boranepy

bu sabah sigaram bana bunu söyledi, bırakmadım bırakamadım onu...

uyuyabilen insan bu dünyaya ayak uydurabilmiş demektir, uyuyamayanlar aykırılardır ki akıllılardır... bu dünyaya ayak uydurabilmiş bir insanın da akıllı olduğunu iddia edeni acilen cennete yerleştirmek gerekir ki bizim zihinlerimizi bulandırmasın

hayat zaten kanserli bir hastanın hayat standartlarını iyileştirmeye çalışmaktan farksızdır ki, hep birşeyleri bekliyoruz... beklemeyelim yapalım ne olur!...

olmamaktan iyidir.

laf anlatsan anlamazlar, dövsen boy boy gazetelere afiş olursun, ziksen desem o bile hoşlarına gidiyor... baş edemeyeceğiz biz bunlarla... e gelelim çözüme. anlamaya çalışalım onları... zor ama imkansız değil

zaten onları anlamamız onları mutlu etmez, anlamaya çalışmamızdır önemli olan... tabi mutlu etmek istiyorsak.

(bana ne niye mutlu ediyim diyenlere : onlar mutsuz olduğu sürece bizi de mutsuz ederler... akıllı olmak lazım)

aşk başlı başına bencilliktir,

kimse sizin gördüğünüz gözlerle bakamaz, sizin gibi göremez. aşık olduğunu insanı da ilgilendiren bi kurum değildir aşk, sizle ilgilidir... aşık olan sizsinizdir... siz istediğiniz için öylesinizdir... bu husus geç fark edildiğinde başınıza çiğ tavuğun dahi başına gelmemiş olaylar gelecektir. ama nasihat yersizdir...

hayat.

bizzat sahip olduğunuz gözler tek kişilik oyundur, diğerleri sadece izleyici...

kişinin kendisi olabilmesi için eninde sonunda yüzleşeceği dalgadır. ne kadar geç yüzleşirsen o kadar derin olur yara, kabakulak gibin.

güzel vücutlu çıplak kadınlara karşı duyulan sevişme isteği.

bir süre kendini tutabilsen de gideceğin kata yaklaşmanla adamın suratına patlaman bir olur... artık dayak mı yersin adam da mı güler orası belli olmaz

en yakın meyhane nerede?

olması gerekendir, hiç açılmaması gereken partinin kapatılma davasıdır. tipitipten çıkanların başımıza açtıkları işlerin istenmeyen sonuçlarıdır bu dava...

ha bu arada derseniz ki halkımız bunu istiyordu normal bir cinsel ilişkidir bu, orada da halkımızın temyiz kudreti devreye girer... demokrasi şeriati de getiremez, anarşiyi de... demokrasinin sınırları kesin olmamakla beraber tabiki de bellidir.

kanun açık, iddianame sağlam, inşallah kapanır bu parti demenin türk ceza kanunundaki yargıya müdahale suçunu oluşturmayacağını umarak, ata’ma sonsuz sevgi ve saygılarımı iletirim.

"biz yaşıyoruz, biraz sessiziz ama korkma. kabuslar gördüğüne eminim, bize emanet ettin, güven... güvenin de bize güç verecek, genciz biz..."

iki evli kadın dışarı çıkarlar, içerler, çok eğlenirler...

tam eve dönecekken (eşşeğin kulağına su kaçırmadan dönülmez ya eve) bir bar tabelasında "tequila 3 ytl" görür, girer, kulağa su kaçana kadar içerler.

yeniden evlerine dönme girişimindeyken, yolda kaka (a.k.a bok, büyük abdest) neyse, kakalarının geldiğini fark ederler ve zıçacak bi yer bulamazlar...

yol karşısındaki mezarlığa zıçabiliriz derler, nasolsa kimse görmez orda. giderler zıçarlar. ama tualet kağıdı yoktur (haliyle) , biri donunu çıkartıp münasip yerini siler, donu atar.

öbürü kıyamaz donuna (victorias secret falan heralde, fıkra işte ) , ordaki çelenk çülünk bişeyden bi kağıt koparır, siler münasip yerini.

sabah olur, işbu karıların kocaları telefonlaşır...

koca 1 : olm benim karı çok fena aldatmış beni, eve bi geldim, sızmış kanepede, altında donu yok , deliricem , napıcam bilmiyorum...

koca 2 : lan salak, üzüldüğün şeye bak, benim karıya gerekeni yapmışlar bi de kıçına " seni asla unutmayacağiz " diye bi kağıt yapıştırmışlar

köylü yüzüklerin efendisidir

degaj

"tamam! birşey yemeyeceğim. zaten evde yemek yok"

kafası karışmış insanın gök taşı demek niyetiyle başladığı kelime çıkarma işleminin yarı yolunda meteor demeye karar vermesiyle çıkabilesi olası kelime.

amerika kimin öleceğine kimin kalacağına, yurdumuzda kimin iktidar olacağına, iç işlerimize bağırsaklarımıza kadar girmeye karar verdiğinden beri nedense aydın kesim (tabir-i kesinlikle caiz değil) sözüm ona demokrat oldu.

türban gericilik değil "özgürlük" oldu, bu durumda gericilik "özgürlük" oldu. neden adam öldürmeyi de "özgürlük" yapmıyoruz? (önümüzdeki yıllarda din polisinin el ele yürüyen güzel çiftlere yapacağı "özgürlük")

hukuk vardır ve yaşar, hukuk normları somut durumun niteliğini sorgulamak durumunda değildir. %40 olsun %50 olsun isterse %100 olsun, halkın çok sevdiği biri adam öldürdüğünde mahkemeler gözlerini mi kapatsın? yapılan saldırı laik türkiye cumhuriyeti’nedir ve saldıran kim ise yargılanır.

çoğu "aydın" zihnin komplo teorisi olarak nitelendirdiği, "gözümüze soka soka" oynanan bu oyunda. şah ve vezir’in çıkarları aynı ki aynı saftalar. piyonlar "şa(şey)h"’larının zaferi için gözlerini kırpmadan yapıyorlar hamlelerini.

umarım bu saldırılar teşebbüs aşamasında iken engellenir ve bizi hızla içerisine çeken bu karadeliğin yörüngesinde turumuzu tamamlayıp, ilmin ve bilmin ışığında yol alabilmeye devam ederiz.

(görünen köy’ün klavuzu işsiz kalmaya mahküm, kendine yeni bir iş buldu. alkolog oldu)

bordello mutlaka kötü bir şey yapmıştır ki ona gogol denmiştir.

(defol bora’dan çağrışılmıştır)

sarhoşken,

araba-motorsiklet kullanılmalı, karı-kız’a sarkılmalı, barlarda kavga çıkartılmalı, en yakın arkadaşlarını bezdirmeli, polis kapıya dayanıncaya kadar yüksek sesle müzik dinlenmeli, sokakta etrafta kimin olduğunu önemsemeden bağırarak küfredilmeli, oraya buraya işenilmeli, cebindeki para son kuruşuna kadar bitirilmeli, daha fazla içilmeli, kusulmalı, telefonla fütursuzca konuşulmalı, mokunla kavga edilinmeli, anlamsızca konuşulmalı, ota boka ağlanmalı, saçmalanmalı, nerede uyandığınızı anlayamayacağınız biyerde, kim olduğunu çıkaramayacağınız biriyle uyanılmalıdır ki,

deysin.