revenge of the fallen, bu akşam saat 20:00de atvde yayınlanacak.
90larda gazete binası havaya uçurulmuş, bazı çalışanları ortadan kaybolmuş yayın organı.
#1018458
ilk paragraftaki değerlendirmelere "eyvallah..." diyelim öncelikle.
bir açıklama: vaktiyle houston houston houston diyerek, entryleriyle ilgili değerlendirmelerde nick başlığının kullanımının doğru olmadığını düşündüğünü ifade eden hatta bu sebeple bazı entrylerde kendisi ile ilgili yanlış anlaşılmalardan kaynaklanan, yanlış olduğunu düşündüğü ifadelere dahi açıktan (bazen houstondan da) cevap vermeyen bilgiçtir.
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
allah’ın varlığını inkâr edenler yok mu? ve daha neler... "kürtler yoktur, kürtçe yoktur" demek değildir ki bu #1018413
imam hatipler, ilahiyat fakületleri, imamlar var diye imana mı geldi kâfirler?
adalet bakanlığı var diye adalet mi var, adı savunma bakanlığı diye pentagon’un faaliyetleri meşru mu, adında islam geçiyor diye iran islam’a çok mu uygun bir şekilde dizayn edilmiş falan diye uzatmayacağım.
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
kısmında ifade etmeye çalıştığım:
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:bu memlekette dogu illerindeki universitelerde "kurdoloji" fakulteleri devlet eli ile kurulurken bu halen neyin inkaridir? :--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
cümlesinde dile getirilen görüşlerin, bir şeyin aslında olduğu veya olmadığının ölçüsünün/değerlendirmesinin, o şeyle ilgili kurumlar, düzenlemelerden bağımsız olabileceğidir.
aa, ilahiyat fakültesi var lan. bak azizim bir de allaha inanmıyorsun sen, aa çok ayıp. hadi, eşhedu...
yok böyle bir şey...
aynı şekilde, bir zamanlar fransadaki pek meşhur olan ve bizi hop oturtup hop kaldırtan kürdoloji enstitülerinin türkiyede açılıyor olması, kürt dili ve edebiyatı bölümlerinin açılması, fikir değiştirmek için yeter sebep değildir nazarımda.
söylemeye gerek/sebep var mı bilmiyorum ama söylemiş olayım: elhamdülillah müslümanım; bana göre allah vardır, birdir(uzatmayacağım). bir başkasına göre yoktur. bana göre çok yanlıştır bu düşünce ve hatta allah kurtarsındır.
gelelim adalet ve savunma bakanlıklarına...
sırf adında adalet kelimesi geçiyor diye her ülkede, bu bakanlığın adaletin tecelli etmesine vesile olduğu söylenemez.
adı "savunma" diye de her ülkedeki savunma bakanlığı emperyalist, zorba olmayıp sadece ülkesini sanumya odaklıdır, denemez.
bu misalleri ne için vermiş idik? osmanlı ve hatta 1. tbmm belgelerinde kürdistan deyiminin kullanılmasının, kürdistan diye ayrı (bir çeşit özerk) bir yer olduğu anlamına gelmediğine delil olarak göstermek için. o ifade, sadece ve sadece kürtlerin yaşadıkları yerler anlamında kullanılmıştır. bir mantıkla, "e orada kürtler yaşıyorsa, orası kürdistandır be hacı" da denebilir. bunun sonu yok... (bu cümle hiçbir şekilde herhangi bir yazar ve entrysini kastetmemekte, bu açıklama da kesinlikle ironi içermemektedir.)
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
biz de olmayan dile öpücük veriyoruz. türkçe, arapça ve ağırlıklı olarak da farsçadan oluşan bir dil.
bu dilde yazılı, sözlü bazı eserlerin olması, onun kendi başına bir dil olduğunu göstermez. bu ırkçı ya da inkârcı bir söylem değildir.
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
ifadelerinde bir sorun olabilir. "olmayan bir dil..." derken aslında bilinen anlamda, kendi başına, bağımsız, özgün bir kürtçenin olmadığı ifade edilmek istenmiştir. kürtçe elbette vardır ve türkiye, iran, ırak, suriye (türk, arap ve fars üçgeni) topraklarında milyonlarca konuşanı da vardır.
yapmaya çalıştığım şey kürtleri ya da kürtçeyi inkar etmek değil.
yüzyılların feodal yapısı, coğrafi/kültürel/siyasi nedenleriyle "oluşmuş" bir şey olduğunu ifade etmektir. kürtler ve kürtçe bir realitedir ama onu coğrafi/siyasi/kültürel sebeplerle oluşturan harmanın üzerinden emperyalizm de geçerek bugün bu sosyolojik olguyu siyasi ve etnik, bir başka realiteye dönüştürmektedir. günlük kullanımda var olan ve yaşayan bir dil, edebiyatıyla, sanatıyla bir etnisitenin inşasında harç olarak kullanılıyor ve bu da "kâmil bir dil" diyemeyeceğimiz kürtçenin ihyası yoluyla gerçekleştiriliyor.
bir vatandaş olarak bana ne diyebilirim ama hâlâ ve herşeye rağmen dememeye çalışıyorum, hepsi bu.
türkçeden arap, fars ve diğer dillerden gelen kelimeler çıkarıldığında ya da bin yıl öncesine gidildiğinde hâlâ bir türkçe vardır. türkçeyi inkâr etmek, kafasını kuma gömen devekuşu gibi davranmaktır.
