karbon 14 metoduyla çözülemeyecek şeydir.
(bkz: masumiyet)
(bkz: adam gibi madam)
sorunlar.
evde kalan malzemelerle yapılan ve ismine sallama da diyebileceğimiz her türlü yemeğimsi bu gruptadır.
karın doysun yeter.
karın doysun yeter.
kırklı yaşlarda, kır saçları, esmer teni, sempatik bakışları, nazik tavrıyla "bu tipten tenor çıkmaz" diye düşündüğünüz; ancak şarkı söylemeye başladığı anda insanı hayran bırakan tok sesinin büyüsüne kapılıp gittiğiniz sıcak italyan insanı.
son birkaç senedir türkiye ye gelerek bizi sevince gark etti.
luna en çok bilinen şarkısıdır. insieme a te albümü alınasıdır, tavsiye edilir.
geçtiğimiz yaz albano, önceki yazsa patrizio buanne ile birlikte, ferhat göçer in de bulunduğu konserler verdi.
ayrıca bir insan bu kadar güzel özelliği bünyesinde barındırıp da nasıl böyle tevazuyla insan içine çıkar, pes doğrusu.
son birkaç senedir türkiye ye gelerek bizi sevince gark etti.
luna en çok bilinen şarkısıdır. insieme a te albümü alınasıdır, tavsiye edilir.
geçtiğimiz yaz albano, önceki yazsa patrizio buanne ile birlikte, ferhat göçer in de bulunduğu konserler verdi.
ayrıca bir insan bu kadar güzel özelliği bünyesinde barındırıp da nasıl böyle tevazuyla insan içine çıkar, pes doğrusu.
bunun çocukluğunu bilirim.
bir zamanlar zevkle seyrettiğimiz who is the boss orjinal adıyla, trt de patron kim ismiyle yayınlanan komedi dizisinde hizmetçi adamın kızı rolündeydi. çocukluktan ergenliğe geçişini görmüşlüğümüz var.
bir zamanlar zevkle seyrettiğimiz who is the boss orjinal adıyla, trt de patron kim ismiyle yayınlanan komedi dizisinde hizmetçi adamın kızı rolündeydi. çocukluktan ergenliğe geçişini görmüşlüğümüz var.
umut ile arasında olmamız gereken durum.
hoslanilan erkekten soguma nedenleri başlığına entry girmesi.
genellikle bektaşi şiirlerinde kullanılmış bir nazım türüdür. ilk bakışta dine aykırı ve saçma görünen; fakat dikkatlice şerh edildiğinde tasavvufi ögeler barındıran şiirlerdir.
misal-i ala:
kıldan köprü yaratamışsın
gelsin kullar geçsin deyü
hele biz şöyle duralım
yiğit isen geç a tanrı
azmi baba
misal-i ala:
kıldan köprü yaratamışsın
gelsin kullar geçsin deyü
hele biz şöyle duralım
yiğit isen geç a tanrı
azmi baba
ismet özel in bu isimle yaptığı bir dizi konferanstır.
-----------------------------spoiler----------------------------:
“toparlanın gitmiyoruz” deyişimiz, birilerinin bizi bu ülkede kabul etmeyeceği bir günün gelme ihtimali dolayısıyladır.
-----------------------------spoiler----------------------------
buradaki toparlanma bir hazırlık, kendini toplama, salık ve gevşek halden kurtulma ve hiçbir yere gitmeden mücadele etme anlamındadır.
-----------------------------spoiler----------------------------:
“toparlanın gitmiyoruz” deyişimiz, birilerinin bizi bu ülkede kabul etmeyeceği bir günün gelme ihtimali dolayısıyladır.
-----------------------------spoiler----------------------------
buradaki toparlanma bir hazırlık, kendini toplama, salık ve gevşek halden kurtulma ve hiçbir yere gitmeden mücadele etme anlamındadır.
pek çok eserden alıntılar yaparak oluşturulmuş eserlere de telif eser denilir. özellikle bu şekilde yapılmış ansiklopediler vardır.
zaten kelimenin sözlük anlamı da barıştırmaktır. buradan hareketle neden birden fazla eserin harmanlanarak telif ismini aldığını da anlayabiliriz.
zaten kelimenin sözlük anlamı da barıştırmaktır. buradan hareketle neden birden fazla eserin harmanlanarak telif ismini aldığını da anlayabiliriz.
karakterlerin
"ben x işini yapmakta iyiyimdir"
"eskiden bunu yapmıştım"
"şu şundan olabilir" gibi cümlelerle bir şeyleri yoluna sokmaları ve zeka üstü performanslarıyı insana "hadi canım" dedirten dizi.
mesela ilk sezonda charlie ve claire in kaçırıldığı bölümde çarli elindeki küçücük bantlarla ormanda işaretler bırakır ve o koca ormanda o minicik bantçıklara rastlar kahramanlarımız.
ama senaryoyu yazanlar bütün bu saçma rastlantıların açıklamasını da yaptırırlar zihinlerde: burası sıradana bir orman değildir, iz bırakmak için iğne atsan bir taraflarına batabilir.
lost taki karakterler türk olsaydı gibi bir düşünceye de kapılıyorum aslında. mesela yaban domuzu yerine ormanda dolanan geyikler mi olurdu..
her şeye rağmen kendini seyrettiren ve heyecanla devamını beklettiren bir dizidir.
"ben x işini yapmakta iyiyimdir"
"eskiden bunu yapmıştım"
"şu şundan olabilir" gibi cümlelerle bir şeyleri yoluna sokmaları ve zeka üstü performanslarıyı insana "hadi canım" dedirten dizi.
mesela ilk sezonda charlie ve claire in kaçırıldığı bölümde çarli elindeki küçücük bantlarla ormanda işaretler bırakır ve o koca ormanda o minicik bantçıklara rastlar kahramanlarımız.
ama senaryoyu yazanlar bütün bu saçma rastlantıların açıklamasını da yaptırırlar zihinlerde: burası sıradana bir orman değildir, iz bırakmak için iğne atsan bir taraflarına batabilir.
lost taki karakterler türk olsaydı gibi bir düşünceye de kapılıyorum aslında. mesela yaban domuzu yerine ormanda dolanan geyikler mi olurdu..
her şeye rağmen kendini seyrettiren ve heyecanla devamını beklettiren bir dizidir.
kasidenin bölümlerinden biridir.
aşktır.
fuzuli de öyle terennüm etmiştir mısraında:
öyle ser-mestem ki idrak etmezem dünya nedir
ben kimim, saki olan kimdir, mey ü sabha nedir
fuzuli de öyle terennüm etmiştir mısraında:
öyle ser-mestem ki idrak etmezem dünya nedir
ben kimim, saki olan kimdir, mey ü sabha nedir
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?