5.nesil bilgiç olsamda hala çömezim neden çünkü ilk defa bir sözlükte yazmaya başladım ve bilgi sözlüğü seçtim burda yavaştan yavaştan hata yapa yapa bu işi öğrenicem tabi yardım ederseniz..birde hatalarımın affedilmesi var orayıda bir zahmet mazur görün..
sapkınlık düşüncesidir ama her erkek böyle değildir hele ki seven***aşk***
örneğin ev terlikleri annelerimiz bir şey olduğunda mükemmel bir şekilde hatta falsolu bir şekilde kafamıza gözümüze atmaları..
erospuçocuğu şu oklarını düzgün at da insanlar tek bir sefer aşık olsun..
öyle bir duruma yol açıyor ki artık anlamış değilim tvde sigara alkol küfür yasak ama milletin karısına kızına yan bakmayı geçin yengesiyle ilişkiye girmesini veya birine tecavüz etmesini oda olmadı öpüşme sevişme sahnelerini öyle bir yayınlıyor ki alkol, sigara, küfür yasak ama bunlar serbest !
memleketimden insan manzaralarindan galip usta
haydarpaşa garında
1941 baharında
saat on beş.
merdivenlerin üstünde güneş
yorgunluk ve telâş
bir adam
merdivenlerde duruyor
bir şeyler düşünerek.
zayıf.
korkak.
burnu sivri ve uzun
yanaklarının üstü çopur.
merdivenlerdeki adam
-galip usta-
tuhaf şeyler düşünmekle
meşhurdur:
"kâat helvası yesem her gün" diye düşündü
5 yaşında.
"mektebe gitsem" diye düşündü
10 yaşında.
"babamın bıçakçı dükkânından
akşam ezanından önce çıksam" diye düşündü
11 yaşında.
"sarı iskarpinlerim olsa
kızlar bana baksalar" diye düşündü
15 yaşında.
"babam neden kapattı dükkânını?"
ve fabrika benzemiyor babamın dükkânına"
diye düşündü
16 yaşında.
"gündeliğim artar mı?" diye düşündü
20 yaşında.
"babam ellisinde öldü,
ben de böyle tez mi öleceğim?"
diye düşündü
21 yaşındayken.
"işsiz kalırsam" diye düşündü
22 yaşında.
"işsiz kalırsam" diye düşündü
23 yaşında.
"işsiz kalırsam" diye düşündü
24 yaşında.
ve zaman zaman işsiz kalarak
"işsiz kalırsam" diye düşündü
50 yaşına kadar.
51 yaşında "ihtiyarladım" dedi,
"babamdan bir yıl fazla yaşadım."
şimdi 52 yaşındadır.
işsizdir.
şimdi merdivenlerde durup
kaptırmış kafasını
düşüncelerin en tuhafına:
"kaç yaşında öleceğim?
ölürken üzerimde yorganım olacak mı?"
diye düşünüyor.
burnu sivri ve uzun.
yanaklarının üstü çopur.
denizde balık kokusuyla
döşemelerde tahtakurularıyla gelir
haydarpaşa garında bahar
sepetler ve heybeler
merdivenlerden inip
merdivenlerden çıkıp
merdivenlerde duruyorlar.
haydarpaşa garında
1941 baharında
saat on beş.
merdivenlerin üstünde güneş
yorgunluk ve telâş
bir adam
merdivenlerde duruyor
bir şeyler düşünerek.
zayıf.
korkak.
burnu sivri ve uzun
yanaklarının üstü çopur.
merdivenlerdeki adam
-galip usta-
tuhaf şeyler düşünmekle
meşhurdur:
"kâat helvası yesem her gün" diye düşündü
5 yaşında.
"mektebe gitsem" diye düşündü
10 yaşında.
"babamın bıçakçı dükkânından
akşam ezanından önce çıksam" diye düşündü
11 yaşında.
"sarı iskarpinlerim olsa
kızlar bana baksalar" diye düşündü
15 yaşında.
"babam neden kapattı dükkânını?"
ve fabrika benzemiyor babamın dükkânına"
diye düşündü
16 yaşında.
"gündeliğim artar mı?" diye düşündü
20 yaşında.
"babam ellisinde öldü,
ben de böyle tez mi öleceğim?"
diye düşündü
21 yaşındayken.
"işsiz kalırsam" diye düşündü
22 yaşında.
"işsiz kalırsam" diye düşündü
23 yaşında.
"işsiz kalırsam" diye düşündü
24 yaşında.
ve zaman zaman işsiz kalarak
"işsiz kalırsam" diye düşündü
50 yaşına kadar.
51 yaşında "ihtiyarladım" dedi,
"babamdan bir yıl fazla yaşadım."
şimdi 52 yaşındadır.
işsizdir.
şimdi merdivenlerde durup
kaptırmış kafasını
düşüncelerin en tuhafına:
"kaç yaşında öleceğim?
ölürken üzerimde yorganım olacak mı?"
diye düşünüyor.
burnu sivri ve uzun.
yanaklarının üstü çopur.
denizde balık kokusuyla
döşemelerde tahtakurularıyla gelir
haydarpaşa garında bahar
sepetler ve heybeler
merdivenlerden inip
merdivenlerden çıkıp
merdivenlerde duruyorlar.
genelde birçok ilaç dkotorlar tarafından tok karnına alınmasını tavsiye ederler.
hasta olduğum bugün ilacımın üstünde tok karnına yazıyor ve evde yiyecek bir şeyin olmaması dışardan bir şeyler söylemem gerekiyor...bunu yapmadan önce aklıma şu söz geldi:
"ilaç göndermeye karar vermiştik afrikaya ancak hepsinin üzerinde tok karnına yazıyordu..."
olan mükemmel bir charles bukowski sözü...
hasta olduğum bugün ilacımın üstünde tok karnına yazıyor ve evde yiyecek bir şeyin olmaması dışardan bir şeyler söylemem gerekiyor...bunu yapmadan önce aklıma şu söz geldi:
"ilaç göndermeye karar vermiştik afrikaya ancak hepsinin üzerinde tok karnına yazıyordu..."
olan mükemmel bir charles bukowski sözü...
bir çok kişinin hayal ettiği durumdur.kendileri bu hayata son noktayı koyamadığı için bir başka birisine ihtiyaç duyar.bir nevi intihar etmenin günahını bir başkasına attığını sanar.korkak.
kimilerine göre tek ve hür olmaktır.bana sorarsanız çok sıkıcıdır bunalıma sokar adamı.
"beni sevdiğini" diye tamamlanan cümle.
seslisi "güldürür", sessizi "öldürür" derim.
roportajı inceledim okudum gayet iyi şeyler yazılmış, anlatılmış.tebrikler bilgi sözlük!
başına "hayatını" kelimesini getirerek sorulduğunda evlenme teklifi yerine kullanılabilecek soru.
türkiyeye bir reklam için geldi geldiği gibi birde beyaz showa çıktı herkes tarafından konuşuldu.
örneğin;
türk kadını: megan fox çirkin lan!
türk erkeği: biscolatadaki tipler gay lan!
türk aynası: siz bana baksanıza bi!
örneğin;
türk kadını: megan fox çirkin lan!
türk erkeği: biscolatadaki tipler gay lan!
türk aynası: siz bana baksanıza bi!
bazen vazgeçmeyi bilmek gerekir yaşanmışlıkları güzel bırakabilmek için ayrılmakta bir vazgeçiştir.
gsnin 3.000 golünü ankaragücülü futbolcu kendi kalesine attı. durum 1-0 gs lehine.
mmkurabiye bugün sanırsam doğum günü öncelikle doğum günün kutluyalım daha sonra bugün işinde leyifli basit yormadan çabucak geçmesini istiyelim ki keyif alsın eğlensin dimi ama *
sonbahar adlı şarkısı muhteşemdir.
buda sözleri:
sonbahar
derdi nedir bu sonbaharın ,
neden soldurur gülleri ,
nerden bulur bu insanlar ben mutsuzken gülünecek şeyleri ..
derdi nedir bu sonbaharın,
neden soldurur gülleri ,
nerden bulur bu insanlar ben mutsuzken gülünecek şeyleri ..
tuhaflık bende biliyorum .
bir neden arıyorum unutmak için herşeyi .
unutmak için kendimi..
iki kelime yetiyor seni seven kalbi kırmaya ,
sonra roman yazsan ne fayda ..
iki adımda geçiyorsun yalnızlık denen tarafa ,
sonra dağlar aşsan ne fayda ..
iki kelime yetiyor seni seven kalbi kırmaya ,
sonra roman yazsan ne fayda ..
iki adımda geçiyorsun yalnızlık denen tarafa ,
sonra dağlar aşsan ne fayda ..
buda sözleri:
sonbahar
derdi nedir bu sonbaharın ,
neden soldurur gülleri ,
nerden bulur bu insanlar ben mutsuzken gülünecek şeyleri ..
derdi nedir bu sonbaharın,
neden soldurur gülleri ,
nerden bulur bu insanlar ben mutsuzken gülünecek şeyleri ..
tuhaflık bende biliyorum .
bir neden arıyorum unutmak için herşeyi .
unutmak için kendimi..
iki kelime yetiyor seni seven kalbi kırmaya ,
sonra roman yazsan ne fayda ..
iki adımda geçiyorsun yalnızlık denen tarafa ,
sonra dağlar aşsan ne fayda ..
iki kelime yetiyor seni seven kalbi kırmaya ,
sonra roman yazsan ne fayda ..
iki adımda geçiyorsun yalnızlık denen tarafa ,
sonra dağlar aşsan ne fayda ..
eşssiz bir eserleride gel ki şafaklar tutuşsundur.bunlarda sözleri:
gel ki şafaklar tutuşsun
karanlıklar içinden şafakla gel günle gel
kan ve barut içinden dirençle gel kinle gel
gel gülüm gel
yağmur sele dönende derelerden taş da gel
biz kavgaya girende sevdalara düş de gel
gel gülüm gel
doluşunca alanlar şehirde gel kırda gel
haykırınca zindanlar zincirleri kır da gel
gel gülüm gel
gel ki geceler çatlasın, gel ki şafaklar tutuşsun
bizim olsun alınterimiz hey
bizim olsun emeğimiz hey...
gel ki şafaklar tutuşsun
karanlıklar içinden şafakla gel günle gel
kan ve barut içinden dirençle gel kinle gel
gel gülüm gel
yağmur sele dönende derelerden taş da gel
biz kavgaya girende sevdalara düş de gel
gel gülüm gel
doluşunca alanlar şehirde gel kırda gel
haykırınca zindanlar zincirleri kır da gel
gel gülüm gel
gel ki geceler çatlasın, gel ki şafaklar tutuşsun
bizim olsun alınterimiz hey
bizim olsun emeğimiz hey...
engelsiz aslanlar dünya şampiyonu
galatasarayın engelsiz aslanları bir kez daha dünyaya en iyi olduklarını ve engelleri aştıklarını gösterdi hepsini canı gönülden kutluyorum.
galatasaray ts basketbol takımı, japonyanın kitakyushu kentinde 9.su düzenlenen kıtalararası kupanın final maçında ev sahibi miyagi max ile karşılaştı. mücadeleden 68-51lik skorla üstün ayrılan engelsiz aslanlar, üçüncü kez "dünya şampiyonu" oldu.
galatasaray tarihine bir kupa daha kazandıran engelsiz aslanlarımızı tebrik ederiz!
1. çeyrek: 14-11
2. çeyrek: 15-17 (29-28)
3. çeyrek: 26-12 (55-40)
4. çeyrek: 13-11 (68-51)
galatasarayın engelsiz aslanları bir kez daha dünyaya en iyi olduklarını ve engelleri aştıklarını gösterdi hepsini canı gönülden kutluyorum.
galatasaray ts basketbol takımı, japonyanın kitakyushu kentinde 9.su düzenlenen kıtalararası kupanın final maçında ev sahibi miyagi max ile karşılaştı. mücadeleden 68-51lik skorla üstün ayrılan engelsiz aslanlar, üçüncü kez "dünya şampiyonu" oldu.
galatasaray tarihine bir kupa daha kazandıran engelsiz aslanlarımızı tebrik ederiz!
1. çeyrek: 14-11
2. çeyrek: 15-17 (29-28)
3. çeyrek: 26-12 (55-40)
4. çeyrek: 13-11 (68-51)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?