yönetmenliğini;lars von trierin yaptığı,
senaryosunu;lars von trier ve niels vorselin yazdığı,1987 danimarka yapımı film.
oyuncular;lars von trier,niels vorsel,udo kier,olaf ussing,ole ernst,michael simpson.
tür;dram-korku-gerilim.
bir yönetmen ve bir senarist bir senaryo yazmaya başlarlar."köpek ve fahişe" adını taşıyan senaryo bilgisayardan silinir.bir daha aynı senaryoyu yazamayacaklarını anlarlar ve yeni bir senaryo yazmaya başlarlar.bir salgını konu edinen bir senaryo oluşturmaya başlarlar.senaryo ilerledikçe, yaşadıkları şehirde de benzer türde bir salgın da giderek yayılmaya başlar.
bir bilgisayar virüsü çeşididir.
symantec şirketi tarafından üretilen, etkili bir antivirüs programıdır.
‘m-a-s-h / cephede eğlence’, ‘nashville’, ‘gosford park’ ve ‘the player’ gibi önemli yapımların yönetmeni robert altman, los angeles’te 81 yaşında öldü. yönetmenin ölüm nedeni açıklanmadı.
altman, oscar için 5 kez aday gösterilmesine karşın heykelciği alamamış, akademi de bu yıl kendisine yaşamboyu başarı oscarı vermişti. altman’ın hollywood hakkındaki fikirleri ve sert eleştirileri yapımcılar tarafından şüpheyle karşılanıyordu. robert altman 1995 yılında kalp nakli geçirmişti.
altman’ın filmleri arasında ‘mccabe and mrs miller’ adlı bir western, ‘the gingerbread man’ ve ‘cookie’s fortune’, ‘quintet’ ve ‘popeye’ın (temel reis) film uyarlaması bulunuyor. robin williams’ın da oynadığı bu yapım -popeye- eleştirmenler tarafından beğenilmeyince, altman bir süre filme ara vermişti.
çok sayıda kısa filme de imza atan robert altman’ın yıldızı 90’larda yeniden parladı. 1992 yılında çektiği ‘the player / oyuncu’ adlı filmle cannes’da en iyi yönetmen ödülü’nü aldı. ünlü yönetmenin diğer filmleri arasında ‘nashville’, ‘short cuts’, ‘prêt-à-porter’, ‘kansas city’, ‘dr. t and the women’, ‘the company / kumpanya’ bulunuyor.
2006 yılında amerikan film akademisi’nin onur ödülü’ne layık görülen altman, yaşayan en önemli yönetmenler arasında gösteriliyordu.
altman’ın bitirdiği son film ‘a prairie home companion’ bu yıl başında vizyona girmişti. altman’ın son yapımı, londra’da sahnelenmesi düşünülen arthur miller’in ‘resurrection blues’ adlı oyunuydu.
savaş uçağindan yönetmen sandalyesine
altman 20 şubat 1925’te kansas city’de doğdu, ikinci dünya savaşı sırasında savaş pilotluğu yaptıktan sonra, university of missouri’de mühendislik tahsili gördü.
altman daha sonda kansas city’de yerel film sektöründe bir süre çalıştıktan sonra, 1957’de ‘the delinquents’ ile film çekmeye başladı. başlarda televizyon ve reklam için çalışan altman, ‘bonanza’ ve ‘alfred hitchcock presents’ dizilerinin bazı bölümlerini de çekti.
robert altman, alfred hitchcock, martin scorsese, clarence brown ve king vidor ile birlikte 5 kez oscar adayı olup da heykelciği kazanamayan yönetmenler arasında yer alıyor.
-alıntıdır-
altman, oscar için 5 kez aday gösterilmesine karşın heykelciği alamamış, akademi de bu yıl kendisine yaşamboyu başarı oscarı vermişti. altman’ın hollywood hakkındaki fikirleri ve sert eleştirileri yapımcılar tarafından şüpheyle karşılanıyordu. robert altman 1995 yılında kalp nakli geçirmişti.
altman’ın filmleri arasında ‘mccabe and mrs miller’ adlı bir western, ‘the gingerbread man’ ve ‘cookie’s fortune’, ‘quintet’ ve ‘popeye’ın (temel reis) film uyarlaması bulunuyor. robin williams’ın da oynadığı bu yapım -popeye- eleştirmenler tarafından beğenilmeyince, altman bir süre filme ara vermişti.
