confessions

saati 100 dolar

- Yazar -

  1. toplam entry 20
  2. takipçi 1
  3. puan 45817

1 mayıs

saati 100 dolar
istanbul’u bilmem ama izmir’de 1 mayıs çoşkusuna uygun bir kutlamanın olduğu bayram.. ölen, yaralanan, polisin orantılı şiddetine maruz kalan olmamışmış.

gündoğdu’daki "yaşasın 1 mayısımız" sesleri taa karşıyaka’dan duyuluyordu, o derece.

ayrıca alanda atatürk posterinin ve türk bayrağının olması da pek bi şahaneydi.

1 mayıs 2009

saati 100 dolar
"polis bayramı" olmayacak, düzene, sömürüye, kapitalizme karşı çıkanların bayramı olacaktır.

parasız eğitim ve parasız sağlık için,
barınma hakkı için,
insanca yaşam için,
kardeşliğin ülkesi için,
tam bağımsız türkiye için,
halk demokrasisi için,
1 meydanı nı geri almak için,
katillerin yakasına yapışmak için,

(bkz: ferman devletin taksim bizimdir)

bir ad müzik ve evrene dönüşünce

saati 100 dolar
bir yannis ritsos şiiri.

"nâzım kardeşim

mavi gözlü nâzım

mavi yüreğin

ve daha da mavi düşlerinle

sen ki karanlığa derin derin

baktığın zaman

en ufak bir kin duymadan

karanlığı bile mavileştirirsin

nâzım

sen ki bir kadeh şarap

ve güzel bir kadının diziyle

üzerinde sevdanın halk bayrağı

dalgalanan bir deniz köşesiyle

ufukları ağartır

bir pencere açarsın

her şeyin yok olduğu yerde

ve tepelerden taşlar yuvarlanır keyifle

kayıklara kadar

ve sokak fenerinin altında

bir köpek düşlere dalar

nâzım

senin küçük sokak çalgıcılarını gördüm

galata köprüsü üstünde

senden birkaç dize saklıydı

keman kutularının içinde

söylemeye izinli olduklarından başka bir dize

bulutlara bakarak bekliyorlardı

onları söyleyebilecekleri günü

(bazen bir keman nâzım

sıkılmış bir yumruk gibidir

ve sıkılmış yumruğun içinde

bir kanat gizlidir)

nâzım

grevci dok işçilerini gördüm

vinçler direkler şiirler arasında

çuvallar sandıklar güller arasında

ve büyük geminin yanında

bekleyen iki mavi ışık

demir almak üzereydi gemi

(kim bilir hangi yolculuğa?)

kavgaydı bu

sevdaydı bu

ve sen nâzım kaptanıydın

sınırlardan öteye yönelen bu yolculuğun

nâzım

biri çıkıyordu geminin merdiveninden

kafeste kanaryalarıyla

pabuçlarının bağları çözük

"günaydın" demesi gerekirken

"kırmızı" diyen biri

bir kadın ağlıyordu kapıda

balıkçı geçti kimsenin gözüne ilişmeden

saatinin içinde

tozlu camın altında

küçük bir balık bağırıyordu

sen duydun onu ben duydum

ve istedim ki

en karanlık sözcüğü vereyim de

apak olsun yeniden

direttim

bugünkü gibi

her zamanki gibi

hepimiz gibi

işte böyle, nâzım

ama sen nâzım

hangi zindandan

gecenin hangi köşesinden

hangi ölümden olursa olsun

gülümsüyorsun

dünyanın gülümseyişini koruyan

o masmavi gülümseyişinle

nâzım kardeşim

yoldaşımız bizim

merhaba nâzım

nâzım

sen bizi öyle çok sevdin

biz seni öyle çok sevdik ki

ön adınla çağırır herkes seni

herkes sen der sana

fransa da rusya da yunanistan da

aragon da nâzım

neruda da nâzım

ben de nâzım

özgürlük ki adlarından biridir senin

o senin en güzel adın

merhaba nâzım"

yannis ritsos

saati 100 dolar
siyasi düşünceleri yüzüdnden ege adalarında sürgün olarak yaşamış, düşünce bazında nazım hikmet’e yakınlığıyla bilinen, 20. yüzyılın önemli şairi.

ayrıca nazım hikmet için "bir ad müzik ve evrene dönüşünce" adlı şiiri kaleme almıştır.

pinhan

saati 100 dolar
elif şafak şaheseri.

"kimine kafi gelir bu ten sureti
böyle doğar, böyle sırlanır
kimine dar gelir bu ten sureti
hep arar,savrulur

kiminin imanı korkudur
"ve inne rabbeke leşediydül’ikaab"
kiminin imanı safi aşktır
"ve ma rabbüke bizalamin lil’abiyd"

her kim ki aşk için, aşkla yaşar
aşkı arar, aşkla yanar
işbu vücud şehrinin
kapısını aralar"

aşk

saati 100 dolar
fuşya kapağıyla güzel duygular uyandıran elif şafak romanı.

--------------------<spoiler>--------------------
bir taş nehre düşmeye görsün, pek anlaşılmaz etkisi. hafiften aralanır, dalgalanır suyun yüzeyi; çıkardığı tıp sesi akıntının ortaında kaybolur. ama bir de göle düşsün o taş. o taş var ya o taş, durgun suları savurur. taşın suya değdiği yerde bir halka peydah olur, halka tomurcuklanır; tomurcuk şekillenir, açar da açar; tomurcuk katmerlenir. nehir alışıktır karmaşaya, deli dolu akışa. atılan taşı içine alır, benimser, sindirir ve sonra da unutur kolaylıkla. gel gelelim göl hazır değildir böyle dalgalanmaya. tek bir taş bile yeter onu altüst etmeye, taa dibinden sarsmaya. göl, taşla buluştuktan sonra, bir daha ekisi gibi olmaz, olamaz
--------------------<spoiler>--------------------

araf

saati 100 dolar
başarılı bir elif şafak romanı.

"kim gerçek yabancı -bir ülkede yaşayıp başka bir yere ait olduğunu bilen mi, yoksa kendi ülkesinde yabancı hayatı sürüp, ait olacak başka bir yeri olmayan mı?

...

isimlerin yabancı memleketlere ayak uydurma sürecinde muhakkak bir şeyler eksilir -bazen bir nokta, bazen bir harf ya da vurgu. yabancının isminin başına gelenler pişmiş tavuğun olmasa da pişmiş ıspanağın başına gelenlere benzer -ana malzemeye yeni bir tat eklenmesine eklenmiştir de kalıpta gözle görülürür bir çekme olmuştur bu arada. yabancı işte ilk bu fireyi vermeyi öğrenir. yabancı bir ülkede yaşamanın birinci icabı inanın en aşina olduğu şeye, ismine yabancılaşmasıdır."

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol