(bkz: vasıfsız eleman)
yahu, biz hiç yapmadık öyle şeyler diye okuyup üzüldügüm başlıktır. tabii büyüdük, heves ettik, biz de yaptık gerekince. gayet baba bir hesap makinesi alınır. zaten üzerinde harfler vardır. değil leblebi, destan bile yazılır. sıkıcı derslerde, hayatından bezmiş insan evladının eğlencesidir.
albüm yapmış, bir de klip çekmiş mankenimsi, şarkıcımsı, her neyse. biraz britney spears, biraz beyonce.
hep bir korkuyla yenilen meyve. insan düşünmeden edemiyor, ya içinde kurt varsa. o yüzden hiç bakılmadan yenilmelidir ve duruma iyi yönden bakılmalıdır. kurt da olsa protein proteindir.
entry: #302233
meali: buluşmada önce schenardiye tavlada bir güzel yenilip, ardından carpedieme bulaştım. ona da yenilince, kendisinin iğneleyici sözlerine maruz kaldım. bir yerden sonra sesini duymamak gibi bir savunma geliştirdim. sadece bu bir kaç kelimeden bozma cümleyi hatırlıyorum.
meali: buluşmada önce schenardiye tavlada bir güzel yenilip, ardından carpedieme bulaştım. ona da yenilince, kendisinin iğneleyici sözlerine maruz kaldım. bir yerden sonra sesini duymamak gibi bir savunma geliştirdim. sadece bu bir kaç kelimeden bozma cümleyi hatırlıyorum.
ydsden aldıgı sonuç sayesinde onunla kurdugumuz yök ve ösym binasını ateşe verme planlarını gerçekleştirmiş kadar oldum. teşekkürler ve tebrikler.
taksimde sırf tavla oynayacagız diye gidilebilecek, çınar niyetine bişeye benzemeyen budanıp budanıp bitmiş bir ağaç bulabileceginz, playlisti her eve lazım cafe-bar.
kuzguncukta, insanların önünden geçerken "entel dantel tipler gelıyor buraya.." dedikleri şirin cafe. deniz kenarındadır. kuzguncukun misafirperver havasını hissedersiniz.
taksimde bir cafe-bar. iyidir, hoştur yalnız biraz pahalıdır. terasta, manzara karşısında sohbet etmek gibisi yoktur.
eski kurban elemanı, yeni panik elemanı deniz tarafından yazılmış bestelenmiş şarkıdır. denize saygı duymamızı saglayan sebeplerden biridir. direc-te yorumlamak kalmıştır. ama haklarını yememek lazım, canlı performansları çok eğlenceli. çok iyi olmasalar da iyiler.
istiklal caddesi üzerindeki flo mağazasıdır. garip bir şekilde fotograf çekmek yasaktır. bilgi sözlük yazarlarına farklı muamele ederler, severler. yakın zamanda çay içmeye gidilecektir.
(bkz: taksim flo magazasindaki tezgahtar amca)
(bkz: taksim flo magazasindaki tezgahtar amca)
(bkz: taksim flo)
(bkz: taksim flo)
eveeet, bir buluşmayı daha sağlıklı bir şekilde bitirdik. çok da iyi ettik. iyi ki pixie uğraştı bu buluşma için demek istiyorum.
öncelikle belirtmek isterim ki bu buluşma yönetim toplantısıydı. çok önemli konular masaya yatırıldı. o sırada küçük bir 2. nesil olan sevgili faten bize çay, börek, kola vb. getirerek, yeri geldiginde tavlada yenilerek bizlere destek olmuştur. teşekkürü bir borç bilirim. tabii kendisine hiç yakışmayarak yarım saat kadar geç kalmasının öcünü aldık biz. onu burada anlatmaya gerek yok.
evet efendim, countess... bu kızcagız neden buluşmaya gelmek için bu kadar heyecan yapıp gelmemiştir. acaba başına bir şey mi geldi diye merak etmekteyim. bu arada bizi de şebek ettiğini söylemeden geçemeyeceğim. özellikle ithilquessir önüne gelen her kıza, "siz countess misiniz acaba?" demek zorunda mıydı? yada biz bagıra bagıra "biz buluşmaya geldik. bilgi sözlük. evet, gayet açık değil mi?" demek zorunda mıydık? değildik.
buluşma esnasında, genel olarak çok heyecanlı, dinamik, mutlu mesut oldugumuzdan; bağıra bağıra konuşup kahkahalarla güldük sürekli.. neyse ki hiçbir yerden kovulmadık. ortamdaki insanların ve mekan sahiplerinin sabrına kuvvet. sabırtaşı olsa çatlardı.