"(dini veya etnik) azınlıkların -ki kürtler de bu grupta ifade edilmiştir aynı mahfillerce- hakları çiğneniyor" diye yıllarca ensemizde boza pişiren avrupa birliğinin kalbi brükselin "ana dilde eğitimden vazgeçeceği, bu uygulamanın ulusal birliği zedelediği" haberi üzerine girilen entry #1018413 ile başladı tüm bu yazılar ve o haber yalan değil ki, yalanlanmadı bildiğim kadarıyla.
son cümle: kürtleri ve kürtçeyi inkâr etmedim, etmiyorum. kimsenin etnik kökenini sorgulamadığım gibi bundan ya da dilinden dolayı onu (bölücü olduğunu söylemek gibi) itham etmedim, etmiyorum.
ilk paragraftaki değerlendirmelere "eyvallah..." diyelim öncelikle.
bir açıklama: vaktiyle houston houston houston diyerek, entryleriyle ilgili değerlendirmelerde nick başlığının kullanımının doğru olmadığını düşündüğünü ifade eden hatta bu sebeple bazı entrylerde kendisi ile ilgili yanlış anlaşılmalardan kaynaklanan, yanlış olduğunu düşündüğü ifadelere dahi açıktan (bazen houstondan da) cevap vermeyen bilgiçtir.
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
allah’ın varlığını inkâr edenler yok mu? ve daha neler... "kürtler yoktur, kürtçe yoktur" demek değildir ki bu #1018413
imam hatipler, ilahiyat fakületleri, imamlar var diye imana mı geldi kâfirler?
adalet bakanlığı var diye adalet mi var, adı savunma bakanlığı diye pentagon’un faaliyetleri meşru mu, adında islam geçiyor diye iran islam’a çok mu uygun bir şekilde dizayn edilmiş falan diye uzatmayacağım.
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
kısmında ifade etmeye çalıştığım:
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:bu memlekette dogu illerindeki universitelerde "kurdoloji" fakulteleri devlet eli ile kurulurken bu halen neyin inkaridir? :--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
cümlesinde dile getirilen görüşlerin, bir şeyin aslında olduğu veya olmadığının ölçüsünün/değerlendirmesinin, o şeyle ilgili kurumlar, düzenlemelerden bağımsız olabileceğidir.
aa, ilahiyat fakültesi var lan. bak azizim bir de allaha inanmıyorsun sen, aa çok ayıp. hadi, eşhedu...
yok böyle bir şey...
aynı şekilde, bir zamanlar fransadaki pek meşhur olan ve bizi hop oturtup hop kaldırtan kürdoloji enstitülerinin türkiyede açılıyor olması, kürt dili ve edebiyatı bölümlerinin açılması, fikir değiştirmek için yeter sebep değildir nazarımda.
söylemeye gerek/sebep var mı bilmiyorum ama söylemiş olayım: elhamdülillah müslümanım; bana göre allah vardır, birdir(uzatmayacağım). bir başkasına göre yoktur. bana göre çok yanlıştır bu düşünce ve hatta allah kurtarsındır.
gelelim adalet ve savunma bakanlıklarına...
sırf adında adalet kelimesi geçiyor diye her ülkede, bu bakanlığın adaletin tecelli etmesine vesile olduğu söylenemez.
adı "savunma" diye de her ülkedeki savunma bakanlığı emperyalist, zorba olmayıp sadece ülkesini sanumya odaklıdır, denemez.
bu misalleri ne için vermiş idik? osmanlı ve hatta 1. tbmm belgelerinde kürdistan deyiminin kullanılmasının, kürdistan diye ayrı (bir çeşit özerk) bir yer olduğu anlamına gelmediğine delil olarak göstermek için. o ifade, sadece ve sadece kürtlerin yaşadıkları yerler anlamında kullanılmıştır. bir mantıkla, "e orada kürtler yaşıyorsa, orası kürdistandır be hacı" da denebilir. bunun sonu yok... (bu cümle hiçbir şekilde herhangi bir yazar ve entrysini kastetmemekte, bu açıklama da kesinlikle ironi içermemektedir.)
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
biz de olmayan dile öpücük veriyoruz. türkçe, arapça ve ağırlıklı olarak da farsçadan oluşan bir dil.
bu dilde yazılı, sözlü bazı eserlerin olması, onun kendi başına bir dil olduğunu göstermez. bu ırkçı ya da inkârcı bir söylem değildir.
