fırtınayla borayla denenmiş arkadaşlıklardan daha önemlisi fırtınaya boraya direnmiş arkadaşlıktır.eğer hayatınızda bir veya daha fazla böyle arkadaşlığınız varsa bu hayatta başarılısınız demektir.
hac zamanı mekkeye gidip dilenmek.dönüşte döviz olarak en az bir çuval parayla gelineceği garantidir.
zeki müren ile birlikte türk müziğine ne büyük kötülüğü yapmış sanatçılardan biridir onların sayesinde arabesk daha bir legalleşmiş ve daha geniş kitlelere empoze edilmiştir.türk müziği veya hafif müzik kisvesi altında aslında arabesk müzik yapmaktadır.
argo ile küfür birbirine benzer veya denk değildir ki fark olsun.ayrı ayrı şeylerdir.
hayat nedir sizce?
şunu kesinlikle söyleyebiliriz hayat öncelikle bir skor tabelası değildir.
çünkü hayat bir müsabaka değildir o nedenle de skorların hiç önemi yoktur.
hayat çetele tutmak değildir. seni kaç kişinin aradığı, kiminle çıktığın, kiminle evli olduğun demek de değildir. hangi sporu yaptığın veya kimlerin seni sevdiği de değildir. arabanın markası hiç değildir. hayat ayakkabıların, saçın, derinin rengi, nerede yasadığın veya hangi okula gittiğin de değildir. aslında hayat, notlar, para, giysiler, girmeyi başardığın ya da başaramadığın okullar da, çalıştığın isler de değildir. hayat çok arkadaş sahibi olmak yada yalnız olmak, kabul görmek yada görmemek de değildir. hayat bunlar değildir
peki öyleyse nedir hayat? anlamı nedir?
hayat kimi sevdiğin ve kimi incittiğindir. kendine ve başkalarına verdiğin önemdir. kendin için neler hissettiğindir. başkalarına karşı neler hissettiğindir. güven, mutluluk ve şefkattir. arkadaşlarına destek olmak ve nefretin yerine sevgiyi koymaktır. kıskançlığı yenmek, önemsemeyi öğrenmek ve güven geliştirmektir. güvenmektir. söylediğin ve ne demek istediğindir, söylediklerinin arkasında durmandır. insanların sahip olduklarını değil, kendilerini olduğu gibi görmektir ve olduğu gibi kabul etmektir. onları değiştirmeye çalışmadan öylece sevmektir. her şeyden önemlisi, hayatını başkalarının hayatını olumlu yönde etkilemek için kullanmayı seçmektir.bence.
şunu kesinlikle söyleyebiliriz hayat öncelikle bir skor tabelası değildir.
çünkü hayat bir müsabaka değildir o nedenle de skorların hiç önemi yoktur.
hayat çetele tutmak değildir. seni kaç kişinin aradığı, kiminle çıktığın, kiminle evli olduğun demek de değildir. hangi sporu yaptığın veya kimlerin seni sevdiği de değildir. arabanın markası hiç değildir. hayat ayakkabıların, saçın, derinin rengi, nerede yasadığın veya hangi okula gittiğin de değildir. aslında hayat, notlar, para, giysiler, girmeyi başardığın ya da başaramadığın okullar da, çalıştığın isler de değildir. hayat çok arkadaş sahibi olmak yada yalnız olmak, kabul görmek yada görmemek de değildir. hayat bunlar değildir
peki öyleyse nedir hayat? anlamı nedir?
hayat kimi sevdiğin ve kimi incittiğindir. kendine ve başkalarına verdiğin önemdir. kendin için neler hissettiğindir. başkalarına karşı neler hissettiğindir. güven, mutluluk ve şefkattir. arkadaşlarına destek olmak ve nefretin yerine sevgiyi koymaktır. kıskançlığı yenmek, önemsemeyi öğrenmek ve güven geliştirmektir. güvenmektir. söylediğin ve ne demek istediğindir, söylediklerinin arkasında durmandır. insanların sahip olduklarını değil, kendilerini olduğu gibi görmektir ve olduğu gibi kabul etmektir. onları değiştirmeye çalışmadan öylece sevmektir. her şeyden önemlisi, hayatını başkalarının hayatını olumlu yönde etkilemek için kullanmayı seçmektir.bence.
ancak peygamber develerinin erkekleri için geçerlidir çünkü sevişmenin sonunda dişi olan erkeği yer...
