""içinde ferah bir kıpırdama başlamışsa,
yerçekiminin seni yeterince etkilemediğini hissediyorsan,
ağzınla kulakların arasındaki mesafe gittikçe kısalıyorsa,
ve bu durumun sürmesini istiyorsan,
schweppes ten bir yudum daha almanda fayda var""
daha beteri için (bkz: korsan cd den inekli çizgi film çıkması)
kimi zaman bir bilgiçin,üzerinde tüm yaşamsal faaliyetlerini gidereceği hede. bu, üzerinde şunları barındırdığından dolayı da olabilir; 3-5 tane bitmiş kola şişesi, yarısı çay, kahve dolu bardak, kupa, tabak tabak yemek artığı, hatta karpuz! evet evet karpuz. tüm bunların yanında asıl önemli yaşamsal alet edevat; bilgisayar, web cam, cd, dvd, hoparlör ve de olmazsa olmaz birkaç kitap, defter, kırış kırış olmuş not kağıları şu bu...
din, insanları saadet-i ebediyyeye yani sonsuz saadete, huzura götürmek için allahü teala tarafından peygamberleri vasıtasıyla gösterilen yol demektir. isteyen inanmakta, isteyen de inanmamakta serbesttir. kimsenin de kimseyi inanmaya veya inkara zorlaması gibi bir hakkı yoktur.
kimi afyondur demiş, kimi bambaşka bişeydir demiş. kişisel olarak din konusundaki fikirlerim nacizane şöyledir ki; mutluluk yoludur. evet, bir örnekle göz atmaya ne dersiniz?
şimdi küçük bir çocuk düşleyin. 10 yaşında olsun bu küçük çocuk. varsayalım ki ebeveynleri ölmüş olsun. eğer bu çocuğ allah inancı, ahiret inancı verilmemişse, ebeveynlerin ölümüne ne gözle bakar bir düşünün. "annem ve babam yok oldu!" aman allahım... 10 yaşındaki küçük bir çocuk için hayat ne kadar da acımasızlaşır değil mi? annesi ve babası yok olmuştur o çocuğun bir daha da asla bulamayacaktır onları. durum ne kadar fecidir! çocuğu düşleyin, nasıl bir psikoloji içindedir sizce?
şimdi bir de diğer taraftan bakalım olaya... eğer çocuğa allah ve ahiret inancı verilmiş ise çocuk şöyle düşünecekti: "annem ve babam cennete gittiler, orada buradakinden daha rahat yaşarlar. ben de ileride onların yanına gideceğim, onlar beni bekliyorlar." evet. benim bile içimden bir yaşama isteği geldi.
şimdiiii, bu allaha ve ahirete olan inancın sadece ve sadece dünyadaki faydalarından yanlızca bir tanesidir. dünyadaki faydalarının ahirettekilerin yanında koskocaman bir "hiç" olduğu göz önüne alındığında ve dünyada bile bu küçük örnekle "din" in ne kadar önemli olduğu görülüyorsa, işin aslını varın siz düşünün.
evet, başta dediğim gibi, ben dinim sayesinde mutlu oluyorum. yaptığım her hareketin izlendiğinin bilincindeyim ve bu sebepten yanlış birşey yapmamaya çalışıyorum. yanlış birşey yapmadığım için de mutlu oluyorum hem de insanların saygısını kazanıyorum. ne yani kötü bir şey mi yapıyorum ben?
eklemem gereken bir nokta vardır, o da şudur ki, günümüzde maalesef "din" üzerinden prim yapan siyasi örgütler, partiler, şunlar bunlar vardır. dindar olmaya çalışmanın bunlarla götten bacaktan hiçbir alakası da yoktur. bir dindar olarak tüm bu nları tasvip etmediğimi hatta ve hatta şiddetle karşılarında olduğumu beyan eder, hepinizin de gözlerinden öperim. bu da böyle bilinsin.
kimi afyondur demiş, kimi bambaşka bişeydir demiş. kişisel olarak din konusundaki fikirlerim nacizane şöyledir ki; mutluluk yoludur. evet, bir örnekle göz atmaya ne dersiniz?
şimdi küçük bir çocuk düşleyin. 10 yaşında olsun bu küçük çocuk. varsayalım ki ebeveynleri ölmüş olsun. eğer bu çocuğ allah inancı, ahiret inancı verilmemişse, ebeveynlerin ölümüne ne gözle bakar bir düşünün. "annem ve babam yok oldu!" aman allahım... 10 yaşındaki küçük bir çocuk için hayat ne kadar da acımasızlaşır değil mi? annesi ve babası yok olmuştur o çocuğun bir daha da asla bulamayacaktır onları. durum ne kadar fecidir! çocuğu düşleyin, nasıl bir psikoloji içindedir sizce?
şimdi bir de diğer taraftan bakalım olaya... eğer çocuğa allah ve ahiret inancı verilmiş ise çocuk şöyle düşünecekti: "annem ve babam cennete gittiler, orada buradakinden daha rahat yaşarlar. ben de ileride onların yanına gideceğim, onlar beni bekliyorlar." evet. benim bile içimden bir yaşama isteği geldi.