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
ifadelerinde bir sorun olabilir. "olmayan bir dil..." derken aslında bilinen anlamda, kendi başına, bağımsız, özgün bir kürtçenin olmadığı ifade edilmek istenmiştir. kürtçe elbette vardır ve türkiye, iran, ırak, suriye (türk, arap ve fars üçgeni) topraklarında milyonlarca konuşanı da vardır.
yapmaya çalıştığım şey kürtleri ya da kürtçeyi inkar etmek değil.
yüzyılların feodal yapısı, coğrafi/kültürel/siyasi nedenleriyle "oluşmuş" bir şey olduğunu ifade etmektir. kürtler ve kürtçe bir realitedir ama onu coğrafi/siyasi/kültürel sebeplerle oluşturan harmanın üzerinden emperyalizm de geçerek bugün bu sosyolojik olguyu siyasi ve etnik, bir başka realiteye dönüştürmektedir. günlük kullanımda var olan ve yaşayan bir dil, edebiyatıyla, sanatıyla bir etnisitenin inşasında harç olarak kullanılıyor ve bu da "kâmil bir dil" diyemeyeceğimiz kürtçenin ihyası yoluyla gerçekleştiriliyor.
bir vatandaş olarak bana ne diyebilirim ama hâlâ ve herşeye rağmen dememeye çalışıyorum, hepsi bu.
türkçeden arap, fars ve diğer dillerden gelen kelimeler çıkarıldığında ya da bin yıl öncesine gidildiğinde hâlâ bir türkçe vardır. türkçeyi inkâr etmek, kafasını kuma gömen devekuşu gibi davranmaktır.
"(dini veya etnik) azınlıkların -ki kürtler de bu grupta ifade edilmiştir aynı mahfillerce- hakları çiğneniyor" diye yıllarca ensemizde boza pişiren avrupa birliğinin kalbi brükselin "ana dilde eğitimden vazgeçeceği, bu uygulamanın ulusal birliği zedelediği" haberi üzerine girilen entry #1018413 ile başladı tüm bu yazılar ve o haber yalan değil ki, yalanlanmadı bildiğim kadarıyla.
son cümle: kürtleri ve kürtçeyi inkâr etmedim, etmiyorum. kimsenin etnik kökenini sorgulamadığım gibi bundan ya da dilinden dolayı onu (bölücü olduğunu söylemek gibi) itham etmedim, etmiyorum.
appleın tahtından ettiği firma. ne oldum dememeli ne olacağım demeli.
ya bir de teğet geçmeseydi nice olurdu halimiz. bir buçuk milyon kişi işini kaybetti, ekonomi % 6 küçüldü.
babacan ve genel başkan yardımcınız neden ortalığı kızıştırdı o halde, diye sormak lazım kendisine.
istanbul dışındayken nasıl yanardım katılamadığıma, iki yıldır burada olmama rağmen hiçbir zirveye katılamadım. bu defakine inşallah diyelim...
#1018444
çok yanlış olabilir paylaştıklarım. hamam böceğinden tiksindiğim kadar tiksinirim faşizmden. aynı şiddette olmak üzere bölücülükten de. bunun dışında sürçi lisan etmiş olabilirim, maksadımı aşmış olabilirim. eleştiriye de açığım, varsa hatamı kabullenmeye de.
fakat...
allah’ın varlığını inkâr edenler yok mu? ve daha neler... "kürtler yoktur, kürtçe yoktur" demek değildir ki bu #1018413
imam hatipler, ilahiyat fakületleri, imamlar var diye imana mı geldi kâfirler?
adalet bakanlığı var diye adalet mi var, adı savunma bakanlığı diye pentagon’un faaliyetleri meşru mu, adında islam geçiyor diye iran islam’a çok mu uygun bir şekilde dizayn edilmiş falan diye uzatmayacağım.
kürtlerin ve kürtçenin de hali hazırda mevcut olması, bir çeşit origin of the species yapmaktan alıkoymamalı bizi ya da en azından bunu yapan yaftalanmamalı.
sözde kürdistan’ın, aslında olduğu bile savunulabilir. ki osmanlı belgelerinde geçer bu deyim, hatta 1. tbmm kayıtlarında! lazistan falan da vardır bu belgelerde. o belgelerde o ifadenin kullanılmış olması, onun var olduğu anlamına gelmez. coğrafi, yerleşimle ilgili bir ifadedir ve o yörede kürtlerin yaşadığını kasteder.
bize göre kktc diye bir devlet vardır, dünyanın birçok ülkesine göre yoktur. e orda işte! de facto olarak var 40 küsur yıldır ve 30 küsur yıldır da devlet olarak ilan edilmiş. ermeni soykırımı birçok ülkenin parlamentosunun aldığı karara göre vardır ve suçlusu da biziz. bize göre ise yalandır, iftiradır; yoktur öyle bir şey.
bir dile başka dillerden kelime girmesi, o dilin aslında olmadığı anlamına gelmez elbette. burada, dilin içerdiği kelimelerin kaçta kaçının yabancı olduğu önemli. bunlar vareste tutulduktan sonra ortada o dile ait birşeyler kalıyor mu? mesele budur. oturgaçlı götürgeç gibi öz türkçe saçmalıklarından bahsetmiyorum. kürtçeyi hiç duymamış, dinlememiş değilim. biraz klasik türkçe bilen, çok az bir çabayla kürtçeyi anlayabilir ve biraz daha çabayla konuşabilir de.
bir bahiste dersim kelimesinin farsça gümüş kapı (der:kapı, sim: gümüş) anlamına geldiğini, bazılarının bu adı bir çeşit farklılık/baş kaldırma vb nedenlerle kullanırken aslında farisilik yaptıklarının bilincinde olmadıklarını ifade etmeye çalışmıştım.
tıpkı cola turka içip coca cola’ya para kazandırmak istemeyen ama bu yolla da patent hakları sebebiyle coca cola’ya para kazandırdığının farkında olmayanlar gibi.
tıpkı internette "sözde" islamcı, komünist/devrimci/sosyalist, anarşist vb yayınlar yapıp can düşmanları abd’ye para kazandıranlar gibi...
her kürt’ü potansiyel terörist görmek gibi bir gaflete düşmedim hiç. yabancı dil öğrenen, hazırlık/kurs görenler bilir, yapmışlardır belki. newsweek ya da time’a abone olma, turkish daily news gibi yayınları okuma... dediğim, kürt dili ve edebiyatı okuyanların pratik yapmak için okuyacakları aktüel, günlük yayınların büyük kısmının bölücü olduğudur. trt’nin ya da cemaatin dünya tv’sinin dışında pkk ideolojisine ya da bölücülüğe göz kırpmayan yayın var mıdır bilmiyorum. hatta trt ve dünya tv’nin kaşının gözünün oynamadığından da emin değilim, bilmiyorum. bakın suçlamıyorum, sadece bilmiyorum diyorum.
yaptığım ne koskoca bir halkı ne de konuştukları dili aşağılamak, yok saymak değildir. kimseye salak demek de değil amacım.
misalle gidelim... çok sevdiğim, tüylerimi diken diken eden alevi deyişleri ve ritüellerinin, içinde bilindik islam anlayışının dışında şeyler barındırdığını söylemek, bu inancı islam dışı göstermek değildir. bu inancın hangi ortamlarda ve hangi şartlar içinde oluştuğunu söylemek buna dikkat çekmeye çalışmaktır. alevileri ve bu inancı yok saymak aşağılamak da değildir.
şu sebeple bu misali verdim ki: alevilik de bugün bazı çevrelerce islam dışı gösterilmeye çalışılıyor, tıpkı kürtler gibi. ve yine alevilik meselesinde de arap, farisi ve türk etkileri çok belirgindir. bu üçünü çıkardığınızda geriye ne kalır alevilikte? yine bu üçünü çıkardığınızda geriye ne kalır kürtlükte/kürtçede? dediğim bundan ibarettir. gerisi millet, devlet gibi tanımlarda farklılaştırılır değişik anlamlar yükleyerek.
kültürel olarak kürtçe konuşmalarında, yazmalarında hiçbir sıkıntı yok. kendilerini kürt olarak ifade etmelerinde de öyle. kürtler ölsün gebersin diye anlaşıldıysam üzgünüm ve kastım kesinlikle bu değil.
at izinin it izine karıştığı bir devir ve bu mesele de tam olarak öyle. belki temel’in "ormanı görüyor musun?" dediğinde, "ağaçlardan bir şey göremiyorum" diye cevap veren dursun gibiyizdir. ben temel olabilirim, siz de dursun olabilirsiniz ya da tam tersi.
bu dil (kürtçeyi kastetmiyorum) bizim değil, bu oyun bizim değil; oynuyoruz sadece.
çok yanlış olabilir paylaştıklarım. hamam böceğinden tiksindiğim kadar tiksinirim faşizmden. aynı şiddette olmak üzere bölücülükten de. bunun dışında sürçi lisan etmiş olabilirim, maksadımı aşmış olabilirim. eleştiriye de açığım, varsa hatamı kabullenmeye de.
fakat...
allah’ın varlığını inkâr edenler yok mu? ve daha neler... "kürtler yoktur, kürtçe yoktur" demek değildir ki bu #1018413
imam hatipler, ilahiyat fakületleri, imamlar var diye imana mı geldi kâfirler?
adalet bakanlığı var diye adalet mi var, adı savunma bakanlığı diye pentagon’un faaliyetleri meşru mu, adında islam geçiyor diye iran islam’a çok mu uygun bir şekilde dizayn edilmiş falan diye uzatmayacağım.
kürtlerin ve kürtçenin de hali hazırda mevcut olması, bir çeşit origin of the species yapmaktan alıkoymamalı bizi ya da en azından bunu yapan yaftalanmamalı.
sözde kürdistan’ın, aslında olduğu bile savunulabilir. ki osmanlı belgelerinde geçer bu deyim, hatta 1. tbmm kayıtlarında! lazistan falan da vardır bu belgelerde. o belgelerde o ifadenin kullanılmış olması, onun var olduğu anlamına gelmez. coğrafi, yerleşimle ilgili bir ifadedir ve o yörede kürtlerin yaşadığını kasteder.
bize göre kktc diye bir devlet vardır, dünyanın birçok ülkesine göre yoktur. e orda işte! de facto olarak var 40 küsur yıldır ve 30 küsur yıldır da devlet olarak ilan edilmiş. ermeni soykırımı birçok ülkenin parlamentosunun aldığı karara göre vardır ve suçlusu da biziz. bize göre ise yalandır, iftiradır; yoktur öyle bir şey.
bir dile başka dillerden kelime girmesi, o dilin aslında olmadığı anlamına gelmez elbette. burada, dilin içerdiği kelimelerin kaçta kaçının yabancı olduğu önemli. bunlar vareste tutulduktan sonra ortada o dile ait birşeyler kalıyor mu? mesele budur. oturgaçlı götürgeç gibi öz türkçe saçmalıklarından bahsetmiyorum. kürtçeyi hiç duymamış, dinlememiş değilim. biraz klasik türkçe bilen, çok az bir çabayla kürtçeyi anlayabilir ve biraz daha çabayla konuşabilir de.
bir bahiste dersim kelimesinin farsça gümüş kapı (der:kapı, sim: gümüş) anlamına geldiğini, bazılarının bu adı bir çeşit farklılık/baş kaldırma vb nedenlerle kullanırken aslında farisilik yaptıklarının bilincinde olmadıklarını ifade etmeye çalışmıştım.
tıpkı cola turka içip coca cola’ya para kazandırmak istemeyen ama bu yolla da patent hakları sebebiyle coca cola’ya para kazandırdığının farkında olmayanlar gibi.
tıpkı internette "sözde" islamcı, komünist/devrimci/sosyalist, anarşist vb yayınlar yapıp can düşmanları abd’ye para kazandıranlar gibi...
her kürt’ü potansiyel terörist görmek gibi bir gaflete düşmedim hiç. yabancı dil öğrenen, hazırlık/kurs görenler bilir, yapmışlardır belki. newsweek ya da time’a abone olma, turkish daily news gibi yayınları okuma... dediğim, kürt dili ve edebiyatı okuyanların pratik yapmak için okuyacakları aktüel, günlük yayınların büyük kısmının bölücü olduğudur. trt’nin ya da cemaatin dünya tv’sinin dışında pkk ideolojisine ya da bölücülüğe göz kırpmayan yayın var mıdır bilmiyorum. hatta trt ve dünya tv’nin kaşının gözünün oynamadığından da emin değilim, bilmiyorum. bakın suçlamıyorum, sadece bilmiyorum diyorum.
yaptığım ne koskoca bir halkı ne de konuştukları dili aşağılamak, yok saymak değildir. kimseye salak demek de değil amacım.
misalle gidelim... çok sevdiğim, tüylerimi diken diken eden alevi deyişleri ve ritüellerinin, içinde bilindik islam anlayışının dışında şeyler barındırdığını söylemek, bu inancı islam dışı göstermek değildir. bu inancın hangi ortamlarda ve hangi şartlar içinde oluştuğunu söylemek buna dikkat çekmeye çalışmaktır. alevileri ve bu inancı yok saymak aşağılamak da değildir.
şu sebeple bu misali verdim ki: alevilik de bugün bazı çevrelerce islam dışı gösterilmeye çalışılıyor, tıpkı kürtler gibi. ve yine alevilik meselesinde de arap, farisi ve türk etkileri çok belirgindir. bu üçünü çıkardığınızda geriye ne kalır alevilikte? yine bu üçünü çıkardığınızda geriye ne kalır kürtlükte/kürtçede? dediğim bundan ibarettir. gerisi millet, devlet gibi tanımlarda farklılaştırılır değişik anlamlar yükleyerek.
kültürel olarak kürtçe konuşmalarında, yazmalarında hiçbir sıkıntı yok. kendilerini kürt olarak ifade etmelerinde de öyle. kürtler ölsün gebersin diye anlaşıldıysam üzgünüm ve kastım kesinlikle bu değil.
at izinin it izine karıştığı bir devir ve bu mesele de tam olarak öyle. belki temel’in "ormanı görüyor musun?" dediğinde, "ağaçlardan bir şey göremiyorum" diye cevap veren dursun gibiyizdir. ben temel olabilirim, siz de dursun olabilirsiniz ya da tam tersi.
bu dil (kürtçeyi kastetmiyorum) bizim değil, bu oyun bizim değil; oynuyoruz sadece.
#1018420
anne, babası, akrabaları özel ortamlarda kürtçe konuşan kişidir kendisi. köye gidiş gelişlerinde amcaoğluna sora sora bir şeyler öğrenmiş, konuşulanları anlamaktadır bir parça.
çevresinde bir tane dahi bölücü/kürtçüye de rastlamamış tam tersine ezici çoğunluğu mhpli ya da milliyetçidir. imdi bu ifade de "bakın ben de aslında ne cici vatandaşım" demeye çalışmak değildir.
kürt/kürtlük/kürtçe ayrı bölücülük/eşkiyalık ayrıdır. karadeniz ağzı ya da lazca toplumda neredeyse hiç olumsuz tepki görmez hatta pek sevimli bulunur. nedenini terör, şiddet unsurlarıyla hiç yanyana gelmemiş olmasında aramak lazım. buraya dikkat!..
bağırmadan ilan ettiği evet ırkçı ya da inkârcı olmadığıdır. bir pazarlama/satış için gittiği evde dahi ev sahibiyle atışmıştır, muhtemelen o zaman da "kürtçü" olmuştur. halbuki tek derdi, "sen gakgoşsun, elazığ milliyeçidir" deyip "tüm" kürtlere saydıran ev sahibine ağzının payını vermektir ve de vermiştir.
saydırdığı, kürtler ya da kürtçe değil bunların emperyal amaçlar doğrultusunda istismar edilmesidir. evet kürtçe diye bir dil yoktur. yazı dili zaten yoktur. 70lerde kgb tarafından hazırlanan alfabe ile ardından içte-dışta özenle, inatla pompalanan şiddet/propaganda ile günümüze gelmiştir. biraz bilirim, konuşulanların büyük kısmına farsça lan bu, türkçe lan bu, arapça lan bu demek mümkündür, filolog olmaya gerek yok.
