dinlediğiniz şarkıyı onun size tavsiye etmiş olmasının veya bi yerde beraber dinlemiş olmanızın verdiği sızıdır çoğu zaman geriye kalan.
kurumamış çimentoya ayak izini bırakmaya çalışan tiplerden daha akılcı bir iş yaptıklarını düşündüğüm insan topluluğudur.hadi ismini görünce belki hatırlarsın da aaa bu ayak benim dünyadaki tek 39 numara ayağın sahibiyim mi diyeceksin.
(bkz: ajdar anik)
lacrimosanın da kanımca oldukça başarılı bi şekilde yorumladığı parçadır.
(bkz: ayıp yavrum ayıp çocuğum)
(bkz: enayilik canım)
aslında öldürüyorlar tabi ama ben de kalkıp bunu söyleyecek kadar enayi değilim canımı yolda bulmadım,daha götürecek çok şeylerim var bu ülkeden düşüncesinin kamuflajı cümlecik.
msn delirince boşluğa düşen yazarların houstona yüklenmesi sonucu meydana gelen hadise.yeni mesaj var uyarısı geliyor lakin görünürde mesaj yok.töbe yarabbim bir garip olduk toptan.
bak canım bak güzel kardeşim sana bi siktir git demek isterdim ama mızmız elemanın tekisin,ben sana bi laf desem on saat oturur ağlarsın duygu sömürüsü yaparsın o yüzden ben sana kalbini kırmak istemiyorum deyince basıp gitmen gerektiğini anla,anlamını içinde barındıran cümledir.
(bkz: sabahlar olmasın )
eleştirilmesini saçma bulduğum zira odtülüler dışında kimseyi ırgalamayan bir oluşum.her sözlük gibi memnun olmayanın yazmayacağı,okumayacağı sözlüktür aynı zamanda.
beni isyanlara sürükleyen durumdur.yeterdir ulan nedir budur.
ömrümüze biçtiğimiz değerler eşliğinde, böle parçalaya yaşadığımız hayatlarımız var bizim. hayatın yollarını üçe beşe yediye bölüp tüketiyor, tükettiriyoruz.
daha ilkokuldayken beklentimiz çok gelecekten. daha çok teneffüslerimiz olmalı rahatça koşturacağımız, arkadaşlarımızla oynayacağımız. özgürlük olmalı bir de, istediğin kadar terlemenin üstüne de soğuk soğuk su içmenin,hasta olmadan,uyarılmadan. liseye gelince de özgürlüğün hayalini kurma özgürlüğüdür beklentimiz. varsın gerçek olmayacak olsun,düşlemenin özgürlüğünü iliklerimizde hissetmek isteriz,gençlik işte,delilik,der,gülümser yine de düşlerimize mutlaka kulp takar,iki kuruşluk huzurumuzu kaçırırlar.on dokuzumuza gelince lisedeki gibi olmasa da hayal etmenin özgürlüğüdür istediğimiz. artık kendimizce daha gerçekçi çerçevelerden bakarız ya hayata, ne bileyim öğretmen olacaksak en idealistinden olmak isteriz, bana en çok ihtiyacı olanın yanında olmalıyım hep deriz, doğu’ya gitmek isteriz gencecik yaşımızda, üç beş kuruşa satılan,kadınlığından utanan, utandırılan kızları kurtarmak isteriz lakin öldürülürüz ya bir otobüs baskınından memleket dönüşü, ya da masa başında anlatırken öğrencilerimize dünyanın güzelliklerini ve geleceği. yirmi beşimizde daha sağlam ve bir o kadar da titrek basmaktadır ayaklarımız,düşlerimizde vurulmaktan üzülmekten yorulmuşuzdur. artık tek hayalimiz iyi para kazandıran bir iş ve bizi gerçekten sevecek bir eştir, sonra da bir çocuk,dünyanın en şeker çocuklarından biri ,en iyi yetiştirilecek ve en çok sevildiğini hissedenlerinden. ve yaş otuz beştir artık. üstüne şairlerin,yazarların dil döktükleri, sayısızca kelime harcadıkları meşhur yaş. artık düşlemekten yorgun, özgürlükten bıkkın, sadece huzur arayışı içindedir bünye. sonsuz bir huzur, mutluluk değil. mutluluk yorar insanı hem azcık mutluluk umut getirir beraberinde ve hayal kırıklığı...ne umut etmeye haliniz vardır, ne kırılmaya. gelecek, huzuru beklemek ve düşlemektir artık
ah,terliyken soğuk su içtiğinizde hasta olmasaydınız da kızmasaydı anneniz, bir sürü iğne vermeseydi doktor amca, yanmasaydı canınız, hunharca eleştirilmeseydi düşünceleriniz, güldünya’yı kurtarabilseydiniz, mecbur olduğunuz için değil, sevdiğiniz için yaptığınız bir işiniz olsaydı ve düş kırıklıklarından uzak bir dünyaya doğurabilseydiniz çocuğunuzu, o zaman otuz beş yolun kaçta kaçı ederdi?
