Uzaktan tanıdığım bir kişiydi kendisi. Üzüldüm. Az çok tahmin ediyorum olan olayları. En çok hayretle karşıladığım ise bir kadının öyle manipülatif, göstermelik değil de gerçekten duygusal olması. Aşkından (sanırım durum böyle) dolayı kendi canına kıyması, sevdiğini bile öldürecek noktaya gelmesi.
Takibe takip, like'a like şiarıyla yola çıkılmış, atara atar gidere gider cingılı ile coşarak konulmuş isim sahibi site. Yasal bahis neymiş? İddaa oranı neyse onu veriyorsun. Var mı maçta ilk gol sol ayakla atılacak diye bahis? Ne farkın var? Dünyanın en kazıkçı devletinin kendine yontan bahisçileri işte.
sadece sevgili istiyor, onun hoşuna gidiyor diye katlanılan keyifsiz durumların bütünüdür. benim hayatımda genellikle konser şeklinde tezahür etmiş ızdıraplardır. nedense tüm sevgililerim bana son derece garip gelen müzikler dinler. baba zula'dan gir hey douglas'tan çık. nerede sevmeme ihtimalim yüksek bir müzik var onun peşindelerdi hepsi. halil sezai mi dinlemedim sıkıla sıkıla, manuş baba mı. biri de desin ki amper hadi akşam mfö konseri var. bulent ortaçgil var. yok illa hepsi ya son feci bisiklet ister ya yüzyüzeyken konuşuruz ister.
kısmen yanmıştır.
yasa yaparken bir kelimenin bile ne denli önemli olduğuna örnek... "Orman vasfını yitirmiş araziler" yerine "Orman vasfını doğal nedenlerle yitirmiş araziler" yazarsan kimse üzerine tesis yaparım nasıl olsa diye ormanı yakamaz. yangın da doğal sebeplerle çıkabiliyor malum. doğal mı değil mi diye yapılan tahkikati bitene kadar hiç bir surette yanmış sahaya girişi dahi yasaklarsın olur biter. daha ileri gidersen, ormanlık alanlara koruma ve kolluk kuvveti atanır, sınırsız silah kullanma yetkisi verilir, bir ağaç dahi yanmaz. askeri bölgelerdeki ağaçların henüz daha hiç yanmamış olması ağaçların beton kaplı olması nedeniyle değil, içeri girmenin vurulma nedeni olması sebebiyledir.
bakın kendime pay çıkartmak için söylemiyorum: İncek tarafında koruluk yandı, gözlemeyi öylece bırakıp aç karnıma hortum taşıdım itfaiye için. Ayvalık'ta hayatımın en güzel zamanarını geçirdim. insanlara sıradan ağaçlar gibi gelse de ben tanıdık birini, bir canı kaybetmiş gibi oluyorum. arasında emniyet şeridi bulunan bir bölge... iki segmentin birden yanması imkansız. belli ki bir el değmiş oraya. bunu yapan kendini katil gibi hissetmiyorsa birinin bunu ona hisettirmesi lazım. bunu yapacak şeyin adına devlet deniyor.
yukarıda da belirttiğim üzere, bu devlet ise yasa çıkartıp, kelime cambazlıklarıyla orman yakanlara teşvik veriyor. daha önceden de kelime oyunuyla orman içine havuzlu villa yapma yasası denediler. maksat güya yangına karşı su depolama havuzu ve pompa istasyon binası yapmak. adını bile yazamadılar ama vardikleri tarif ile villa yapmak da mümkün oluyordu. birkaç duyarlı vatandaş sayesinde çıkmadı o yasa.
memleketin bilmemneresinde oturup, istanbuldaki köprüyle övünen, dahası asla geçmeyeceği köprünün parasını ödediğinin bile farkında olmayan vatandaşa biri anlatmalı. Ayvalık'taki ağaç da senin kardeşim. Tunceli'deki de senin, Gezi parkındaki de. gölgesine oturmasan bile oksijenini tüm hayvanlar ve insanlarla beraber soluyorsun. biri boğazını sıksa nefes almanı engellese çeker vurursun, ama ağaç kesti mi, orman yaktı mı ses etmiyorsun. kızınca kızdı oluyor.
