bir kısım insanların çekemediği bir olguyu, partiyi ya da halkı
"vatan haini" , "cahil" , "şeriatçı" ,"amerikan yaltakcısı" ,"musanın oğulları" "barzani dostu terörist" gibi sıfatlarla aşağılamayı yeterli görmeyip yanına bir de "madımak otelini yakanlara oy veren alevi ve aydın" düşmanı ilan etmek ne kadar insanlıkla bağdaşır?
kaldı ki bir şeriatçının amerikan dostu olması mümkün değildir.
bir şeriatçının ( tam manasıyla ) inanmayan ya da farklı inanan bir insana niye inanmıyorsun diye zarar vermesi hele ki yakması mümkün değildir.
bir şeriatçının israil dostu olması asla mümkün değildir.
kaldı ki madımak yangını , çorum olayları ve ve hatta menemen olayının bile "provakatör" işi olduğu belgelerle ortadadır.
son söz : olaylara bu kadar yanlı ve bilgisizce bakıp ; karşı tarafı cahil ve düşman ilan etmek ne kadar mantıklıdır vicdanlar bırakıyorum onu.
o na inanmayanların bir anlık sevinç yaşayacağı olaydır.
sorgu melekleri gelince de halüsilasyon görüyorum diye geçiştirebilirler belki...
ama cehennem gerçeğiyle yüzyüze geldiklerinde ne yapacakları düşünmeye değerdir.
sorgu melekleri gelince de halüsilasyon görüyorum diye geçiştirebilirler belki...
ama cehennem gerçeğiyle yüzyüze geldiklerinde ne yapacakları düşünmeye değerdir.
satışının artmasından , giyilmesinden , savunulmasından bir kesim insanlar gıcık kapar."rejim meselesi" haline getirilmesi bu tip insanların türkiyenin sosyal yapısından ve rejiminin sağlamlığından kuşku duyduğunu ortaya çıkarmıştır.
her daim özgürlüğü savunan bu kesim mesele "kuranı kerimde açıkça beyan edilen bir emrin" uygulanmasına gelince totaliter kesilir."kızlar okusun" kampanyalarına destek verirler bir yandan , bir yandan da üniversiteye gelen başörtülü kızları eğitimini en üst seviyesinden mahrum ederler sırf bu örtü için.
daha neler neler için kullanılır bu örtü."siyasi simge" denilerek ; "acaba ileride orucu da yasaklarlar mı sorusunu akıllara getirirler.nitekim oruçta siyasi bir simge olmuştur.f tipi ceza evlerini protesto amaçlı pekçok kez kullanılmıştır.
"devlete karşı gelmeyin.içten içe üzelerek , istemeden ve sırf toplumun huzuru adına başörtüsü çıkarabilir." anlamında sözler eden fethullah gülene bok atmak için de kullanılır mesela.tıpkı topluma bok atmak için aziz nesini kullandıkları gibi.tıpkı şeriat geliyor demek için aslında bir takım mekanizmaların ortaya çıkardığı "ne idüğü belirsiz ve temeli olmayan" sözde aczimendi tarikatı mensupları gibi.fadime şahin gibi, ali kalkancı gibi.şimdi fadime şahinin amerikada bir köşede tatil tadında hayat sürmesine bakarsanız türban meselesini ortaya çıkaranları da , 28 şubatı da ,"tehlikenin farkında mısınız" hezeyanlarını da ve elde edilmek istenen sonuçları da çok iyi anlarsınız.
(bkz: 28 şubattan şemdinliye derin çeteler )
(bkz: en uzun şubat)
(bkz: bok atmak için sebep aramak bulamayınca ortam oluşturmak)
(bkz: tanga satışından memnun olmak)
her daim özgürlüğü savunan bu kesim mesele "kuranı kerimde açıkça beyan edilen bir emrin" uygulanmasına gelince totaliter kesilir."kızlar okusun" kampanyalarına destek verirler bir yandan , bir yandan da üniversiteye gelen başörtülü kızları eğitimini en üst seviyesinden mahrum ederler sırf bu örtü için.
daha neler neler için kullanılır bu örtü."siyasi simge" denilerek ; "acaba ileride orucu da yasaklarlar mı sorusunu akıllara getirirler.nitekim oruçta siyasi bir simge olmuştur.f tipi ceza evlerini protesto amaçlı pekçok kez kullanılmıştır.