çok sayıda kısa filme de imza atan robert altman’ın yıldızı 90’larda yeniden parladı. 1992 yılında çektiği ‘the player / oyuncu’ adlı filmle cannes’da en iyi yönetmen ödülü’nü aldı. ünlü yönetmenin diğer filmleri arasında ‘nashville’, ‘short cuts’, ‘prêt-à-porter’, ‘kansas city’, ‘dr. t and the women’, ‘the company / kumpanya’ bulunuyor.
2006 yılında amerikan film akademisi’nin onur ödülü’ne layık görülen altman, yaşayan en önemli yönetmenler arasında gösteriliyordu.
altman’ın bitirdiği son film ‘a prairie home companion’ bu yıl başında vizyona girmişti. altman’ın son yapımı, londra’da sahnelenmesi düşünülen arthur miller’in ‘resurrection blues’ adlı oyunuydu.
savaş uçağindan yönetmen sandalyesine
altman 20 şubat 1925’te kansas city’de doğdu, ikinci dünya savaşı sırasında savaş pilotluğu yaptıktan sonra, university of missouri’de mühendislik tahsili gördü.
altman daha sonda kansas city’de yerel film sektöründe bir süre çalıştıktan sonra, 1957’de ‘the delinquents’ ile film çekmeye başladı. başlarda televizyon ve reklam için çalışan altman, ‘bonanza’ ve ‘alfred hitchcock presents’ dizilerinin bazı bölümlerini de çekti.
robert altman, alfred hitchcock, martin scorsese, clarence brown ve king vidor ile birlikte 5 kez oscar adayı olup da heykelciği kazanamayan yönetmenler arasında yer alıyor.
-alıntıdır-
dün gece izlediğim film.birnci filmden sonra ikinci filmden tat alamamıştım ancak üçüncüsü birincisinin tadına yakın bir film.hatta en fazla vahşet içeren seri olduğunu söyleyebilirim.ayrıca kurgu açısından birincisini aratmayacak bir film.izlenilmesini tavsiye ederim.
klasik nuri bilge ceylan filmi.her zamanki gibi replikler az,kamera olabildiğince dışarıdaki sesi alıyor.örneğin bu film için, bir fındığın yuvarlanması insana dağdan kopan bir kaya parçasının yuvarlandığı hissini veriyor.bir sahnede çok fazla bekleniyor.günlük yaşam şeklinde anlatmak için çok fazla kasılmış.ama konu olarak güzel denebilir. bu kadar eleştiriye rağmen yine de başka bir nuri bilge ceylan filmini izlemek için sabırsızlanırım.
pedro almadovar’ın yeni filmi.3 kasım’da gösterime girecek olan film,uluslararası film eleştirmenleri fedarasyonu’nun yılın filmine verilen büyük ödül’ünü kazandı.
cem yılmazın yönetmenliğini yapıp ve oynadığı film olmasından dolayı, kahkaha ile geçileceğini düşünerek gittiğim, ancak umduğumu bulamadığım film. cem yılmazın üzrimizde bıraktığı komedyen imajı o kadar işlemiş ki farklı tarzda bir film olunca garip karşıladım,aslında kendi içindeki değişimi,sadece komediye bağlanmaması, ileriye dönük olarak güzel bir şey.
haksızlığa karşı,yiğit bir delikanlının verdiği savaş ve aslında ne yaparsan yap, arkanda gördüğün o halkın bir anda kaybolduğunu iyi bir şekilde resmeden,güzel olan nadir türk filmlerinden biridir.gerçi ramazan gibi delikanlıların da yaptıkları şeyi aslında başkaları için değilde, kendilerini tatmin etmek için yaptıkları,göz ardı edilmemelidir.