şunu da açıklamanın zamanı geldi artık. evet carpediem bir ajandır. bildiginiz gibi değildir. çok tehlikedir. siz onun öyle güldüğüne, mor üstüne başına bakmayın. zamanı gelince, kayıtları çıkaracak canınıza okuyacaktır. o çekiştirdiginiz tüm yazarlarla aranızı bozup, sözlüğün tüm hakimiyetini alacaktır eline. yapar, hiç çekinmez!
bundan sonra bilgi sözlük buluşmaları taksim floda yapılsın derim ben. bir yayılıp, kahve içmedigimiz kaldı. sağolsunlar, yarım saat boyunca çemkirmelerimize, laf sokmalarımıza katlandılar. "biz sizi çok sevdik. keşke hep sizin gibi müşteri gelse.." dediler. fatenle tezgahtar amca, bir ara kayboldu. sanırsak o sırada bir samimiyet dogdu aralarında. bir gün ayakkabı alacak olursanız fateni kolundan tutup dogru taksim floya. marş marşş...
şöyle bir toparlarsak, deli gibi eğlenip, karnımıza ağrılar girene kadar gülüp, dedikodumuzu yapıp, börek yiyip, tavla oynayıp, içimiz buruk ayrıldığımız buluşma olmuştur. umarız devamı gelir...
öncelikle belirtmek isterim ki bu buluşma yönetim toplantısıydı. çok önemli konular masaya yatırıldı. o sırada küçük bir 2. nesil olan sevgili faten bize çay, börek, kola vb. getirerek, yeri geldiginde tavlada yenilerek bizlere destek olmuştur. teşekkürü bir borç bilirim. tabii kendisine hiç yakışmayarak yarım saat kadar geç kalmasının öcünü aldık biz. onu burada anlatmaya gerek yok.
evet efendim, countess... bu kızcagız neden buluşmaya gelmek için bu kadar heyecan yapıp gelmemiştir. acaba başına bir şey mi geldi diye merak etmekteyim. bu arada bizi de şebek ettiğini söylemeden geçemeyeceğim. özellikle ithilquessir önüne gelen her kıza, "siz countess misiniz acaba?" demek zorunda mıydı? yada biz bagıra bagıra "biz buluşmaya geldik. bilgi sözlük. evet, gayet açık değil mi?" demek zorunda mıydık? değildik.
buluşma esnasında, genel olarak çok heyecanlı, dinamik, mutlu mesut oldugumuzdan; bağıra bağıra konuşup kahkahalarla güldük sürekli.. neyse ki hiçbir yerden kovulmadık. ortamdaki insanların ve mekan sahiplerinin sabrına kuvvet. sabırtaşı olsa çatlardı.
şunu da açıklamanın zamanı geldi artık. evet carpediem bir ajandır. bildiginiz gibi değildir. çok tehlikedir. siz onun öyle güldüğüne, mor üstüne başına bakmayın. zamanı gelince, kayıtları çıkaracak canınıza okuyacaktır. o çekiştirdiginiz tüm yazarlarla aranızı bozup, sözlüğün tüm hakimiyetini alacaktır eline. yapar, hiç çekinmez!
bundan sonra bilgi sözlük buluşmaları taksim floda yapılsın derim ben. bir yayılıp, kahve içmedigimiz kaldı. sağolsunlar, yarım saat boyunca çemkirmelerimize, laf sokmalarımıza katlandılar. "biz sizi çok sevdik. keşke hep sizin gibi müşteri gelse.." dediler. fatenle tezgahtar amca, bir ara kayboldu. sanırsak o sırada bir samimiyet dogdu aralarında. bir gün ayakkabı alacak olursanız fateni kolundan tutup dogru taksim floya. marş marşş...
şöyle bir toparlarsak, deli gibi eğlenip, karnımıza ağrılar girene kadar gülüp, dedikodumuzu yapıp, börek yiyip, tavla oynayıp, içimiz buruk ayrıldığımız buluşma olmuştur. umarız devamı gelir...
yanlış hatırlamıyorsam, bir yayınevi adı.
bildigim kadarıyla 3 antrenörle konuşmuş, 3 tanesiyle de yarın konuşacak olan klüptür. sonunda birine karar verecekler ama umarım korktugum şey başıma gelmez.
korktugum şey için (bkz: #301641).
korktugum şey için (bkz: #301641).
çok çok sevdiğim, büyük saygı duyduğum okan bayülgenden nefret etmemi sağlayacak programdır. bu hafta, sabah programlarında deli gibi dans eden o korkunç kadın gelmiş. okan bayülgenin amacı nedir anlayamıyorum. bu kadını daha da rezil edelim mi, yoksa çok ilgi çekti biraz daha reyting yapayım mı? tabii "kadın meşhur olsun, hayır yapalım" da olabilir. önceki programda dalga geçip, yerden yere vurdugu insanları bir sonraki hafta programa çağırıp "bayılıyoruzz sizee.." demesi yetti artık. ne yapmak istedigini, nasıl bir çizgisi oldugunu anlasak da ona göre izlesek artık!..
içildikten 1,5 saat sonra kandaki oranı maksimum seviyeye çıkar. etkisi 6 saat sürer. ödem çözücü özelliği de vardır. günde en fazla 3 tane alınabilir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?