agire jiyan

(bkz: ben degildim)

[2=1]
kim o, deme bosuna...
benim, ben.
oyle bir ben ki gelen kapina;
basdan basa sen.

(bkz: ozdemir asaf)

(bkz: 2 e$ittir 1)

"ama gozumu kapadim unuttum" diye devam ederse a$ik olunan ki$iyi uzecek soylem.

bir aksamustu pencerenden bakiyordun
agir agir, yollara inen karanliga.
bana benzeyen biri gecti evinin onunden.
kalbin basladi hizli hizli carpmaya..
o gecen ben degildim.

bir gece, yataginda uyuyordun..
uyaniverdin birden, sessiz dunyaya.
bir ruyanin parcasiydi gozlerini acan,
ve karanliklar icindeydi odan...
seni goren ben degildim.

ben cok uzaktaydim o zaman,
gozlerin kavustu aglamaya, sebepsiz aglamaya.
artik beni dusunmeye basladigindan
biraktin kendini ask icinde yasamaya..
bunu bilen ben degildim.

bir kitap okuyordun dalgin..
icinde insanlar seviyor, ya da oluyorlardi.
genc bir adami oldurduler romanda.
korktun, butun yininle aglamaya basladin..
o olen ben degildim..

(bkz: ozdemir asaf)

halk dilinde
(bkz: peri$an)
(bkz: rezil)

(bkz: sevdigi ile evlenmezse baskasini bulur hastaligi)

sevdigi ile evlenmezse olur hastaligi’ndan daha vahim bir hastaliktir, ve ne yazik ki daha yaygindir. a$ki deneme yanilma yontemiyle oyuncak edenlerin o olmazsa bu, bu olmazsa $u mantigina kurban edilmi$tir sevda, neticesinde pislige bulanmi$izdir, ha oyle parca parca da degil topyekun. ne demi$ler: amasya’nin bardagi biri olmazsa biri daha.

kisaca "can sikintisi" diye tabir edilebilecek durum. acaba yapabilir miyim durtusuyle harekete gecen bunye yazdigi mesaji kendi nickine yollar. houston in gecikmesi de hesaba katilir, bu yuzden sayfa yenilenir birileri mesaj yollami$ size ibaresi gorunur konu$ma baloncugunun icinde. derken icinde ne yazdigi bilinmiyormu$casina tiklanir ve mesaj okunur. smarterchild’le chatle$mek gibi bir $ey. ha ne gerek vardir bilinmez, ki$ide obsesif kompulsif ki$ilik bozuklugu bulunmasi ihtimaller dahilindedir.

(bkz: fotograf)

ki o oyle bir bahanedir ki ac kalmakla onursuzluk arasinda secime zorlar insani. "sen" icin, "ben" icin ve en agiri belki ilerde yuzu unutulacak, kimliksiz dogacak bir cocuk icin "etini satan kadin"i oynamayi kabullenebilmek kadar cesur olmayi da gerektirir ayni zamanda.

yokluk, yoksunluk... oyle bir illettir ki tahayyul edemeyecegi, asla yapmam dedigi $eyleri yaptirir insana, bunun ne demek oldugunu sadece tahmin ediyorum: yokluk nedir gormedim bilmedim ben, icim rahat bir $ekilde ben olsam yapmazdim demem bu yuzdendir belki de. oturdugum yerden; cali$ip kazansinlar hic degilse temizlik yapsinlar, hic degilse mendil satsinlar emek versinler diyor beynim ama yuregim o kadar kati olamiyor nedense.

hicbir kadinin a$ik olmadigi bir adamla cinsel ili$kiye girmekten memnun kalacak kadar sapkin olabilecegini almiyor beynim, cunku biliyorum ki caresizlik bukuyor boyunlarini. ki bu caresizlik zaman zaman sevmedigi bir adama "kurtulu$" gozuyle bakip, onunla evlenmeye kadar goturuyor kadini. peki ama itmek neden, bacimiz degil mi, o da bizim kadinimiz degil mi, onun da ana sayilip ba$ taci olmak hakki degil mi? cogunun cok erken ya$larda du$tugunu ve artik istese dahi kurtulamayacagini biliyoruz bu bataktan ama bilmemezden geliyoruz nedense.

ama bence muhim degil cunku bir fahi$eyle birlikte olan bir erkegin masturbasyondan oteye gittigini, kendi kendini tatminden gayrisini elde ettigini dusunmuyorum, kadinin yaptigindan ve hatta kendinden igrendigini ama katlanmak zorunda kaldigini, gonlunde curuge cikarilmis bircok duygu oldugunu biliyorum, ya da oyle saniyorum.

hic olmazsa kendi etlerini satiyorlar, ba$kalarinin hayallerini, du$lerini, umutlarini degil. ruh orospulari var bir de, ben onlardan daha cok igreniyorum kalan...

velhasil bu i$ sanildigi kadar kolay degil benim babam,
e$me yaram kan gider...