sigarayı bırakmama neden olan etkenlerden biridir.:)
illa yaratılma kaygısı duyan insanların yönelttikleri saçma sapan bir sorudur.
dersin içeriğinden çok, hocasının garip olmasından kaynaklanan derslerdir.haytımda yer eden bir kaç tane vardır tabiki.topoloji, lineer cebir,differensiyel geometri.
genelllikle belli bir saatden sonra,tüm köşe başlarını tutan,insan oldukları sadece biyolojik olarak ispat edilebilir canlıların bokunu çıkararak yaptıkları iş.
ankara’da düzenlenmekte olan film festivalidir. bu sene üçüncüsü düzenlenen şenlik,5-15 ekim 2006 tarihlerine kadar devam edecektir. şenlikde, önemli uluslarası fesitivallerde ödül almış filmler bulunmaktadır.ankara’da oturan arkadaşların kaçırmamasını öneririm. gösterim ankapol’da olacaktır. ayrıntılı bilgi içinhttp://www.guzfest.org/ adresini ziyaret edebilirsiniz.
lostdaki ana karakterlerden biri.dizinin olmazsa olmazı.
kızılayda şatıroğlunda 1.75 ytlye karnını çok iyi bir şekilde doyurmanı sağlayan olağanüstü yiyecek.
bu yıl kırküçüncüsü düzenlenecek olan ve ilk yıllarından bu yana gelişmiş,gelişmekte olan film festivalidir.
aşağıda,http://www.altinportakal.org.tr sitesinden alıntı olarak festivalin tarihçesi vardır.
antalya’dan avrasya’ya altin portakal film festivali
1950’li yıların ortalarında tarihi aspendos tiyatrosu’nda düzenlenmeye başlayan konserler ve tiyatrolar antalya altın portakal film festivali’nin temel taşını oluşturur. halkın yoğun ilgi gösterdiği ve her yıl yaz aylarında yapılan gösteriler gelenekselleşir ve 60’lı yılların başına kadar bir şenlik havasında süregelir. bu şenliğin gönüllü organizatörü sanata düşkünlüğü ile tanınan dr. avni tolunay’dır. şenlik, uzun yıllar “belediye tabibi” olarak görev yapan merhum tolunay’ın 1963 yılında belediye başkanı olmasıyla, sinemayı da bünyesinde alarak “antalya altın portakal film festivali”ne dönüşür. dr. avni tolunay önce antalya için bir amblem arayışı içinde olur ve yörenin simgesi olan portakalı, deniz, tarihsel öğeler ve venüs heykeliyle bütünleştirir. portakal sadece amblemin içine girmekle kalmaz, film festivalinin de ismi olur.
ilk festival ve büyük ilgi
1964 yılında güç koşullarla gerçekleştirilen ilk festivale ilgi gerçekten çok büyük olmuştur. antalya belediye başkanı dr. avni tolunay, ilk yılda halkın ilgisinden aldığı güçle, festivalin gelenekselleşeceğini ve bir bayrak yarışı gibi bu organizasyonun sonsuza kadar süreceğini ilan eder. festivalin özdeki misyonunu ise “türk sinema sektörünü maddi manevi desteklemek, türk film yapımcısını nitelikli yapıtlar üretmeye teşvik ederek; türk sineması’nın uluslararası platforma açılmasına zemin hazırlamak” olarak belirler. bu ilke ile doğan antalya altın portakal film festivali kapsamında gerçekleşen altın portakal ulusal uzun metraj film yarışması, kısa sürede gösterdiği performans, sinema dünyasında yarattığı heyecan ile türkiye’nin oscar’ı ünvanını alır. 1964 –1973 yılları arasında bu çizgide devam eden altın portakal film festivali 1973 yılında belediye başkanlığına seçilen selahattin tonguç tarafından da devam ettirilir. 1978 yılında plastik sanatları da bünyesine alan festival, bu dalda uluslararası olarak gerçekleştirilir.
kurumsal bir yapıya doğru
1985 yılına kadar antalya belediyesi önderliğinde gerçekleşen festival o yıl, dönemin belediye başkanı yener ulusoy öncülüğünde kurulan antalya kültür sanat turizm vakfı (aksav) tarafından organize edilmeye başlar. 1985 yılında festival’e akdeniz akdeniz adlı uluslararası müzik yarışmasını da ekleyerek yeni bir boyut katan yener ulusoy, akdeniz ülkelerini kapsayan bu yarışmayı 1985 – 1988 yılları arasında altın portakal film festivali ile birlikte gerçekleştirir. 1989 – 1994 yılları arasında belediye meclis üyeleri, turizm kuruluşları ve antalya ticaret odası temsilcilerinden oluşan festival yürütme kurulu adlı platform tarafından organize edilen festival, 1995 yılında antalya büyükşehir belediyesi önderliğinde kurulan altın portakal kültür ve sanat vakfı ile kurumsal bir yapıya kavuşur. vakıf eylül 2002’den beri antalya kültür sanat vakfı adıyla hizmet vermektedir.
yeni yönetim yeni rota
29 mayıs 2004 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul’da, aksav yönetim kurulu’na menderes türel (başkan) erdal öner (başkan vekili), erol işbilir, güngör pekşen, hasan akıncıoğlu, ünal uzun, osman ayık ve cengiz haydar barut seçildi.
bu seçimden sonra rotasını “avrasya” olarak belirleyen ve hedefini “bir dünya festivali” şeklinde tanımlayan altın portakal, 2004’ü “uluslararası platforma geçiş yılı” olarak ilan etmişti.
yeni bakış açısını yeşilçam’ın endüstrileşmesi, türk sinemasının dünyaya tanıtımı, antalya ve türkiye ekonomisine kültürel katma değer yaratılması olarak belirleyen altın portakal bundan sonra, avrasya coğrafyasının ve bu coğrafya üzerindeki sinema dillerinin kendini ifade ettiği bir zemin haline gelecek.
bu zeminin oluşturulmasında türk sinemasına da büyük görevler düştüğü gibi, festival süresince gerçekleştirilecek avrasya uluslararası film fuarı da, avrasya uluslararası film festivali’nin ticari altyapısını oluşturarak bu zemine katkıda bulunacak.
aşağıda,http://www.altinportakal.org.tr sitesinden alıntı olarak festivalin tarihçesi vardır.
antalya’dan avrasya’ya altin portakal film festivali
1950’li yıların ortalarında tarihi aspendos tiyatrosu’nda düzenlenmeye başlayan konserler ve tiyatrolar antalya altın portakal film festivali’nin temel taşını oluşturur. halkın yoğun ilgi gösterdiği ve her yıl yaz aylarında yapılan gösteriler gelenekselleşir ve 60’lı yılların başına kadar bir şenlik havasında süregelir. bu şenliğin gönüllü organizatörü sanata düşkünlüğü ile tanınan dr. avni tolunay’dır. şenlik, uzun yıllar “belediye tabibi” olarak görev yapan merhum tolunay’ın 1963 yılında belediye başkanı olmasıyla, sinemayı da bünyesinde alarak “antalya altın portakal film festivali”ne dönüşür. dr. avni tolunay önce antalya için bir amblem arayışı içinde olur ve yörenin simgesi olan portakalı, deniz, tarihsel öğeler ve venüs heykeliyle bütünleştirir. portakal sadece amblemin içine girmekle kalmaz, film festivalinin de ismi olur.