"devlete karşı gelmeyin.içten içe üzelerek , istemeden ve sırf toplumun huzuru adına başörtüsü çıkarabilir." anlamında sözler eden fethullah gülene bok atmak için de kullanılır mesela.tıpkı topluma bok atmak için aziz nesini kullandıkları gibi.tıpkı şeriat geliyor demek için aslında bir takım mekanizmaların ortaya çıkardığı "ne idüğü belirsiz ve temeli olmayan" sözde aczimendi tarikatı mensupları gibi.fadime şahin gibi, ali kalkancı gibi.şimdi fadime şahinin amerikada bir köşede tatil tadında hayat sürmesine bakarsanız türban meselesini ortaya çıkaranları da , 28 şubatı da ,"tehlikenin farkında mısınız" hezeyanlarını da ve elde edilmek istenen sonuçları da çok iyi anlarsınız.
(bkz: 28 şubattan şemdinliye derin çeteler )
(bkz: en uzun şubat)
(bkz: bok atmak için sebep aramak bulamayınca ortam oluşturmak)
(bkz: tanga satışından memnun olmak)
modernizm:soyunmak , ahlaki değerlerden uzaklaşmak ve çılgınca tüketmek değildir.
27 mayıs darbesinden sonra cuntacıların yaptıkları şey.
"paramız tükendi.maaşları ödeyemiyoruz.lütfen para gönden değerli amerikan yönetimi"
"paramız tükendi.maaşları ödeyemiyoruz.lütfen para gönden değerli amerikan yönetimi"
seçim sonuçlarını içine sindirimeyen bir kısım tarafından şu günlerde " türkiyenin çoğunluğu aptaldır" anlamındaki sözü el üstünde tutulan kişidir.
güzel eserler vermiş olabilir ama kendi milletini aptal ilan edecek kadar aşağı düşmüşse tüm yaptıkları gölge de kalmış demektir.
ne yazıktır ki bugün sözde solcu olan her zaman halktan yana olduğunu iddia eden bir kesim aynı jargonla konuşmaktadır.önceden halkı uğruna asılmayı göze alacak kadar davasına bağlı olan solcularımızın yerini bugün "kraldan fazla kralcı" "devlet için millete rağmen" anlayışı almıştır.örnek aldıkları insanların darbelerle asıldığını unutan bu kişiler , bugün "ordu göreve" "28 şubatı geri istiyorum" sloganları atabilmektedir.makyavelist solculuk bu olsa gerek.
(bkz: deniz gezmişin kemiklerini sızlatmak )
güzel eserler vermiş olabilir ama kendi milletini aptal ilan edecek kadar aşağı düşmüşse tüm yaptıkları gölge de kalmış demektir.
ne yazıktır ki bugün sözde solcu olan her zaman halktan yana olduğunu iddia eden bir kesim aynı jargonla konuşmaktadır.önceden halkı uğruna asılmayı göze alacak kadar davasına bağlı olan solcularımızın yerini bugün "kraldan fazla kralcı" "devlet için millete rağmen" anlayışı almıştır.örnek aldıkları insanların darbelerle asıldığını unutan bu kişiler , bugün "ordu göreve" "28 şubatı geri istiyorum" sloganları atabilmektedir.makyavelist solculuk bu olsa gerek.
(bkz: deniz gezmişin kemiklerini sızlatmak )
anne : sen mi geldin oğlum?
genç : yok anne ben değilim gelen , ben bende değilim açıkcası son birkaç yıldır.her yanda kapitalizmin izlerini görüyorum.markaların sembollerine yerleştirdikleri okültizm harikası imgeler beni çıldırtıyor.bilinçaltımızı ele geçirmeye çalışıyorlar anne! öfkeliyim çok öfkeli ! kahrolsun emperyalizm ,kahrolsun köleleştirme politikası...
anne : senin başına güneş geçmiş .dolapta "coca-cola" var buz gibi.ondan iç biraz.o kesmezse eğer buzlukta da "algida" var.yok eğer mutluluk istiyorum diyorsan rafta "nestle " var.
genç : kafama sıkar giderim .
genç : yok anne ben değilim gelen , ben bende değilim açıkcası son birkaç yıldır.her yanda kapitalizmin izlerini görüyorum.markaların sembollerine yerleştirdikleri okültizm harikası imgeler beni çıldırtıyor.bilinçaltımızı ele geçirmeye çalışıyorlar anne! öfkeliyim çok öfkeli ! kahrolsun emperyalizm ,kahrolsun köleleştirme politikası...
anne : senin başına güneş geçmiş .dolapta "coca-cola" var buz gibi.ondan iç biraz.o kesmezse eğer buzlukta da "algida" var.yok eğer mutluluk istiyorum diyorsan rafta "nestle " var.
genç : kafama sıkar giderim .
aptal spor programlarındaki gaflardan yalnızca biridir .
gökmen özdenakında benzer cümlesi vardır .nobre hakkında konuşurken sakince başlamış ve şöyle konuşmuştur :
"bu nobre fener de oynarken güzelce goller atıyordu.koşuyordu ,pres yapıyordu.beşiktaşta niye böyle bu amuna go " deyip kalmıştır.