çok büyük fark vardır.sevgiliyle yaptığında yani seviştiğinde bedensel ve duygusal olarak bir doygunluk ve mutluluk yaşarken digerinde sadece bedeninin hayvani ihtiyaçlarını giderirsin doyuma ulaşmışsındır fakat tatmin olamamışsındır.
siyah un-siyah şeker gibi daha sağlıklı ve doğal olduğunu sanıyorum.
bir çok eczane aslında bu sorunu çözmüştür.bu tip ürünler müşterinin kolayca alabileceği yerlere veya tezgahın kenarına konmaktadır müşteri diger ihtiyaçlarını eczacıya söyledikten sonra torbaya birde şunu atıver demekte veya bir tanede şunadan diyebilmekte eger sadece kondom alacaksa paketi alıp ne kadar diye sorup sorunu halletmektedir de asıl sorun eczacıdan prezervatif isteyemeyen yurdum insanı kadından ..ı nasıl isteyebiliyor ben hala bunu çözebilmiş değilim.
"bugünün işini yarına bırakma" sözünden nefret eden onun yerine "yarın yapabileceğin işi bugünden yapma belki yarın vaz geçersin" diye düşünen oldukça sakin tembellik hakkını sonuna kadar kullanan bezgin bekiri pir olarak kabul eden tembel insan.
uğruna istanbuldaki işimi gücümü herşeyimi bıraktığım doğduğum büyüdüğüm,her fırsatta ve tatilde gelmek kaydıyla okul ve iş için ancak 10 yıl ayrı kalmaya dayanabildiğim yaşadığım ve yaşayabileceğim delicesine aşık olduğum tek şehir.
kesinlikle duygusal, evcimen, alışkanlıklarına bağlı, kendi hakkında fazla bilgi vermekten sakınan , biraz içine kapanık, saflık derecesi yüksek, başkaları tarafından duygusal olarak kullanılmaya en uygun, fakat damak zevki yüksek, güzel yemekten, içkiden ve kadından anlayan, kendini güvende hissetme ihtiyacında olan ve eğer kendini güvende hissediyorsa ondan daha mutlu birisi yoktur, biraz zeki, matematikten sanattan ve müzikten anlayan genelde eğlenceli aşık olunca kesinlikle aldatmayan, ilk önceleri soğuk biri gibi algılanan ama daha sonra tanıyınca aslında öyle olmadığı anlaşılan biridir işte.
türkçe okunan ezanı kaldırarak laikliğe ve devrim kanunlarına en büyük darbeyi indirmiş, tek başına iktidar olmak o kadar başını döndürmüştür ki "efendiler siz isterseniz şeriatı bile getirebilirsiniz" deme cürretini göstermiş türkiyenin bu günkü kötü durumundan en sorumlu olan şahıstır ve boyunun ölçüsünü almıştır, sıkıntılarını bizler hala çekiyoruz.her mahalleye bir milyoner-türkiyeyi küçük amerika yapma vaatleriyle halkın gözünü boyamış aslında enflasyon sonnucu herkez milyoner ve türkiyeyi amerikan emperyalizminin sömürgesi haline getirmeye çalışmıştır.
özürlülerin yaşamı sevmediğini zannedenler tarafından kullanılan bir cümle halbuki tüm özürlüler yaşamı özürsüzlerden daha çok severler..
büyük olanını kesinlikle yapamadığım küçük için ise son dakikalara kadar top çevirdip yapmamaya çalıştığım hadisedir........
farz olan namazı kılmak değil ikame etmektir ve bu arada hep merak etmişimdir mevlana-yunus emre neden namaz kılmaktan vaz geçmişlerdir?
stres atmanın kafayı rahatlatmanın en iyi yollarından biridir ve aynı zamanda bir sanattır....
doğru tespitler yapan ulusalcı bir çizgi izleyen dürüst bir kaç gazeteciden birirdir.kanal türkte pazar sabahları cüneyt arcayürek ile perşembe akşamları kemal yavuz ve mine kırıkkanat ile yaptığı programlarınkaçırılmaması gerektiğini düşünüyorum.
1980 den sonra türk toplumunun genelliklede türk gençliğinin içine düşürülmeye çalışıldığı ve büyük ölçüdede başarılı olunan durumdur.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?