başlıklarda türkçe karakter kullanılmasını takdir ettiğim, bunun dışında diğer hiçbir sözlükten farkı olmayan bir sözlük. bir de çok giri yazılıyorlar elemanlar, çalışkanlar.
bugün izmitte afişini gördüm. saadet partisinden aday mı olmuş nedir.
en son bir filmin fragmanında bohemian rhapsodyi kullanan ve dikkat çeken film şirketi.
son birkaç gündür içimizi acıtmış sanatçımız. dualarımız onunla, inşallah aramıza geri döner.
kimi insanlar için gurur kaynağı.
queen konserlerinin kapanış parçası(ydı).
işin tuhafı, orhan pamukun edebi yeteneğini doyurucu ya da türk edebiyatı için kazanç olarak gören akademik kariyere sahip bir edebiyatçıya şu ana kadar rastlanamamış olunmasıdır.
orhan pamuk türk tarihi hakkında ipe sapa gelmez, uydurma bir takım açıklama yapınca, türkiyedeki bazı siyasi gruplar için büyük bir dayanak oluvermiştir. o gruplar için kaçırılmaz bir fırsat olarak görülmüştür. zira orhan pamuk o malum açıklamalarını yapmadan önce, şimdilerde onu savunan çoğunluğun, bu kişinin kitaplarını okudukları bile meçhuldür.
şahsen ben, orhan pamuka öncelerden iyi niyetle yaklaşırdım, kitaplarını okurken beğeni ölüçümün daima ağır basması için elimden geleni yapardım. ancak gördüm ki, orhan pamuk yaptığı edebiyatı ülkesi ve vatandaşları için değil, sadece kendi reklamı ve refahı için kullanıyor.
orhan pamukun yaptığı açıklamalardan sonra onu savunan kişilerin "aydın" kavramını düşünmelerini rica ediyorum.
aydın kimdir, ne yapar, toplumu nasıl etkiler...
işgalci ve hükmeden ülkelere karşı nasıl bir tavır takınır? hakkı yenen ve yıllardır mağdur olan ülkeleri nasıl kaleme alır?
ülkemizde bunu yapan edebiyatçılarımız var. ama tabii ki onlar, orhan pamuk gibi ön plana çıkamazlar, çıkarılmazlar. her zaman abdnin işgalci ve emparyalist tutumuna lanet okuyan insanların orhan pamuka büyük bir sevgiyle yaklaşmaları da ilginç. zira orhan pamuk abd denen ülke ne isterse onu yapan, gerek abd gerekse avrupaya hoş görünerek kitaplarını daha fazla sattırmak için elinden geleni yapan bir yazar.
peki orhan pamuk ülkesi için ne yaptı? bence hiçbir şey yapmadı...
burada düşünce özgürlüğü kavramını bir kenara koyarak yorum yapmak istiyorum. orhan pamuk açıklamalarıyla düşünce özgürlüğü hakkını kullanmadı, sadece kendisi ve sempatizanı olduğu ülkeler için bir oyun oynadı. bu oyunun adı da bana göre düşünce özgürlüğü değildir. bir edebiyatçının en büyük hakkı düşündüklerini özgürce ifade edebilmektir tabii, hepimiz bunun sonuna kadar arkasındayız. ancak düşünce özgürlüğü, vur-kaç taktiğiyle ortaya çıkıp, sonrasında açıklama bile yapamadan dış güçlere sığınmak değildir.
orhan pamuk, türk edebiyatının burjuva kanadının şişirmesi olan bir yazardır benim için.
ikinci bir salman rüşdü olma hevesinde.
ama yanlış yaptığının farkında değil ne yazık ki... türkiyedeki diğer kısım yazarlar gibi, mazlum edebiyatıyla batıya yanaşmanın derdinde.
bu yaptığı türk edebiyatını yüceltmez, sadece ön yargılara sebebiyet verir.
orhan pamuk türk tarihi hakkında ipe sapa gelmez, uydurma bir takım açıklama yapınca, türkiyedeki bazı siyasi gruplar için büyük bir dayanak oluvermiştir. o gruplar için kaçırılmaz bir fırsat olarak görülmüştür. zira orhan pamuk o malum açıklamalarını yapmadan önce, şimdilerde onu savunan çoğunluğun, bu kişinin kitaplarını okudukları bile meçhuldür.
şahsen ben, orhan pamuka öncelerden iyi niyetle yaklaşırdım, kitaplarını okurken beğeni ölüçümün daima ağır basması için elimden geleni yapardım. ancak gördüm ki, orhan pamuk yaptığı edebiyatı ülkesi ve vatandaşları için değil, sadece kendi reklamı ve refahı için kullanıyor.
orhan pamukun yaptığı açıklamalardan sonra onu savunan kişilerin "aydın" kavramını düşünmelerini rica ediyorum.
aydın kimdir, ne yapar, toplumu nasıl etkiler...
işgalci ve hükmeden ülkelere karşı nasıl bir tavır takınır? hakkı yenen ve yıllardır mağdur olan ülkeleri nasıl kaleme alır?
