kötü şeyler gördük:
savaşlar,katliamlar,ölen öldürülen çocuklar gördük.kendi dilini,kendi kültürünü,kendisini kaybeden insanlar ve topluluklar gördük.yanan kentler,köyler,ormanlar,hayvanlar gördük.yoksul insanlar,ağlayan anneler,babalar,hergün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük.biz de öldük...
ama herşeye rağmen bu dünyada şarkılar söyleyebildik...
teşekkürler dünya...
evet kazım’ın özeti bu cümleler...
sahilde arabalarıyla turlayan bir grup genci
bir ekip otosu çevirdi ve sordu:
-gençler alkol varmı?,
cevap:
-yok valla, hepsini içtik.
bir ekip otosu çevirdi ve sordu:
-gençler alkol varmı?,
cevap:
-yok valla, hepsini içtik.
evet bir eflatun ölüm,
evet sanırım hayatta benim için söylenebilecek en güzel sözleri hep onun ağzından duyacağım.hiç de değilim şikayetçi.bir insan varlığıyla bu kadar mı güzelleştirir dokunduğu her yeri.ismi gibi benim için cennette akan bir ırmak o...
evet sanırım hayatta benim için söylenebilecek en güzel sözleri hep onun ağzından duyacağım.hiç de değilim şikayetçi.bir insan varlığıyla bu kadar mı güzelleştirir dokunduğu her yeri.ismi gibi benim için cennette akan bir ırmak o...
ben sana mecburum
ben sana mecburum bilemezsin
adını mıh gibi aklımda tutuyorum
büyüdükçe büyüyor gözlerin
ben sana mecburum bilemezsin
içimi seninle ısıtıyorum
ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
bu şehir o eski istanbul mudur?
karanlıkta bulutlar parçalanıyor
sokak lambaları birden yanıyor
kaldırımlarda yağmur kokusu
ben sana mecburum sen yoksun
sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
insan bir akşam üstü ansızın yorulur
tutsak ustura ağzında yaşamaktan
kimi zaman ellerini kırar tutkusu
birkaç hayat çıkarır yaşamasından
hangi kapıyı çalsa kimi zaman
arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
fatihte yoksul bir gramafon çalıyor
eski zamanlardan bir cuma çalıyor
durup köşe başında deliksiz dinlesem
sana kullanılmamış bir gök getirsem
haftalar ellerimde ufalanıyor
ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
ben sana mecburum sen yoksun
belki haziranda mavi benekli çocuksun
ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
belki yeşilköyde uçağa biniyorsun
bütün ıslanmışşın tüylerin ürperiyor
belki körsün kırılmışsın telâş içindesin
kötü rüzgâr saçlarını götürüyor
ne vakit bir yaşamak düşünsem
bu kurtlar sofrasında belki zor
ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
ne vakit bir yaşamak düşünsem
sus deyip adınla başlıyorum
içim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
hayır başka türlü olmayacak
ben sana mecburum bilemezsin..
attila ilhan
ben sana mecburum bilemezsin
adını mıh gibi aklımda tutuyorum
büyüdükçe büyüyor gözlerin
ben sana mecburum bilemezsin
içimi seninle ısıtıyorum
ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
bu şehir o eski istanbul mudur?
karanlıkta bulutlar parçalanıyor
sokak lambaları birden yanıyor
kaldırımlarda yağmur kokusu
ben sana mecburum sen yoksun
sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
insan bir akşam üstü ansızın yorulur
tutsak ustura ağzında yaşamaktan
kimi zaman ellerini kırar tutkusu
birkaç hayat çıkarır yaşamasından
hangi kapıyı çalsa kimi zaman
arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
fatihte yoksul bir gramafon çalıyor
eski zamanlardan bir cuma çalıyor
durup köşe başında deliksiz dinlesem
sana kullanılmamış bir gök getirsem
haftalar ellerimde ufalanıyor
ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
ben sana mecburum sen yoksun
belki haziranda mavi benekli çocuksun
ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
belki yeşilköyde uçağa biniyorsun
bütün ıslanmışşın tüylerin ürperiyor
belki körsün kırılmışsın telâş içindesin
kötü rüzgâr saçlarını götürüyor
ne vakit bir yaşamak düşünsem
bu kurtlar sofrasında belki zor
ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
ne vakit bir yaşamak düşünsem
sus deyip adınla başlıyorum
içim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
hayır başka türlü olmayacak
ben sana mecburum bilemezsin..
attila ilhan
"hocam bu soruların hepsi kazık hangi sorudan başlayacağımıza henüz karar veremedik" diye kara kara düşünürken ağzımızdan dökülen o umutsuz cümle.
yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa zaten yalnızlık olmaz...
özdemir asaf
özdemir asaf
nazım hikmetin eşi piraye için yazdığı güzel bir şiir.
o bir şahane,o bir arkadaş,o bir dost,o bir sevgili,o bir popüler,o benim yaşama sevincim.söylenecek daha fazla söz yok bu bilgice,iyi bakın çünkü ben onu çok seviyorum...
(bkz: takvim)
siz bilgiç arkadaşlarım için,
kalbim unut bu şiiri
uğuldayan ve hep uğuldayan
bir orman kadar üşüyorum şimdi
yanlış rüzgarlar esiyor dallarımda
kanımda kocaman gözleriyle bir çığlık
su ve ses kadar beklediğim
ne kaldı geride, bilmiyorum
uzanıp uyumak istiyorum gölgeme
uğuldayan rüzgarlarına
bir acıyı yaşarım ve zehrinden
çiçekler üretirim kömür karası
uçurum kadar bir yalnızlık
yaratırım kendime, atlarım
anısı yoktur küçük rüzgarların
yapraklarım yok artık kuşlarım yok
büsbütün viran oldu dağlarım
ezberimdeki türküler de savrulup gitti
ömrümün karşılığı kalmadı sesimde
sesimde yalnız ormanların gümbürtüsü
yalnış daha baştan yalnış
bir şiirdi bu,biliyorum
ve belki ömrmüzün en yakın geçmişi
bu kadar doğruydu ancak, kim bilir
kalbim unut bu şiiri...
kalbim unut bu şiiri
uğuldayan ve hep uğuldayan
bir orman kadar üşüyorum şimdi
yanlış rüzgarlar esiyor dallarımda
kanımda kocaman gözleriyle bir çığlık
su ve ses kadar beklediğim
ne kaldı geride, bilmiyorum
uzanıp uyumak istiyorum gölgeme
uğuldayan rüzgarlarına
bir acıyı yaşarım ve zehrinden
çiçekler üretirim kömür karası
uçurum kadar bir yalnızlık
yaratırım kendime, atlarım
anısı yoktur küçük rüzgarların
yapraklarım yok artık kuşlarım yok
büsbütün viran oldu dağlarım
ezberimdeki türküler de savrulup gitti
ömrümün karşılığı kalmadı sesimde
sesimde yalnız ormanların gümbürtüsü
yalnış daha baştan yalnış
bir şiirdi bu,biliyorum
ve belki ömrmüzün en yakın geçmişi
bu kadar doğruydu ancak, kim bilir
kalbim unut bu şiiri...
"kalbim unut bu şiiri"ahmet tellinin inanılmaz güzel şiiri...
okurken cezmi ersözün şiirine ve dinlerken leman samın sesine duyulan büyük hayranlık.
kesinlikle kızarmış ekmek kokusuyla uyanılmış bir pazar kahvaltısı...
harika bir nazım hikmet şiiri...tıpkı tahir ile zühre gibi.
-ben sana layık biri değilim
-seni üzmekten çok korkuyorum
-kendimle ilgili sorunlarım var
bütün bunların dışında eğer birisi gitmeyi aklına koymuşsa herşey onun için iyi bir bahanedir ve bu bahaneleri hayata geçirmekte hiç zorlanmaz.
-seni üzmekten çok korkuyorum
-kendimle ilgili sorunlarım var
bütün bunların dışında eğer birisi gitmeyi aklına koymuşsa herşey onun için iyi bir bahanedir ve bu bahaneleri hayata geçirmekte hiç zorlanmaz.
türk sinemasının en iyi oyuncularından biri.olgun şimşek yedi numara dizisinde çok keyifli bir karakteri canlandırmıştı.öyle ki dizinin tekrarlarını bile hala iziliyorum.
yayınlanan ilk bölümünü izlemiş biri olarak söylüyorum
edebiyat uyarlaması çok başarılı olup,çok güzel modernize edilmiş bir dizi olmuş.ayrıca belirtmeden de geçemeyeceğim uğur polat muhteşem bir oyuncu.
edebiyat uyarlaması çok başarılı olup,çok güzel modernize edilmiş bir dizi olmuş.ayrıca belirtmeden de geçemeyeceğim uğur polat muhteşem bir oyuncu.
varsa öle bir babayiğit bu havada çıksın da görelim...pardon o görsün.
nickten de anlaşıldığı üzere: istanbul/arh(-)
gerçekten çalışmanın ne anlama geldiğini bilmeyen,"biz sizi temsil ediyoruz" diye gerine gerine gezen meclis üylerizmizin alın teri,emek karşısında bizlere layık gördüğü sadaka.güle güle harcayalım...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?