derbi maçına gideceği gün biletleri elinden almak...
bir insanın hayatını ellerinde tutun bir insan. hele doğru kişiyle çalışıldığı zaman şahane olar, fakat kendisinin huyunu suyunu bilmediğiniz birisi olursa hiç çekilmez. bu danışmanlarda öyle kolay kolay herşeyi beğenmezler. 80 tane kaynak okuturlar, eğer suyuna gitmezseniz yazdığınız yazıyı da onaylatamazsınız. en iyisi adamı/kadını tanıyıp suyuna gitmek." siz tecrübelisiniz, benim için sizin tavsiyeleriniz çok önemli..." falan deyip azcık gözüne girin.
o kadar çok övdüler ki bu balıgı, sırf merakımdan alıp pişirdim. şu sıralar kilosu 12 lirayı bulan bir balık. aluminyum folyaya, dilimlenmiş soğanlarıda balığın içine kıstırıp, tuzlayıp sarıyorsunuz ve fırına atıp 35-40dk pişiriyorsunuz. kokusu enfes, balık bildiğimiz balık, sırf beyaz etli.
hayatimin hatasını yaparak 3g vodafon aldigim, servis.18 aylik taahutlu sözleşme imzalamak zorunda kaldim. 5gblik bir paketi asmadim, hatta en fazla 2gb kullanmis olmama ragmen gelen faturayla beni dehsete dusurduler:95,50 lira...en fazla 52lira gelmesi gerek demislerdi oysa, aglarına dusurmeden önce.
"hulya avsar soruyor" programinda hatirlayamadigim bir konuguyla sohbeti esnasinda, ne spor yaptigini sorar. "plates, yoga" cevabini alinca " isin icinde topa vurmak olmayinca ben ona spor demiyorum..." deyip ardindan da snowboard yaparken ayagini kirdigi ve bu yuzden de kendisine cok guldugum sanatcı. bir insanin sozleriyle yaptiginin farkli olmasi boyle birsey olsa gerek.
kpss 2010 (kamu personel secme sinavi)lisans mezunları için 10-11 temmuz 2010‘da, ortaogretim ve ön lisans mezunları icin 26 eylül 2010 tarihlerinde kpss yapılacaktir.http://www.osym.gov.tr
insanlar bu sinava bel baglar, dershanelere gider yada gece gunduz calisirlar; acilacak olan bir kadroya yerlestirilmek icin. ama nafile bu sinava bel baglarlar; cunku bilmezler ki adamına göre kadro açılıyor bu ülkede. ve siz sadece o kadroya basvurarak, alinacak olan kisinin demokratik bir yolla alinmasini sagliyorsunuz.gorunuste cok adil degil mi?mulakat yapiliyor ve eleniyorsunuz. sonrada kendinizi suclayip duruyorsunuz, ne kadar da salak oldugunuz uzerine. kendi kendinize kizarsiniz: ahhh biraz daha calissanız ne olurdu sanki!!!
ben soyleyeyim: hicbisey!!!
ben soyleyeyim: hicbisey!!!
daha once boyle bir gazetenin bile farkında degilken, birgun bu gazetenin yazarlarindan birinin beni aramasiyla, arayan bu kisinin kim oldugunu ne is yaptıgını merak etmemden kaynaklanan bir icguduyle bu gazeteden haberim olmus oldu.tesadufe bakin universiteden hocamin arkadasi cikti; o zaman anladim nereden tanisiyor olduklarini:cemaatten olsa gerek!!!!!!
avukat olan kuzenimin muvekkili olur kendisi ve dedigine gore de cok meshur bir gaymıs kendileri. "aaayy o benim eski sevgilim oluuurr...(bahsettigi kisi erkek)" seklinde konusan, ilk defa hande yener le yaptıgı duet ile tanıdıgım kisi. yaaa ilk basta kendisini pek de seksi bulmustummmmm....su hayatta hep de mi yanlıs erkek secicem be kardesimmmm!!!!...sansıma tercihlerimiz uyusmuyor.
iki bölüm bitirdim, yurtdışına erasmusla gittim, yetmedi yurtdısında master yapıyorum; ama nedense basarımı alese girerek kanıtlamak zorunda bırakıldıgım acınası sınav. ne kadar yuksek alsamda eger o enstitude tanıdık hocam yoksa hicbir zaman ise yaramayacak olan ve yok u zengin yaptıgımız sınav.bir sene de iki defa sinava girseniz 80 lira yapar ve binlerce ögrencide umut diye giriyor.hele gecen sonbahar döneminde o kadar calıstım, kuzenim ise sarhos girdi sinava ve benden yuksek puan aldı. neden? standart sapma notu yüzünden!!!illa yok bir pislik yapacak su ogrencilere yaaa...
evli ve cocuklu olusu yüzünden artık yaptıgı programlari erkenden bitirerek beni hayal kirikligina ugratan ama yine de cok sevdigim hatta bir o kadar da cekici buldugum sovmen.
<bkz okan bayulgen> okan bayulgen avatar’in aslinda calintı fikirler uzerine yapilmis hic bir ozgunlugunun olmadigini programinda ustune basa basa cizdi. ustelik, turkiye’deki film elestirmenlerinin neden bu konuyla alakali fikir getirmediklerine de serzeniste bulundu.ustelik soylediklerini kanitlarla da destekledi. acikcasi haksizda degil. ilk defa seyreden biri, esinlenme bir senaryo oldugunu anlar, diyelim ki anlamadiniz, hic degilse navi irkiyla kizilderililer arasindaki benzerligi de mi farketmediniz? senaryo tamamen ordan burdan surdan esinlenerek yazilmis. buna ragmen bilim kurgu filmlerinden hoslananlarin sevebilecegi tarz bir film.
aysenur yazicinin programinda cin den canli yayina baglanan cocuk sahibi olmak isteyen ve tasiyici anne vasitasi ile cocuk sahibi olan bir turk annenin
drami haftalarca konusuldu. dram dememin nedeni hem acikli hem komik olaylar ayni karede iç içe yeralmasindan. ortada acikli bir olay var oysa, fakat anlatan bayan öyle bir anlatiyor ki insan gülmekten kendini alamiyor.
__"simdi biz cok fazla cocuk istiyaz, ikimizde. burda da bi tane bizim arkadasimiz hanim var gulnur hanim, onnan beraber biz karar verdik kendisi ben sizin cocunuzu dassirim dedi!cocuk dogdu dediler.aradan baya bi zaman gecti, geldi!!!!(guluyor kadincagız bu kisimda)..aysenur hanim kendimi cok sanki boyle kendimi saf hissediyem, nasil decemi de bilmiyem.cocuk turk deel aysenur hanim.yani anlarsiniz, cocuk, cocugun gozleri cekik cocuk cinli!!!buna simdi icim isinmayi benim.sanki ben cocum deyim, yavrum deyem turkce, alismaya calisayim. cocuk oyle yuzume bakiyi aysenur hanim.sanki cince konussam cocuk tepki vercek gibi.sanki gani ondan gibi.bende ikisi arasinda kaldim.cok da bibek.en kotu alip buyutecem yani.ama korkiyem bu cocuk degisik ne bileyim cunku bunlar herseyi yiyalar burda. gorsen bocek yiyela, yilan yiyela. gecen gun gordum, cocuk yerde otururken bocege boyle sey sey bakiyi. allahim dusundukce ben fena oliyim yani.
__"size bi anne desin...sizin bi pesinizden kossun...düstügü zaman sizin adinizi söyleyerek aglasin.."
__"aysenur hanim vallahi billahi sanki cince konusacakmis gibi bakiyi yuzume yaaa..hic turkce konuscana inanamiyim valla billa inanamiyim yaaaa..."
drami haftalarca konusuldu. dram dememin nedeni hem acikli hem komik olaylar ayni karede iç içe yeralmasindan. ortada acikli bir olay var oysa, fakat anlatan bayan öyle bir anlatiyor ki insan gülmekten kendini alamiyor.
