confessions

bloody mary

- Yazar -

  1. toplam entry 1675
  2. takipçi 1
  3. puan 65225

time is my everything

bloody mary
ian brown’un insana huzurla karışık hüzün veren garip şarkısı, solarized albümünün 2. şarkısı;

many moons have passed
since our paths last crossed
did you maybe lose your way?
’cause time is my everything

time is my everything
for you i’d do anything
under the sun

and child, don’t you fear anything
for all of the wicked men,
shall have to stand in line
i know you’re gonna see it in the fullness of time

i know you’re gonna see it in the fullness of time

so many moons have passed
since our paths last crossed
you’re gonna have to find a way,
time is my everything

time is my everything
for you i’d do anything
under the sun

child, don’t you fear anything
for even the greatest men,
shall have to stand in line
i know you’re gonna see it in the fullness of time

ain’t the devil happy
when two lovers break a bond they made?
happy ever after when two lovers come as one again

i know you’re gonna see it in the fullness of time..

medea

bloody mary
seneca tarafından da euripides medeia’sı medea olarak uyarlanmıştır..bu medea’da, medea’nın geçirdiği cinnet daha önplandadır, ve büyücü tarafı daha keskin olup, söyledikleri karşısında buz kestirir..
euripides medeia’sının çevirisine nazaran daha ağırdır çevirisi, antik yunan tanrıları, tanrıçaları, canavarları, coğrafyası daha çok geçer ve dipnot kısımlar oyunun iki misli kadar edebilir..yine de çok etkileyicidir..

gözlerimi kaparim vazifemi yaparım

bloody mary
birbirine çok zıt karakterli, beraber büyüyen iki arkadaşın; yaşadıkları zaman itibariyle, ülke içerisinde edindikleri yerleri acıklı bir güldürü niteliğinde ifade eden enfes haldun taner oyunu..
ilk kez, 1 ekim ’64 yılında oynanmıştır..
oyunun en güzel sahnelerinden birisi de kanımca, vicdani’nin cemalifer’in sevgisini kazanmak için, çikolatadan çıkan bayraklardan çin bayrağı olanını bulacağına söz verdikten sonraki sahnesidir..şöyleki;

vicdani- cemalifer, cemalifer, bütün pul koleksiyonumu satıp sana çin bayrağını buldum.

cemalifer- sen dünyanın en iyi kalpli çocuğusun vicdani.ama ben yine o keşkem suratlı efruz’u seviyorum, ne yapayım elimde değil.(ağlar)

vicdani- ağlama kardeşim.(o da ağlamaya başlar)

brokeback mountain

bloody mary
ilk gösterime girdiği an büyük patlama yapmıştır bu film..oscar alacak mı alamayacak mı diye bir ton kafa patlatılmıştı filan..çok büyük bir beklentiyle izlemiş olacağaım ki; filmi beğenmedim..oyunculuklar kötü değil, tam tersine seçilen oyuncular iyiler bu işte, ama eksik bir şeyler var sıkıcı olmaya başlıyor bir süre sonra, heyecanlandıramıyor seyirciyi..
yani buradan da çıkaracağımız bu oscar alma, almama sorunsalı amerikan insanının salaklığına dayanmakta yine, kovboydan eşcinsel olur mu diyen beyinler, bunu olağandışı buldukları için ödüle layık gördüler..

ağlayamamak

bloody mary
çok lanet bir dönemdir ağlayamama dönemi, götünüzü patlatsanız da olmaz işte..
sürekli yalnız kalıp ağlamak için uğraşmaktır..eninde sonunda ağlayacaksınızdır da bir de korkarsınız işte, bunun patlaması çok fena olur çünkü.bu sorunu çözmek için en uygun yöntem özlenen zamanlara ait fotoğraflara bakmaktır, bu işe kalkışmak biraz da göt ister aslında, dediğim gibi patlaması çok feci olur..

severek ayrılmak

bloody mary
arasıra içte oluşan o sikindirik yumru hissiyle uyanırsınız kötü bir güne, şu gün bitse de kurtulsam diye düşünürsünüz, ama daha çok vardır, öğlen bile olmamıştır..
sonra telefon çalar, gülümseyerek acele bir şekilde telefonu ararsınız, biliyorsunuz çünkü arayan ’o’ dur..kötü enerjinizi bir tarafa atıp, silkinerek, en içten şekilde ’canım’ diye açarsınız telefonu..’canım’ der o da, ’ne güzel canım diyor’ dersiniz içinizden..telefonun şarjı bozuk olduğu için ’şarjın var mı der’..evet dersiniz bol bol konuşabiliriz.-yüzyüze görüşülemeyen zamanlardır ve telefona talimsinizdir-
’düşündüm’ ile başlayan lanet birkaç cümle kurar, gözleriniz kararır, çıt çıkaramazsınız, kalp atışları yükselir..ve susar o, cevap bekler normal olarak, diyebileceğiniz tek şey ’peki’dir halbuki..peki dersiniz siz de..konuşma biter nihayetinde ve siz elde telefonla göt gibi kalakalırsınız oracıkta, bütün gün düşünürsünüz, hayal meyal söyledikleri canlanır kafanızda..ve işte o zaman ’kahretsin’ dersiniz, bunları söylemek için mi ’şarjın var mı’ diye sormuştu, kahretsin, keşke olmasaydı..
4 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol