bilgi sözlük'ü her geçen gün daha fazla sevmeme sebep olan özelliklerden sadece biri.
gece mece dinlemem, 7/24 kullanacağım temadır.
artık ölü bir yaratık...
whatsapp ile hayatımıza girmiş bir olay değildir. daha önce telegram ve surespot gibi uygulamalar da bunu uygulamaya koydular.
kadınlar bunu istedikleri kadar yüceltsinler, aslında onların gözünde pek matah bir özellik değildir. aslında içten içe mücadeleyi severler, ve sizi çantada keklik görmeye başladıkları an onlar için heyecan biter. aldatmıyorsanız bile bunu pek belli etmeyin, her an gidebileceğiniz fikri kadını hep ayık tutar, sizi elinde tutmak için çabalamasına sebep olur.
türk tarihini değiştiren bir ikon...
mürettebatının cesareti olmasaydı türkiye ve dünya şu an çok farklı olabilirdi. çarlık rusyası yıkılmayabilir, 1. dünya savaşının gidişatı değişebilirdi.
mürettebatının cesareti olmasaydı türkiye ve dünya şu an çok farklı olabilirdi. çarlık rusyası yıkılmayabilir, 1. dünya savaşının gidişatı değişebilirdi.
türkiye standartlarına göre çiçek gibi dizi olmuş. tam kafa açan cinsten. zeka kokuyor. çok kişi izlemez ama kendi kitlesini oluşturur. sevdik, devam...
buğdaydan yapılanı ölmeden önce deneyimlenmesi gerekenlerin başında gelmektedir.
ing. cost per click. banner'a her tıklandığında ödeme yapılan reklam modeli.
ing. cost per mile. her 1000 reklam gösterimi için ödeme yapılan reklam modeli.
üstte 728x90, sol frame altında 300x200 banner ile desteklediğim kampanya. belki sağda da bir 200x600 olabilir. cpm satılır, artan yerler cpc ile doldurulur, sabit reklam alınabilir. ilk başta google reklamları, peşinden sözlüğün büyümesi ile birlikte yerel networkler (medyanet gibi) ile çaışılır. tabi bunları yaparken sözlüğün okunabilirliğini korumak gerekli. reklam arası sözlük gibi olursa olmaz.
bu arada elimiz değmişken:
(bkz: cpm)
(bkz: cpc)
bu arada elimiz değmişken:
(bkz: cpm)
(bkz: cpc)
koşuda bir km ya da mili kaç dakikada kat ettiğinizi ifade eden tempo göstergesi pace'dir.
mesela: pace 5,30 ise o koşuda 1 km ortalama 5 dakika 30 saniyede kat edilmiştir.
mesela: pace 5,30 ise o koşuda 1 km ortalama 5 dakika 30 saniyede kat edilmiştir.
kendi halinde bir yer. dünyayı kurtarma iddiası yok, egosuz... seviyoruz kendisini
açılırsa memnuniyetle dahil olacağım oluşum
acıdır. ama bu medet umanın ayıbı değildir. devlet ve adalet sistemini delik deşik edenler düşünmelidir bu konuyu.
günden güne azalmaktadır. yakında kalmayacak.
koşu.
iphone 5s kullanan ve daha büyük bir telefon kullanmak istemeyen şahsımı ziyadesiyle mutlu etmiştir. telefonum kullanılamayacak derecede yavaşladığında geçeceğim telefon bu olacak. adamlar resmen iphone 6s'in donanımını iphone 5s kasasına koyup satışa çıkarmışlar daha ne olsun. şahsen daha düşük bir donanım bekliyordum.
intihar ettiği gece ben de sabahlamıştım. birkaç saat uykudan sonra sabah kendisine ait intihar notunu ekşisözlükte gördüm, sonra bir arkadaşım facebookta paylaşmış, şaka ya da viral sandım önce ama beni yattığım yatağa çivileyen bir notla karşılaştım.
bok gibi bir hayat yaşadığımı düşünüyordum tam da, hayatını tam kuramamış, buradaki amacı ne, onu bile bilmeyen biriydim -sanki şu anda çok mu farklı-, hayattan benzer cümlelerle şikayet ediyorduk, kaygılarımız paraleldi. ama onun götü yemişti, asmıştı kendini, benim yememişti, boğaz köprüsünden atlayayım diyordum, paraşüt gibi suya paralel çakılayım ki beton tesiri yapsın, bilincimi kaybeder hemen ölürüm diye düşünüyordum. ama kendime son bir şans vermek istemiştim, umuyordum ki tutunacak bir dal bulabilirim -kibrimi sikeyim, sanki çok bir boksun da, son bir şans veriyor kendine haspam, götüm yemedi demeye dilim varmadı desene-
peki ne oldu, kendime tutunacak bir dal buldum, işkoliğe bağladım, hala öyleyim. evimi işe yakın yere taşıdım, endorfin almak için daha fazla koşmaya başladım. umarım tutunacak bu dallar tükenmez bundan sonra.
şimdi bu adamda sebepler belli ki tükenmiş, belki de varoluşuna dair yegane sözü söylemek istedi bunca yaşadığı şeyin üzerine, intihar kimilerine göre bu iradeye tekabül eder, hatta gözlerinde üzüntüyle karışık ince bir kibir bile görülebilir. ancak işin felsefi terafını es geçersek adamın yaşadığı problemler toplumun genelini ilgilendiren, zamanla törpülemiş -hatta rendelemiş- değerlerimizle, insanı insan yapan şeylerle ilgili. yarrak gibi bir yer oldu burası, insanlar değişti, güven duygusu kalmadı, mobbing işyerinde değil her yerde. yalan söylemeyen eleniyor, bir şeyin gerçekte nasıl olduğu değil nasıl sunulduğu önemli artık, ambalajın içerikten önemli olduğu çiğ plastik parlaklığında bir dönem yaşıyoruz, her şey ters yüz oldu, uyum sağlayamıyorsan uzaktan izliyorsun, ve hiçbir şekilde zırnık koklatmıyor sana sistem. bu adam da oyuna baktı, kurallara baktı ve ben oynamıyorum ve gidiyorum dedi. keşke kalsaydı yine de, her ne kadar yarrak gibi desem de, böyle adamlar sayesinde daha çekilir oluyor buralar. umarım gittiği yerde mutludur.
bok gibi bir hayat yaşadığımı düşünüyordum tam da, hayatını tam kuramamış, buradaki amacı ne, onu bile bilmeyen biriydim -sanki şu anda çok mu farklı-, hayattan benzer cümlelerle şikayet ediyorduk, kaygılarımız paraleldi. ama onun götü yemişti, asmıştı kendini, benim yememişti, boğaz köprüsünden atlayayım diyordum, paraşüt gibi suya paralel çakılayım ki beton tesiri yapsın, bilincimi kaybeder hemen ölürüm diye düşünüyordum. ama kendime son bir şans vermek istemiştim, umuyordum ki tutunacak bir dal bulabilirim -kibrimi sikeyim, sanki çok bir boksun da, son bir şans veriyor kendine haspam, götüm yemedi demeye dilim varmadı desene-
peki ne oldu, kendime tutunacak bir dal buldum, işkoliğe bağladım, hala öyleyim. evimi işe yakın yere taşıdım, endorfin almak için daha fazla koşmaya başladım. umarım tutunacak bu dallar tükenmez bundan sonra.
şimdi bu adamda sebepler belli ki tükenmiş, belki de varoluşuna dair yegane sözü söylemek istedi bunca yaşadığı şeyin üzerine, intihar kimilerine göre bu iradeye tekabül eder, hatta gözlerinde üzüntüyle karışık ince bir kibir bile görülebilir. ancak işin felsefi terafını es geçersek adamın yaşadığı problemler toplumun genelini ilgilendiren, zamanla törpülemiş -hatta rendelemiş- değerlerimizle, insanı insan yapan şeylerle ilgili. yarrak gibi bir yer oldu burası, insanlar değişti, güven duygusu kalmadı, mobbing işyerinde değil her yerde. yalan söylemeyen eleniyor, bir şeyin gerçekte nasıl olduğu değil nasıl sunulduğu önemli artık, ambalajın içerikten önemli olduğu çiğ plastik parlaklığında bir dönem yaşıyoruz, her şey ters yüz oldu, uyum sağlayamıyorsan uzaktan izliyorsun, ve hiçbir şekilde zırnık koklatmıyor sana sistem. bu adam da oyuna baktı, kurallara baktı ve ben oynamıyorum ve gidiyorum dedi. keşke kalsaydı yine de, her ne kadar yarrak gibi desem de, böyle adamlar sayesinde daha çekilir oluyor buralar. umarım gittiği yerde mutludur.
uyuyamıyorum. sanırım ters çalışma saatleri zihnimi allak bullak ediyor.
ne zaman duysam aklıma biutiful filmi gelir. karakterlerden biri bu hastalığı çok çarpıcı şekilde canlandırmıştır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?