program sunucusu bu laftan sonra gülümseyip :
" evet izleyicilerimiz saat gece 4 oldu.durumdan da anlaşıldığı üzere artık programı kapatma zamanı"
gökmen özdenakında benzer cümlesi vardır .nobre hakkında konuşurken sakince başlamış ve şöyle konuşmuştur :
"bu nobre fener de oynarken güzelce goller atıyordu.koşuyordu ,pres yapıyordu.beşiktaşta niye böyle bu amuna go " deyip kalmıştır.
program sunucusu bu laftan sonra gülümseyip :
" evet izleyicilerimiz saat gece 4 oldu.durumdan da anlaşıldığı üzere artık programı kapatma zamanı"
rte nin"dtp ile mhp nin meclise girip ,kavga ortamı oluşmasından korkuyorum" cümlesine pek bir içerlemiştir kendisi.
birileri için "barzani ile kolkola geziyorlar." derken bu duygusallığı neredeydi acep diye düşündürür.
birileri için "barzani ile kolkola geziyorlar." derken bu duygusallığı neredeydi acep diye düşündürür.
akp ye karşı bir zamanlar "rejim düşmanı ilan ettikleri" saadet partisini bile olumlu şekilde ekranlarına yansıtabilen kanaldır.
düşmanın ortaklığı kan davalarını bir kenara bıraktırmıştır.
düşmanın ortaklığı kan davalarını bir kenara bıraktırmıştır.
" vatan mı istedin lan kundaktaki bebekten
o hesaptır sorulacak apo denen köpekten "
mısralarının hedefi haysiyetsiz ,şerefsiz ,kansız yaratıktır.
o hesaptır sorulacak apo denen köpekten "
mısralarının hedefi haysiyetsiz ,şerefsiz ,kansız yaratıktır.
"midene bir garezin mi" var denilesi eylemdir
"kızının değeri kadar" deyip adamın devreler yakılabilir.
ahmedinejadı getirin bana.
(bkz: seks makinesi)
sevilen kızın lezbiyen çıkmasından daha kötüdür.çünkü sevdiğiniz lezbiyen kıza bir lezo daha bulup , onlar güreşirken sizin hakemlik yapmanız lezzetli olabilir.
türkiyenin , testisleri en iri stadıdır.
şu tip bir şiire sebep olmuştur...azıma sıçmıştır açıkcası :
tüm servetimi tüm eserlerimi akşam yemeğine geç veya erken gelmemle ilgilenen bir kadin uğruna hiç çekinmeden feda edebilirim demiş yazar...
haksiz da değil hani!
herşeyi sevdiğine bağlamak..
bir çift selamin kiymeti ölçülmez eğer ondan gelmişse..
hele onun bir gülüşü!
nerden bileceksin ki
sen hiç yeryüzünün bir kayik gibi sallandiğini hissettin mi...
newton’un yasalarinin seni bağlamadiği anlar oldu mu hiç?
gözlerinde, dünyanin tüm renklerini gördün mü sevdiğinin
ruhunun, göğsünde kuş gibi çirpindiğini hissettin mi...
herşeye rağmen mutluyum be arkadaş...
yanik olmak da başkadir...
ne ortadoğudaki çatişmalar
ne çin komünizmi ilgilendirir seni...
sen sevgilinin kalbinde yer edememişken,
avrupa birliği nasil teselli ederki!
fenerbahçenin şampiyonluğu;
alex’in kralliği çok mu önemli ?
sen uzatmalari oynarken
sevmek adami bambaşka yapiyor...
koca adam değişiveriyo bir anda
çiçekler, kuşlar, hayat ne güzel demeye başliyorsun
hatta ara ara ayaklarin yerden kesilir gibi oluyo
en tatli uykular bile aci soslu artik
sevdiğinin olduğu yere önceden binbir zahmetle giderken
artik orasi senin ikinci yerin
bir parçan olmuş
ayrilmak istemiyorsun
sevmek başka şey bambaşka...
hayatimda ilk kez "yaşiyoruz çok şükür dediğimi hatirliyorum"...
hayatin rengi değişiyor sanki...
artik herşey daha kolay...
ara sira telefon açiyorsun
umutlanmişsin...
o da nesi, zoraki bi açiliş
ve umutsuz sözler...
binbir hayalkirikliği
yarin öleceğini söylemişler gibi
neşe ve ümidin güneş gibi ağardiği yüreğin
şimdi karanliklar ülkesi...
uğruna dünyanin tüm nimetlerini tüm güzellkilerini
bir kenara ativereceğin varlik
yeni kurduğun umut köprülerini yikmiş
kendini zor tutuyosun...
ama gözyaşlarin senden habersiz dökülüveriyor.
müzikten medet umuyosun..
birkaç şarki dinilyorsun
derdi bol olanlardan
belki başka şarkilarda olur ama bunlarin etkisi bi başka oluyo
damardan denmesinin sebebini yeni anliyosun.
bazen o da fayda vermiyor...
aniden çikiyosun evden ve dolaşmaya başliyorsun.
belki biraz sakinlik ve huzur....
o geceyle birlikte hayatinin bir bölümüde tarihe karişiyor.
gece uzun ve karanlik...
düşünceler içinde kivranip duruyosun...
hayata yine ayni neşeyle devam edebilmek için
çikiş yollari ariyosun...
çok geçmeden sen değil ama bedenin uykuya yenik düşüyo..
ertesi gün ...
hayatin akişi alip götürmesede
belli bir süre hafifletiyor üzüntülerimi..
unutmanin en zor olduğu zamanlar
ne zormuş yenilemek kendini
diyeceğim o ki
sevgim birşey kaybetmiş değil sonsuzluğundan
hiçbirşeyin hayali ,daha güzel olmasada gerçeğinden
ben yine senin gelmeni , sevgini bekleyeceğim
büyük olasilikla ne geleceksin , ne de seveceksin
olsun be deniz gözlüm;
-ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim!-
tüm servetimi tüm eserlerimi akşam yemeğine geç veya erken gelmemle ilgilenen bir kadin uğruna hiç çekinmeden feda edebilirim demiş yazar...
haksiz da değil hani!
herşeyi sevdiğine bağlamak..
bir çift selamin kiymeti ölçülmez eğer ondan gelmişse..
hele onun bir gülüşü!
nerden bileceksin ki
sen hiç yeryüzünün bir kayik gibi sallandiğini hissettin mi...
newton’un yasalarinin seni bağlamadiği anlar oldu mu hiç?
gözlerinde, dünyanin tüm renklerini gördün mü sevdiğinin
ruhunun, göğsünde kuş gibi çirpindiğini hissettin mi...
herşeye rağmen mutluyum be arkadaş...
yanik olmak da başkadir...
ne ortadoğudaki çatişmalar
ne çin komünizmi ilgilendirir seni...
sen sevgilinin kalbinde yer edememişken,
avrupa birliği nasil teselli ederki!
fenerbahçenin şampiyonluğu;
alex’in kralliği çok mu önemli ?
sen uzatmalari oynarken
sevmek adami bambaşka yapiyor...
koca adam değişiveriyo bir anda
çiçekler, kuşlar, hayat ne güzel demeye başliyorsun
hatta ara ara ayaklarin yerden kesilir gibi oluyo
en tatli uykular bile aci soslu artik
sevdiğinin olduğu yere önceden binbir zahmetle giderken
artik orasi senin ikinci yerin
bir parçan olmuş
ayrilmak istemiyorsun
sevmek başka şey bambaşka...
hayatimda ilk kez "yaşiyoruz çok şükür dediğimi hatirliyorum"...
hayatin rengi değişiyor sanki...
artik herşey daha kolay...
ara sira telefon açiyorsun
umutlanmişsin...
o da nesi, zoraki bi açiliş
ve umutsuz sözler...
binbir hayalkirikliği
yarin öleceğini söylemişler gibi
neşe ve ümidin güneş gibi ağardiği yüreğin
şimdi karanliklar ülkesi...
uğruna dünyanin tüm nimetlerini tüm güzellkilerini
bir kenara ativereceğin varlik
yeni kurduğun umut köprülerini yikmiş
kendini zor tutuyosun...
ama gözyaşlarin senden habersiz dökülüveriyor.
müzikten medet umuyosun..
birkaç şarki dinilyorsun
derdi bol olanlardan
belki başka şarkilarda olur ama bunlarin etkisi bi başka oluyo
damardan denmesinin sebebini yeni anliyosun.
bazen o da fayda vermiyor...
aniden çikiyosun evden ve dolaşmaya başliyorsun.
belki biraz sakinlik ve huzur....
o geceyle birlikte hayatinin bir bölümüde tarihe karişiyor.
gece uzun ve karanlik...
düşünceler içinde kivranip duruyosun...
hayata yine ayni neşeyle devam edebilmek için
çikiş yollari ariyosun...
çok geçmeden sen değil ama bedenin uykuya yenik düşüyo..
ertesi gün ...
hayatin akişi alip götürmesede
belli bir süre hafifletiyor üzüntülerimi..
unutmanin en zor olduğu zamanlar
ne zormuş yenilemek kendini
diyeceğim o ki
sevgim birşey kaybetmiş değil sonsuzluğundan
hiçbirşeyin hayali ,daha güzel olmasada gerçeğinden
ben yine senin gelmeni , sevgini bekleyeceğim
büyük olasilikla ne geleceksin , ne de seveceksin
olsun be deniz gözlüm;
-ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim!-
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?