çocukluğumuzda,annelerimiz,çarşı-pazara,ya da üst komşuya kabul gününe falan gittiklerinde okul dönüşü kapıda kalmamamız için uyguladıkları,bize o zaman için gayet normal gelen bir davranışken,günümüzde-aynalı sazanlık olarak düşünülse de-aslında hırsızın açısından bakınca o da bunu salaklık olarak görüp,olabilirliğine ihtimal dahi vermeyeceğinden,evde üç kişi kaldığımız ve her seferinde birileri mutlaka anahtarını evde unuttuğu için,ev arkadaşlarımla sürekli uyguladığımız bir metoddur..
(bkz: fatih kısaparmak)
(bkz: hüzzam sevda)
fatih kısaparmakın damar ötesi şarkılarından biridir..daha sonra şebnem kısaparmak tarafından da bir şekilde yorumlanarak tadı kaçırılmıştır..sözleri:
sen baharı ertelenmiş
boynu bükük bir karanfil
gücenmiş bir şarkısın sen
yol ayrımında…
sonuncu bahar olsaydın
son baharı değil
keşke böyle bitmeseydi
bu hüzzam sevda…
ansızın kapılar çarpar,
duvardan bir resim düşer
merdivenden bir an için titrenir, sendelenir
dönsem, dönsem mi denir…
ağlamaklı bakışlardan
sitemler, sitemler yağar
çekip te gidenden fazla,
geride kalan tükenir…
yine girdim bulutlara
yalnızlığın, sensizliğin
aç kurt gibi üzerime yine saldırır hüzün
karanlığın kollarında sayıklayan gece gibi
yine gizlenir ay, belirir güzel yüzün…
dallarımı insafsızca söküp, kıran bu fırtına
sevdamıza çöken kışın çığ düşüren kar sesidir
çığ düşüren son kar sesidir…
eğer bir gün bir mezarda
kırmızı bir gül açarsa
gözyaşlarım yaprağında çiğ tanesidir…
o şiirler tek başına okunmuyor, gel yalvarırırm
ve o şarkı söylenmiyor, sen olmayınca…
dönüp te, gelirsen diye, herşeye rağmen, huysuz bebek
anahtarım o paspasın altında hala…
sen baharı ertelenmiş
boynu bükük bir karanfil
gücenmiş bir şarkısın sen
yol ayrımında…
sonuncu bahar olsaydın
son baharı değil
keşke böyle bitmeseydi
bu hüzzam sevda…
ansızın kapılar çarpar,
duvardan bir resim düşer
merdivenden bir an için titrenir, sendelenir
dönsem, dönsem mi denir…
ağlamaklı bakışlardan
sitemler, sitemler yağar
çekip te gidenden fazla,
geride kalan tükenir…
yine girdim bulutlara
yalnızlığın, sensizliğin
aç kurt gibi üzerime yine saldırır hüzün
karanlığın kollarında sayıklayan gece gibi
yine gizlenir ay, belirir güzel yüzün…
dallarımı insafsızca söküp, kıran bu fırtına
sevdamıza çöken kışın çığ düşüren kar sesidir
çığ düşüren son kar sesidir…
eğer bir gün bir mezarda
kırmızı bir gül açarsa
gözyaşlarım yaprağında çiğ tanesidir…
o şiirler tek başına okunmuyor, gel yalvarırırm
ve o şarkı söylenmiyor, sen olmayınca…
dönüp te, gelirsen diye, herşeye rağmen, huysuz bebek
anahtarım o paspasın altında hala…
(evin yirmi yaşındaki oğlunun beş dakikada bir çalan telefonu ailede ne huzur,ne tad,ne de tuz bırakmıştır.baba en sonunda gürler:
baba:-ulan,bu ne beee!!beş dakkada bir ötüyo döt düt!!
oğul:(şımarık bir gülümsemeyle)-n’apsın baba..kız devamlı beni düşünüyormuş..onu anlatmaya çalışıyor..
baba:-oğlum,bak bu kızda bir tuhaflık var benden söylemesi...ya hiç sıçmıyor,ya sıçarken de seni düşünüyor,ya da salak,hiç düşüncesi yok!ya da -bu daha büyük bir ihtimal-seni salak sanıyor,ki öylesin de galiba...
ogul:tamam baba anlaşıldı,kısıyorum sesini...
baba:-ulan,bu ne beee!!beş dakkada bir ötüyo döt düt!!
oğul:(şımarık bir gülümsemeyle)-n’apsın baba..kız devamlı beni düşünüyormuş..onu anlatmaya çalışıyor..
baba:-oğlum,bak bu kızda bir tuhaflık var benden söylemesi...ya hiç sıçmıyor,ya sıçarken de seni düşünüyor,ya da salak,hiç düşüncesi yok!ya da -bu daha büyük bir ihtimal-seni salak sanıyor,ki öylesin de galiba...
ogul:tamam baba anlaşıldı,kısıyorum sesini...
her güzelin bir kusuru vardır anlamındaki atasözüdür..müşkülpesent(mükemmeliyetçi)insanları uyarmak,yaptıklarının yanlışlığını anlatmak gayesiyle kullanılır...
sünger ya da benzeri maddelerden oluşan dolgulu sütyenlerin icadıyla,ortadan kaldırılabilen bir kızsal sorundur..
lale devri diye de bilinen tarihi devirde yaşamış bir osmanlı divan şairidir..şiirlerinde istanbul türkçesini en güzel kullanan divan şâirlerindendir,şarkı türündeki divan edebiyatı nazım türünde zekâsını konuşturmuştur..halkın kullandığı pek çok gündelik kelimeyi,konusu aşk ve hayatın güzellikleri olan coşkulu şiirlerinde rahatlıkla kullanmış,tasavvufa fazla eyvallah etmemiştir...
(bkz: nedim)
(bkz: yattara valli)
(bkz: dumur detayları)
(bkz: yattara valli)
(23 şubat 2006 tarihli leman dergisinden)
soru:sayın hocam,ağaça çıkınça kuş var.kuş dalda.uça gelinçe kuş havaya kalkıp semada yok olana kadan vücudünü iyicene çırpındırıyo.dal sarkınca ters oluyoruz bir anda.hızlan debelenip gene düz oluyoruz biz.
rumuz:iki ters bi düz
cevap:afferin yavrum.düz olun siz.ters de olun.ama soru da sorun...
soru:sayın hocam,ağaça çıkınça kuş var.kuş dalda.uça gelinçe kuş havaya kalkıp semada yok olana kadan vücudünü iyicene çırpındırıyo.dal sarkınca ters oluyoruz bir anda.hızlan debelenip gene düz oluyoruz biz.
rumuz:iki ters bi düz
cevap:afferin yavrum.düz olun siz.ters de olun.ama soru da sorun...
(bkz: farketmeden)
lemanda,güneri içoğlu tarafından yazılan,orta sayfa vazgeçilmezi...bu bölümdeki pek çok dumur detayı,okurlar tarafından tespit edilerek güneri içoğluna ulaştırılmış,şahitli,ispatlı gerçek olaylardır..
(bkz: dumur detayları)
james deanın bir filmi(giant)nin ülkemizde gösterildiği adı..başrollerini elizabeth taylor ve rock hudsonla paylaşmıştır..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?