birileri, "ben kürdüm" diyorsa ona "hayır sen eskimosun, ayrıca annen de bir melekti" diyecek değiliz. dilim de kürtçedir diyorsa eyvallah. yaz, çiz, konuş... ama bu duruma nasıl geldik, kısmını da sorgulamalı.
bir yandan barışçı söylemler, eylemler, açılımlar; bir yandan da her bahane ile ortalığı yakıp yıkan eşkıyalıkların da bu tepkilere ne ölçüde yol verdiği düşünülmeli.
entryde bahsedilen faşist hatta daha doğru tabirle nasyonal sosyalist tiplerle hiç alakası olmaz kendisinin.
mesele şu: bu topraklarda müslüman türkler (beylikler, selçuklu, osmanlı yöneticileri diye de okuyabilirsiniz) istisnalar hariç olmak üzere, kimsenin dilini, dinini, yaşam tarzını sorgulamadı. amaç hep ftih yapmak oldu. fetih de "aman toprak kazanayım, köşe olayım" diye değil asıl ve ağırlıklı olarak "ilayı kelimetullah (allahın adını -islamı- duyurma)" ve "nizamı alem (aleme düzen verme)" çıkışlıydı. yüzlerce yıldan, onlarca nesilden bahsediyoruz. bazı bölgeler, gruplar vergiden dahi muaf tutuldu. feodalite hep oldu ama tabii ki batıdakiyle birebir aynı olmamak üzere. okul yok, vergi yok, askerlik yok... e neredeyse devlet yok. koca cihan imparatorluğunun rumeliye ve anadoluya yaptığı yatırımlar kıyaslandığında rumeli beş basar. sebep: o bölgeyi devlete ve islama ısındırmak. allah karşılığını verecektir bu halis düşüncelerinin o ayrı, ama değişen dünya şartlarında da bunun bir karşılığı oldu. dersim isyanı neden oldu? vergi vermek, askerlik yapmak istemiyorlardı, çünkü bugüne dek hep öyle gelmişti. millet, bugün anlaşıldığı anlamda kullanılmıyor, aynı dine inanan insanlar olarak biliniyordu. batının diliyle konuşmaya kendimizi onlara uydurmaya çalıştık. o zaman da dil, inanç, yaşam tarzı birçok açıdan farklılıklarımız çıktı gün yüzüne. kör gözüne parmağım şeklinde çözmeye çalıştık, .ıçtık! geldiğimiz nokta tam olarak budur. bu mesele artık bir çorbadır.
bir entry yetmez. konuşalım tabii ki, yazışalım. buna değer.
anne, babası, akrabaları özel ortamlarda kürtçe konuşan kişidir kendisi. köye gidiş gelişlerinde amcaoğluna sora sora bir şeyler öğrenmiş, konuşulanları anlamaktadır bir parça.
çevresinde bir tane dahi bölücü/kürtçüye de rastlamamış tam tersine ezici çoğunluğu mhpli ya da milliyetçidir. imdi bu ifade de "bakın ben de aslında ne cici vatandaşım" demeye çalışmak değildir.
kürt/kürtlük/kürtçe ayrı bölücülük/eşkiyalık ayrıdır. karadeniz ağzı ya da lazca toplumda neredeyse hiç olumsuz tepki görmez hatta pek sevimli bulunur. nedenini terör, şiddet unsurlarıyla hiç yanyana gelmemiş olmasında aramak lazım. buraya dikkat!..
bağırmadan ilan ettiği evet ırkçı ya da inkârcı olmadığıdır. bir pazarlama/satış için gittiği evde dahi ev sahibiyle atışmıştır, muhtemelen o zaman da "kürtçü" olmuştur. halbuki tek derdi, "sen gakgoşsun, elazığ milliyeçidir" deyip "tüm" kürtlere saydıran ev sahibine ağzının payını vermektir ve de vermiştir.
saydırdığı, kürtler ya da kürtçe değil bunların emperyal amaçlar doğrultusunda istismar edilmesidir. evet kürtçe diye bir dil yoktur. yazı dili zaten yoktur. 70lerde kgb tarafından hazırlanan alfabe ile ardından içte-dışta özenle, inatla pompalanan şiddet/propaganda ile günümüze gelmiştir. biraz bilirim, konuşulanların büyük kısmına farsça lan bu, türkçe lan bu, arapça lan bu demek mümkündür, filolog olmaya gerek yok.
birileri, "ben kürdüm" diyorsa ona "hayır sen eskimosun, ayrıca annen de bir melekti" diyecek değiliz. dilim de kürtçedir diyorsa eyvallah. yaz, çiz, konuş... ama bu duruma nasıl geldik, kısmını da sorgulamalı.
bir yandan barışçı söylemler, eylemler, açılımlar; bir yandan da her bahane ile ortalığı yakıp yıkan eşkıyalıkların da bu tepkilere ne ölçüde yol verdiği düşünülmeli.
entryde bahsedilen faşist hatta daha doğru tabirle nasyonal sosyalist tiplerle hiç alakası olmaz kendisinin.