ülkemizde bunu yapan edebiyatçılarımız var. ama tabii ki onlar, orhan pamuk gibi ön plana çıkamazlar, çıkarılmazlar. her zaman abdnin işgalci ve emparyalist tutumuna lanet okuyan insanların orhan pamuka büyük bir sevgiyle yaklaşmaları da ilginç. zira orhan pamuk abd denen ülke ne isterse onu yapan, gerek abd gerekse avrupaya hoş görünerek kitaplarını daha fazla sattırmak için elinden geleni yapan bir yazar.
peki orhan pamuk ülkesi için ne yaptı? bence hiçbir şey yapmadı...
burada düşünce özgürlüğü kavramını bir kenara koyarak yorum yapmak istiyorum. orhan pamuk açıklamalarıyla düşünce özgürlüğü hakkını kullanmadı, sadece kendisi ve sempatizanı olduğu ülkeler için bir oyun oynadı. bu oyunun adı da bana göre düşünce özgürlüğü değildir. bir edebiyatçının en büyük hakkı düşündüklerini özgürce ifade edebilmektir tabii, hepimiz bunun sonuna kadar arkasındayız. ancak düşünce özgürlüğü, vur-kaç taktiğiyle ortaya çıkıp, sonrasında açıklama bile yapamadan dış güçlere sığınmak değildir.
orhan pamuk, türk edebiyatının burjuva kanadının şişirmesi olan bir yazardır benim için.
ikinci bir salman rüşdü olma hevesinde.
ama yanlış yaptığının farkında değil ne yazık ki... türkiyedeki diğer kısım yazarlar gibi, mazlum edebiyatıyla batıya yanaşmanın derdinde.
bu yaptığı türk edebiyatını yüceltmez, sadece ön yargılara sebebiyet verir.
bölücülere, terör yandaşı bağımsız adaylara, yolsuzluk yapanlara, dini siyasete alet edenlere mezar olması dilenen seçimlerdir.
ideolojik bir tercih tapmış alevi kişidir. aslında insanları alevi-sünni diye ayırmak da yanlış. aklıma hemen şu cümle gelir; peygamberimiz zamanında alevi-sünni diye bir ayrım mı vardı. neden insanlar kutuplaştırılmak istenir? sünni birinin aleviyle evlenemesi günahmış!. bu tanım da ona benzemiş biraz. alevi ülkücü... ona bakarsak fatih sultan mehmet zamanı yaşanan olaylarda katledilen türkmen aleviler yüzünden, şimdiki alevi vatandaşlarımız bu büyük padişah için kötü hisler mi duyumsamalı? bu ülkede geçmişte bir şeyler yaşanmış olabilir, ancak bazı az gelişmiş insanların sebep olduğu bu olaylar kitlelerin kutuplaşması için kullanılırsa, alevi ülkücü-kürt ülkücü gibi tanımlamalar da peydahlanır ve toplumda şiddet ayrımcılığı körüklenir. herkes biribirne önyargıyla bakıyor nedense. toplumdaki en büyük ayrım da burdan çıkıyor.
queen üyelerinden brian may ve roger taylorın daha queen piyasada yokken-queen kurulmamışken tim staffell ile birlikte oluşturdukları gruptur ayrıca.
geçmişte bazı konserlerinde kendisini tahrik ettiğini iddia ettiği birkaç dinleyicisine sahne üstünden süperman gibi uçup tekme tokat dalmışlığı olsa da, o her zaman glam türünün karizmasıdır, bizim de sevdiğimizdir (bu görüntüler youtubedan izlenebilir). gunnerlara attığı en büyük kazık slahs ile kavgalı olmasıdır. onun haricinde bu adamın sesi ne başkalarına benzer, ne de başkaları bu adam gibi söyleyebilir. herkes gnr çalabilir ama söyleyemez.
insana başka bir şarkı yapması için ilham verebilecek derinlikte mükemmel bir queen eseri.
artık sabırsızlık ötesi bir his yoğunluğuyla beklenen gnr albümü. albüm demosundan çoğu şarkıyı duymayan kalmadı zaten. bu albüm için çok ince eleyip sık dokuyor olabilirler, axl bunu yapar. ama geç kalıyor sürekli, daha ne kadar beklesin gunner tayfası.
gnrnin beklenen ama bir türlü gelmesi nasip olmayan yepyeni albümünün çok hoş bir parçasıdır. özellikle de axlin farklı yorumu, beklenenin ötesinde iyi olan gitar solosu ve davul ritmleri gayet iyi.
(bkz: there was a time )
king crimson için duyulan hayranlığı her dinleyişte katlanarak arttıran mükemmel bir şarkı. nasıl böylesine hissettirebiliyor; gerek müziği olsun, gerekse yorumuyla...
rock n cokeun bu sneeki en akıllı hamlesi olan grup. birçok kişinin belki de rncye gitme sebebi olacaktır.
temmuz ayında genişletilmiş baskısı büyük bir oranda çıkacak olan iyi bir orkun uçar fantastik romanı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?