confessions

balkaner78

- Yazar -

  1. toplam entry 1969
  2. takipçi 1
  3. puan 36174

atık motor yağı ve bertarafı

balkaner78
prof. dr. mustafa öztürk’ün kaleme aldığı ve kullanılmış motor yağlarının tehlikelerini, çevreye zarar vermeden ortadan nasıl kaldırılmaları ve toplanmaları gerektiğini anlatan bilimsel eser. eserin giriş kısmı şöyledir:

"kullanılmış motor yağları tehlikeli atıktırlar. doğru bir şekilde yönetilmedikleri zaman hem çevreye hem de ekonomiye ciddi zarar verirler. atık yağların çevreye verdiği zararların %30-50’i insan hatasından kaynaklanmaktadır.

denize, göllere, akarsulara dökülen bir litre kullanılmış motor yağı bir milyon litre suyu kullanılamaz hale getirir, yani kirletir. kanalizasyona dökülen motor yağları kanalizasyon borularını tahrip eder ve ömrünü kısaltır. özellikle biyolojik atık su arıtma tesislerine ciddi zararlar verir.

kullanılmış motor yağları enerji içeriği yüksek olan ve içerisinde çeşitli kirleticileri içeren bir atıktır. atık motor yağları, kontrolsüz olarak gelişi güzel yerlerde yakıldıkları zaman çevreye çok ciddi kirleticiler yayarlar. bu kirleticiler, insan sağlığı için çok tehlikelidir. bazen bu yağlar motorinin içine katılarak araçlarda yakıt olarak kullanılmaktadır. bu tür yakıtlar, araçların motorlarına ciddi zararlar vermekte ve egzozdan ciddi kirleticilerin atılmasına neden olmaktadır. bir kısım vicdansızların bu atık yağı ekmek fabrikalarındaki yakıtlara kattıkları belirtilmektedir. dolayısıyla kullanılmış yağlar, kaynağından doğru olarak toplanmalı, standartlara uygun araçlarla taşınmalı ve lisanslı bertaraf tesislerinde bertaraf edilmelidir.

ülkemizde yaklaşık olarak yılda 150.000 ton atık motor yağı oluştuğu tahmin edilmektedir. bu atığın ekonomik değeri 400 milyon dolardır. atık yağın 2007 yılı verilerine göre ancak 34.000 tonu toplanmıştır. 2007 yılı sonunda yönetmeliğe uygun olarak toplanan atık yağ, türkiye genelinde oluşan atık yağ miktarının yaklaşık %20’sini oluşturmaktadır. toplanan atık yağın %49’si çeşitli sanayi tesislerinde ek yakıt olarak ve %52’si geri kazanılarak ikincil
ürün üretilmektedir. geri kazanma tesislerinde elde edilen ürünlerin nerede kullanıldığı ve tesiste oluşan bakiye atıklarının nerede bertaraf edildiği sürekli olarak izlenmeli ve raporlanmalıdır. geriye kalan 116.000 ton atık yağın nerede kullanıldığı/değerlendirildiği ve nereye atıldığı bilinmiyor. bu konuda illerde başta valilikler olmak üzere belediyeler çalışma yapmalıdır. atık yağlarını lisanslı kuruluşlara vermeyenler hakkında yasal işlem yapılmalıdır. kontrol edilemeyen bu atıkların ekonomik değeri yaklaşık olarak 300 milyon dolardır.

dizelli araçlarda atık motor yağlarının kullanılması halinde yanma sonucu önemli miktarda kül oluşur. kül, motorun çalışma sıcaklığında (400–550 oc) kısmen erir ve deşarj valflarında veya turbo süper şarj redresöründe tortuya neden olur. buda valfların tahribatına ve tıkalı süper şarj redresöre neden olur. dizelli araç sahipleri veya sürücüleri araçlarının kısa sürede tahrip olmasını istemiyorlarsa bilinmeyen yerlerden yakıt almamalılar. klor ve ağır metal konsantrasyonu yüksek atık yağların dizelli araçlarda kullanılması ile egzozdan başta uçucu ağır metaller olmak üzere klorlu organik maddeler atılır. dioksin, furan gibi gazların sağlık üzerinde kanser etkisi yaptığı bilinmektedir.

motor yağları, günlük hayatın bir parçasıdır. dolayısıyla yağlar kullanılırken çevreye zarar vermeden yönetilmesi esastır. bunun için çevre ve orman bakanlığı çok sağlıklı denetleme, izleme, kontrol ve raporlama birimlerini özellikle büyük şehirlerde başlayarak oluşturmalıdır. çevre ve orman bakanlığı kurumsal kapasitesini avrupa birliği normlarına mutlaka getirmelidir. başta servis istasyonları olmak üzere araç bakım ve tamir atölyeleri, büyük araç
filosuna sahip askeri kurumlar, karayolları genel müdürlüğü, dsi, büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve yük/yolcu taşıması yapan özel firmalar atık yağlarını kesinlikle çevre ve orman bakanlığının lisans verdiği kuruluşlara vermelidir. lisanslı kuruluşlara atık yağlarını vermeyenler hakkında başta belediyeler olmak üzere tüm kurumlar gerekli incelemeleri yaparak yasal işlem yapmalıdır. gerekirse ruhsatlarını iptal etmeliler. belediyeler ve
bakanlıklar artık denetleme ve incelemeye daha fazla önem vermeliler.

dökülen yağları temizleme maliyeti oldukça yüksektir. dökülen yerin durumuna ve yağıların özelliklerine bağlı olarak bir litre dökülen yağı temizleme maliyeti 20–200 dolar arasında değişmektedir. özellikle deniz ve göl sahillerini temizleme maliyeti çok daha yüksektir. mineral yağı, motorlu taşıtlar ile hidrolik pompalar ve motorlar, kompresörler ve elektrikli
transformatörleri gibi diğer makinelerde yağlayıcı olarak kullanılmaktadır.
kullanılmış yağları yakmak için uygun olmayan sistemler, insan sağlığı için ciddi tehlikelere neden olan kirleticiler üretilirler. insanlar ısınırken zehirlenirler. bu tür yakma sistemlerini kullanan tamir bakım istasyonları hakkında yasal işlem yapılmalıdır.

atık motor yağ, ham yağdan rafine edilen herhangi bir yağın veya herhangi sentetik yağın sanayide veya sanayi dışı alanlarda özellikle yağlama amacı ile belli bir süre kullanım sonucu kimyasal ve fiziksel safsızlıklarca kirletilmesi sonucu oluşan veya orijinal özelliğini kaybeden
bir yağdır. yağ, normal kullanım esnasında kir, metal sürtünmeleri, su veya kimyasallarla karışarak kirlenir. yağ zamanla uzun kullanımdan dolayı iyi performans göstermez. dolayısıyla motorun daha iyi iş yapabilmesi için kullanılmış yağ, yeni yağla değiştirilir. araç sahipleri atık motor yağlarını lisanslı kuruluşlara veren servis istasyonlarında veya araç bakım yerlerinde değiştirmeliler. atık motor yağlarının nereye verildiğini sorgulamalılar."

kaynak: atık motor yağı ve bertarafı. ankara–2008.
prof. dr. mustafa öztürk hatay milletvekili

mısır

balkaner78
son zamanlarda arap baharı zırvasıyla ve demokraasi ninnileriyle uyutulmuş, hemen sonrasında da kabuslar görmelerine rağmen uyanamamış insanların memleketi. he koçlarım devam edin siz. ülkeniz battı hala uyuyorsunuz.

şıpka geçidi savaşı

balkaner78
şıpka geçidini kaybetmeseydik şimdi her şey çok farklı olurdu. tuna vilayeti (şimdiki bulgaristan sınırları içinde kalan öz topraklarımız) kaybedilmezdi. zaten balkanlardan çekilmemizin esas başlangıcını da tuna vilayetinin elden çıkması oluşturur. bundan sonra iş çığırından çıktı ve selanik, üsküp, batı trakya kaybedildi. dile bile kolay değil, çeyrek avrupa toprağını kaybettik. karşılaştırmalı bir örnek vermek gerekirse, bir insanın evinin tapusunun bile başkalarınca hile yapılarak veya karışıklıktan yararlanılarak devralınması, ele geçirilmesi sonucu yaşayabileceği büyük acı düşünüldüğünde, çeyrek avrupa toprağının kaybedilmesi adeta kıyametin kopması gibi birşeydi.

plevne savunması

balkaner78
plevne savunması (19 temmuz 1877-10 aralık 1877)

1877-1878 osmanlı-rus savaşı sırasında rusya imparatorluk ordusu’nun kuşattığı plevne kentinin (tuna vilayeti içinde, şimdiki bulgaristan sınırları içinde yer alan bir kent) türk ordusu tarafından kahramanca savunulmasıdır. ruslara çok ağır kayıplar verdirilmiştir.

osmanlı birliklerinin plevne’de mevzilenmesi
savaşın başlamasıyla 1877 yılının temmuz ayında grandük nikolay nikolayeviç kumandasındaki rusya imparatorluk ordusu tuna nehrini geçerek osmanlı topraklarında ilerlemeye başlamıştı. osman nuri paşa kumandasındaki osmanlı birlikleri savunma amacıyla niğbolu kentine doğru yola çıktılar. ancak niğbolu’ya osmanlı birliklerinden önce yetişen rus birlikleri 16 temmuz 1877’de niğbolu’yu ele geçirdiler. bunun üzerine osman paşa plevne kentine yerleşerek rus ordusuna karşı orada savunma yapmaya karar verdi.

