parcasi.
‘50li yillarin sonlarinda, ulkemizde bir anda gelismeye baslayan carpik kapitalizmle, buyuk sehirlerde ardi ardina fabrikalar kurulmaya baslar. bu fabrikalar, sehir merkezlerinde yogun bir is gucu ihtiyaci dogurur. oyle ki; hizla kurulan fabrikalara, sehirlerde yasayan nufus yetemez olur. bunun uzerine kirsal kesimde yasayan halk; sehre ozendirilir. koyluler, sehirlere gocerek fabrikalarda calismaya tesvik edilir. buyuk bir goc dalgasi baslar. kapitalizmin zamanla, ve ihtiyaclar cercevesinde degil; dogal olmayan bir sekilde yukaridan asagi ve bir anda kurulmasi, carpikligi, dengesiz bir nufus hareketini beraberinde getirir. sehirler, koyunden gocen vasifsiz milyonlarla dolup tasar. bunlardan kimi kendine is bulur, kimi oyle goctuguyle ortada kalakalir. bir yandan aclikla bogusulmaktayken, diger yandan kalacak yer sorunu cok buyuk bir bicimde kendini hissettirmektedir. sehrin disinda, merkeze uzak kirsal alanlarda yaptigi barakalarda yasamaya calismaktadir. yuzbinlerce kisi, umdugunu bulamamanin hayal kirikligi icindedir. yasam sartlari hafiflemek bir yana, olabildigince agirlasmistir. bilmedigi topraklarda, bilmedigi insanlarla icice yasar. sehrin merkezinde yasayan, sehrin yerlilerince horlanarak yabani insan muamelesi gorur. sokaklar yan kesicilerden, hayat kadinlarindan, dolandiricilardan gecilmez olmustur. ‘70li yillara gelindiginde artik bu celiskiler iyice belirginlesmis, saflasmalar baslamistir. herkes ama herkes kandirilmis olmanin verdigi bir ofkeyle doludur. bu yillar ulkedeki devrimci muhalefetin de yukseldigi yillardir. herkesin ofkesi de bu sekilde orgutlenerek, baskaldirma seklinde ortaya cikmaz. iste arabesk boyle bir ortamda sekillenen, hayat bulan bir tarz olarak hizla yukselmeye baslamistir.
cekilen cileler, sila hasreti, acilar, horlanmalar, gecim sikintisi, ask acilari; yoksul halkin yasaminda var olan her sey ama her sey bu muzigin konulari arasindadir. fakat bunlari alabildigine ezik, umutsuz, kederli, kaderci islemektedir. aglayan, inleyen, degistirmek gibi bir derdi olmayan, kabullenen bir tarzdir ortadaki. sarkilarin cok cileler cektim esi bulunmaz, hep icime attim sesim duyulmaz gibi sozlerinin yaninda muzikte de umutsuzluk hakimdir. tum cileler toplumsal olmaktan cikarilip kisisellestirilir. herkes sarkilari sadece kendisiyle ozdeslestirir. tum bunlar o kadar ustaca islenir ki bunu dinleyip de icmemek elde degildir. arabesk muzigin calindigi pavyonlar, birahaneler, gece kulupleri ardi ardina kurulmaya baslar. ortalik bu tip mekânlardan gecilmez olmustur. bir salgin gibi, bir virus gibi hizla yayginlasmistir. sehir yasamindan umdugunu bulamayanlar, arabesk esliginde kendini ickiye vurmustur. bu sekilde kismen sorunlarindan kacmakta, onlardan uzaklasmaktadirlar. artik, dolmuslardan taksilere, isyerlerinden evlere, kahvehanelerden meyhanelere kadar her yerde arabesk vardir. arabesk sarkilarin carpici sozlerinden olusan cikartmalar minibuslere, kamyon arkalarina yapistirilmaktadir. arabesk, bir kultur olarak yoksullarin yasamini sarip sarmalamistir.
cekilen cileler, sila hasreti, acilar, horlanmalar, gecim sikintisi, ask acilari; yoksul halkin yasaminda var olan her sey ama her sey bu muzigin konulari arasindadir. fakat bunlari alabildigine ezik, umutsuz, kederli, kaderci islemektedir. aglayan, inleyen, degistirmek gibi bir derdi olmayan, kabullenen bir tarzdir ortadaki. sarkilarin cok cileler cektim esi bulunmaz, hep icime attim sesim duyulmaz gibi sozlerinin yaninda muzikte de umutsuzluk hakimdir. tum cileler toplumsal olmaktan cikarilip kisisellestirilir. herkes sarkilari sadece kendisiyle ozdeslestirir. tum bunlar o kadar ustaca islenir ki bunu dinleyip de icmemek elde degildir. arabesk muzigin calindigi pavyonlar, birahaneler, gece kulupleri ardi ardina kurulmaya baslar. ortalik bu tip mekânlardan gecilmez olmustur. bir salgin gibi, bir virus gibi hizla yayginlasmistir. sehir yasamindan umdugunu bulamayanlar, arabesk esliginde kendini ickiye vurmustur. bu sekilde kismen sorunlarindan kacmakta, onlardan uzaklasmaktadirlar. artik, dolmuslardan taksilere, isyerlerinden evlere, kahvehanelerden meyhanelere kadar her yerde arabesk vardir. arabesk sarkilarin carpici sozlerinden olusan cikartmalar minibuslere, kamyon arkalarina yapistirilmaktadir. arabesk, bir kultur olarak yoksullarin yasamini sarip sarmalamistir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?