yasa yaparken bir kelimenin bile ne denli önemli olduğuna örnek... "Orman vasfını yitirmiş araziler" yerine "Orman vasfını doğal nedenlerle yitirmiş araziler" yazarsan kimse üzerine tesis yaparım nasıl olsa diye ormanı yakamaz. yangın da doğal sebeplerle çıkabiliyor malum. doğal mı değil mi diye yapılan tahkikati bitene kadar hiç bir surette yanmış sahaya girişi dahi yasaklarsın olur biter. daha ileri gidersen, ormanlık alanlara koruma ve kolluk kuvveti atanır, sınırsız silah kullanma yetkisi verilir, bir ağaç dahi yanmaz. askeri bölgelerdeki ağaçların henüz daha hiç yanmamış olması ağaçların beton kaplı olması nedeniyle değil, içeri girmenin vurulma nedeni olması sebebiyledir.
bakın kendime pay çıkartmak için söylemiyorum: İncek tarafında koruluk yandı, gözlemeyi öylece bırakıp aç karnıma hortum taşıdım itfaiye için. Ayvalık'ta hayatımın en güzel zamanarını geçirdim. insanlara sıradan ağaçlar gibi gelse de ben tanıdık birini, bir canı kaybetmiş gibi oluyorum. arasında emniyet şeridi bulunan bir bölge... iki segmentin birden yanması imkansız. belli ki bir el değmiş oraya. bunu yapan kendini katil gibi hissetmiyorsa birinin bunu ona hisettirmesi lazım. bunu yapacak şeyin adına devlet deniyor.
yukarıda da belirttiğim üzere, bu devlet ise yasa çıkartıp, kelime cambazlıklarıyla orman yakanlara teşvik veriyor. daha önceden de kelime oyunuyla orman içine havuzlu villa yapma yasası denediler. maksat güya yangına karşı su depolama havuzu ve pompa istasyon binası yapmak. adını bile yazamadılar ama vardikleri tarif ile villa yapmak da mümkün oluyordu. birkaç duyarlı vatandaş sayesinde çıkmadı o yasa.
memleketin bilmemneresinde oturup, istanbuldaki köprüyle övünen, dahası asla geçmeyeceği köprünün parasını ödediğinin bile farkında olmayan vatandaşa biri anlatmalı. Ayvalık'taki ağaç da senin kardeşim. Tunceli'deki de senin, Gezi parkındaki de. gölgesine oturmasan bile oksijenini tüm hayvanlar ve insanlarla beraber soluyorsun. biri boğazını sıksa nefes almanı engellese çeker vurursun, ama ağaç kesti mi, orman yaktı mı ses etmiyorsun. kızınca kızdı oluyor.
karakter meselesidir. malum twitter bu. karakter sayısı sınırlı. karakter sıkıntılı.
Taş ve sopalarla yapılacak gibi duruyor.
Kime göre melek kime göre şeytan. Melek yahut şeytan gören bir kişi var mı? Yok. Aşağıdaki fotoya bakıp görüntüyü buna yormak varken hala melek şeytan tatavası. Komik ki ne komik.
https://www.pinterest.com/pin/32158584815150685/
https://www.pinterest.com/pin/32158584815150685/
arapça atmış sene anlamına gelen bir kelimedir. sittin sene şeklinde ayrı yazılır. ülkem insanı çok sıklıkla siktim sene gibisinden yanlış ve alakasızca terbiyesiz biçimde kullanır.
arap kültüründe bizim "kırk yıl" fenomeninin yerinde 60 yıl vardır. oradan devinmiş bir deyimdir.
arap kültüründe bizim "kırk yıl" fenomeninin yerinde 60 yıl vardır. oradan devinmiş bir deyimdir.
Gerçek hayatta yoktur böyle biri. Sadece film ve kliplerde görülür. Hatta 2013 yılındaki The Wolverine filmine bakın... ince beyaz tişörtle yağmurda koşan japon kız filmde bile görünmüyor...
"Bugün bu sözlükte şahit olduğunuz en sikko başlık" benzeri bir cümle...
Varan bir kalan dört anlamında bir yorum. Üç gün sonra, 5 hak dolduktan sınra birisi çıkıp, "askeri yemek ihalesini almak isteyen rakip firma kumanyaya telekinezi ile zehirleme yaptı" derse ve iş devam ederse şaşırır mıyız? Hayır.
köpek değildir. iki ayaklıdır ama insan da değildir.
en çok korktuğum şey şu oldu. biri bir gün çıkacak buna, yok "burada dondurma yiyemezsin" diye bebeleri azarlayan cübbeliye, efendim erzurum ramazan dayakçılarına falan bi şarjörü boşaltacak ondan sonra seyret... kimse "sana ne" dahi demiyor. ola ki böyle bir olay oldu mağdur edebiyatı "möslömönlörö öldöröyörlör" şeklinde devam edecek ondan sonra al başına belayı. o bir yana adalet için yürüyen adama kalkıp "oruç tutmuyor" diye sallayan var bu ülkede. vallahi her şey bir mermiye bakar. o derece tehlikeli bir ortam.
adana içme suyuna pasiflora katılsın... ora çok sakat.
en çok korktuğum şey şu oldu. biri bir gün çıkacak buna, yok "burada dondurma yiyemezsin" diye bebeleri azarlayan cübbeliye, efendim erzurum ramazan dayakçılarına falan bi şarjörü boşaltacak ondan sonra seyret... kimse "sana ne" dahi demiyor. ola ki böyle bir olay oldu mağdur edebiyatı "möslömönlörö öldöröyörlör" şeklinde devam edecek ondan sonra al başına belayı. o bir yana adalet için yürüyen adama kalkıp "oruç tutmuyor" diye sallayan var bu ülkede. vallahi her şey bir mermiye bakar. o derece tehlikeli bir ortam.
adana içme suyuna pasiflora katılsın... ora çok sakat.
babannemin beni ta bebeklik sonrası zamanlarımda alıştırdığı bir lezzet. o gün bu gündür pilava yoğurt katmakla kalmam, bir de üstüne iyice karıştırıp yerim. oranı ayarlamak elinizde. ben genelde 1 yoğurt 1,5 pilav 4 tuz şeklinde yiyorum.
sayın nihat hatipoğlu'nun izleyiciden gelen "nikah düşer mi" sorusuna verdiği cevabın özeti.
soru zaten bir garip. erkek kardeşinin ikiz kız kardeşini doğurtması sonucu dünyaya yayıldığımızı iddia eden dinin hocasına sorulacak soru mu yahu? bir ötekisi diyor ki zaten akrabasına, "seni düdüklemek istiyorum ama elimden gelmiyor, bu yaptığın zulümdür..."
"ana bir bacı iki gerisine salla zigi" ekolü resmen.
soru zaten bir garip. erkek kardeşinin ikiz kız kardeşini doğurtması sonucu dünyaya yayıldığımızı iddia eden dinin hocasına sorulacak soru mu yahu? bir ötekisi diyor ki zaten akrabasına, "seni düdüklemek istiyorum ama elimden gelmiyor, bu yaptığın zulümdür..."
"ana bir bacı iki gerisine salla zigi" ekolü resmen.
En hakiki duyguların insanı olan nazik türk şöförlerinin, yayalara su sıçratmamak için epey yavaşlaması nedeniyle oluşur.
Yerdeki su buharlaşıp havaya yükseliyor, yükseldikçe de soğuyup koyulaşıyor. Sonra da yoğunlaşırken negatif iyonlu elektrik üretiyor bu su. O elektrik de yerdeki pozitif iyonları çekiyor ve sivri bir noktada toplanıp bulutlara yöneliyor. Bu esnada da bir ses oluşuyor. Ankara'da da Olan bu.
bu cinsi deniz köpeğigiller diye adlandırmaları boşa değil. insanın sanırım denizdeki en iyi dostudur foklar. bir yunusun dalgıca hallenmesini ve hatta gayet tecavüze yeltenmesini görünce sildim yunusları listeden.
an itibariyle aramızdan ayrılmış efsane futbol insanı. total futbol öksüz kaldı.
Akran ve yarenleri Buralar karışacak vaziyet alın modundayken iyi yırtmıştır. Şimdi varisler düşünsün. Bu Işid'e giden silahlar mevzusu kelle almadan kapanmaz. Arap, terör, silah dendi mi akla gelen isimlerden biriydi merhum.
Tesettüre girmediği müddetçe sorun değildir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?