yağmurlu havada araba kullanmak

istanbul trafiginde kullaniliyorsa akla gelebilecek tum romantizm dusunceleri yagmur damlalarina karisip yoldaki kanalizasyon cukurundan iceri dusebilir.

dusebilir dedigime bakma, iyimser yaklasmak istedim olaya. yoksa kesinlikle dusecektir.

aslında hafif bir müzik eşliğinde çok da romantik olacak eylemdir.
görüş açısını engelleyecek kadar hızlı bir yağmur değilse veya ahmak ıslatan olarak tabir edilen serpiştirme durumunda değilse normal hava şartları kadar emniyetli ve sıradan bir durumdur.
ancak güzel yurdumun nadide insanlarında genetik olarak bulunan "yağmur yağıyor,yavaşla" güdüsünün getirdiği tedirginlik ve tedbir ihtiyacı sebebiyle, daha ilk damlalar yeryüzüyle buluşurken trafik tıkanmaya başlar. yağmurda yolların kaygan olacağına şartlanmış şoförlerimiz(!) garanti etmek maksatlı daha keskin ve sert frenler yaparak gerçekten de kaymayı garantiye alır. şehir içindeki trafik sıkışıklığından bunalan ve vakit kaybeden bir kısım sürücü de, nispeten daha boş bir yola ya da otobana çıkınca kaybettiği vakti telafi etmek için normalden fazla sürat yapmaya başlar ki, bu da yağışlı havada yapılacak en büyük hatalardan bir diğeridir.

kötü bir sürücü için ekstra çaba ve dikkat gerektiren durumdur. yola çıktığında trafiği zaten birbirine katan sürücülerden biriyseniz, yağmurlu havada zorunluluktan da olsa araba kullanmak pek iyi bir fikir değildir. daha otoparktan çıkarken başlayan kaos, dinlenen şarkıların da etkisiyle kısa süreli bir savaşa dönebilir. arkadaşın kapısına kadar gidip park yerine arabayı sokamama durumunda trafiğin anasını ağlattığınız yetmezmiş gibi diğer sürücüler sırıta sırıta sizi izler. ama canım ülkemin güzel insanları o yağmurda dükkanından çıkıp ıslanmak pahasına yine de yardımlarını esirgemezler.

-bacım gel bak gel kurtarıyor yan, sağa kır şimdi, sola değil sağa sağa. ya bacım bi in allaaaşkına şu arabadan sen.

arabadan inilir. bakkal amca arabayı güzelce park edip anahtarları sipsi kişisine teslim eder. sipsi kişisi ağlamaklı gözlerle bakkal amcaya şükranlarını sunar. yağmur yağmasaydı ne biçim de park ederdim oysa ki. en birinci ben olurdum...