confessions

ayakli sozluk

- Yazar -

  1. toplam entry 204
  2. takipçi 1
  3. puan 8840

alessandro safina

ayakli sozluk
kırklı yaşlarda, kır saçları, esmer teni, sempatik bakışları, nazik tavrıyla "bu tipten tenor çıkmaz" diye düşündüğünüz; ancak şarkı söylemeye başladığı anda insanı hayran bırakan tok sesinin büyüsüne kapılıp gittiğiniz sıcak italyan insanı.
son birkaç senedir türkiye ye gelerek bizi sevince gark etti.
luna en çok bilinen şarkısıdır. insieme a te albümü alınasıdır, tavsiye edilir.
geçtiğimiz yaz albano, önceki yazsa patrizio buanne ile birlikte, ferhat göçer in de bulunduğu konserler verdi.
ayrıca bir insan bu kadar güzel özelliği bünyesinde barındırıp da nasıl böyle tevazuyla insan içine çıkar, pes doğrusu.

sathiye

ayakli sozluk
genellikle bektaşi şiirlerinde kullanılmış bir nazım türüdür. ilk bakışta dine aykırı ve saçma görünen; fakat dikkatlice şerh edildiğinde tasavvufi ögeler barındıran şiirlerdir.
misal-i ala:
kıldan köprü yaratamışsın
gelsin kullar geçsin deyü
hele biz şöyle duralım
yiğit isen geç a tanrı

azmi baba


toparlanin gitmiyoruz

ayakli sozluk
ismet özel in bu isimle yaptığı bir dizi konferanstır.

-----------------------------spoiler----------------------------:
“toparlanın gitmiyoruz” deyişimiz, birilerinin bizi bu ülkede kabul etmeyeceği bir günün gelme ihtimali dolayısıyladır.
-----------------------------spoiler----------------------------

buradaki toparlanma bir hazırlık, kendini toplama, salık ve gevşek halden kurtulma ve hiçbir yere gitmeden mücadele etme anlamındadır.

te lif

ayakli sozluk
pek çok eserden alıntılar yaparak oluşturulmuş eserlere de te’lif eser denilir. özellikle bu şekilde yapılmış ansiklopediler vardır.

zaten kelimenin sözlük anlamı da barıştırmaktır. buradan hareketle neden birden fazla eserin harmanlanarak te’lif ismini aldığını da anlayabiliriz.

lost

ayakli sozluk
karakterlerin
"ben x işini yapmakta iyiyimdir"
"eskiden bunu yapmıştım"
"şu şundan olabilir" gibi cümlelerle bir şeyleri yoluna sokmaları ve zeka üstü performanslarıyı insana "hadi canım" dedirten dizi.
mesela ilk sezonda charlie ve claire in kaçırıldığı bölümde çarli elindeki küçücük bantlarla ormanda işaretler bırakır ve o koca ormanda o minicik bantçıklara rastlar kahramanlarımız.
ama senaryoyu yazanlar bütün bu saçma rastlantıların açıklamasını da yaptırırlar zihinlerde: burası sıradana bir orman değildir, iz bırakmak için iğne atsan bir taraflarına batabilir.
lost taki karakterler türk olsaydı gibi bir düşünceye de kapılıyorum aslında. mesela yaban domuzu yerine ormanda dolanan geyikler mi olurdu..
her şeye rağmen kendini seyrettiren ve heyecanla devamını beklettiren bir dizidir.
3 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol