içimde seni terk etmenin burukluğu
yarın okulun olduğu, finallerin kazık olduğu
ileride açacağım başlıkların, gireceğim entrylerin yoğunluğu
gencecikken içimin böyle şeylerle doluluğu
eyvah nolacak bu halim sorusu
cevdet anday ne de güzel demiş
eskileri ver yenileri al dememiş
leylek leylek havada yumurtası tavada dememiş
emeğin karşısında saygıyla eğilmiş
raziye üstümü örtseneeee.
dememiş; peki ne demiş; üstelik hava da güzelse yaşamak güzel şey çok güzel şey doğrusu demiş.
şimdi pollyanna kitabını okudum, o zamanlar küçüktüm, sadece okudum, eleştirel bir tavrım yoktu, ya da eleştirecek kadar bilgim. öncelikle çoğu insan şu konuda hemfikir ki pollyanna her şeye iyi tarafından bakmaya çalışan bir karakterdi. bu fikir önceleri belki cazip gelmiş olsa da zamanla eleştirilmeye başlandı ki gerekçe belki de bu olumlu düşünme muhabettinin kişisel gelişim aracılığı ile ticari boyutlara ulaşması veyahut zor durumda olduğunda insanların sana çok sinir bozucu bir biçimde, senin yaşadığın olumsuzluklardan bihaber olumlu düşüüüüün bak, bardağın dolu tarafını görmeye çalıııış şeklinde sayıklamalarından kaynaklanıyordu. ben de diyorum ki evet, olumlu düşünmeliyiz; çünkü biliyorum ki gerçekten çok zor durumda olan birçok insan var ve onların varlıklarını devam ettirebilmelerinin belki de tek gerekçesi olumlu düşünmek ve geleceğe dair biraz da olsa umut beslemek...
ramazan bayramında biraraya gelen aile bireylerinin rekabet konusudur. bugün rast geldim ki sofradaki insanlar sen kaç gün tuttun diye birbirlerine soruyorlardı. sonra eğer biri birini geçtiyse hahaha ben seni geçtim şeklinde gevrek bir gülümseme beliriyordu. sıra bana geldi, beklenen soru soruldu, ben zaten hesaplamaya başlamıştım kaç gün tuttuğumu, bir söyledim hepsi duruldu. kavga bitti, dostuk geldi.
başlıkta şöyle bir düzeltme yapma gereksinimi duyuyorum. dersane yerine araştırdığım ve öğrendiğim kadarıyla dershane yazılması gerekmektedir. kural şöyledir: ders- hane, yemek- hane gibi sözcükler sessiz harfle bittiklerinden dolayı hane eki gelmektedir. sesli harfle bitenlerde direk olarak hastane, postane vs. denilmektedir.
(bkz: feyza hepçilingirler)
edit: burada düzeltme yapılamıyor olması, adamların dershanenin ismini öyle koymuş olmalarından kaynaklanmaktadır.
(bkz: feyza hepçilingirler)
edit: burada düzeltme yapılamıyor olması, adamların dershanenin ismini öyle koymuş olmalarından kaynaklanmaktadır.
filmin ilk yarısında zekice espriler barındıran ve iyi güldüren, 2. yarısında ise vermek istediği mesajları çok iyi veren film. kesinlikle izlenmeli diye düşünüyorum; çünkü filmi izledikten sonra bir süre kendinize gelemiyorsunuz ve sevdiklerinize sımsıkı sarılmak istiyorsunuz ya da dilediğiniz gibi yaşamak için fazla vaktiniz olmadığını anlıyorsunuz. evet bunların hepsini 103 dakikada o kadar güzel dedirtiyor ki film. tipik hollywood filmlerinden farklı, çok iyi!
erdal demirkıran’ ın kitabının ismidir. adam harbiden dünyanın en akıllı insanı olduğunu, haliyle aksi de iddia edilemediği için noterden tasdiklettirmiştir. okunası kitaptır, güzel fikirleri vardır, kitabın tek para kazanmak amaçlı yazılmadığı bellidir.
bence dışı püs içi pis olan bayanlara ağızları sulanarak bakmasıdır erkekleri itici kılan. bu, kızın beynini değil fiziğini geliştirmesine neden olur ki ikisi de olsa ne aladır...
ülkenin tek sorununun türban olduğunu düşünen, bunla ilgili yorumlar döktürmeyi de iş güç edinen insanlar...
kutup yıldızı gibidir, herkes yönünü hiltona göre bilir...
amaaan sanki ben onlarla ilgileniyorum diyerek üste çıkmak..
üniversitenin yoğun dersleri ve resmen ansiklopedi olan ders kitaplarının altında dimdik durmak istenirse cesaretlendiren güzelim söz...
garip bir gün, insanlarda artık üniversiteli oldum edasıyla başı dik yürüyüşler, artık 18im öyleyse bir bireyim gizli felsefesiyle yetişkin tavırlar... ben mi çok küçüğüm, onlar mı çok büyük?...
iftar bir olsun, şu ayşe nin, emre nin, hasan ın, ali, veli, osman ın yediklerinin hepsini yiyecem. nihahaha.
guy de maupassant ın enfes kitabı. şiddetle önerilir, bordo siyah yayınlarından çıkmıştır. dünya klasikleri- öyküler olarak geçer.
al işte okumadan da bir güzel yaşayıp gidiyorum, demek ki kayıp değilmiş okumamak, sen okuyorsun, okuduklarını benimle paylaşıyorsun, ben okumadan da öğreniyorum diyen insan modeli...
gel gelelim, kendi okuduğunda benden çok daha farklı anlamlar çıkarabileceğini de keşfedememiş insanlar ayrıca.
gel gelelim, kendi okuduğunda benden çok daha farklı anlamlar çıkarabileceğini de keşfedememiş insanlar ayrıca.
normal olanın tanımını sorgulatan olgu. yani toplumda genelde herkesin yaptığından farklı şeyler yapanlara deli denilir. sonra bakarsın diğerleri napıyor, karara varırsın ki böyle olmaktansa deli olayım daha iyi!!
alarmı ertelemek.
özrü olan, sakatlığı olan insanların yaşadığı zorlukları düşündüğümde ve kendimi onların yerine koyduğumda inanmak istediğim, inanılması gerektiğine inandığım tümce.
ağlamaman gereken bir ortamda ağlamanı gerektirecek bir şey olduysa sarf edilecek cümle.
abla alman şart değil, yeter ki kalabalık olsun. geeeeel, bi tanesi 1 lira, 2 tanesi 2 lira, 3 tanesi 3 lira, 4 tanesi 4 liraaaaaa.
adam böyle dedikten sonra, ben acaba ben mi anlamadım yoksa adamda mı tuhaflık var diye düşündüm. hani 1 tanesi 1 lira, 3 tanesi 2 lira dese anlıcam yane.
adam böyle dedikten sonra, ben acaba ben mi anlamadım yoksa adamda mı tuhaflık var diye düşündüm. hani 1 tanesi 1 lira, 3 tanesi 2 lira dese anlıcam yane.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?