-nalan dur, açıklayabilirim!!!
+neyini açıklayacaksın be rezil herif!
-yahu hanfendi anketör, "aldatırken yakalanınca söylenen yalanlar" konulu bir anket yapıyordu benimle, öyle ayakta kalmasın diye içeri aldım, "bir de bunun yatakta yakalanıncası var" dedi kendisi, e nasıl olacak ki o falan derken ben, yani sırf anket dolsun, gönüller olsun, bi kere tipim değil, baksana sarışın falan öyk..
+allah belanı versin nuri, anket yasak demediler mi sana, hep böyle oluyor sonu işte, ben gidiyorum anneme..
johannes brahmsın 21 adet bestelediği dans müziklerinin genel adı. 5.si oldukça popülerdir.
wolfgang amadeus mozartın yine en bilinen en güzel eserlerinden biridir. nerde çalardı, bir reklam müziği miydi, program jeneriği miydi tam olarak hatırlayamasam da sayesinde kulaklarımızın oldukça aşina olduğu ziyadesiyle neşeli bir parçadır.
fredrick chopinin hayattayken kendi isteğiyle yayınlamadığı bestesi. oldukça dinamik bir girişi, sonra sakin huzur verici bir devamı ve tekrar çıldıran bir bitişi vardır. insanı piyanoya doydurur.
eğer aşıksanız ve biraz da karşılıksızsa ve hatta imansız gibi görünüyorsa bulunduğunuz noktadan size bir kadeh şarapla (ya da tercihe göre kokakola bile olabilir) eşlik etmesi gereken franz schubert eseridir. ilk notasından son notasına kadar aşk kokar, ya da bana öyle geliyor emin değilim.
(bkz: la funebre)
ben hiç mi hiç klasik müzik dinlemedim diyenin bile duyduğu f chopinin bir marşıdır. efendim bildiğiniz cenaze marşıdır kendisi. melankolik bünyelerin dinlemesi tavsiye edilmezken oldukça iyi iniş ve çıkışlarıyla ve yoğun piyano ezgisiyle şahsen severek dinlediğim bir eserdir.
eğer ki çello, violin, violas gibi yaylı enstrümanların sesini seviyorsanız johann sebastian bachın dinlemeniz gereken eserinin adıdır.
franz lisztin 19 adet yaptığı çingene müziklerinin genel adıdır. oldukça eğlenceli ve dinlenesidir.(allegro, andante, preludio gibi klasik tempolarla yorumlanmışlardır)
(bkz: türk marşı)
herhalde ülkemizde en çok bilinen ludwig van beethoven eseridir. zira bu eser ilk ve orta dereceli okullarda tenefüs zili olarak berbat bir şekilde çalınıp en olmaz yerinde kesilmesiyle yeterince tecavüze uğradığı yetmiyormuş gibi bir de her türlü müzik kutusunun kapağını kaldırınca çalmaya başlar. hayır doğru düzgün çalsa en güzel bir şey de, neyse efendim, siz bir de beethovendan dinleyiniz.
mozart requiem de denir. wolfgang amadeus mozartın en güzel eserlerinden biridir. son kısmı kendi ölümünden sonra bir öğrencisi tarafından bestelenmiştir. bu eser maalesef öyle yemek yerken ya da asansörde fon olacak cinsten değildir. dinlemeye başlayınca insanı kendine kitleyen muhteşem bir şölendir.
kendi içinde bazı dönemlere ayrılır:
orta çağ dönemi ve önemli bestecileri:pérotin, guillaume de machaut; rönesans dönemi(1400-1600 yılları arası)ve önemli bestecileri: josquin desprez, orlande de lassus, giovanni; barok dönem(1600-1750 yılları arası) ve önemli bestecileri: claudio monteverdi, heinrich schütz, (olgun baroklar): antonio vivaldi, johann sebastian bach, george frideric handel; klasik dönem(1750-1825 yılları arası)ve önemli bestecileri: joseph haydn, wolfgang amadeus mozart, ludwig van beethoven; romantik dönem(1825-1900 yılları arası)ve önemli bestecileri:richard wagner,johannes brahms, anton bruckner, piotr tchaikovsky, gustav mahler,richard strauss, modern dönem(1900-1945 yılları arası)ve önemli bestecileri:claude debussy,arnold schönberg, alban berg, anton von webern, igor stravinsky ve 1945 ten sonrakiler ve önemli bestecileri: john cage, witold lutoslawski ve luigi nono’dur.
orta çağ dönemi ve önemli bestecileri:pérotin, guillaume de machaut; rönesans dönemi(1400-1600 yılları arası)ve önemli bestecileri: josquin desprez, orlande de lassus, giovanni; barok dönem(1600-1750 yılları arası) ve önemli bestecileri: claudio monteverdi, heinrich schütz, (olgun baroklar): antonio vivaldi, johann sebastian bach, george frideric handel; klasik dönem(1750-1825 yılları arası)ve önemli bestecileri: joseph haydn, wolfgang amadeus mozart, ludwig van beethoven; romantik dönem(1825-1900 yılları arası)ve önemli bestecileri:richard wagner,johannes brahms, anton bruckner, piotr tchaikovsky, gustav mahler,richard strauss, modern dönem(1900-1945 yılları arası)ve önemli bestecileri:claude debussy,arnold schönberg, alban berg, anton von webern, igor stravinsky ve 1945 ten sonrakiler ve önemli bestecileri: john cage, witold lutoslawski ve luigi nono’dur.
biraz daha sıra dışı bir versiyonuna aşağıdaki linkten ulaşabileceğiniz oyun:
http://cunning.devstars.co.uk/hangman_popup.php
http://cunning.devstars.co.uk/hangman_popup.php
hiç anlam veremediğim hiç tasvip etmediğim hadisedir zira sawyer alt tarafı sarışın, kaslı, karizmatik, cool, serseri ruhlu ama bir o kadar da duygusal, alaycı, yakışıklı, komik, ay çok komik hem de, cezbedici ve rüya gibi, tanrı gibi bir erkektir. salyalarımı toplayıp entrymi bitirirken bütün aşık kızları kınım kınım kınıyor, hiç anlam veremiyor, saçları başları dağılmadan bu sevdadan vaz geçmelerini umut ediyorum.
ben küçükken salak mıydım yoksa sorunlu muymuşum emin değilim ama evdeki pek çok eşyanın cinsiyeti olduğunu düşünür ve sevgili olduklarını sanırdım. nedense özellikle banyo dekorasyonuyla aklımı bozmuşum zira bayan lavabo ile bay klozetin aralarında bir şeyler olduğunu sezinliyor, bay şofben ile bayan banyo musluğunun birlikteliklerini biliyor, onların bu uzun beraberliklerini onaylıyor hatta bay tuvalet fırçasıyla tuvalet kağıtlığının tutkulu aşklarını kıskanıyordum bile. artık biliyorum ki böyle bir şey yok. en azından diş fırçaları ve diş macunu arasında olanlar dışında..
sözlüğü açınca "lan noluyor" dememe sebep olan reklam sahibi kot markası. bir kot alana bir mini cooper mı ne hediye ediyorlarmış, şöyle de bir siteleri varmış:
www.jeanfikirler.com
www.jeanfikirler.com
santananın everlastla birlikte söylediği mükemmel ötesi şarkı. vokalin buğulu sesi ve santananın gitarıyla, biraz korkutucu ve sıra dışı sözlerle mükemmel ötesi olan bir parça. everlast bu şarkıyı bir hastanede ölüm korkusuyla yazmışmış. iyi ki korkmuş iyi ki yazmış..
ankara’da geçtiğimiz ay açılan büyük alışveriş merkezi. eskişehir yolunda hemen odtü’yü geçtikten sonra, şehir merkezinden gelirken sağ taraftadır. içinde her türlü marka ve de şahane bir foodcourt’u vardır. ama asıl dikkatimi çekenler mekanın akşam görüntüsünün oldukça estetik olması, iç mekandaki malzeme detaylarının, şeffaf asansörden cam kubbesine kadar her bölümünün oldukça kalite durması ve ankamall’ün tasarımındaki sıradanlığı aşıp armada’nın karışıklığı ve sıkışmışlığından eser barındırmamasıya eleştirmenlerden tam not almasıyla gidilesi bir yer olmasıdır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?