confessions

alchoburn

- Yazar -

  1. toplam entry 2129
  2. takipçi 1
  3. puan 69673

son dakikada gol atmak

alchoburn
sıkıntılı geçen,karın ağrıları çektiren bir maçın ardından atılması halinde insanı galeyana getiren gollerdir bunlar.

en bariz örneği olarak,golün güzelliğiyle de ilintili sanırım; hagi’nin athletico bilbao’ya 90+2’de attığı gol aklıma gelir.

groundhog day

alchoburn
hiç sonucunu görmediğim hayatımda hep giriş gelişme biçiminde yaşama isteğimi depreştiren film...sonsuzlukta tek bir günde hapsolmaktan ziyade, bill murray2in kendini geliştirmek için bu hapsolduğu günleir kullanması beni özendirmişti açıkçası.

k nex

alchoburn
lego benzeri bir oyuncak, doksanların ortasında çıkmıştı. lego mechanics’e çok benzeyen bir tarzı vardı ve çubuklar ile bağ parçacıklarından oluşan parçalar içerirdi her kutusu.

bulan amcanın bir davette sıkıntıdan pipetleri birbirine ekleyerek bulduğunu okumuştum bu oyuncağı.

crossroads

alchoburn
aynı isimli steve ray vaugn’un hayatını konu alan film. finalde dövülen kötü adam rolünde steve vai oynuyordu...hele ki paganini’nin 5. caprice’ini bir çalışı vardı ki sormayın gitsindi.

ayrıyetten willie brown da filmin yodası modunda gezmekteydi.

oscar

alchoburn
ünlü amerikan film akademisi ödüllerinin diğer ismi...ilk düzenlemeler sırasında heykeli görenlerden birinin ’aynı oscar amca’ma benziyor’ demesiyle bu ismi aldığı söylenegelmiştir.

telefonla konuşmuyormus gibi yapmak

alchoburn
’dur hele kendimi göstereyim, aranan adam gibi görüneyim’ insancıklarının davranışı. telefonu göstermek de mevzubahis olabilir tabii,tam bilemiyorum.biliyorum aslında da burası yeri değil.emin değilim.

edit: ya bu salaklığımı silmeyeceğim...başlıkta
’konuşmuyormuş gibi yapmak’ yazarken dediğime bakın allahaşkına..

oy kaygısi

alchoburn
bir şekilde insanın içini kemrien ’acep beğeniyorlar mı?’ kaygısı.

her ’kim’ butonuna bastığınızda okulda karne alan öğrenci heyecanı yaşıyorsanız bu hastalığın pençesindesinizdir efenm.

en güzeli kendinizden bile kopya çekmeden ve beğenilmekten ziyade içinizden geldiği şekilde yazmaktır ki yapanı edeni azdır.

eternal sunshine of the spotless mind

alchoburn
bütün yaşadıklarınızı baştan yaşamak istersiniz bazen, hani ’şöyle yapmasaydım’ dersiniz. işbu film sizin neden o şekilde yaşadığınızı,davrandığınızı,olması gerkeni yaptığınızı anlatıyor biraz da...

silnmemecesine yaptıklarınız hafızanızda kaldıkça yaşayabilirsiniz aslında ve tüm kırgınlıkları bırakıp dersler çıkardığınızda...

leelee sobieski

alchoburn
geçtiğimiz hafta televizyon’da herkül adlı dandik bir filmde görüp aşık olduğum, the wicker man filmini izlerken tekrar görerek tapılası varlıklar listesine eklediğim pek bi güzel,pek bi şirin hatun...gönül ’yedik onu biz’; demek ister.

şöyle de bi hayran sitesi varmış:

http://www.leeleesobieski.com/

edit: siteyi karıştırırsanız ve oynadığı filmler ve kişilere bakarsanız, bayaa gelecek de vaadeden bi’ hanımkızımız olduğunu görürsünüz.
59 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol