Son zamanlarda kendimde gözlemlemiş olduğum iyiden iyiye kendini belli etmeye başlayan münafıklık alametlerinin yanına bir de helak olup gidecek miyim sorusunu eklememi sağlamış sıradan bir doğa olayı deyip geçemeyeceğim bir afettir kendisi.
Geçenlerde bu arkadaşın ilkokul anılarını anlattığı bir videoya denk geldim. Benim ilgimi çeken bu kızın anlattıkları değil, onu dinleyen kalabalık arasında saçı başı ağarmış ve yer yer saçları dökmüş yaşını başını almış kerli ferli abilerin bulunmasıydı. Hadi çoluk çocuk eğlenmek için gitmiş onu anlarım da sen ne ayaksın dayı? Bakın kimsenin dünya starı filan olmasında değilim eyvallah yürüsün, Allah bahtını açık etsin. Eyvallah da dünya hyperloop'u konuşurken bizim bunu konuşuyor olmamamız lazım gibi geliyor bana.
Neden evin balkonunda böyle bir işe giriştiklerini anlayamadım. Gence acil şifalar dilerim.
Bu coin olayını tam olarak anlamış değilim ki bir de minnig coin gibi bir şey var ki onu da ekran kartı üreticilerinin ilginç bir oyunu olarak tanımladım.
Seni paramla satın alırım gibi birşey. Şaka bir yana tabi ki işine yarayanlar olabilir.
Bu sanırım benim.
O dediklerinizi milletin gözüne sokarak yapanlar zaten zekatı verselerdi onu da öyle yaparlardı ancak genelleme yapmak doğru değil.Kimin daha dindar olduğunu şaapmak zor. Bir gün okuldan çıkmış kadıköy'de yürürken yirmibeşli yaşlarda bir bayan (dar kotlu, başı açık) caminin yerini sordu. Yerini tarif ettim. Herhalde tuvalete gidecektir diye düşündüm ancak merakımdan ötürü ben de o istikamete gittiğim için kadını uzaktan izledim. Kadın camiye geldiğinde ayakkabılarını çıkardı ve çantasından aldığı eşarpla camiye girdi.
Arkadaşlar sizleri anlamakta güçlük çekiyorum. Adamlar size teyzenizin kızıyla evlenmek zorundasınız demiyorlar. Herifin biri evlenecem ben diyor o da git evlen sakıncası yok diyor. Olay çok basit yani. Şimdi sorun şu, bir abimiz gidip bu herife ben dayımın oğluyla evlenecem deseydi amcamız da muhtemelen yok olmaz öyle şey diyecekti. Emin olun burdan belki dayısının oğlu değil de bir arkadaşının oğluyla yapılacak olan evliliği cinsel tercih, özgürlük filan diye savunanlar olacaktı. Buna da eyvallah lakin bu ikiyüzlülük nedir böyle?
Genelde bu tip vakaları gerçekleştirenler yaşını başını almış kimseler oluyor niyeyse?
Ne güzel lan beş vakit namazı camide cemaatle kılarsın. Oh mis x27
Adama inandığı değerlere uyma yolundaki dirayetinden dolayı helal olsun diyorum. Ben olsam yapamazdım sanırım.
Herşeyin bir hikayeden esinlenip günümüze kadar gelmesi özellikle de bu hikayenin çok sistematik bir biçimde aktarılarak gelmiş olması bana pek olası gelmiyor. Ama kitabın konusu çok ilginç ve yazar da öyle alaladele bir kimse değil. Alınıp okunabilir.
Nicola Tesla abimizi de unutmayalım lütfen.
Hiç bu kadar ümitsizliğe düşmemiştim gençler. Yaş kemale ermek üzere ama eskiden sorunları sanki daha kolay çözüyordum. Ya yaş ilerledikçe olaylar daha bir çetrefilleşiyor ya da benim olaylar karşısındaki duruşum değişiyor.
Gerçekten imam çok sağlam adammış. Salavat getirerek olayın üstesinden geliyor. Aynısını bana yapsalardı korkarım altıma zıçardım.
Yani söyleyecek fazla bir şeyim yok. Bazı şeyler eğitimle düzeltilebilir mi bilmiyorum. Ya da bazı hastalıkların tedavisi olmayabilir. Bu elemanın sikini koparıp yedireceksin. Çok ciddiyim. Başka çözüm yok. Hukukun amaçlarından birinin intikam alma olmadığını çok iyi biliyorum. Bireylerin cezalandırılmasındaki temel amaç kişinin bu suçu tekrar işlemesini ve işleyeceklerin caydırılmasını sağlamaksa emin olun bu yöntem kesin çözümdür.
Benim favorim; tavşan taşa sikini sürtmüş, dağı siktim demiş. Var mıdır böyle bir atasözü tam bilmiyorum lakin ilginçtir. Özellikle hasım olduğu ya da aralarında çekememezlik gibi durumların bulunduğu kurum ya da kişiler arasında yaşanan trajik olayları özetlemektedir bu atasözü. Birine karşı yapmış olduğunuz size çok büyükmüş gibi gelen bir hareket muhatabanız için söz konusu bile edilmeyecek kadar küçük, minicik bir davranış olabilir. Siz kendinizce çok büyük bir hüner gerektiren bir şey yapmış gibi hissedersiniz ancak bu durumdan karşınızdaki kişinin haberi bile olmayabilir. Acıklıdır bu dıruma düşmek. Kısaca özetlersek; çok güçlü kimselerle çok zayıf kişiler arasında yaşanan, özellikle bu taraflardan çok zayıf olanın trajik çabalarını konu alır bu atasözümüz.
Akan volkan
Kendim dolduruyorum bu tozu.
40, 33,6666 gibi sayıların dini literatürde özel bir yeri olduğunu hepiniz bilirsiniz. Ancak bunu hurafelere dönüştürme de insanımız çok maharetlidir diye düşünüyorum. Mesela ölen birisi için öldükten 7 gün sonra ailesi tarafından dini bir ritüel yapılması ya da 40 gün sonra. Eğer bunları es geçecek olursanız çevrenizdeki insanlar tarafından:"anasının yedisini, babasının kırkını vermedi itoğluit" eleştirilerine maruz kalmanız mümkündür.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?