şimdiiii, bu allaha ve ahirete olan inancın sadece ve sadece dünyadaki faydalarından yanlızca bir tanesidir. dünyadaki faydalarının ahirettekilerin yanında koskocaman bir "hiç" olduğu göz önüne alındığında ve dünyada bile bu küçük örnekle "din" in ne kadar önemli olduğu görülüyorsa, işin aslını varın siz düşünün.
evet, başta dediğim gibi, ben dinim sayesinde mutlu oluyorum. yaptığım her hareketin izlendiğinin bilincindeyim ve bu sebepten yanlış birşey yapmamaya çalışıyorum. yanlış birşey yapmadığım için de mutlu oluyorum hem de insanların saygısını kazanıyorum. ne yani kötü bir şey mi yapıyorum ben?
eklemem gereken bir nokta vardır, o da şudur ki, günümüzde maalesef "din" üzerinden prim yapan siyasi örgütler, partiler, şunlar bunlar vardır. dindar olmaya çalışmanın bunlarla götten bacaktan hiçbir alakası da yoktur. bir dindar olarak tüm bu nları tasvip etmediğimi hatta ve hatta şiddetle karşılarında olduğumu beyan eder, hepinizin de gözlerinden öperim. bu da böyle bilinsin.
dumurlardan dumur beğendirecek hadisedir. vizyona giren son filmlerden en çok ekşın barındıranını seçmişsinizdir, bir gaz, arkadaşları eve toplayıp cd yi makinaya takmışsınızdır, fakat o da ne? inekli bir çizgi film! bundan sonra gelişen olaylar; arkadaşlarınızın size sövmesi, sizin arkadaşlara cevap yetiştirmeye çalışmanız ve korsan cd satan adama sövmeniz, 3 - 5 defa seyrettiğiniz bir filmi makinaya takıp tekrar seyretmeniz, içinizin yanmasından dolayı onun da rezil olması ve 2 ay boyunca arkadaşlarınızdan mal muamelesi görmeniz.
eveeet... ne ders çıkarıyoruz biz bu hikayeden? korsan cd almayacağıııız. cıx cıx,
eveeet... ne ders çıkarıyoruz biz bu hikayeden? korsan cd almayacağıııız. cıx cıx,
tokat yöresinde yerel bir sanatçı olan ali kızıltuğ şarkısıdır aynı zamanda. sözleri ismail yk nınkilerle yarışır, hatta geçer. hatırladığım kadarı şöyle;
sekiz öküz bir tarlada vurişiyler
ha babam de babam ha babam de babam
sekizi de yemiş sıçmış,
eyvah! guyruğuna gıllar düşmüş,
ha babam de babam ha babam de babam
sekiz öküz bir ağızdan mööleşiyler
ha babam de babam ha babam de babam
gızıltuğa toslamak için yarişiyler
ha babam de babam ha babam de babam
sekiz öküz bir tarlada vurişiyler
ha babam de babam ha babam de babam
sekizi de yemiş sıçmış,
eyvah! guyruğuna gıllar düşmüş,
ha babam de babam ha babam de babam
sekiz öküz bir ağızdan mööleşiyler
ha babam de babam ha babam de babam
gızıltuğa toslamak için yarişiyler
ha babam de babam ha babam de babam
zamanında çok sağlam bir sigaraydı. marlboro kadar olamasa da, winston kadar vardı. sonra fiyat 2 milyona düştü, kalite de yarıya. daha sonra da 1 buçuk felan olmuştu, kalite de sıfır... kömürlü filtresi vardı bilemiyorum hala var mı.
vay bee... ilk kez dinleyebildim, nasıl sevindirik oldum nasıl... "mutlu olmaya yetmez ki" diyor şarkıcımız, nasıl yetmez... felaket mutlu oldum.
an itibariyle ilk kez müşerref olduğum durum. adamın yazma isteğinin içine ettiğine şüphe yok.
bilgi radyo $eysi. streaming altyapısı sunuyormu$ kendileri.
http://www.flatcast.com/de/startseite.aspx
http://www.flatcast.com/de/startseite.aspx
"no free stream entry point available. please retry later"
iletisi veren ve dinleyemediğim radyo. ne diyor anlamadım ki gavurcamız da yok, içinde entry kelimesi felan geçiyor ama, dinlemeye yetecek kadar entry girmedin mi diyor, yeterli puanın yok mu diyor ne diyor acep? bilen biri bana annatsa yav şunu...
iletisi veren ve dinleyemediğim radyo. ne diyor anlamadım ki gavurcamız da yok, içinde entry kelimesi felan geçiyor ama, dinlemeye yetecek kadar entry girmedin mi diyor, yeterli puanın yok mu diyor ne diyor acep? bilen biri bana annatsa yav şunu...
aslı ö s yeme götümü ye dir.
ülkede ismail yk hayranlığı varken hiç de irdelenmemesi gereken bir ayrıntıdır.
lise iki ya da üç, o aralar yaşanmış bir diyalog;
hoca:capt it all oğlum kalk bakalım...
capt: buyrun hojam...
hoca: söyle bakalım nedir integral?
capt: türevin tersidir hacam.
hoca: peki türev ne?
capt: ha o mu... şey.. o da integralin tersidir hacam.
hoca: aferim. otur. kaçtı numaran?
hoca:capt it all oğlum kalk bakalım...
capt: buyrun hojam...
hoca: söyle bakalım nedir integral?
capt: türevin tersidir hacam.
hoca: peki türev ne?
capt: ha o mu... şey.. o da integralin tersidir hacam.
hoca: aferim. otur. kaçtı numaran?
kendi tespitimdir, şöyle ki, karınca sürüsü yiyecek araştırmasında iken, kendini bilmezin biri bir yerde bir yiyecek bulur. hemen bir parça alır ve "geldiği yoldan" geri döner, sonra sıra halinde bütün sürü gelir, ama dikkat edilecek husus şudur ki, tüm sürü yiyeceğe "ilk bulan karıncanın gittiği yoldan" gider ve geri döner. milim şaşmaz. insanı hayretler içerisinde bırakır. acaba neden öyle birşey yapar anlamış etmiş değilim. yok, ilk karınca yiyeceğe herhangi bir algoritma ile gitmez, kafasına göre, bir sağ bir sol... ama dediğim gibi, gariptir, tüm karıncalar ilk gidenin izinden gider.
zara söylerse ağlatır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?