daha ilkokuldayken beklentimiz çok gelecekten. daha çok teneffüslerimiz olmalı rahatça koşturacağımız, arkadaşlarımızla oynayacağımız. özgürlük olmalı bir de, istediğin kadar terlemenin üstüne de soğuk soğuk su içmenin,hasta olmadan,uyarılmadan. liseye gelince de özgürlüğün hayalini kurma özgürlüğüdür beklentimiz. varsın gerçek olmayacak olsun,düşlemenin özgürlüğünü iliklerimizde hissetmek isteriz,gençlik işte,delilik,der,gülümser yine de düşlerimize mutlaka kulp takar,iki kuruşluk huzurumuzu kaçırırlar.on dokuzumuza gelince lisedeki gibi olmasa da hayal etmenin özgürlüğüdür istediğimiz. artık kendimizce daha gerçekçi çerçevelerden bakarız ya hayata, ne bileyim öğretmen olacaksak en idealistinden olmak isteriz, bana en çok ihtiyacı olanın yanında olmalıyım hep deriz, doğu’ya gitmek isteriz gencecik yaşımızda, üç beş kuruşa satılan,kadınlığından utanan, utandırılan kızları kurtarmak isteriz lakin öldürülürüz ya bir otobüs baskınından memleket dönüşü, ya da masa başında anlatırken öğrencilerimize dünyanın güzelliklerini ve geleceği. yirmi beşimizde daha sağlam ve bir o kadar da titrek basmaktadır ayaklarımız,düşlerimizde vurulmaktan üzülmekten yorulmuşuzdur. artık tek hayalimiz iyi para kazandıran bir iş ve bizi gerçekten sevecek bir eştir, sonra da bir çocuk,dünyanın en şeker çocuklarından biri ,en iyi yetiştirilecek ve en çok sevildiğini hissedenlerinden. ve yaş otuz beştir artık. üstüne şairlerin,yazarların dil döktükleri, sayısızca kelime harcadıkları meşhur yaş. artık düşlemekten yorgun, özgürlükten bıkkın, sadece huzur arayışı içindedir bünye. sonsuz bir huzur, mutluluk değil. mutluluk yorar insanı hem azcık mutluluk umut getirir beraberinde ve hayal kırıklığı...ne umut etmeye haliniz vardır, ne kırılmaya. gelecek, huzuru beklemek ve düşlemektir artık
ah,terliyken soğuk su içtiğinizde hasta olmasaydınız da kızmasaydı anneniz, bir sürü iğne vermeseydi doktor amca, yanmasaydı canınız, hunharca eleştirilmeseydi düşünceleriniz, güldünya’yı kurtarabilseydiniz, mecbur olduğunuz için değil, sevdiğiniz için yaptığınız bir işiniz olsaydı ve düş kırıklıklarından uzak bir dünyaya doğurabilseydiniz çocuğunuzu, o zaman otuz beş yolun kaçta kaçı ederdi?
her sözlük yazarının sarfetmesi gereken cümle,zira yazarlık fedakarlık gerektirir ve beraberinde ister istemez getirir. .
son anda haberimin olduğu ve katıldığım ve de e iyi yapmışım dediğim zirvedir.
(bkz: irem asl pls)
(bkz: ben geyim)
(bkz: irem asl pls)
(bkz: ben geyim)
helal olsundur dedirten insan yavrusu..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?