"daha önceleri hayatımda olman için, gitmek istesen kalman için yalvarırdım, ağlardım, yakarırdım eminim ama artık hayatımda olmamanı, kendimden kaçarken önüme çıkan ayna olmamanı, kendime çarpıp yıkılmamayı istediğim için senden dileyebileceğim tek ve muhtemelen en bencilce şey gitmen olacak, seni itmem olacak başka bir deyişle.
bu kez "seni düşünüyorum, aslında seviyorum ama işte ben sevince hırpalıyorum" zırvaları da değil gerçek. tek gerçek şu ki; ben seni artık sevmiyorum.
samimiyetsizliklerine rağmen seni kırmaya korkmak duygusuyla beraber yaşamayı, her an suçlu hissetmeyi hele hiç sevmiyorum.
işin özü; ben senin hayatımda olman düşüncesinden bile hiç hoşlanmıyorum.
bir kez olsun kendi sevginden önce benim sevgisizliğimi göze alıp senin sevgi adı altına sığdırmaya çalıştığın "ego tatmini"nden ne kadar da büyük olduğunu görseydin benim sevmeyip katlanmalarımın,ben gözüne sokmadan,görsen belki sebebim olurdu varlığına mutlu olmaya.
o halde, bana yapacağın en büyük iyilik, benim daha önce çıkıp kıyamadığım için geri döndüğüm kapıdan çıkmak ve beni sensiz, varlığını hissetmediğim daha güzel bir hayatla bırakmak.."
yaşamak varlığını yanimda hissetmeyince daha güzel
bi siktir git demenin edebi versiyonu.
hani istemedigi ot, insanin mezarinin uzerinde bitermis ya, bizimkisi de o hesap. ne olursan ol gel kalibina sigmayacak insanlarla da, yasarken kurmak zorunda oldugumuz iliskiler, bir sure sonra ister istemez bu basliga donusuyor.
sonrasinda da kirmadan incitmeden nasil soylesem sorunsaliyla karsilasinca, bu baslik ise yariyor, siir gibi soylenebiliyor adeta...
sonrasinda da kirmadan incitmeden nasil soylesem sorunsaliyla karsilasinca, bu baslik ise yariyor, siir gibi soylenebiliyor adeta...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?