mesele şu: bu topraklarda müslüman türkler (beylikler, selçuklu, osmanlı yöneticileri diye de okuyabilirsiniz) istisnalar hariç olmak üzere, kimsenin dilini, dinini, yaşam tarzını sorgulamadı. amaç hep ftih yapmak oldu. fetih de "aman toprak kazanayım, köşe olayım" diye değil asıl ve ağırlıklı olarak "ilayı kelimetullah (allahın adını -islamı- duyurma)" ve "nizamı alem (aleme düzen verme)" çıkışlıydı. yüzlerce yıldan, onlarca nesilden bahsediyoruz. bazı bölgeler, gruplar vergiden dahi muaf tutuldu. feodalite hep oldu ama tabii ki batıdakiyle birebir aynı olmamak üzere. okul yok, vergi yok, askerlik yok... e neredeyse devlet yok. koca cihan imparatorluğunun rumeliye ve anadoluya yaptığı yatırımlar kıyaslandığında rumeli beş basar. sebep: o bölgeyi devlete ve islama ısındırmak. allah karşılığını verecektir bu halis düşüncelerinin o ayrı, ama değişen dünya şartlarında da bunun bir karşılığı oldu. dersim isyanı neden oldu? vergi vermek, askerlik yapmak istemiyorlardı, çünkü bugüne dek hep öyle gelmişti. millet, bugün anlaşıldığı anlamda kullanılmıyor, aynı dine inanan insanlar olarak biliniyordu. batının diliyle konuşmaya kendimizi onlara uydurmaya çalıştık. o zaman da dil, inanç, yaşam tarzı birçok açıdan farklılıklarımız çıktı gün yüzüne. kör gözüne parmağım şeklinde çözmeye çalıştık, .ıçtık! geldiğimiz nokta tam olarak budur. bu mesele artık bir çorbadır.
bir entry yetmez. konuşalım tabii ki, yazışalım. buna değer.
mecliste, iktidarda, kamuya ait ve özel kurumlarda, cadde ve sokaklarda görmek istediğim karakterlerdir.
* ırkçı, ayrımcı düşünce içermez.
* ğ (yumuşak g) de kabulümüzdür.
* ırkçı, ayrımcı düşünce içermez.
* ğ (yumuşak g) de kabulümüzdür.
dönemin başbakanı süleyman demirelin pısırıklığı yerine, cumhurbaşkanı turgut özalın görüşleri uygulamaya geçse bugün hâlâ işgal altında olmazdı.
kızıl ordu efsanesi fena korkutmuştu bu denge adamını. denge dediysek kendi iktidarının, koltuğunun dengesi. ki o kızıl ordunun ne sallama çay olduğunu da çeçenler göstermişti tüm dünyaya.
kızıl ordu efsanesi fena korkutmuştu bu denge adamını. denge dediysek kendi iktidarının, koltuğunun dengesi. ki o kızıl ordunun ne sallama çay olduğunu da çeçenler göstermişti tüm dünyaya.
belçikada "ana dilde eğitim" diyebileceğimiz uygulamaya son veriliyormuş. ulusal birliği zedeliyormuş bu uygulama! malûm, ülke bölünmeyi ciddi ciddi tartışıyor. valon ve flamanlar, rahat mı batıyor, artık neyse dertleri...
biz de olmayan dile öpücük veriyoruz. türkçe, arapça ve ağırlıklı olarak da farsçadan oluşan bir dil.
yüzyıllardır yaşadıkları bölgenin feodal yapısı ve arazi şartları dolayısıyla oluşmuş de facto bir durum, empreyalizmin kaşıması, içerideki bazı dangalakların gafleti, dalaleti ve hatta ihaneti sonucu bu hale geldi.kutlu olsun.
bu dilde yazılı, sözlü bazı eserlerin olması, onun kendi başına bir dil olduğunu göstermez. bu ırkçı ya da inkârcı bir söylem değildir.
doğu toplumlarında (türkiyenin batısı da "doğu"dur canlar) dolmuş geleneği vardır. tren, otobüs, minibüs, midibüs, traktör de aynı kategoridendir. yıllarca abd, ingiltere, rusya, fransa... bu coğrafyada okullar açmış, kampanyalar yürütmüş; at koşturmuş, direksiyon sallamış. e meyve vermeyecek miydi bu kadar çaba?
bir de şu var: terör olmsaydı, bu kadar olumsuz çağrışımlar yapmazdı bazı zihinlerde. bir lazca, çerkezce, boşnakça hatta sırpça/ermenice dahi bu kadar olumsuz bir algı oluşturmuyor. "düz ovaya insinler" dediler ama onlar molotofları, taşlarıyla indi, her bahanede demokratik! tepkilerini göstermek için.
bu bölümde okuyacak öğrenciler kürtçelerini geliştirmek, pratik yapmak için kürtçü/pkk yanlısı yayın organlarını mı okuyacak? irakın kuzeyinde kur(dur)ulan uyduruk kürdistana mı gidecekler?
sonuçta mezun olanların bir kısmı üniversitelerde istihdam edilecek, bir kısmı kürtçü/pkkcı hareketler içinde yer alacak, bir kısmı istihbarat da istihdam edilecek. eğer başka planları yoksa... bölgede vali, öğretmen, imam ve değişik memuriyetlerde görevlendirilmek gibi...
biz de olmayan dile öpücük veriyoruz. türkçe, arapça ve ağırlıklı olarak da farsçadan oluşan bir dil.
yüzyıllardır yaşadıkları bölgenin feodal yapısı ve arazi şartları dolayısıyla oluşmuş de facto bir durum, empreyalizmin kaşıması, içerideki bazı dangalakların gafleti, dalaleti ve hatta ihaneti sonucu bu hale geldi.kutlu olsun.