ilk festival ve büyük ilgi
1964 yılında güç koşullarla gerçekleştirilen ilk festivale ilgi gerçekten çok büyük olmuştur. antalya belediye başkanı dr. avni tolunay, ilk yılda halkın ilgisinden aldığı güçle, festivalin gelenekselleşeceğini ve bir bayrak yarışı gibi bu organizasyonun sonsuza kadar süreceğini ilan eder. festivalin özdeki misyonunu ise “türk sinema sektörünü maddi manevi desteklemek, türk film yapımcısını nitelikli yapıtlar üretmeye teşvik ederek; türk sineması’nın uluslararası platforma açılmasına zemin hazırlamak” olarak belirler. bu ilke ile doğan antalya altın portakal film festivali kapsamında gerçekleşen altın portakal ulusal uzun metraj film yarışması, kısa sürede gösterdiği performans, sinema dünyasında yarattığı heyecan ile türkiye’nin oscar’ı ünvanını alır. 1964 –1973 yılları arasında bu çizgide devam eden altın portakal film festivali 1973 yılında belediye başkanlığına seçilen selahattin tonguç tarafından da devam ettirilir. 1978 yılında plastik sanatları da bünyesine alan festival, bu dalda uluslararası olarak gerçekleştirilir.
kurumsal bir yapıya doğru
1985 yılına kadar antalya belediyesi önderliğinde gerçekleşen festival o yıl, dönemin belediye başkanı yener ulusoy öncülüğünde kurulan antalya kültür sanat turizm vakfı (aksav) tarafından organize edilmeye başlar. 1985 yılında festival’e akdeniz akdeniz adlı uluslararası müzik yarışmasını da ekleyerek yeni bir boyut katan yener ulusoy, akdeniz ülkelerini kapsayan bu yarışmayı 1985 – 1988 yılları arasında altın portakal film festivali ile birlikte gerçekleştirir. 1989 – 1994 yılları arasında belediye meclis üyeleri, turizm kuruluşları ve antalya ticaret odası temsilcilerinden oluşan festival yürütme kurulu adlı platform tarafından organize edilen festival, 1995 yılında antalya büyükşehir belediyesi önderliğinde kurulan altın portakal kültür ve sanat vakfı ile kurumsal bir yapıya kavuşur. vakıf eylül 2002’den beri antalya kültür sanat vakfı adıyla hizmet vermektedir.
yeni yönetim yeni rota
29 mayıs 2004 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul’da, aksav yönetim kurulu’na menderes türel (başkan) erdal öner (başkan vekili), erol işbilir, güngör pekşen, hasan akıncıoğlu, ünal uzun, osman ayık ve cengiz haydar barut seçildi.
bu seçimden sonra rotasını “avrasya” olarak belirleyen ve hedefini “bir dünya festivali” şeklinde tanımlayan altın portakal, 2004’ü “uluslararası platforma geçiş yılı” olarak ilan etmişti.
yeni bakış açısını yeşilçam’ın endüstrileşmesi, türk sinemasının dünyaya tanıtımı, antalya ve türkiye ekonomisine kültürel katma değer yaratılması olarak belirleyen altın portakal bundan sonra, avrasya coğrafyasının ve bu coğrafya üzerindeki sinema dillerinin kendini ifade ettiği bir zemin haline gelecek.
bu zeminin oluşturulmasında türk sinemasına da büyük görevler düştüğü gibi, festival süresince gerçekleştirilecek avrasya uluslararası film fuarı da, avrasya uluslararası film festivali’nin ticari altyapısını oluşturarak bu zemine katkıda bulunacak.
43. antalya altın portakal film festivali’nde bu yıl yarışacak türk filmleri;
araf / yönetmen biray dalkıran
aura/ yönetmen orhan oğuz
cenneti beklerken / yönetmen derviş zaim
eve dönüş / yönetmen ömer uğur
iki süper film birden / yönetmen murat şeker
iklimler / yönetmen n. bilge ceylan
kader / yönetmen zeki demirkubuz
kardan adamlar / yönetmen aytan gönülşen
takva / yönetmen özer kızıltan
araf / yönetmen biray dalkıran
aura/ yönetmen orhan oğuz
cenneti beklerken / yönetmen derviş zaim
eve dönüş / yönetmen ömer uğur
iki süper film birden / yönetmen murat şeker
iklimler / yönetmen n. bilge ceylan
kader / yönetmen zeki demirkubuz
kardan adamlar / yönetmen aytan gönülşen
takva / yönetmen özer kızıltan
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?