confessions

akhillius

- Yazar -

  1. toplam entry 2349
  2. takipçi 2
  3. puan 49029

hoşlanmak

akhillius
hoş hoş takılmaktır.

acayip duyguların içine gark olursun bir anlık gülümsemesi, bakması veyahutta herhangi bir hareketi karşısında. anlamdıramadığın bir his doğar içine.zira tarifi olmayan bir ilgin geçer ona karşı her zaman her yerde.

borçu borçla ödemek

akhillius
vardır zira böyle kişiler. bir ton kredi kartı vardır ve hala poposunun deliğini bilmeden harcama yaparlar. alım güçlerinin kuvvetini bilmeden har vurup harman savururlar. sonrasında borç gırtlağa dayandığı zamanda başlarlar yana yakıla başkalarından borc armaya. bir şekilde bulup eski borçlarını, borç aldıkları para ile kapatır ve yenilerine yelken açarlar.

tabi bazı istisnaları vardır ki o apayrı bir şey. kişimiz eline aldığı bin liralik senet ile piyasadaki altı bin liralık borunu öder. bu da hakikaten taktire şayan bir durumdur.

neden ben

akhillius
kimi zaman insanların hayatını sorgulaması ile başlayan ve sonunda ulan her şeyde benim başıma geliyor neden ben diyerekten hayıflanırlar. aslında durum bundan ibaret değildir. zira dünya kendi etrafından dönmektedir ve bir şekilde çarklarına seni de katmaktadır. olaylar önünde gelişmektedir zannedersin ki sürekli seni bulmaktadır. aslında tam bir tesadüfsündür. zira dünya dönerken bir yerlerden bir şekilde sana dokunmaktadır ve ben burdayım dönüyorum seni uyarayım demektedir. sen bunu ya hep beni bulur diye yorumlarsın ya da güler geçersin.

her şeyi bırakıp çekip gitmek

akhillius
güzellikleri, aşkı, "dostluğu", gülmeyi, hoş sohbetler etmeyi, gezmeyi, tozmayı, saymayı sevmeyi bilmeyi bilmemeyi istemeyi isteyebilmeyi çalmayı gönül vermeyi... hayatını bir kenara atıp gitmek yani.

hüzün verir. acı ceker insan.unutup gitmek koyar acı acı. arkaya bakmaya korkar insan gene güzellikleri görüp aldanacağını sanır. gitmek sorun değildir aslında en çok koyanı kalıp savaşmaktır her kötülüğe karşı. alın teri dökmek lazımdır hayatı daha güzel hala getirmek için. vermemek lazım kimsenin eline kendini üzecek bir malzeme.

bir tarafı koysak bile bir köşeye öteki taraf ağır basıp çekip gitmeyi daha zor hale getirecektir. kimileri vazgeçirmeye çalışacaktır seni bu çekip gitmenden fakat sen korkularınla yüzleşmenin ağır olacağını düşündüğünden korkarca kaçar gidersin her şeyden. ama düşüncelerinin esiri olursun her zaman için. onlar seni asla bırakmaz çok uzaklara çekip gitsen bilem. hep seninledir hep senledir. zaman geçtikçe ağır gelmeye başlar bu çekip gitmeler. umursamaz gibi takılırsın fakat içinde kocaman bir fırtına kopmaktadır görmek istemezsin. acı vermektedir çünkü sana bunlar. içine akmalar çok yoğunlaşır acıdan öte olmaya başlar. öyle biran gelirki tak eder artık bu çekip gitmen ve geri dönersin.

hah! işte o zaman kaybettiklerin, kaçırdıkların seni daha çok üzecektir ama başa gelen çekilir deyip daha yenilerini kurmaya çalışırsın kendince. o zaman son bir düşünce düşer aklına " eee ben gittim, e şimdi geldim, hiçbir şey eskisi gibi değil... her şeyi tekrardan oluşturcam şimdi. yeniden dostluk yeniden muhabbet yeniden geyik... tüh ya keşke gitmeseydimde kendimi soyutlayıp yenilerini olduğum yerde yapsaydım".

kendinden vazgeçmek

akhillius
insan bir anlık karşındakini daha fazla düşünmeye başlar. kendisine verdiği değerin ne kadar büyük olduğunun farkına varır. bırakıp gidecektir bir yerlere ama sırf bu yüzden, kalbindeki acıyı dindiremeyeceğinden susar, pısar, köşesine çekilir ve hiç bir yerlere kımıldamaz.

öyle bir ağır gelirki aslında bu kalmak gitmeden öylece bir kenarda fark edilmeden oturmak, egoistlikten başka hiçbir şeyi olmayan insan için felaketlere, iç buhranlara, yitip gitmelere sebebiyet verebilir. fırtınalar kopar içinde insanın gayri düşünmemektedir kendini artık. unutmuştur yüzünün şeklini gülerken ne güzel bir hal aldığını. veyahutta o gülüşe kurban olabilecek kişileri. hep içinde bir hüzün vardır; "gitmeliyim! buralardan" düşüncesini başından atamamamaktadır. gidipte ne ile ve ya nasıl bir şeyle karşılacağını bilmese bile veyahut şuanki halinden daha kötüsü olabileceğini bile varsaysa genede uzaklaşmak ister bir an önünde geçen bütün güzelliklerden. bir çırpıda her şeyden uzaklaşmak ister. ortam artık sıkıcı gelmektedir. ona yarar sağlayan her şeyi elinin tersi ile itip kendisini dinlemek ister. ama unutulanlar vardır ki o da insan yanlız kaldığında; kendisini dinlemeye başladığı zamanda daha çok başı ağrıcaktır daha çok tarifsiz kederlere gark edicektir kendini. ya da unutacaktır belki her şeyi. yaşanmış kötülükleri, yapılan "arkadan vurmaları", çekip gitmeleri, yüze gülerken arkadan konuşmaları.

nihayetinde umutları ve hayalleri varsa vazgeçmeyecektir hiçbir şeyden hiçbir şekilde. kötülükten arınıp elbet gelecektir geriye daha temiz, daha akıllı, daha zeki bir şekilde.

bir insan vardı orda bi yerde
kırılan bir kalbide vardı
üzülüyordu birçok şeye
gidecekti kimseye sölemeden
bir yerlere...
tutmalıydı biri onu
vermemeliydi gitmesine
izin...
vardı onunda hayalleri
ulaşmalıydı hepsine
tek tek...!

81 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol