carpediem

(bkz: buyrun benim)

kasdav liseler arası müzik yarışmasında finala kalmış liseler arasında bir yarışma düzenliyorlar. birinci olan grup levis sponsorlugunda tv’ye çıkacakmış.

http://www.liseleryarisiyor.com/

busu ile konuşurken arada sırada adı gecen, başka sözlüklerden takip edebildigim kadarıyla iyi yazan ama bilgi sözlügü biraz ihmal eden kişidir. nick nicki nickince seviyorsa saglam biridir diye de düşünmekteyim. burada daha çok görmek istemekteyim kendisini.

beyin sapında bir bölge.

beyinde nesneleri ve olayları algılayıp kararları verdigi düşlenen küçük insan, içimizdeki insan.

dogum öncesi ve sonrası.

bir organızmanin ilk gelişme aşamasında, genlerinin etkisi altında geçirdigi kalıtsal süreç.

(bkz: bilinçaltı)

(bkz: tahtel suur)

(bkz: anton hastalıgı)

beyin kabugundaki bir hasarın yol açtıgı ender rastlanan hastalık. hasta tamamen kör oldugu halde görmedigini kabul etmez.

(bkz: körlük yadsınması)

bazı öğretmenlerin yakalarına siyah kurdele takarak protesto ettigi olaylar. "siyah kurdele takmak kolaydır, sizin asıl göreviniz bu çocuklara düzgün bir egitim verip bu tür olaylara egilim göstermemelerini saglamaktır." diyesim geliyor ve diyorum. yazık...

adını ruhbilimci adelbert ames’den alan çarpık oda. duvardaki bir delikten tek gözle içeri bakıldıgında yanlış bir perspektif görülür.

(bkz: ames odası)

ruhbilimci kişi.

tübitak yayınlarından çıkmış bir francis crick kitabı.

bundan kırk yıl önce, francis crick, james watson ile birlikte dna’nın yapısını keşfedince yaşam kavrayışımızı kökünden değiştirerek tarihe geçti. crick şimdi de dikkatini insan bilincinin gizemine yöneltmiş olarak, yine bilimsel keşfin ön saflarında. beynin karmaşıklığını çözmeye eğilen crick, görmenin nörobiyolojik şemasını çıkarıyor. sonuç, beynin nasıl "gördüğü"nün inandırıcı, hazırcevap ve oldukça ayrıntılı bir analizi. insan varlığının en temel sorunlarından bazılarına bir yanıt arayışı: özgür irademiz var mı? bizi hayvanlardan ayıran, duygulu bir varlık yapan şey nedir? ruh diye bir şey var mı, yoksa biz yalnızca korkunç karmaşıklıkta bir nöron yığını mıyız? francis crick bu yapıtıyla zamanımızın bilimsel ve felsefi düşünüşünün merkezinde tartışmayı başlatıyor. francis crick, james watson ile dna’nın molekül yapısını keşfederek 1962 nobel ödülü almış ingiliz fizikçisi ve biyokimyacısı. kaliforniya’daki la jolla salk enstitüsü’nde ordinaryus profesörlük görevini sürdürüyor.

"beyindeki o kadar hücrenin içinde ruhun kaynagı nerde?" sorusunun cevabını arayan kitabı için (bkz: şaşırtan varsayım).

çalışmalarını merakla bekledigim şirkettir efendim.

pj harvey-thom yorke düeti. pj harvey’in stories from the city stories from the sea albumunde bulunur. dinledikçe daha fazla dinleyesi geliyor insanın. müthiş bir uyum.

ne kadar yorsa da, yıpratsa da, trafigine küfretsen de, vapurda istanbulu izlerken binalarin üstünde gökyüzünün bir kısmının kahverengimsi oldugunu görsen de, pis havasını soluyup pis suyunu içsen de, her gün ev-iş/okul yolunda ölmemenin tesadüf oldugunu bir kez daha anlasan da, her türlü pisligin bu şehirde oldugunu bilsen de, öyle ya da böyle ne olursa olsun istanbul’a aşık olacaksın. burada yaşamaya başladıysan, agır bagımlılık riskini göze almışsındır demektir. istanbul’dan başka yerde yaşamak çok zor olacak artık. eger ki bundan böyle bir kaç ay uzak kalırsan bu şehre, geri dönünce ilk gidecegin yer taksim/kadiköy’dür. söylemedi deme...

herşeye ragmen, bogaza dogru oturup rüzgarı yüzünde hissettiginde, kulaklarında denizin sesini duydugunda huzur bulacaksın. ve dünya üzerinde hangi şehre gidersen git istanbul’un verdigi huzuru orada bulamayacaksın.