__"simdi biz cok fazla cocuk istiyaz, ikimizde. burda da bi tane bizim arkadasimiz hanim var gulnur hanim, onnan beraber biz karar verdik kendisi ben sizin cocunuzu dassirim dedi!cocuk dogdu dediler.aradan baya bi zaman gecti, geldi!!!!(guluyor kadincagız bu kisimda)..aysenur hanim kendimi cok sanki boyle kendimi saf hissediyem, nasil decemi de bilmiyem.cocuk turk deel aysenur hanim.yani anlarsiniz, cocuk, cocugun gozleri cekik cocuk cinli!!!buna simdi icim isinmayi benim.sanki ben cocum deyim, yavrum deyem turkce, alismaya calisayim. cocuk oyle yuzume bakiyi aysenur hanim.sanki cince konussam cocuk tepki vercek gibi.sanki gani ondan gibi.bende ikisi arasinda kaldim.cok da bibek.en kotu alip buyutecem yani.ama korkiyem bu cocuk degisik ne bileyim cunku bunlar herseyi yiyalar burda. gorsen bocek yiyela, yilan yiyela. gecen gun gordum, cocuk yerde otururken bocege boyle sey sey bakiyi. allahim dusundukce ben fena oliyim yani.
__"size bi anne desin...sizin bi pesinizden kossun...düstügü zaman sizin adinizi söyleyerek aglasin.."
__"aysenur hanim vallahi billahi sanki cince konusacakmis gibi bakiyi yuzume yaaa..hic turkce konuscana inanamiyim valla billa inanamiyim yaaaa..."
veliefendi mahallesinin içinde yine aynı adı taşıyan "veliefendi ilköğretim okulu" bulunmakta.
3 kasım 1982,solnechny(rusya) doğumlu rus buz patenci.7 kez rusya şampiyonu, 4 kez grand prix finalleri şampiyonu, 5 kez avrupa şampiyonu, 3 kez dünya şampiyonu olmuştur ve 2006 kış olimpiyatlarında altın madalya almış; dünyada arka arkaya dörtlü toeloop atabilen nadir erkeklerden biri.hatta tek erkek diyebilirim. buz patenine başlaması da çok ilginç olmuş. annesi çalışmak mecburiyetinde olduğundan evgeniye birilerinin bakması gerekiyormuş. fakat aile çok zengin olmadığından 4 yaşındayken çocuğu buz pateni kursuna vermiş. tabi orda keşfediliyor, ne de güzel oluyor.
kendisi amcamın kızı olmasına rağmen en son 6 yaşındayken gördüğüm kuzenim.yengem, zeki biri olduğunu 5 yaşına kadar emmiş olmasına bağlar.ve genel olarak "çok gönülsüz biri"dir diye kendisini tarif ederler.
bir hocamdan istediğim ve herkese yazdığı mektubun aynısını, üzerindeki isimi değiştirerek verdiği hiçbir işime yaramadığı yazı.diğer bir hocamdan istediğim de ise neden kendin yazıp imzalamıyorsun, çünkü yurtdışında türkiyedeki hiçbir akademisyenimizi tanımıyorlar, ben ingilteredeyken bu mektupları alıp açıp çöpe atıyorduk diye bahsettiği referans mektubu.
fransızca derslerini okulun müdür başyardımcısı makbule alsungur verirdi.ve eyy yarabbim, insan teneffüsü de alır mı? nefesimizi tutar ve bırakın dakikaları saniyeleri sayardık. " qui qui qui?" diye sınıfta bağırır, drakulanın kız kardeşini aratmazdı özellikle "fermez le livre..."dediğinde. buna rağmen çok sevdiğim fransızcayı ve ingilizceyi öğrendiğim okul.
yakın tarihte istanbul valisinin satışa çıkardığı çok değerli okullardan sadece bir tanesi. "sahibinden satılık" yazısını okulun kapısında görebilirsiniz. artık tarihe karışacak bir lise ve alan kişi istediği gibi kullanabilecek. turizm ve iş merkezi olarak kullanılacak bu güzide okul, ne yazık ki.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?