(bkz: f kalp g)

sabrin calkalanip tastigi sulardadir
cigliklarla parcalanmis uykularda
burusturulup atilmis asklarda
ve calinmis mutluluklardadir
ses ile yurek
buyuk ruzgarlarin o yanik sarkisi
hala yuselir icimizden dagilir
coskunun doruklarinda surer yankisi

ilk kurban adanirken bir nehire
korkunun ilk nisaninda baslamistir
gozyasinin ilk damlasindan kalma
yasli baharlarla gelmistir bugune
kanla yazilan yasalarala
acligin otag kurdugu sabahlara
ve sonucsuz kalan ahlarla gelmistir
aciya kursun islemez artik
olum bile bu aciyi cellat bilmistir

yok bundan boyle ter yarasi
zincir tusakligi ve sabir
kirbac yalvartmasi sessizligin
can pazari ve kahir yok
her sey yasanan su gun gibi gercek
adimiz halk oldugu gunden beri
bir direnc olmustur bizde sevincler
simdi acinin her kurakliginda
onlar
yuregimizin ovalarina ciselenirler

bosuna degil bu olurcesine sevmek
ve olurken bile yurumek
bosuna degil
hep yatagi olduk tarihin irmaginin
yenilgilerle durulmanin
zaferlerle kopurup kabarmanin
ama hic bir zaman
anasi olamadik gecmisi dogurmanin

yidizlar ve sular taniktir
ac ve kavruk bir memeden
direnmeyi yudum yudum emen
bir cocuk gibi ogrendik
ve direndik
ordular kurduk turku renklerinden
butun agitlari bir hucumda yendik
aciya kursun islemez artik
biz yasamayi zulumsuz sevdik
.
(bkz: adnan yucel)

telefonunuzu haftada bir $arj etmeye ba$ladiginizda icinde bulundugunuzu anladiginiz duygu.

(bkz: yenili$)

edip cansever $iiri:

acilmamis bir sarap sisesiydim
ki oyle kaldim
acimi kopurtmedim
icime sagdim
gozyaslarimi gostermedim
ki sildim
ozgurlugum beni tutsak dusurdu
basaramadim

icimde kara kara bulutlar sallandi
ki sallandilar
disari yagamadim

ve yenildim ve sustum.

(bkz: yenili$)

(bkz: kaybetmek)
umudunu du$lerinin arasindan cekip alip, ta uzaklara, en uzaklara; kimselerin ve hatta kendinin dahi goremeyecegi yerlere saklamak.

argoda genellikle oyun oynarken kullanylan bir tabir. anlamy:
(bkz: yenilmek)

11 parcanin yer aldigi enstrumantal albumde husnu senlendirici; “tatli dillim”, “istanbul istanbul olali”, “leylim ley”, “kumsalda” gibi bilinen parcalara usta klarnetiyle farkli bir yorum getiriyor. anonim eserlerin ve sanatcinin kendi bestesine de yer verdigi “husn-u klanet” albumu; zeybekten, oyun havasina, turk sanat muzigi’ne kadar farkli tatlar barindiriyor.

"klarnet ustasi husnu senlendirici’yi dinleyenlerden biri “bu cilgin adam bize tanrinin soylemek istediklerini mi caliyor acaba?” demisti. ilk bakista abartili gorunse de, onun guclu melodik cumlelerinin icine giren, duygu yuklu dogaclamalarinin buyusune kendisine kaptiran herkes, bunun tasidigi gerceklik payini hisseder. rakinin sohbete eslik ettigi arka sokak mekanlarinda, duymaya dinlemeye aliskin oldugumuz muzigi ait oldugu yerden kaldirarak ona yeni ufuklar acan; gece kluplerinde baslayan yolculuk sonrasinda onu sarip sarmalayarak bir dunya tinisi haline getiren senlendirici, kasimpasa’nin arka sokaklarindan gelerek dunyanin ana caddelerinde yuzlerce insana calmayi basarmis biri.

new york central park konseri donusunde yenikapi’da yasli fasilci amcalara eslik eden, oradan sunnet dugunune katilan, her yerde ayrim yapmadan ayni cosku ile calan, koklerine bagli kalarak yeniliklere yelken acan, klarnete hem huzunlu hem de eglenceli bir kimlik kazandiran senlendirici, yalnizca geleneksel turk muzigi degil, bati muzigi enstrumanlariyla da calarak, farkli begenilere sahip dinleyicilere sesleniyor.
turk muzigini bozmadan, caz muzigini sarsmadan, dunya kulturunu zedelemeden yapilmis guclu aranjeleri sayesinde klarnetin dunya markasi olan sanatci, doublemoon etiketli “husn-u klarnet” albumunde yer alan, oynakligi ve duygusalligi ustaca bir araya getiren parcalariyla sadece nefesini degil, onunla birlikte kalbini de veriyor dinleyicilerine. soyadini bu kadar hak eden az sanatci vardir muzik dunyasinda."

kaynak:http://www.husnusenlendirici.com