tassavufi ögeler taşıyan muhteşem bir barış manço şarkısıdır.
ötekilere bıraktık
güneşi karşılamayı
nasıl, nasıl ama nasıl isterdik
isterdik biz de yaşamayı
erken öleceğiz seninle biz
şafaktan önce öleceğiz
mademki biz partizanız
zincirin ilk halkasıyız
erken öleceğiz seninle biz
şafaktan önce öleceğiz
anımsar mısın seninle
gece nasıl vedalaşmıştık?
silah sesleriyle yüklüydü gece
nasıl heyecanlıydık nasıl
kulağımız yüreğimizde
otobüste çalınca garip garip baksalar da yıllardır telefonumun zil sesi . ilkay akkaya dan pek sevmiyorum ama grup yorum müthiş söylüyor
internet sitelerinde şişko nuriye benzetilen pekte sevimli bulmadığım adam .
verilen teklif 3+3 bence ideal . açlık sınırının altında maaşla geçinen pardon geçinemeyen bir çok insanın varlığı göz önünde bulundurulursa fazla bile . fazlasını istememek gerek ... sürüden ayrılanı kurt kapar.
"sütü çok fazla tüketmedikleri için bu çocuklarımız hastaneye kaldırılıyor" diye bir açıklama yapan hükumet el insaf o çocuğun o yaşına kadar süte bağışıklığı olmadıysa bu da mı senin suçun değil ! eee bizim memlekette de işler artık böyle yürüyor demek ki su yoksa süt için !
cerrahi müdahale geçirmiş kişiler için en az bir yıl geçmesi gerekiyor. kanında hayat var
bu adamın yüreği ses tellerinde .. öyle olmasa bu kadar duygulu okuyamazdı , bu kadar hissettiremezdi .
fakat
emin ol ki sevgili,
zavallı bir çingenenin
kıllı , siyah bir örümceğe
benzeyen eli
geçirecekse eğer
ipi boğazıma,
mavi gözlerimde korkuyu görmek için
boşuna bakacaklar
nazıma !
emin ol ki sevgili,
zavallı bir çingenenin
kıllı , siyah bir örümceğe
benzeyen eli
geçirecekse eğer
ipi boğazıma,
mavi gözlerimde korkuyu görmek için
boşuna bakacaklar
nazıma !
1902 doğumlu,namı değer mavi gözlü dev türkiye de serbest nazımın ilk uygulayıcısıdır, 3 yaşında halepte paşa torunluğu etmiş 19 unda moskova da komünist üniversite öğrenciliği , 14 yaşından beri şairlik eder.1951 de türk vatandaşlığından çıkarılıp,2009 yılında geri alınmıştır. şiirlerinden kazanç elde etmek istediğinde orhan selim ismini kullanır .
benim sıska
benim cılız
benim zavallı çocuğum orhan selim!
sen
benim
ne gözüm
ne kolum
ne kafamsın;
sen
benim
bir kurşun balyası gibi,sıska sırtına bindiğim
ve alnının teriyle geçindiğim
ilk
ve son adamsın !
benim sıska
benim cılız
benim zavallı çocuğum orhan selim!
sen
benim
ne gözüm
ne kolum
ne kafamsın;
sen
benim
bir kurşun balyası gibi,sıska sırtına bindiğim
ve alnının teriyle geçindiğim
ilk
ve son adamsın !
artık tiraj yapan şeyler bunlar . namus kavramı gelişmemiş insanların özgürlükteki özgürlükleri . hayata dair hiçbir baltaya sap olamamış adamlar . adam dediysem adam gibi adam manasında değil cinsiyet faktörü , insan eşref-i mahlukatmış nerede o günler ... "hakikati bulan ,başkaları farklı düşünüyor diye ,onu haykırmaktan çekiniyorsa hem budala hemde alçaktır. bir adamın benden başka herkes aldanıyor demesi güç şüphesiz;ama sahiden herkes aldanıyorsa o ne yapsın ." daniel de foe
buruk sessiz bir elveda gibi dudaklarımdan düşen satırlarım ,cümlelerim yarım yamalak hüzünlerim vurdulu kırdılı ve umut denen neredeyse yok . demir pencerelerde gördük birbirimizi gözyaşlarımızda kuruttuk gözlerimizi gitme diyemedi ve gittim...
şimdi hangi sevmek alır içimdekileri ... korkularım kadar ağırım ve dokundukça çoğalıyor yalnızlıklarım .
şimdi hangi sevmek alır içimdekileri ... korkularım kadar ağırım ve dokundukça çoğalıyor yalnızlıklarım .
çekici kız... hele ki adada onca erkeğin içinde olduğunu düşünürsek.. amma ve lakin içi boş . insanlara tamamıyla et yığını olarak bakacak bir zihniyete sahip olan herkes için ideal en azından...
birine bir gün gideceğini bile bile gel demek ...biteceğini bile bile başlamak , sonunu görerek çabalamak... yalnızlıktan sıkılmak , sadece birini aldatma deneyimine sahip olmak istemek , evde kalmışların duymak isteyeceği cümle yada yalnızca sevmek...
yaşanılası her yerden uzak ,bütün mısralardan soyut , bütün kalabalıklarında yalnız kaldığım ,bütün esaretimde özgür bulduğum , adını anlamında çoğaltan şehir...
memleket için canını dişine takıp 15 ay sabretmek yerine bedeli ödenebilrmiş gibi -parası neyse veririz- düşüncesiyle hizmet süresinin kısaltılması.
hayatımda elimi uzattığımda geri çevirmeyecek tek insana bir gün az bile diyebileceğim , mayısın her 2. pazarı kutlanan köklerinin bir kız çocuğunun amerikada annesinin mezarında bu günü annelere itaf etmesiyle oluşan bir gün...
ilk 11 ini bile sayamayacağım bütün bilgilerimin renkleri dahilinde olduğu tuttuğum takım
önemsiz kişilerin yazıldığı sadece işi düşünce bakılan rakamlar . önemli olsa rehbere bakmaya gerek kalmazdı aklımızda tutardık öyle değil mi
dilini en çok gördüğüm futbol insanı
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?