bu dilde yazılı, sözlü bazı eserlerin olması, onun kendi başına bir dil olduğunu göstermez. bu ırkçı ya da inkârcı bir söylem değildir.
doğu toplumlarında (türkiyenin batısı da "doğu"dur canlar) dolmuş geleneği vardır. tren, otobüs, minibüs, midibüs, traktör de aynı kategoridendir. yıllarca abd, ingiltere, rusya, fransa... bu coğrafyada okullar açmış, kampanyalar yürütmüş; at koşturmuş, direksiyon sallamış. e meyve vermeyecek miydi bu kadar çaba?
bir de şu var: terör olmsaydı, bu kadar olumsuz çağrışımlar yapmazdı bazı zihinlerde. bir lazca, çerkezce, boşnakça hatta sırpça/ermenice dahi bu kadar olumsuz bir algı oluşturmuyor. "düz ovaya insinler" dediler ama onlar molotofları, taşlarıyla indi, her bahanede demokratik! tepkilerini göstermek için.
bu bölümde okuyacak öğrenciler kürtçelerini geliştirmek, pratik yapmak için kürtçü/pkk yanlısı yayın organlarını mı okuyacak? irakın kuzeyinde kur(dur)ulan uyduruk kürdistana mı gidecekler?
sonuçta mezun olanların bir kısmı üniversitelerde istihdam edilecek, bir kısmı kürtçü/pkkcı hareketler içinde yer alacak, bir kısmı istihbarat da istihdam edilecek. eğer başka planları yoksa... bölgede vali, öğretmen, imam ve değişik memuriyetlerde görevlendirilmek gibi...
(bkz: halep ordaysa arsin burada)
(bkz: halep ordaysa arsin burada)
dememeye çalıştığım şey.
dün yaptığım şey...
dün yaptığım şey...
önceki kış...
sınıfta ders anlatırken, hafiften kar atıştırmaya başlar.
ben, camdan bakarak: "ııh, bu kardan adam olmaz."
*olmadı netekim. kar topu bile olmadı.
sınıfta ders anlatırken, hafiften kar atıştırmaya başlar.
ben, camdan bakarak: "ııh, bu kardan adam olmaz."
*olmadı netekim. kar topu bile olmadı.
eşcinsel evliliklerinin artık mümkün olduğu yer.
geçen hafta aradığım numara.
istanbul avrupa yakasında sigarayı bıraktırma polikliniği olan hastaneleri sayıp, seçtiğim hastanenin numarasını verdiler. lakin aradığım hastanenin kotası dolmuş, on gün sonrasına randevu alabilmem için, bir hafta sonra aramamı söylediler.
tekrar aradım ve başka hastanelerin de numaralarını aldım ve naçizane şöyle dedim kendilerine: "güzel hizmet teşekkürler. ama bir sigara tiryakisi, sigarayı bırakmaya karar vermiş, gurur falan da yapmayıp aramış bu numarayı. ulaştığı hastaneden olumsuz cevap almış. bir daha zor arar. neden sizi arayanı direkt bir hastaneye randevu alıp yönlendirmiyorsunuz."
istanbul, ankara ve izmir dışındaki kentlerde uygulama aynen öyle oluyormuş. bu hattı arayanlara, "randevu ayarlanıp" hastaneye yönlendiriliyorlarmış. ancak bu üç ilde, gerek talebin yoğun olması ve gerekse hastanelerin bireysel başvuru istemesinden dolayı sadece sigarayı bıraktırma polikliniği olan hastaneler ve onların iletişim bilgileri veriliyormuş.
bu hafta aradım mı peki? hayır.
istanbul avrupa yakasında sigarayı bıraktırma polikliniği olan hastaneleri sayıp, seçtiğim hastanenin numarasını verdiler. lakin aradığım hastanenin kotası dolmuş, on gün sonrasına randevu alabilmem için, bir hafta sonra aramamı söylediler.
tekrar aradım ve başka hastanelerin de numaralarını aldım ve naçizane şöyle dedim kendilerine: "güzel hizmet teşekkürler. ama bir sigara tiryakisi, sigarayı bırakmaya karar vermiş, gurur falan da yapmayıp aramış bu numarayı. ulaştığı hastaneden olumsuz cevap almış. bir daha zor arar. neden sizi arayanı direkt bir hastaneye randevu alıp yönlendirmiyorsunuz."
istanbul, ankara ve izmir dışındaki kentlerde uygulama aynen öyle oluyormuş. bu hattı arayanlara, "randevu ayarlanıp" hastaneye yönlendiriliyorlarmış. ancak bu üç ilde, gerek talebin yoğun olması ve gerekse hastanelerin bireysel başvuru istemesinden dolayı sadece sigarayı bıraktırma polikliniği olan hastaneler ve onların iletişim bilgileri veriliyormuş.
bu hafta aradım mı peki? hayır.
ikinci defa izlemeye niyetlenip, yine bir başka güne bıraktığım film.
soytarılıklara, puştluklara, şerefsizliklere karşı elimden ve dilimden pek fazla şey gelmediği ve yaptıklarımın yeterli olmadığına inandığım için özür dilerim ben de, milletimden!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?