rusya imparatorluk ordusu’nun başarısızlığa uğrayan taarruzları
birinci plevne muharebesi 19 temmuz’da plevne’ye ulaşan general schilder schuldner kumandasındaki rus birlikleri plevne’yi bombalamaya başladı. ertesi gün taarruza geçen rus askerleri bazı osmanlı siperlerini ele geçirdi ancak osman paşa’nın gönderdiği takviye kuvvetleri rusları ele geçirdikleri siperlerden geri püskürtmeyi başardı. 2.800 rus askeri ölürken, 2.000 osmanlı askeri de öldü. muharebe osmanlı ordusunun zafer ile sonuçlandı.

ikinci plevne muharebesi
bu taarruzdan sonra her iki taraf da kuvvetlerini takviye ettiler. osmanlıların sayısı 20.000’e ulaştı. 31 temmuz’da ruslar tekrar taarruza geçtiler. general şakovski komutasındaki atlı birlikler doğudan, general mihail skobelev komutasındaki piyade birlikler ise kuzeyden saldırıya geçti. ancak osmanlılar bütün bu saldırıları geri püskürtmeyi başardılar. ruslar 7.300 asker, osmanlılar ise 2.000 asker kaybetmişti. bu muharebe de osmanlı ordusunun zaferiyle sonuçlandı.

üçüncü plevne muharebesi
2.plevne muharebesinden sonra osman paşa bir taarruza geçerek kuşatma yapan rus birliklerini yok etme imkânını kullanmadı. sadece 31 ağustos 1877 tarihinde pelişat yönüne 1.300 rus askerinin hayatına malolan, osmanlıların ise 1.000 asker kaybettiği küçük bir atlı taarruz yapmakla yetindi. bu esnada ruslar askerlerini takviye etmeye devam ettiler. grandük nikolay nikolayeviç bizzat kumandaya geçtiği rus ordusunun sayısı 100.000 askere ulaşmıştı. osmanlı ordusunun lofça muharebesi’ni kaybetmesi neticesi plevne 4 koldan rus ordusu tarafından sarıldı. osman paşa’nın kaybedilen lofça kalesinden katılan osmanlı askerleriyle takviye ettiği savunma birliklerinin sayısı ancak 30.000’i zor buluyordu. osman paşa savunmanın geri kalan süresinde önemli bir asker takviyesi alamadı, plevne’yi savunmaya devam etti. 11 eylül’de kuşatan birlikler kapsamlı bir taarruza geçtiler. rus birlikleri plevne’nin güneyindeki mevzileri ele geçirirken romen askerler grivitza mevzilerini ele geçirdiler. ertesi gün osmanlılar rusların ele geçirdiği mevzileri tekrar geri almayı başardılar ama romanyalılara karşı aynı başarıyı gösteremediler. bu tarihe kadar ruslar 20.000 asker kaybetmişti. osmanlıların kayıpları ise 5.000 civarındaydı.yinede bu muharebede osmanlı ordusunun başarısı ile sonuçlandı.

plevne’nin düşmesi (dördüncü plevne muharebesi)

ruslar verdikleri bu yüksek kayıplardan sonra ön cepheden yaptıkları taarruzlara son verdiler. plevne’nin bu kadar uzun süre dayanmasından sabırsızlık duyan rus ordusunun genel komutanı eduard ivanoviç todleben bizzat birliklerin başına geçti. daha önce kırım savaşı’nda kuşatma tarzı savaş konusunda büyük bir tecrübesi kazanmış olan todleben 24 ekim’de plevne’yi çember altına almaya karar verdi. osman paşa’nın hatları yararak şehirden çıkma talebi osmanlı genelkurmayı tarafından kabul edilmedi. bunun üzerine osman paşa bir süre daha plevne’yi savunmaya devam etti. ancak yiyecek ve mühimmatların tükenmek üzere olduğunu gören osman paşa ordusuyla birlikte 9 aralık’ta kuşatmayı yararak plevne’den çıktı. rus hatlarına taaruza başladı. ilk rus hatları dağıtıldı, ancak rusların 5:1 asker avantajına sahip olduğu bir çatışma sonucu osmanlılar tekrar plevne’ye geri çekilmek zorunda kaldılar. kimi kaynaklar bu muharebede osman paşa’nın ayağından vurulması ve atının ölmesi neticesi kuvvetlerinde osman paşa öldü diye yayılan söylenti üzerine askerin moralinin bozulması ve ilerlemeyi sürdürememesinden dolayı ordunun geri çekilmek zorunda kaldığından söz eder. bu çatışmada ruslar 2.000 asker, osmanlılar ise 5.000 asker kaybetmişti. durumun çaresizliğini gören osman paşa ertesi gün (10 aralık 1877) 40.000’e yakın askeriyle birlikte teslim oldu.

kaynak: tr.wikipedia.org
16 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol